Monte Cristo Kontu (epsilon)



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə28/44
tarix02.01.2022
ölçüsü0,64 Mb.
#37205
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   44
3913-Monte Cristo Kontu-Alexandre Dumas-Elchin Gen-2002-133s

YİRMİ ALTINCI BÖLÜM
Franz,  Bay  Noirtier’nin  odasından  çıkarken  öylesine  yıkılmış  bir  haldeydi  ki  Valentine  bile  onun  bu
haline üzülmeden edemedi. Bay Villefort ise çalışma bahanesiyle odasına kapanmıştı. İki saat sonra uşak
kendisine bir mektup getirdi. Mektupta şunlar yazılıydı:
Bu  sabah  olanlardan  sonra  Bay  Noirtier  de  Villefort,  kendi  ailesiyle  Franz  d’Epinay  arasında  herhangi  bir  akrabalık
ilişkisi  kurulmasının  olanaksız  olduğunu  anlayacaktır.  Bay  Franz  d’Epinay,  Bay  Gerard  Villefort’un  bu  olaydan  haberdar
olmasına karşın bu evliliğe göz yumacak olmasından ötürü büyük bir üzüntü duymaktadır.
Onca yıldır kendisine derin bir saygı beslemiş genç bir adamdan gelen bu utandırıcı mektup Villefort
için büyük bir darbe olmuştu.
Bu  sırada  evliliğin  gerçekleşmemesine  sevinmekle  birlikte  işittikleri  karşısında  biraz  şaşırmış  olan
Valentine, büyükbabasını öperek odasına çekilmek için izin istedi. Ancak odasına gitmek yerine bahçeye
indi. Maximilian her zaman buluştukları yerde onu bekliyordu. Valentine onu görür görmez, “Kurtulduk!”
dedi.
“Kurtulduk mu dedin? Nasıl?”
“Büyükbabam sayesinde.”
“Nasıl başardı?”
Valentine tam her şeyi anlatacakken, bu olayın yalnızca büyükbabasına ait bir sır olduğunu anımsayarak
vazgeçti.
“Bunu daha sonra anlatacağım,” dedi.
“Ne zaman?”
“Karın olduğumda.”
Morrel bu sözler karşısında o kadar mutlu olmuştu ki konuyu burada kapatmaya razı oldu. Ertesi akşam
tekrar buluşmak üzere sözleştikten sonra ayrıldılar.
Bu  sırada  Bayan  Villefort  da  Noirtier’nin  odasına  çıkmıştı.  Yaşlı  adam  onu  her  zamanki  soğuk
bakışlarla karşılamıştı.
“Bu evlilik gerçekleşmediğine göre,” diye başladı söze Bayan Villefort, “sizinle ne Valentine’in ne de
Bay Villefort’un konuştuğu bir konuyu görüşmeye geldim.”
Noirtier ona devam etmesini işaret etti.
“Konuyla  ilgisi  olmayan  ve  bu  nedenle  konuşma  hakkına  sahip  tek  kişi  olarak  sizden,  vasiyetinizi
Valentine’in lehine değiştirmenizi rica ediyorum.”
Noirtier bir an tereddüt etti, belli ki bu ricanın altındaki amacı anlamaya çalışıyordu.
“Umarım bu ricamı kabul edersiniz,” dedi Bayan Villefort.
“Evet,” dedi Noirtier gözleriyle.
Ertesi  gün  Noirtier  sözüne  uyup  noteri  çağırtarak  vasiyetini  değiştirdi.  Bütün  serveti,  kendisinin
yanından ayrılmaması koşuluyla Valentine’e kalacaktı.
Villefortların  evinde  bu  olaylar  olup  biterken,  Kont  Morcerf  de  sözleştikleri  gibi  Baron  Danglars’ı


