72
PANEL - Pankreatikobilier Kanserler
K43
Metastatik Pankreas Kanserinde Tedavi
En öldürücü kanserlerden biri olan pankreas kanserleri,
kansere bağlı ölüm nedenleri arasında 4.sırada yer almaktadır.
Bu hastalarda, etkin bir tarama testinin olmaması, pek çok
hastada ileri hastalık evresinde tanı konması ve etkili bir tedavi
yönteminin olmaması problemin ciddiyetini göstermektedir.
Hastaların küçük bir kısmı operabıl olsa bile, opere edilen
pankreas kanserli olguların %80’inden fazlasında ilk iki yılda
relaps görülmektedir. Adjuvan kemoterapi ve radyoterapi
çalışmalarında, tedavi-ilişkili artmış morbidite ve mortalite
oranlarıyla birlikte, tedavi başarısında küçük kazanımların
sağlandığı faz III çalışmalar literatürde yerini almış olup,
onkoloji pratiğinde kullanılagelmektedir.
Her hasta için en uygun destek tedavilerinin ivedilikle
başlanması gerekliliğinin bilindiği ileri evre/metastatik
pankreas kanserinde ortanca sağkalımın 3-4 ay iken, 1997’de
tek ajan gemsitabin tedavisi ile 6 aya uzadığının gösterilmesi
buruk bir sevincin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Daha
sonra, tek ajan gemsitabin tedavisine farklı ajanların ilaveleri
yapılarak çok sayıda faz II ve faz III klinik araştırmalar yapılmıştır.
Maalesef bu çalışma sonuçlarının çoğunluğu sağkalım üzerinde
olumlu bir etkiyi gösterememiştir. Tartışmalı bir konu olarak,
sisplatin-gemsitabin kombinasyonunun en etkili bir tedavi
rejimi olduğu söylenmiş olsa da, 2010 yılında GIP-1 çalışma
grubunun yaptığı meta-analiz sonucunda, gemsitabine
sisplatin eklemenin sağkalım üzerine anlamlı bir etkisi olmadığı
gösterilmiştir. Kanserde moleküler patolojik bilgilerde yaşanan
yeni gelişmelerden yola çıkılarak, hedefe yönelik ajanlardan
erlotinib etkinliğinin araştırıldığı Kanada çalışmasında,
gemsitabine erlotinib eklenmesinin tek ajan gemsitabine
göre istatistiksel anlamı olan ancak klinik fayda açısından çok
küçük bir sağkalım avantajının gösterilmesi onkolojide hayal
kırıklığına neden olmuştur.
Geçtiğimiz yıllarda, yeni kombinasyon tedavi rejimleri
sonuçları umutları arttırmıştır. Bunlardan en önemlisi bir
Fransız çalışması olan, toplam 342 ileri evre pankreas kanserli
hastada, tek ajan gemsitabine karşı FOLFIRINOX (folinik asit,
florourasil, irinotekan ve okzaliplatin kombinasyonu) tedavi
kollarının olduğu faz III çalışmadır. Bu çalışma sonuçlarına göre,
FOLFIRINOX kolunda objektif yanıt %31 olup ortanca sağkalım
11 ay olarak gözlenmiştir. Bu bulgularla, ileri evre pankreas
kanserinde ortanca sağkalım süresi, ilk defa 1 yıla yaklaşmış oldu.
Toksisite bakımından, FOLFIRINOX kolunda ciddi nötropeni,
diyare ve nöropati anlamlı şekilde daha yüksek bulunmasına
rağmen, tedavi-ilişkili mortalitede artış olmamıştır. Diğer umut
verici yeni kombinasyon rejimi ise gemsitabin, kapesitabin ve
dosetakselden oluşan kombine tedavidir. Bu tedavi rejiminin
erken sonuçlarına göre, ortanca sağkalımın daha da artabileceği,
hatta 12 ayın üzerine çıkabileceğini göstermektedir. Bu
gelişmeler dışında bevasizumab, trastuzumab, erlotinib ve
COX-2 inhibitörleri gibi hedefe yönelik tedavilerin gemsitabin
içeren kombine kemoterapi rejimlerine eklenmesi ile ilgili
çalışmalar devam etmektedir. Yine, hangi hastalarda tedavinin
(özellikle gemsitabinli) daha etkili olabileceğini araştıran
farmakogenetik ve translasyonel çalışmaların yapılması hız
kazandığını görmekteyiz.
Birinci basamak tedavi olarak yaşanan bu güzel gelişmelere
rağmen, progresyon sonrası ikinci sıra tedavide bir standart
bulunmamasına rağmen, kapesitabin, okzaliplatin ajanlarıyla
yapılan küçük çalışmalar dikkat çekmektedir.
Sonuç olarak, pankreas kanseri patogenezinde rol alan
moleküler yolaklar ve defektler üzerine bilgilerin artması,
yeniden şekillendirilecek translasyonel ve farmakogenomik
çalışmalar pankreas kanseri tedavisinde olumlu gelişmelere yol
açacak olması bir gerçektir.
21>21>21>21>21>21>21>21>21>21>21>21>21>21>
Dostları ilə paylaş: