Kullanıldığı Durum:
ġV- durumunda yaygın olarak kullanılır: ġavan’ (liman Rus. ġavan’ < Hol.), ġaz (gaz
Rus. ġaz), ġazavat (din için savaş Ar. ġaøavāt), ġañġuñ (kahraman, yiğit Çin. ġuan = ünlü,
ġ
un
= külhanbeyi; avare), ġarac ~ ġaraj (garaj Rus. ġaraj < Frs.), ġarantiya (garanti Rus.
ġ
arantiya
< Frs.), ġaşım (sinir, öfke, hışım Far. òişm), ġozo (pamuk; koza Far. ġÿze), ġonorar
(telif hakkı Rus. ġonorar), ġorizont (ufuk Rus. ġorizont < Yun.), ġospital’ (hastane Rus.
ġ
ospital’
< Frs.), ġospodin (bey Rus. ġospodin), ġumanizm (humanizm Rus. ġumanizm <
Lat.), ġunça ~ ġımça ~ ġınça (gonca Far. ġonce), ġupbah (tutuklu yeri Rus. ġupbah < Alm.
ġ
aupt
vaht), ġuzör (mahalle; küçük pazar Far. ġuzer), ġanim (ganimetler Ar. ġanāyem), ġart
(batak, bulanık, tozlu Far. gerd), ġıza (yiyecek, aş Far. ġaõāì ).
ġC- durumunda nadiren kullanılır: ġvardiya (hassa birlikleri Rus. ġvardiya < Frs.),
ġ
lobus (küre Rus. ġlobus < Lat.), ġradus (derece Rus. ġradus < Lat.), ġrajdan (vatandaş Rus.
ġ
rajdan
), ġrammofon (gramofon Rus. ġrammofon < Frs. ġramophone).
66
Ġ
. 3. 1. 2. Ortada:
Örnek: aġar (kırmızı ya da sarı renk Ar. aómer), aġzam (yüksek dereceli Ar. èaôam),
baġde (bundan sonra Ar. baèd), boġdihan (Moğal hanlarının veya Çin hükümdarlarının
ünvanı Moğ. boġd = kutsal), bulaġasun (Balasagun Kalm. – Moğ. balġsın < bolġos = şehir),
bulġun (samur Kalm. – Moğ. bulġın), camaġat (cemaat, topluluk Ar. cemāèat), cooġa (yoga
yapan, yogi Hint.), çaġaan (bembeyaz Moğ. tsaġan), deleġat (delege Rus. deleġat < Lat.),
diaġnoz (teşhis Rus. diaġnoz < Yun.), dorġo (amir, reis Moğ. darġa), duġa (dua Ar. duèā),
daġar (büyük toprak kap Far. taġār), qandaġay (ceylan derisi Moğ. handaġay), qaptaġay
(yabani deve Moğ. havtġay), qonġress (kongre Rus. qonġress < Lat.), qooġa (kavga Far.
ġ
avġā
), qıtġa (kıta, kara parçası Ar. qiùèa), maġdır (güç, kuvvet Ar. maqdār), maġrifat (ilim
Ar. maèrifet), .), maġrıp ~ maġrip (batı Ar. maġrib), malġun (melun Ar. melèÿn), matbuġa
(matbaa Ar. maùbaèa), naġıra ~ naġara (davul Ar. naqāre), noġol (ağaç Far. nihāl),
payġambar (peygamber Far. peyġām-ber), paraġraf (paragraf Rus. paraġraf < Yun.), arġam-cı
(uzun ip Moğ. – Kırg.), saġana (aile türbesi Ar. ãaóne), sancırġa (süs Moğ. sancalġa), şaġdam
(mutlu etme Far. şādān), şıġır (şiir Ar. şièr), şıralġa (avcının avladıklarından verdiği hediye
Moğ.), tabiyġat (tabiat Ar. ùabìèat), taġdır (takdir Ar. taqdìr), talġat (çehre, yüz Ar. ùalèat),
tuulġa (miğfer Moğ.), itaġat (itaat Ar. iùāèat), yaġni (yani Ar. yaènì ).
Kullanıldığı Durum:
-VġV- durumunda yaygın olarak kullanılır: briġada (ekip, grup Rus. briġada < Frs.),
bulaġasun (Balasagun Kalm. – Moğ. balġsın < bolġos = şehir), çaġaan (bembeyaz Moğ.
tsaġan
), deleġat (delege Rus. deleġat < Lat.), daġar (büyük toprak kap Far. taġār), qaġaz
(kâğıt Far. qāġaõ, qāġiõ), muġalim (muallim Ar. muèallim), maġazin (mağaza Rus. maġazin
< Frs. maġasin), naġıra ~ naġara (davul Ar. naqāre), noġol (ağaç Far. nihāl), sıġan ~ çıġan ~
tsıġan (çingene Rus. tsıġan), itaġat (itaat Ar. iùāèat), vaġon ( vagon Rus. vaġon < Frs.
waġon
).
-VġV durumunda nadiren kullanılır: cooġa (yoga yapan, yogi Hint.), qooġa (kavga
Far. ġavġā), liġa (cemiyet Rus. liġa < Frs. liġue),sadaġa (sadaka Ar. ãadaqa).
VġV- durumunda nadiren kullanılır: aġar (kırmızı ya da sarı renk Ar. aómer).
-Cġ- durumunda yaygın olarak kullanılır: bayġambar ~ payġambar (peygamber Far.
peyġām-ber
), bulġun (samur Kalm. – Moğ. bulġın), buhġalter (muhasebeci Rus. buhġalter <
Alm.), dorġo (amir, reis Moğ. darġa), avanġard (öncü Rus. avanġard < Frs. avant-garde),
qıtġa (kıta, kara parçası Ar. qiùèa), alġoo (köylülerin yardımlaşması Far. alġÿ ), arġam-cı
(uzun ip Moğ. – Kırg.), arġument (delil, ispat Rus. arġument < Lat.), arġıç (dans etmek,
oynamak Ar. raqã), sancırġa (süs Moğ. sancalġa), avġust (ağustos Rus. avġust < Lat.
67
auġustus
), malġun (melun Ar. melèÿn), şıralġa (avcının avladıklarından verdiği hediye Moğ.),
tabiyġat (tabiat Ar. ùabìèat), talġat (çehre, yüz Ar. ùalèat), tuulġa (miğfer Moğ.).
-ġC- durumunda yaygın olarak kullanılır: aġzam (yüksek dereceli Ar. èaôam), baġde
(bundan sonra Ar. baèd), boġdihan (Moğal hanlarının veya Çin hükümdarlarının ünvanı Moğ.
boġd
= kutsal), cuġrapiya (coğrafya Ar. cuġrāfiya), caġni (yani Ar. yaènì), diaġnoz (teşhis
Rus. diaġnoz < Yun.), geoġrafiya (coğrafya Rus. geoġrafiya < Yun.), kiloġram (kilogram
Rus. kiloġramm < Frs. kiloġramme), qonġress (kongre Rus. qonġress < Lat.), maġdır (güç,
kuvvet Ar. maqdār), maġrifat (ilim Ar. maèrifet), .), maġrıp ~ maġrip (batı Ar. maġrib),
paraġraf (paragraf Rus. paraġraf < Yun.), şaġdam (mutlu etme Far. şādān), yaġni (yani Ar.
yaènì
), taġdır (takdir Ar. taqdìr), teleġraf (telgraf Rus. teleġraf < Yun.).
Ġ
. 3. 1. 3. Sonda: Yaygın olarak kullanılmaz.
Örnek: flyaġ (matara Rus. flyaġa), qataloġ (katalog Rus. qataloġ < Yun.), naloġ
(vergi Rus. naloġ).
Kullanıldığı Durum:
-Vġ durumunda kullanılır: flyaġ (matara Rus. flyaġa), qataloġ (katalog Rus. qataloġ <
Yun.), naloġ (vergi Rus. naloġ).
Ġ
. 3. 2. Özellikler:
Ġ
. 3. 2. 1. Başta:
Arapça ve Farsça’dan Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde ön ses “ġ-”
korunur: ġazavat (din için savaş Ar. ġaøavāt), ġalati (ilginç Ar. ġalaùì ), ġaltek (tekerlek Far.
ġ
alùānek
), ġozo (pamuk; koza Far. ġÿze), ġunça ~ ġımça ~ ġınça (gonca Far. ġonce), ġuzör
(mahalle; küçük pazar Far. ġuzer), ġanim (ganimetler Ar. ġanāyem), ġıza (yiyecek, aş Far.
ġ
aõāì
).
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde ön ses “ġ-” korunur:
ġavan’ (liman Rus. ġavan’ < Hol.), ġaz (gaz Rus. ġaz), ġazeta (gazete Rus. ġazeta < İtl.
ġ
azetta
), ġalereya (galeri Rus. ġalereya < İtl.), ġalstuq (kravat Rus. ġalstuq < Alm.), ġarac ~
ġaraj (garaj Rus. ġaraj < Frs.), ġarantiya (garanti Rus. ġarantiya < Frs.), ġarnizon (garnizon
Rus. ġarnizon < Frs.), ġarnitur (eşya takımı Rus. ġarnitur < Frs.), ġastrol’ (turne Rus. ġastrol’
< Alm.), ġvardiya (hassa birlikleri Rus. ġvardiya < Frs.), ġlobus (küre Rus. ġlobus < Lat.),
ġupbah (tutuklu yeri Rus. ġupbah < Alm. ġaupt vaht), ġonorar (telif hakkı Rus. ġonorar),
ġorizont (ufuk Rus. ġorizont < Yun.), ġospital’ (hastane Rus. ġospital’ < Frs.), ġospodin (bey
68
Rus. ġospodin), ġradus (derece Rus. ġradus < Lat.), ġrammofon (gramofon Rus. ġrammofon
< Frs. ġramophone), ġumanizm (humanizm Rus. ġumanizm < Lat.).
Diğer dillerden Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde ön ses “ġ-” korunur:
ġañġuñ (kahraman, yiğit Çin. ġuan = ünlü + ġun = külhanbeyi; avare).
Alıntı sözcüklerin ön sesindeki “ġ-” ünsüzü Kırgız Türkçesinde “k-” ünsüzüne
dönmüştür: kübö (şahit Far. ġuvāh), kümböz (kümbet Far. ġunbed), keremapam (gramofon
Rus. ġrammofon < Frs. ġramophone), kölöş ~ kölöç (galoş Rus. ġaloşi < Alm.), künadır (vali
Rus. ġubernator < Lat.), künö ~ künöö (günah Far. ġunāh), kürögön (“Moğol damadı”
anlamında bir özel ad Moğ. ġurġan), keleñker (nakışlı, süslü bir kumaş türü Far. ġalemkār).
83
Alıntı sözcüklerde ön seste “ġ- > q-” değişimi görülür: qañ (birleştirme, lehim yeri
Çin. – Moğ. ġañ = delik, yarık), qapilet (gaflet Ar. ġaflet), qarıp (garip Ar. ġarìb), qarıp
84
(garp, batı Ar. ġarb), qozo ~ ġozo (koza Far. ġÿze), qusa (kaygı, üzüntü Ar. ġoããe), qooġa
(kavga Far. ġavġā), qılap (kın, kap, kılıf Ar. ġilāf).
Alıntı sözcüklerin ön sesinde bulunan “ġ-” ünsüzü “g-” ünsüzüne değişir: gübürnatır
(vali, ilbay Rus. ġubernator), gül (çiçek Far. ġul), güdök (düdük Rus. ġudoq), gülamya
(gezinti Rus. ġulyanie), gülgün (kırmızıya çalan Far. ġulġÿn), güloyron (genç yaşta ölen Far.
ġ
ul-vìrān
), gülüstön (güzel yer, gülistan Far. ġul-istān).
Arapça alıntı sözcüklerde ön seste “ع-” yerine “ġ-” ünsüzü türemiştir: ġasır (asır Ar.
èaãr), ġafu (af Ar. èafv).
Ġ
. 3. 2. 2. Ortada:
Arapça ve Farsça’dan Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde iç ses “-ġ-”
korunur: bayġambar ~ payġambar (peygamber Far. peyġām-ber), cuġrapiya (coğrafya Ar.
cuġrāfiya
), daġar (büyük toprak kap Far. taġār), qaġaz (kâğıt Far. qāġaõ, qāġiõ), qooġa
(kavga Far. ġavġā), luġat (lügat Ar. luġat), alġoo (köylülerin yardımlaşması Far. alġÿ ),
maġrıp ~ maġrip (batı Ar. maġrib), saġır (çok küçük yetim çocuk Ar. saġìr = küçük).
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde iç ses “-ġ-” korunur:
briġada (ekip, grup Rus. briġada < Frs.), buhġalter (muhasebeci Rus. buhġalter < Alm.),
deleġat (delege Rus. deleġat < Lat.), diaġnoz (teşhis Rus. diaġnoz < Yun.), avanġard (öncü
Rus. avanġard < Frs. avant-garde), geoġrafiya (coğrafya Rus. geoġrafiya < Yun.), kiloġram
(kilogram Rus. kiloġramm < Frs. kiloġramme), qonġress (kongre Rus. qonġress < Lat.), liġa
83
Aynı ses değişimi kuzey ağızlarında bazı sözcüklerde de görülür:
kezit ( < ġazeta) (gazete) (Bkz.
Filiz Kılıç,
agt., s. 66).
84
1920’li yıllarda kullanılan bir terimdi.
69
(cemiyet Rus. liġa < Frs. liġue), maġazin (mağaza Rus. maġazin < Frs. maġasin), paraġraf
(paragraf Rus. paraġraf < Yun.), priġovor (karar, hüküm, sözleşme Rus. priġovor), arġument
(delil, ispat Rus. arġument < Lat.), sıġan ~ çıġan ~ tsıġan (çingene Rus. tsıġan), teleġraf
(telgraf Rus. teleġraf < Yun.), avġust (ağustos Rus. avġust < Lat. auġustus), vaġon ( vagon
Rus. vaġon < Frs. waġon).
Diğer dillerden Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde iç ses “-ġ-” korunur:
boġdihan (Moğal hanlarının veya Çin hükümdarlarının ünvanı Moğ. boġd = kutsal),
bulaġasun (Balasagun Kalm. – Moğ. balġsın < bolġos = şehir), bulġun (samur Kalm. – Moğ.
bulġın
), çaġaan (bembeyaz Moğ. tsaġan), dorġo (amir, reis Moğ. darġa), sancırġa (süs Moğ.
sancalġa
), qandaġay (ceylan derisi Moğ. handaġay), qaptaġay (yabani deve Moğ. havtġay).
Arapça alıntı sözcüklerde iç seste “-ع-” yerine “-ġ-” ünsüzü türemiştir: baġde (bundan
sonra Ar. baèd), caġni ~ yaġni (yani Ar. yaènì ), camaġat ~ camaat (cemaat, topluluk Ar.
cemāèat), duġa ~ duba (dua Ar. duèā).
Alıntı sözcüklerde iç seste “-ġ- > -q-” değişimi görülür: baqçazar (meyve bahçesi Far.
baġçe-zār
), boqono (kısa kaburga Moğ. boġno = kısa), cuyqur (kurnaz, iki yüzlü Moğ.
zuyġar
), qoromsoq (sadak Moğ. horomsoġo), astaqpurulda (estağfurullah Ar. estaġfirullah),
ıstıqpar (istiğfar, tövbe Ar. istiġfār).
Alıntı sözcüklerde iç seste “-ġ- > -g-” değişimi görülür: çeñgel (pençe, çengel Far.
çenġāl
), çigrim (kumlu keçi derisi Rus. şaġren’ ), gülgün (kırmızıya çalan Far. ġulġÿn),
kinege (kitap Rus. qniġa), kürögön (“Moğol damadı” anlamında bir özel ad Moğ. ġurġan),
tilgirem (telgraf Rus. teleġraf < Yun.).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-ġ- > -y-” değişimi görülür: çoyuñke (dökme
demirden bir yemek aracı Rus. çuġunqa).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-ġ-” düşmesi görülür: qoñur (sakin, yavaş Moğ.
honġor
), naama (nağme Ar. naġme).
Ġ
. 3. 2. 3. Sonda:
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan birkaç alıntı sözcükte son ses “-ġ”
korunur: flyaġ (matara Rus. flyaġa), qataloġ (katalog Rus. qataloġ < Yun.), naloġ (vergi Rus.
naloġ
).
Alıntı sözcüklerde son seste “-ġ > -q” değişimi görülür: çıraq (lamba Far. çerāġ), daq
(iz, damga, kaygı, dağ Far. dāġ), qıyaq (kurşun geçirmez elbise Moğ. huyaġ), qoq (kir, kepek
Moğ. hoġ), dımaq (bilinç, zihin Ar. dimāġ), saadaq (sadak, okluk Moğ. saadaġ), taq (leke, iz
Far. dāġ).
70
Bazı alıntı sözcüklerde son seste “-ġ > -k” değişimi görülür: nölök (vergi Rus. naloġ).
γ
. 1. Tanım:
Bu ünsüz; ton bakımından tonlu, çıkış yeri bakımından art damak veya dil ardı
yumuşak damak, çıkış şekli bakımından sızıcı bir ünsüzdür. Hava yolu bakımından ağız
ünsüzüdür. Art damaktan boğaza kayan bir ünsüz olup tonludur. Ses değeri bakımından
Türkiye Türkçesindeki “ğ” sesine karşılık gelir. Fakat bu sızıcılaşma Türkiye Türkçesi’nde
olduğu gibi ünsüzün erimesiyle ikiz ünlüye yakın bir şekilde gerçekleşmez. İki ünlü arasında
değeri sıfır olmaz ve bir ünsüzden önce uzunluk göstermez. Konuşma dilinde belirgin bir
şekilde duyulur.
85
Kırgız Türkçesi yazı dilinde ayrı bir harfle gösterilmese de bu ses konuşma dilinde
kalın ünlülerle birlikte yaygın bir şekilde kullanılır.
γ
. 2. Türkçe Sözcüklerde:
γ
. 2. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki Türkçe sözcüklerde ortada ve sonda birincil veya ikincil olarak
kullanılan bir ünsüzdür.
γ
. 2. 1. 1. Başta: Kullanılmaz.
γ
. 2. 1. 2. Ortada:
Örnek: cıγaç (ağaç), çaγılma (akis), toγolok (yuvarlak), çoγuu (beraber), çıγarma
(eser), aγım (cereyan), baγıt (yön), aγay (abi, ağa), aγıl (ağıl), aγaruu (ağarmak), coγoruloo
(yükselmek), ırγıtoo (atmak), çaγıldıruu (çağrıştırmak), ıyγaruu (sunmak), cıγıluu (yıkılmak),
suγaruu (sulamak).
Kullanıldığı Durum:
-VγV- durumunda kullanılır: cıγaç (ağaç), çaγılma (akis), toγolok (yuvarlak), toγuz
(dokuz), çıγar- (çıkarmak), coγorula- (yükselmek), çaγıldıra- (çağrıştırmak), cıγıl- (yıkılmak),
suγar- (sulamak).
VγV- durumunda kullanılır: aγıl (ağıl), aγay (abi, ağa), aγım (cereyan), aγıt-
(bırakmak, bağlı hayvanları koyuvermek), aγar- (ağarmak).
VγV durumunda kullanılır: aγa (ağabey; amca; erkek tarafından yaşlı akraba).
85
Ercan Alkaya,
age., s. 78; Cahit Başdaş - Abdülmukaddes Kutlu, age., s. 42; Ömer Demircan, age.,
s. 72; Nevin Selen,
age., s. 86.
71
-Cγ- durumunda kullanılır: torγoy (tarla kuşu, çayır kuşu, turgay), calγan (yalan),
qayγı (kaygı, keder, tasa), ırγa- (hareket etmek, kımıldatmak), ırγıt- (atmak), bulγa-
(sallamak, döndürmek; kirletmek), sarġar- (sararmak), ıyγar- (sunmak).
γ
. 2. 1. 3. Sonda: Türkçe kelimelerde son sesi “-q” ünsüzüyle biten fiillere mastar eki
(-uu, -üü) geldiğinde “-q” ünsüzü tonlulaşarak “-ġ” sesine değişir. Ancak telaffuzda “-γ” sesi
işitilir:
Örnek: aγ-uu (akmak), çaγ-uu (arı v.b. sokmak), qızıγ-uu (ilgi duymak), baγ-uu
(beslemek), coluγ-uu (karşılaşmak), uγ-uu (dinlemek).
Kullanıldığı Durum:
Vγ- durumunda kullanılır: aγ- (akmak).
-Vγ durumunda kullanılır: çaγ- (arı v.b. sokmak), qızıγ- (ilgi duymak), baγ-
(beslemek), coluγ- (karşılaşmak).
γ
. 2. 2. Özellikler:
γ
. 2. 2. 1. Başta:
Türkçe sözcüklerin ön sesinde birincil olarak görülmeyen bu ses, konuşma dilinde
ikincil ses olarak sözcük başında görülebilir.
86
Konuşma dilinde art arda gelen iki kelimeden birincisi ünlüyle veya tonlu ünsüzle
bitip de ikinci kelime “q-” tonsuz ünsüzü ile başlamışsa, ikinci kelimenin başındaki “q-”
ünsüzü “γ-” biçiminde söylenir: süylöböyö γoy (< süylöböyö qoy) (söyleme), ar γanday (< ar
qanday) (her türlü).
γ
. 2. 2. 2. Ortada:
Eski Türkçede sözcük içerisinde bulunan bazı “-γ-” ünsüzleri Kırgız Türkçesinde
konuşma dilinde korunur: cıγaç (< yıγaç DLT IV-780; ıγaç DTS 218; yıγaç DTS 265) (ağaç),
sarγaruu ( < sarġar- DTS 488) (sararmak).
Eski Türkçede sözcük içinde bulunan “-γ-” ünsüzü Kırgız Türkçesinde düşmeye
uğramıştır. Bu ses değişimi Kırgız Türkçesinin ayırt edici özelliklerinden biri olan ikincil
uzun ünlülerin (oo, uu) oluşmasını sağlamıştır:
87
uu ( < aγu DTS 24) (zehir), oor ( < aγır
86
Alay ağzında düzensiz olarak sözcük başında “q- > γ-” değişimi görülür: qayt- > γayt- (Bkz. Filiz
Kılıç,
agt., s. 65).
87
Ahmet Buran,
agm., s. 292.
72
OTG, 237) (ağır), coo ( < yaγı OTG 257; DTS 224) (düşman), uul ( < oγul ~ oγıl OTG 250;
oġul DTS 364). Fu-yü Kırgızcasında, Sarı Uygurcada ve Şorcada bu ses korunmuştur.
88
Eski Türkçede sözcük içerisinde bulunan “-q -” ünsüzü Kırgız Türkçesinde konuşma
dilinde “-γ-” sesine dönüşür: toγuz ( < to quz OTG 255; DTS 578) (dokuz), aγa ( < a qa DTS
48) (ağabey; amca; erkek tarafından yaşlı akraba), çıγaruu ( < çı qar- DLT II-83; DTS 150)
(çıkarmak), aγıtuu ( < a kıt- DLT I-212) (bırakmak).
Kırgız Türkçesindeki sözcük içi art damak “-ġ-” ünsüzü, konuşma dilinde iki ünlü
arasında veya akıcı ünsüzlerden ( l, m, n, ñ, r, y ) sonra sızıcılaşarak “-γ-” şeklinde söylenir;
ancak bu yazı dilinde gösterilmez: toġoloq > toγoloq (yuvarlak), cıġaç > cıγaç (ağaç), aġay >
aγay (abi, ağa).
γ
. 2. 2. 3. Sonda:
Eski Türkçede sözcük sonunda bulunan “-γ” ünsüzü Kırgız Türkçesinde
diftonglaşmıştır. Bu ses değişimi Kırgız Türkçesinin ayırt edici özelliklerinden biri olan
ikincil uzun ünlülerin (oo, uu) oluşmasını sağlamıştır:
89
uruu ( < uruγ DTS 615) (boy), ayuu (
< ayıγ DLT IV-54; aδıγ DTS 14) (ayı), boo ( < baγ DLT IV-59; DTS 77) (bağ, ip), too ( < taγ
DLT IV-560; DTS 526) (dağ), soo ( < saγ DLT III-154; DTS 480) (sağ), otoo ( < otaγ DLT
III-208; DTS 373) (genç evliler için yapılan küçük ev, çadır, çobanların küçük yayla çadırı),
cayloo ( < yaylaġ DLT I-13; DTS 227) (yayla), azuu ( < azıγ DLT I-64; DTS 72) (azı dişi),
tuu ( < tuγ DLT I-194; DTS 584) (tuğ), qoyuu ( < qoyuγ DLT III-166) (koyu, sık), taruu ( <
tarıγ DLT I-19; DTS 537) (darı), uluu ( < uluγ DLT I-51; DTS 610) (büyük, ulu, yüce), açuu (
< açıγ DLT I-63; DTS 4) (acı, ekşi; keskin, dokunaklı; öfke), tuu- ( < toγ- DLT II-14; DTS
570) (doğmak).
Eski Türkçede sözcük sonunda bulunan “-γ” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde düşerken
ikincil uzun ünlü oluşturmadığı da görülür: ooru ( < aġrıγ DLT I-98; aγrıγ DTS 22) (hastalık;
ağrı).
Sözcük sonunda yer alan “-q” ünsüzü, ünlü bir ek aldığı zaman “-ġ-” ünsüzüne döner.
Bu değişim yazı dilinde de gösterilir. Ancak bu değişim sonucunda oluşan “-ġ-” sesi,
konuşma dilinde “-γ-” şeklinde telaffuz edilir. Bu ise yazı dilinde gösterilmez: qulaγım ( <
qulaġım < qula q-ım) (kulağım), çıγabız (< çıġabız < çı q-abız) (çıkacağız), coluγuu ( <
coluġuu < colu q-uu) (karşılaşmak), qızıγuu ( < qızıġuu < qızı q-uu) (ilgi duymak), uγuu ( <
uq- DTS 613) (dinlemek).
88
Hülya Kasapoğlu Çengel,
Dostları ilə paylaş: |