12
TURKİY XALQLAR FOLKLORİDAGİ
MUSHTARAKLİKLAR
DEDE KORKUT KİTABI’NIN BADİİY YORUMU
Jabbor ESHONKULOV
Filologiya
fanlari doktori
(O‘zbekiston)
Her milletin duygu ve düşünce dünyası, milli karakteri ve hayata bakışı her
şeyden önce sözlü yaratıcılığına yansımaktadır. Milletin düşünce tarihi ve gelişim
aşamaları sözlü yaratıcılık örneklerine yansır. Folklor, insanların dünyayı ve
kendilerini tanımaya ve anlamaya yönelik adımlarını ve süreçlerini somutlaştırır.
"Dede Korkut Kitabı", Türk boylarının "Alpamış", "Manas" ve "Köroğlu"
gibi sözlü yaratıcılığının ender örneklerinden biridir.
Bu kitap Türkiye'de üzerinde en çok çalışma yapılan, en çok yayınlanan ve en
sevilen eserlerden biridir. Dede Korkut Kitabı’nın, Türk halkinin "timsali” olmuş
eserlerden biri haline geldiğini söylemek yanlış bir ifade olmaz. Türkiye'nin
tanınmış edebiyat araştırmacılarından Fuat Köprülü, Dede Korkut Kitabı’nın
değerini; "Terazinin bir tarafına Türk edebiyatını, diğer tarafına "Dede Korkut'un
kitabını" koyarsak, şüphesiz ikinci tarafı ağır olacaktır"
değerlendirmesiyle çok
güzel bir şekilde ifade etmiştir. Bu ifade aynı zamanda “Dede Korkut Kitabı"nın
Türk boylarının kültüründeki yerini de belirlemektedir.
Çünkü bu abidevi eserde
anlatılan olaylar bütün Türk boyları için eşit derecede öneme sahiptir.
IX. – XIV yüzyıllarda oluşturulduğu düşünülen Dede Korkut Kitabı’nın, XV
yüzyıldan günümüze kadar el yazması şeklinde bulunan bu eserin Dresden ve
Vatikan olmak üzere iki versiyonu mevcuttur. Her iki nüshada yer alan anlatmaları
birleştiren şey Korkut Ata'dır
Korkut ata hakkındaki anlatmalar hemen hemen bütün Türk boylarında
bulunabilir. Bazı efsanelerde Korkut Ata’nın Sirderya boylarında yaşadığı
vurgulanmaktadır.
Ebu’l Gazi Bahadırhan’ın “Şecere-i Terakime” adlı eserinde Korkut Ata’nın
adı 14 farklı yerde geçmektedir. Ebu’l Gazi Bahadırhan’ın verdiği bilgilerde
Korkut Ata hakkında elbette abartılı pek çok yer bulunmaktadır.
Buna rağmen,
Korkut Ata hakkındaki bu kayıtlar oldukça önemlidir.
Prof. Dr., Ȍzbekistan Bilmler Akademisi Aliser Nevaiy Devlet Edebiyat Müzesi Müdürü. jabbores@yandex.ru,
+998998070295, Taşkent, Özbekistan.
13
Alişir Nevayi de eserlerinde Dede Korkut hakkındaki düşüncelerini dile
getirmiştir.
“Dede Korkut Kitabı” ve diğer Türk boylarının destanları, ilk dönemlerdeki
hayal gücünün, günümüz tasavvurlarının aksine, dünyayı sembollerle algıladığını,
sembollerle değerlendirdiğini ve doğa ile yakın bir etkileşim içinde olduğunu
göstermektedir. Atalarımızın dilinin tam anlamıyla
semboller dili olduğunu
söyleyebiliriz. Simgesiz sanat bir yaratım değildir. Sözlü sanat yaratıcılığı ürünleri,
günümüzde destan, sadece mitolojik veya tarihsel bir temel olarak incelenen bir
yaratım değil, aynı zamanda bir sembol sanatı olarak da incelenmesi ve analiz
edilmesi gereken bir sanattır.
Halk biliminde, bugün sözünü ettiğimiz "Dede Korkut Kitabı" da dâhil olmak
üzere, sözlü edebiyat ürünlerinde
yer alan her bir görüntü, her bir sembol,
insanların dünya görüşünün bir yönünü ve aşamasını temsil etmektedir.
Bu tür simge ve semboller, düşünmenin en alt aşamasının karakteristiği olsa
da, ilk şiirsel gözlemi başlattıkları için son derece değerlidir.
Halk bilgisi ürünlerinde yer alan her unsur bir şekilde sembollere
dayanmaktadır. Bu sembollerin gizemi ve özü anlaşılmadan
folklorun özü de
anlaşılamaz.
Destan yaratmanın her milletin sanatının tarihi olduğu bilinmektedir.
Dolayısıyla onun icracısı olan destan anlatıcıları, milletin tarihini, sanatını ve
kültürünü binlerce yıldır koruyan, nesilden nesile aktaran, milli kültüre, tarihe eşsiz
paylarını katan büyük yaratıcılardır.
Bu nedenle destanlar, bu tür destan
yaratıcılarından miras kalmıştır.
"Dede Korkut Kitabı"ndaki Korkut Ata’yı karşılaştırmalı olarak incelersek,
bunların insanların bahşı, ozan, âşık ve bakşilarla ilgili kadim fikir ve inançlarının
bir sentezi olarak ortaya çıktığını ve bir kült seviyesine yükseldiğini görebiliriz.
"Dede Korkut Kitabı"nda yer alan her anlatmada, Dede Korkut ana karakter
olarak vücut bulur: “Dedem Korkut boy boyladi söz söyledi”
Dostları ilə paylaş: