Oradaki duaları: 'Allah'ım, Sen ne yücesin'dir ve oradaki dirlik temennileri: 'Selam'dır; dualarının sonu da: 'Gerçekten, hamd alemlerin Rabbi olan Allah'ındır.'
Oradaki duaları: "Tanrımız, sen yücesin", oradaki selamlaşmaları: "Selam," ve dualarının sonu da: "Evrenlerin Rabbi ALLAH'a övgüler olsun," dur.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Onların oradaki duaları: "Allahım, sen yücelerden yücesin"; sağlık dilekleri "selâm", dualarının sonu da "Âlemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun." diye şükretmek olacaktır.
Onların orada du'ası: "Allah'ım Sen her türlü eksiklikten uzaksın!", birbirlerine sağlık dilekleri: "Selam", du'alarının sonu da: "Alemlerin Rabbi Allah'a hamdolsun!" sözleridir.
Orada onların yakarışı, "Tespih ederiz seni ey Allahımız!" ve birbirlerine esenlik dilemeleri, "Selam!" şeklindedir. Ve onların son çağırışları şudur: Bütün övgüler âlemlerin Rabbi Allah'adır.
Yusuf Ali (English)
(This will be) their cry therein: "Glory to Thee, O Allah." And "Peace" will be their greeting therein! and the close of their prayer(1397) will be: "Praise be to Allah, the Cherisher and Sustainer of the worlds!" *
M. Pickthall (English)
Their prayer therein will be: Glory be to Thee, O Allah! and their greeting therein will be : Peace. And the conclusion of their prayer will be : Praise be to Allah, Lord of the Worlds!
'Ey kullarım, bugün sizin için korku yoktur ve siz mahzun olmayacaksınız.'
Edip Yüksel Meali
Kullarım, bugün size korku yoktur ve üzülmeyeceksiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
68,69. Allah, takva sahiplerine şöyle nida eder: "Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarım! Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.
Süleyman Ateş Meali
Ey kullarım, bugün size korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Ey kullarım! Bugün size korku yok; sizler tasalanmayacaksınız da!
O My slaves! For you there is no fear this day, nor is it ye who grieve;
Zuhruf Suresi 69
الَّذِينَ آمَنُوا
iman edenler
بِآيَاتِنَا
ayetlerimize
وَكَانُوا
ve olanlar
مُسْلِمِينَ
müslüman
Türkçe Transcript (*)
Elleżîne âmenû bi-âyâtinâ vekânû muslimîn(e)
Ali Bulaç Meali
'Ki onlar, benim ayetlerime iman edenler ve müslüman olanlardır.'
Edip Yüksel Meali
Ayetlerime inananlar ve teslim olanlar,
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
68,69. Allah, takva sahiplerine şöyle nida eder: "Ey âyetlerimize imân edip müslüman olan kullarım! Bugün size hiçbir korku yoktur ve siz üzülmeyeceksiniz.
Süleyman Ateş Meali
Onlar, ayetlerimize inanmış ve müslüman olmuş (kullarım) idiler.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Onlar, ayetlerimize iman edip Allah'a teslim olanlar haline gelmişlerdi.
Yusuf Ali (English)
(Being) those who have believed in Our Signs and bowed (their wills to Ours) in Islam.
M. Pickthall (English)
(Ye) who believed Our revelations and were self surrendered,
Zuhruf Suresi 70
ادْخُلُوا
haydi girin
الْجَنَّةَ
cennete
أَنْتُمْ
siz
وَأَزْوَاجُكُمْ
ve eşleriniz
تُحْبَرُونَ
ağırlanıp sevindirileceksiniz
Türkçe Transcript (*)
Udḣulû-lcennete entum ve ezvâcukum tuhberûn(e)
Ali Bulaç Meali
'Siz ve eşleriniz cennete girin; 'sevinç içinde ağırlanacaksınız.'
Edip Yüksel Meali
Siz ve eşleriniz cennete girin; sevinç içinde ağırlanacaksınız.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Siz ve eşleriniz cennete girin. Orada ağırlanıp sevindirileceksiniz."
Süleyman Ateş Meali
Haydi, siz cennete girin. Siz ve eşleriniz ağırlanıp sevindirileceksiniz!
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Cennete girin! Siz ve eşleriniz ikramlarla ağırlanacaksınız.
Yusuf Ali (English)
Enter ye the Garden,(4668) ye and your wives, in (beauty and) rejoicing. *
M. Pickthall (English)
Enter the Garden, ye and your wives, to be made glad.
Zuhruf Suresi 71
يُطَافُ
dolaştırılır
عَلَيْهِمْ
onların önünde
بِصِحَافٍ
tepsiler
مِنْ ذَهَبٍ
altın
وَأَكْوَابٍۖ
ve kadehler
وَفِيهَا
orada vardır
مَا
her şey
تَشْتَهِيهِ
canların çektiği
الْأَنْفُسُ
nefislerinin
وَتَلَذُّ
ve hoşlandığı
الْأَعْيُنُۖ
gözlerin
وَأَنْتُمْ
ve siz
فِيهَا
orada
خَالِدُونَ
ebedi kalacaksınız
Türkçe Transcript (*)
Yutâfu ‘aleyhim bisihâfin min żehebin ve ekvâb(in)(s) ve fîhâ mâ teştehîhi-l-enfusu ve teleżżu-l-a’yun(u)(s) ve-entum fîhâ ḣâlidûn(e)
Ali Bulaç Meali
'Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey var. Ve siz orada süresiz kalacaksınız.'
Edip Yüksel Meali
Onlara altın tepsiler ve kadehlerle sunulur. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi kalacaksınız.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Onların etrafında yiyecek ve içecekler altın tepsiler ve kadehlerle dolaştırılır. Orada canların çektiği ve gözlerin hoşlandığı herşey vardır. Siz orada ebedi olarak kalacaksınız.
Süleyman Ateş Meali
Onların önünde altın tepsiler ve kadehler dolaştırılır. Orada canların çektiği, gözlerin hoşlandığı her şey var! Ve siz orada ebedi kalacaksınız.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Çevrelerinde altın tepsiler, kadehler dolaştırılır. Orada, nefislerin arzu duyacağı, gözlerin zevkleneceği her şey vardır. Ve siz orada sürekli kalacaksınız.
Yusuf Ali (English)
To them will be passed(4669) round, dishes and goblets of gold: there will be there all that the souls could desire, all that their ayes could delight in: and ye shall abide therein (for eye). *
M. Pickthall (English)
Therein are brought round for them trays of gold and goblets, and therein is all that souls desire and eyes find sweet. And ye are immortal therein.
Zuhruf Suresi 72
وَتِلْكَ
işte
الْجَنَّةُ
cennet
الَّتِي أُورِثْتُمُوهَا
size miras verilen
بِمَا
karşılık
كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
yaptıklarınıza
Türkçe Transcript (*)
Ve tilke-lcennetu-lletî ûriśtumûhâ bimâ kuntum ta’melûn(e)
Ali Bulaç Meali
'İşte, yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet budur.'
Edip Yüksel Meali
Yaptıklarınızın bir karşılığı olarak size miras olarak verilen cennet budur.
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.
Süleyman Ateş Meali
İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
İşte size, yapıp ettiklerinize karşılık mirasçı kılındığınız cennet!
Yusuf Ali (English)
Such will be the Garden of which ye are made(4670) heirs for your (good) deeds (in life). *
M. Pickthall (English)
This is the Garden which ye are made to inherit because of what ye used to do.
Rablerinden korkup-sakınanlar da, cennete bölük bölük sevkedildiler. Sonunda oraya geldikleri zaman, kapıları açıldı ve onlara (cennetin) bekçileri dedi ki: 'Selam üzerinizde olsun, hoş ve temiz geldiniz. Ebedi kalıcılar olarak ona girin.'
Edip Yüksel Meali
Rablerini sayıp dinleyenler ise yığınlar halinde cennete götürülürler. Oraya vardıklarında onun kapıları açılır ve bekçileri onlara, "Size barış olsun; kazandınız. Haydi temelli kalmak üzere oraya giriniz," derler
Elmalılı Hamdi Yazır Meali
Rablerinden korkanlar da bölük bölük cennete sevk edilmektedir. Nihayet oraya vardıkları zaman kapıları açılır ve bekçileri onlara: "Selâm sizlere, ne hoşsunuz! Ebedî olarak içinde kalmak üzere haydi girin oraya!" derler.
Süleyman Ateş Meali
Rablerinin (azabından) korunanlar da bölük bölük cennete sevk edilmişlerdir. Kapıları daha önce açılmış bulunan cennete vardıklarında onun bekçileri onlara: "Selam size,(ne) hoşsunuz, ebedi kalmak üzere buraya girin!" demişlerdir.
Yaşar Nuri Öztürk Meali
Rablerinden sakınanlar da bölükler halinde cennete sevk edilirler. Oraya geldiklerinde, cennet kapıları da kendilerine açıldığında, oranın bekçileri onlara şöyle derler: "Selam size! Tertemizsiniz. Hadi girin şuraya, sürekli kalıcılar olarak!"
Yusuf Ali (English)
And those who feared their Lord will be led to the Garden in crowds:(4351) until behold, they arrive there; its gates will be opened; and its keepers will say: "Peace be upon you! well have ye done!(4352) enter ye here, to dwell therein." *
M. Pickthall (English)
And those who keep their duty to their Lord are driven unto the Garden in troops till, when they reach it, and the gates thereof are opened, and the warders thereof say unto them: Peace be unto you! Ye are good, so enter ye (the Garden of delight), to dwell therein;