ziyarete  gitmişti.  Danglars  aylık  hesaplarını  inceliyordu  ve  sohbet  için  pek  de  havasında  olduğu
söylenemezdi.
“İşte  geldim  Baron,”  dedi  Kont  Morcerf.  “Son  konuşmamızdan  bu  yana  tasarılarımızda  pek  yol
aldığımız söylenemez, öyle değil mi?”
“Ne tasarıları Kont Morcerf?” diye sordu Baron, onun neden söz ettiğini anlamamış gibi yaparak.
Yapmacıklı bir gülümsemeyle ayağa kalkarak Danglars’ı selamlayan Kont Morcerf şöyle dedi: “Kızınız
Eugenie Danglars’ı oğlum Albert Morcerf için istiyorum sevgili Baron.”
Morcerf’in  beklediğinin  tersine,  bu  sözler  karşısında  memnun  olmak  yerine  kaşlarını  çatan  Danglars,
ona oturmasını söyleme nezaketini bile göstermeden şöyle dedi:
“Bu konuda düşünmem gerekiyor.”
“Ne demek istiyorsunuz?”
“Son konuşmamızdan bu yana koşullar biraz değişti.”
“Özür dilerim ama sizi anlamıyorum, yoksa benimle oyun mu oynuyorsunuz?”
“Oyun mu?”
“Evet. Lütfen benimle açık konuşun.”
Danglars yanıt vermedi.
“Bu  kadar  çabuk  karar  değiştirmiş  olamazsınız,”  dedi  Kont  Morcerf.  “Yoksa  beni  buraya
aşağılandığımı görmek için mi çağırdınız?”
“Kararsızlığım  karşısında  şaşırdığınızın  farkındayım,  bunu  gayet  iyi  anlıyorum.  Ama  koşullar  beni
biraz daha beklemeye zorluyor.”
“Bunlar  çok  boş  sözler  Baron,”  dedi  Kont  Morcerf.  “Sıradan  bir  kimseyi  bunlarla  ikna  edebilirsiniz
ama  Kont  Morcerf’i,  asla…  Bizim  konumumuzda  iki  insan  biribirlerine  söz  vermişlerse,  biri  bu  sözü
bozmak istediğinde iyi bir açıklama yapmak zorundadır.”
Danglars  korkaktı,  ama  öyle  görünmek  istemiyordu.  Ayrıca  Kont  Morcerf’in  ses  tonu  da  onu  biraz
utandırmıştı.
“Sözümü  nedensiz  yere  bozmuş  değilim.  Yeterince  iyi  bir  açıklamam  olduğuna  emin  olabilirsiniz,
sadece kolay kolay açıklanacak türden değil.”
“Açıklamanız konusunda ısrar ediyorum. Oğlum ya da karım aleyhinde bir iddianız mı var? Servetim
sizin için yeterli mi değil? Yoksa fikir ayrılığımızdan ötürü mü tereddüttesiniz?”
“Beni daha fazla zorlamayın, yalvarırım. Sizi bu halde görmek beni utandırıyor.”
“Tamam  bayım,  bu  konu  kapanmıştır,”  dedi  Kont  Morcerf.  Sonra  öfke  içinde  eldivenlerini  giyerek
odadan çıktı.
Danglars,  Kont  Morcerf’in,  kendi  aleyhinde  bir  iddiasının  olup  olmadığını  sormaya  cesaret
edemediğini fark etmişti.
Ertesi sabah Baron uyanır uyanmaz gazeteleri istedi. Beauchamp’ın editörü olduğu İmpartial gazetesini
alıp aceleyle haberler sayfasını açtı. Sonra yüzünde haince bir gülümsemeyle şu paragrafı okudu:
Bugüne  kadar  yayımlanmamış  ya  da  işitilmemiş  bir  haber  bugün  gazetemize  ulaşmış  bulunmaktadır:  Yunanlı  Ali  Paşa’nın
düşmana  karşı  savunduğu  kale,  paşanın  en  güvendiği  adamlarından  olan  Fransız  bir  teğmen  tarafından  düşmana
bırakılmıştır.  Yıllarca  Ali  Paşa’nın  hizmetinde  çalışan  Fransız  teğmen  kaleyi  kuşatmakla  kalmamış,  velinimetinin  de  düşman
tarafından yakalanmasına neden olmuştur. O zamanlar Fernand adıyla bilinen teğmen, daha sonra Kont unvanını almış olan
ve bugün Kont Morcerf adıyla tanınan kişidir.
“Güzel!”  dedi  Danglars  paragrafı  okuduktan  sonra.  “Artık  sevgili  Fernand’a  bir  açıklama  yapmam
gerekmeyecek.”





Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   44




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin