Darabe meselen : örnek verdi, isnad etti



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə31/100
tarix24.05.2020
ölçüsü1,08 Mb.
#31493
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   100
Arab Azer1


gafûrun

: gafûrdur, mağfiret edendir

gafûrun

: gafûr olan, bağışlayan

gafûrun

: gafûr olan, mağfiret eden, günahları sevaba çeviren

gafûrun

: gafûr olan, mağfiret eden

gafûrun

: gafûr olan, mağfiret eden

gafûrun

: gafûr, mağfiret eden

gafûrun

: gafur, mağfiret eden, bağışlayan

gafûrun

: gafur olan, mağfiret eden

gafûrun

: gafûr, mağfiret eden

gafûrun

: gafûrdur, mağfiret edendir

gafûrun

: mağfiret edendir

gafûrun

: mağfiret sahibisin

gafûrun

: gafûrdur, mağfiret edendir

gafûrun

: gafûr olan, mağfiret eden, günahları sevaba çeviren

gafûrun rahîmun

: Gafûr'dur, Rahîm'dir

gafûrun rahîmun

: Gafûr'dur, Rahîm'dir

gâizûne

: kızdıranlar, öfkelendirenler (öfke duyanlar)

galebet

: gâlip oldu, üstün geldi

galebet

: gâlip oldu, üstün geldi

galebet

: üstün geldi

galebet

: gâlip oldu, üstün geldi

galebi-him

: onların yenilmesi

galebû

: gâlip oldular, üstün oldular (sözü geçenler)

gâlibun

: gâlip olandır

gâlibun

: gâlip olandır

galîza el kalbi

: katı kalpli

galîza el kalbi

: katı kalpli

galîzan

: çok kuvvetli, kesin

galîzan

: sağlam, çok kuvvetli

galîzan

: sağlam, çok kuvvetli

galîzen

: sağlam, ağır, çok kuvvetli

galîzin

: çok şiddetli, ağır

galîzin

: çok şiddetli, ağır: galiz,

galîzun

: ağır, galiz

galîzun

: ağır, galiz

galyi

: kaynama

gammen

: gam, keder

gammen

: gam, keder

gamrati-him

: onların sapıklık, dalâlet, gafletleri

ganemu

: koyunlar

ganiyyen

: zengin

ganiyyen

: gani, zengin (hiç bir şeye muhtaç olmayan, her şeye sahip olan)

ganiyyen

: gani, zengin (hiç bir şeye muhtaç olmayan, her şeye sahip olan)

ganiyyen

: zengin

ganiyyen

: gani, zengin (hiç bir şeye muhtaç olmayan, her şeye sahip olan)

ganiyyun

: gani, zengin, muhtaç olmayan

ganiyyun

: gani, zengin, hiçbir şeye muhtaç olma-

ganiyyun

: ganidir, hiçbir şeye muhtaç değil

ganiyyun

: gani, zengin, muhtaç olmayan

ganiyyun

: gani, zengin, hiçbir şeye muhtaç olma-

ganiyyun

: gani, zengin, hiçbir şeye muhtaç olma-

garâmen

: daimî helâk edici

garkan

: dalarak

garre-ke

: seni aldatan

gasben

: gasbederek, zorla

gâsikın

: gecenin karanlığı

gaşiye-hum

: onları kapladı

gaşiye-hum

: onları sardı

gâşiyetun

: perdeleyen, örten, herşeyi kaplayan

gâşiyetun

: perdeleyen, örten, herşeyi kaplayan

gaşşâ

: sardı, kapladı

gaşşâ-hâ

: ona sardı, kapladı

gavâ

: azdı

gavey-nâ

: biz azdık

gâvîne

: azgın olanlar, azgınlar

gaviyyun

: azgın

gavlun

: aklı bozan, aklı gideren

gavren

: çekilir, yerin içine çekilir

gayâbet

: dip, derinlik

gayâbet

: dip, derinlik

gaybe

: gayb, bilinmeyen

gaybe

: gayb, bilinmeyen

gaybe

: gayb, bilinmeyen

gaybu es semâvâti

: semaların gaybı (görünmeyen, bilinmeyen ilim)

gaybu es semâvâti

: semaların gaybı (görünmeyen, bilinmeyen ilim)

gayra

: dışında, başka, başka birşey, olmaksızın

gayra

: dışında, başka

gayra musâfihîne

: zina yapmamak

gayra musâfihîne

: zina yapmamak

gayra muteberricâtin

: açmaksızın

gayra-hu

: ondan başka

gayra-hu

: ondan başka

gayra-hu

: ondan başka

gayre

: başka

gayre

: başka

gayre

: başka

gayre

: başka

gayre

: olmayan

gayre

: başka

gayre

: dışında, hariç, olmayan

gayre bâgın

: haddi aşmadan

gayre bâgın

: haddi aşmadan

gayre baîdin

: uzak olmadan, çok geçmeden

gayre beytin

: bir evden başka

gayre el hakkı

: haksız

gayre el hakkı

: haksız

gayre el islâmi

: İslâm'dan başka

gayre el islâmi

: İslâm'dan başka

gayre ellezî

: ondan başka

gayre ıhrâcın

: çıkarılmaksızın

gayre ıhrâcın

: çıkarılmaksızın

gayre ıhrâcın

: çıkarılmaksızın

gayre ıhrâcın

: çıkarılmaksızın

gayre menkûsin

: eksiltmeksizin (tenkis etmeksizin)

gayre menkûsin

: eksiltmeksizin (tenkis etmeksizin)

gayre-hâ

: ondan başkası, başka

gayre-hâ

: ondan başkası, başka

gayre-hu

: ondan başka

gayre-hu

: ondan başka

gayre-kum

: sizden başka

gayre-kum

: sizden başka

gayri

: başka, hariç, değil

gayri

: başka, hariç, değil

gayri

: olmayan

gayri

: olmaksızın, olmayan: başka,

gayri ulî el irbeti

: kadına ihtiyaç duymayan

gayri-hî

: onun dışında, ondan başka

gayri-hî

: onun dışında, ondan başka

gayru

: başka, hariç, dışında, olmaksızın

gayru allâhi

: Allah'tan başka

gayru mekzûbin

: yalanlanmayan, tekzip edilmesi olmayan

gayru mekzûbin

: yalanlanmayan, tekzip edilmesi olmayan

gayru memnûnin

: kesintisiz (kesinti olmaksızın)

gayru merdûdin

: geri çevrilemez, reddedilemez

gayru merdûdin

: geri çevrilemez, reddedilemez

gayru salihin

: salih olmayan, salih değil

gayru-hu

: ondan başka

gayrullâhi (gayru allâhi)

: Allah'tan başka

gaysin

: yağmur

gayyen

: gayy (cehennemde bir bölüm)

gazle-hâ

: eğrilmiş ipini

gazle-hâ

: eğrilmiş ipini

gıllen

: kin

gılmânun

: gılmanlar (genç delikanlılar)

gışâveten

: gışavet, perde

gışâvetun

: perde

gıtâe-ke

: senin perden

guduvven

: sabah

guduvvu-hâ

: onun sabah gidişi

gufrâne-ke

: senin mağfiret etmen

gulâmen

: (erkek) çocuk

gulâmin

: oğlan çocuk, oğul çocuk

gulâmun

: bir erkek çocuk, bir oğlan

gulben

: sık ağaçlı, iç içe olmuş, dalları birbirine girmiş

gulfun

: kılıflı, örtülü

gulibeti

: gâlip gelindi (mağlup oldu)

gurafan

: yüksek yerler, köşkler

gurefun

: köşkler, yüksek makamlar

gurfeten

: bir avuç

gurûbi-hâ

: onun gurub edişi, batışı

gurûran

: aldatma, aldatıcı şeyler

gurûren

: aldanma, aldatma

gusâen

: zerreler halinde

gusâen

: gusa, atık

guzzen

: gâzi olanlar (savaşa katılanlar)



: işte

hâ entum

: işte siz

hâ entum ulâi

: işte siz busunuz, böylesiniz

habâlen

: fesada düşürmek

habbebe

: sevdirdi

habben

: taneler

habbetin

: tane, tohum

hâbe

: heba oldu, hüsrana uğradı

hâbe

: heba oldu, yuvarlanıp (cehenneme) düştü

haberin

: bir haber

habet

: sönmeye yüz tuttu

habet

: sönmeye yüz tuttu

habîran

: en iyi haberdar olan, haberdar olan

habîren

: haberdar olarak, haberdar olan

habîrin

: herşeyden haberdar olan

habîsetin

: kötü, habis, fena, çirkin

habitat

: heba oldu, boşa gitti

hablun

: ip

hacce

: hac yaptı: tartıştı

hâcce-ke

: seninle tartıştı

hâcectum

: tartıştınız

hâcere

: hicret edenler

hâcerne

: hicret etti

hâcerû

: hicret (göç) ettiler

hâceten

: hacet, ihtiyaç, arzu, istek

hâcizen

: perde, engel

hadâika

: ağaçlı bahçeler

hadara

: hazır oldu, orada bulundu

hadarû-hu

: onun huzuruna geldiler

hadde-ke

: yanağını

haddis

: bahset, anlat

hadebin

: taraftan, tepeden

hâdi

: hidayete erdiren

hadîden

: demir

hadîdun

: keskindir

hâdıîne

: boyun eğenler, itaat edenler

hâdin

: hidayet eden kimse (hidayetçi)

Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   100




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin