TERİM, TANIM ve TEMEL KAVRAMLAR:
Narkotik, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Kavramı:
Günümüzde en sık kullanılan narkotik/maddeler, binlerce yıldır ulaşabilirliği
olası olan maddelerdir. Opiumun, en az 5000 yıllık bilinen bir kullanımı var. Esrar
ise, bilhassa doğu kültüründe binlerce yıldan beri kullanıldığı malum bir maddedir.
Başlangıçta ham olarak kullanılan çoğu madde, işlenerek saf olanları elde edilmiştir.
Mesela: Opium kullanımı asırlardır önemli bir sorun alanı olarak göze çarparken, en
aktif opium alkoloidi olan morfin 1806’da üretilebilmiştir. Haşhaş, Mezopotamya,
Anadolu ve Doğu Asya’da, hem ağrı kesici, öksürük giderici bir ilaç hem de keyif
verici bir madde olarak kullanılmıştır. Tarihi süreçte madde kullanım bozuklukları
için çeşitli tanımlama ve kelimeler kullanılmıştır. Alışkanlık, tiryakilik, keşlik,
müptelalık, bağımlılık gibi kelimelerle adlandırılmaya çalışılmışsa da son yıllarda
kabul edilen tasnifatta Madde Kullanım Bozuklukları, Kötüye Kullanım ve
Bağımlılık olarak ele alınmaktadır. Daha önceleri kullanılan Tutsaklık, Alışkanlık
gibi kavramların yerine 1964’den beri Bağımlılık terimi kullanılmıştır[2, s.50-51].
1980'lere kadar, Bağımlılığın tanımı için genel ölçütler oluşturmak yerine her madde
için ayrı tanım yapılmış. DSM-III, madde kullanım bozukluklarını ilk kez bağımlılık
ve kötüye kullanım şeklinde ayırarak sınıflandırmış, her ikisi için de ayrı ölçütleri
belirlemiştir. Psikotrop ilaçlar veya maddeler, tedavi amaçları dışında sıklıkla kötüye
kullanılabilir. Psikotrop ilaçların hekim gözetiminde kullanımı bunların kötüye
kullanılması anlamına gelmez. Esrar, Eroin, LSD gibi bazı maddelerin ise, hiçbir
zaman tıbbi kullanımı yoktur ve kullanımları her zaman için kötüye kullanım şekline
dönüşebilir. DSM-IV tanımlamasına göre kötüye kullanımda temel özellik;
yineleyen ve önemli olumsuz sonuçlar oluşturmasına karşın madde kullanımının
tekrarlamasıdır. Kullanan kişide ise, yerine getirmekle yükümlü olduğu sorum-
lulukları yürütmekte güçlük, fiziksel olarak zararlı olabilecek şartlarda tekrarlayan
kullanım, hukuki ve toplumsal alanda problemler olarak ortaya çıkar[2, s.50-51].
Adil Yılmayan
140
Narkotik, Madde, uyuşturucu ve kullanımına dair şunları görmekteyiz:
Genel Anlamda Narkotik, Uyuşturucu madde: İngilizce karşılığı ile Narcotics
kelimesi ile ifade edilen kelimenin aslı Yunanca Narke (Uyku) sözcüğünden gelir[9,
s.374; 18, s.9]. Başka dillerde Narkotik veya Narkotik Madde olarak ifade edilir.
Örn: İngilizce: Narcotics, deadens, Fransızca: Stupéfiant, anesthesique, narcotique,
Almanca: Narkotik, suchtstoff gibi[11, 7-8]. Narkotik, sözcüğü uyuşturucu, uyutucu
ilâç manasında olup çeşitli çevrelerce çeşitli manalarda kullanılagelmiştir[12, s.70].
Narke, Narko sözcüğü tıp literatüründe; duygusuzluk, hissizlik, uyku hali, şuurun
uyuşması, duymaz hale getiren ve uyuşturma özelliği olan manasında kullanılıp ki-
şide alışkanlık oluşturan maddeleri ihtiva eder[13, s.383]. Uyuşturucu madde genel-
de uyuşturma özelliğine sahip maddeler için kullanılmaktadır[14, s.487; 15, s.7; 10,
s.9; 24, 7]. Süreç içinde uyuşturucu maddeler kapsamına başta afyondan kaynağını
alanlar, sonraları da iptila yapan veya Yunanca manasındaki gibi uyuşturucu tesiri
olan tüm başka maddeler de eklenmiştir [16, s.1-4; 15, s.7; 16, s.9; ]. Bunlar bitkisel
yani tabii, yarı sentetik ya da sentetik nitelikte olabilmekte olup bu maddelere
Narkotik, Narkotik Analjezi ya da Opiyat denilmektedir[18, s.229; 16, s.7, 9].
Uluslararası hukuki ve teknik düzenlemelerde Narkotik/Uyuşturucu
Madde tanımı şöyle yapılmıştır:
-“Toksik (Zehirli) Madde, Narkotik Madde; psikotrop etkili, uluslararası
protokolle karara bağlanmış, belirli listede kayıtlı ve mevzuatta yer alan sentetik
veya doğal yapıdaki maddedir”.
-Uyuşturucu İlaçlar; bilim dilinde Psikoaktif İlaçlar diye adlanır. Bu nevi
ilaçların ortak yönleri bağımlılık yapmalarıdır[19; 19, 7-8]. Bunlar tıp alanında
tedavi gayesiyle kullanılırken, zamanla bu ilaçlar doktor kontrolü dışında
kullanılmalarında "narkotikler" gibi kişide psişik bağımlılık oluşturmakta hatta
ölüme kadar götürebilmektedir[7, 128-129]. Narkotik, bilim çevrelerinde genelde;
uyku, ilgisizlik ya da duygusuzluk veren tüm madde ve ilaçların tarifi için
kullanılmaktadır. Daha sınırlı olarak da, sadece Haşhaş’tan elde edilen afyon, morfin
v.b. uyuşturucu maddeler için kullanılmıştır. Bilim çevrelerinin bazılarında ise,
bağımlılık ve tutku yapıcı tüm madde ve ilâçlar için bu terim kullanılır. Söz konusu
hukuk, sosyal sorumluluk, suç ve ceza olduğunda Narkotik, hemen her zaman zararlı
ve tehlikeli bir maddeyi tanımlama için kullanılır. Köknel, bu belirsizlik, şüpheli ve
karışıklıklara yol açacak durumu önlemek adına; haşhaş’tan üretilen afyon ve
alkaloidleri için, Optiate Narcotics yani afyon narkotikleri deyimini kullanmayı
önerir[12, s.70]. Bababoğlu ise, bağımlılık yapıcı maddelerin genellikle “Narkotik”
Dünyada ve Türkiye’de narkotik/madde ve madde kullanım problemi
141
adı altında toplandığını ve bu adın ancak idari ve hukuki bir kavram olarak kabul
edilmesini söyler[20, s.66].
Uyuşturucu maddeler mevzusunda yakın zamana kadar insanlık için tehlikenin
en büyüğü "narkotik" olarak isimlenen esrar, afyon, eroin, kokain gibi doz
şeklindeki maddeler konusu, uluslararası kongre ve toplantılarda ele alınıp çeşitli
düzenlenmeler yoluna gidilmişti. Son yıllarda amphetaminler, hallisinojenler ve
uyku ilaçlarının Suiistimali çok önemli bir problem olarak ortaya çıkmış ve bunların
kontrol altına alınması çabaları önem kazanmış ve bunlara, Narkotiklerden fark
edilebilmesi için Psikotroplar denilmiştir[7, s.128]. “Uyuşturucu Madde” çoğu kez
tıp alanında kullanılan bir ifade olmakla birlikte, aynı zamanda hukuki bir kavram
niteliğindedir. Tıp, uyuşturucu maddeyi ruhi veya fizyolojik rahatsızlık tedavilerinde
kullanılan herhangi bir madde olarak kabul eder, ancak uyuşturucu maddenin
tedavide belirlenen dozdan hariç, gelişigüzel veya zararlı bir biçimde keyif verici
olarak kullanılması durumunda bu kavram, uyuşturucu madde problemi dâhilinde
değerlendirilmelidir. Bu takdirde kelime hukuki bir nitelik kazanır[15, s.7].
Kelime anlamında “uyuşturucu”; uyuşturma özelliğinde, uyuşturan, duymaz
hale getiren uyuşturucu ilaçları[21, s.487], “Uyuşturucu madde” ise “Organizmayı
veya sinirleri uyuşturan maddelere verilen ad” şeklinde de tanımlanmıştır[22, s.9].
Ve yine: Uyuşturucu ve uyarıcı maddeler, kullanıldıklarında kişide uyuşturucu ve
uyarıcı tesir oluşturan, psikolojik, fiziksel alışkanlık ve tutkunluğa neden olan
maddelerdir. Uyuşturucu, organizmaya dahil olunca merkezi sinir sisteminde şuur
bulanıklığı, dikkat dağılması, düşünsel etkinliğin azalması ve uyku ile kendini ortaya
koyan, duyarlılığın azalmasına, işlevsel bir değişiklik ve kasların gevşemesine yol
açan bir maddeyi[23], Uyarıcı ise bir organ veya işlevi uyaran bir maddeyi tanımlar,
denilmektedir[24]. Türk Dil Kurumu lügatında ise; “uyuşturucu, uyuşturma
özellikli, uyuşturan, hareketten ve gereği gibi düşünmekten alıkoyan olarak,
uyuşturucu madde ise, afyon, esrar, morfin, eroin, kokain gibilerin duyulara
uyuşukluk veren madde” şeklinde tanımlanır[25, s.2296]. Dünya sağlık örgütü
“World Health Organization (WHO)”; “Önüne geçilmez ihtiyaç yahut arzu,
kullandığı miktarı artırma meyli, ruhsal, fiziksel bağımlılık hali oluşturan maddeler
“uyuşturucu madde” kavramı içine girer.” der[15, s.8]. 1961 BM TEK (nihai)
Sözleşmesinin 1.maddesi, “ek listelerde bulunan uyuşturucu maddeler” şeklinde
belirtilmiştir[26, s.3348]. 1961 yılında aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 73
ülkeden temsilcinin katıldığı toplantıda (Single Convention on Narcotic Drugs),
bağımlılık yapan maddeler, bağımlılık yapma potansiyelleri ve tıbbi amaçlarla
Adil Yılmayan
142
kullanımlarına göre beş gruba ayrılarak kontrol altına alınmışlardır. TEK Sözleşmesi
olarak adlandırılan bu sözleşme ve daha sonra yapılan düzenlemeler, Türkiye’de de
Resmi Gazete’de yayınlanmıştır[27, s.4]. 1964’de Dünya Sağlık Teşkilatı ekspertiz
(uzman incelemesi) komitesi, İptila ve İtiyat arasında kesin bir ayrım yapılmasının
mümkün olmadığını, bu sebeple Uyuşturucu Bağımlılığı Drug dependence teriminin
ortak deyim olarak kullanılmasının daha doğru olacağını ileri sürmüştür[28, s.15].
1965’de, Dünya Sağlık Örgütü “Uyuşturucu Maddeler konusundaki TEK
sözleşme”nin düzenlediği “Uluslararası Narkotik kontrol altında bulunan ilâç ve
maddeler’in tam listesini vermek ihtiyacını görmüş ve 312 nolu Teknik Raporu’nu
hazırlamıştır. Birçok sentetik ilâç ve maddelerin çeşitli tiplerde Bağımlılık yaptığı
tespiti sonrası, 1971’de buna ek olarak bir liste daha yayınlanmıştır[12, s.214]. 1971
B.M. Psikotrop Maddeler sözleşmesinin 1. maddesi ise; “Herhangi doğal veya
sentetik bir madde veya cetvel 1-4’lerde adı geçen herhangi bir doğal madde”
diyerek tanımı genişletilmiştir[26, s.10].
1971 yılının Psikotropik Maddeler Sözleşmesi’nde, uyuşturucu maddelerle ilgili
1961 “Tek sözleşmesi”ndeki narkotikler gibi, bu maddeler de dört ana başlıkta
toplanmıştır: Hallusinojenler, Depressantlar (Sedatif-Hipnotikler), Trankilazanlar
(Müsekkinler), Sitimulantlardır[7, s.129].
Madde Kullanımı/Bağımlılığı: Keyif verici bir maddenin, belirgin bir etkiyi
elde etmek için alınması müddetinde ortaya çıkan bedeni, ruhi ya da sosyal sorunlara
rağmen, madde alımının devam etmesi ve bu maddeyi alma isteğinin
durdurulamaması durumudur[29, s.1], ya da keyif artırıcı etkinliği olan, psikoetkin
maddelerin sürekli kullanımı sonucu oluşan durumdur[30]. Türkiye’de Dünya
Sağlık Örgütü (WHO)’nun kullandığı terminoloji kullanılmakta olup Uyuşturucu
Bağımlılığı yerine Madde Bağımlılığı terimi kullanılmaktadır. Sigara yakın
zamanlara kadar madde bağımlılığı olarak görülmediyse de günümüzde diğer
bağımlılıklarla aynı görülmektedir[28, s.15].
DSM-IV’e Göre Narkotik/ Madde ve Sınıflaması:
Maddeyi kötüye kullanmanın (Substance Abuse) ölçütleri, 1950’lerin başla-
rından bu yana mental/ zihinsel hastalıkların ve bozuklukların tanımlanması,
sınıflandırılması amacıyla ve ilişkili gelişmeler çerçevesinde Akıl Bozukluklarının
Tanısal ve Sayısal El Kitabı veya Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El
Kitabı [The Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (DSM)] kısaca,
DSM: “Zihinsel Hastalıklar İçin Tanı Ölçütü” adıyla bir dizi resmi yayın çıkaran
Amerikan Psikiyatri Derneği/Birliği [American Psychiatric Association (APA)]’nce
Dünyada ve Türkiye’de narkotik/madde ve madde kullanım problemi
143
ortaya konulmuştur. Bu ölçü ve listeler ilk defa 1952'de yayımlanmıştır. Ayrıca
1968, 1980 ve 1987 yıllarında DSM I, II, III ve III-R adıyla yayımlanmıştır.
Bunların en kapsamlısı, hem maddenin kötüye kullanımının ve hem de madde
bağımlılığının parametrelerinin ayrı ayrı belirlendiği 1942de yayımlanan DSM-
IV’tür. Her ne kadar 2000 yılında APA, DSM-IV-TR’ü yayımlanmışsa da madde
bağımlılığı ve maddenin kötüye kullanımı kategorilerinde bir değişikliğe
gitmemiştir. Son baskısı 18 Mayıs 2013 tarihinde yayımlanan DSM-V 'tir. 2000
yılından bu yana kullanılmakta olanda, bir önceki baskı DSM-IV-TR'ye göre en
belirgin değişiklikler Şizofreni ve Travma Sonrası Stres Bozukluğu bölümlerinde
yapılmıştır, ayrıca DSM-V'te
Eksen Sistemi kaldırılmıştır. Buna göre Düzenlenmiş Liste’de sıralanan eylem
veya belirtilerin bir tanesini 12 aylık bir süreç içinde yineleyerek sergileyen kişinin
bu maddeyi kötüye kullandığı kabul edilir (DSM-IV, 1994, s.181-182) [31, s.22].
Madde kötüye kullanımı; DSM IV(Diagnostic and Statistical Manual of Mental
Disorders, Fourth Edition)’e göre aşağıda sıralanan eylem veya belirtilerden en az
bir tanesini 12 aylık bir zaman içinde yineleyerek sergileyen kişinin bu maddeyi
kötüye kullandığı kabul edilmektedir. Bunlar;
1) Evde, okulda ya da işte alması beklenen başlıca sorumlulukları alamama ile
sonuçlanan tekrarlanan biçimde madde kullanımı,
2) Fiziki olarak tehlikeli durumlarda tekrarlayıcı bir şekilde madde kullanımı,
3) Madde ile ilişkili, tekrarlayıcı bir şekilde ortaya çıkan hukuki sonuçlar
şeklinde sıralanmaktadır.
Narkotik/Madde bağımlılığı; ilaç niteliğine sahip bir maddenin beyni
etkilemesinden kaynaklanan, maddenin keyif verici etkilerini duyumsamak veya
yokluğundan kaynaklanan huzursuzluktan sakınmak için devamlı veya periyodik
olarak madde alma arzusu ve bazı davranış bozukluklarıyla karakterize bir beyin
hastalığı olarak tanımlanabilmektedir[32, s.43-44].
Narkotik/ Madde ve Sınıflaması:
Uyuşturucu veya uyarıcı maddeler, türlerine göre Uyarıcılar ve Narkotikler diye
iki ana başlık altında gruplandırılmıştır. Bunlardan narkotikler üç ana bölüme
ayrılmaktadır. Birinci kategoriyi, afyon ve türevleri olmak üzere; afyon, morfin,
kodein, eroin ve metadon oluşturmaktadır. İkinci kategoride, kenevir ve türevleri
olmak üzere; gonca esrar, toz esrar, reçine esrar, sıvı esrar ve pres esrar bulun-
maktadır. Üçüncü kategoride de mantarlar yer almaktadır[33, s.215]. Bunların
yanısıra, uyarıcılar üç kategoriye ayrılmaktadır. Buna göre, birinci kategoride
Adil Yılmayan
144
kokain, kafein, nikotin ve amfetaminler yer almaktadır. İkinci kategoride,
sentetikler; ectasy (MDMA), captagon, methamfetamin, LSD (lysergic acid
diethylamid), ketamin (ketamine hydrocholoride) ve PCP (phencylidune) maddeler
bulunmaktadır. Üçüncü kategoride ise, depresantlar; barbitüratlar, metakialon,
meprobamat, diazem, klordiazepoksit ve alkol (etil alkol) maddeler yer
almaktadır[34, s.374, 400].
TARİHİ SÜREÇ İÇİNDE NARKOTİK/ MADDE KULLANIMI
Uyuşturucu/narkotik, farklı tarihsel dönemlere ve farklı kültürlere göre farklı
anlamlar taşıyan bir maddedir. Bu bölümde uyuşturucu ve uyuşturucu kullanımının
yayılım, görünüm ve sürecini ortaya koymaya çalışılacaktır[11, s.15].Madde
Kullanımı ve Bağımlılığı problemi son yıllarda Türkiye’nin gündemine yerleşmiştir.
Gerek epidemiyolojik gerekse diğer kayıtların tetkikinde, Türkiye’de madde
kullanım oranının Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Ülkeleri’ne göre daha
düşük oranda olduğu, ancak madde kullanım sıklığında artış olduğu
görülmektedir[35, s. 301-307] . Türkiye’de madde kullanımın sıklığını belirlemeye
yönelik
epidemiyolojik
çalışmalar
sayıca
yetersiz
olmakla
beraber
yapılmaktadır[36,s.32].Son asra kadar Madde Bağımlılığı farklı madde türlerine
göre dünyanın belli yerlerinde sınırlıydı. Dünyadaki hızlı değişim ve dönüşüm,
ulaşım, milli değerlerden uzak yıkıcı gençlik alt kültürünün oluşması, kötü
davranışların her ortamda sergilenmesi, savaşlar, kontrolsüz ve denetimsiz yapı ile
maddenin kötüye kullanımının bütün çeşitleri tüm dünyayı sardı. Bir zamanlar afyon
ve eroin yalnızca Asya ve Kuzey Amerika'da, kokain kullanımı birkaç Latin
Amerika ülkesinde, esrar kullanımı Çin, Hindistan, Orta Doğu ve Afrika’da
sınırlıyken, şimdi yasadışı maddelerin tamamı başta Amerika olmak üzere
Avrupa'ya ve bütün gelişmekte olan ülkelere yayıldı. Sentetik maddeler ise bütün
dünyada belki de en sık kötüye kullanılan maddeler haline geldi[37, s.13].
Türkiye de dâhil tüm dünya uzun süreden beri büyük bir felaket ile karşı
karşıyadır. Bu, narkotik/ uyuşturucu madde tehlikesidir. Uyuşturucu madde iptilası,
bulaşıcı bir hastalık gibi tüm dünyayı sarmaktadır. Uyuşturucu madde
problemleriyle karşılaşmayan hemen hemen hiç bir ülke kalmadı. Kendilerini bu
tehlikeden uzak sanan birçok ülke kısa bir süre sonra felaketin ülkelerini de
sardığını, gençlerinin bu korkunç afetin pençesine düşmüş olduğunu hayret ve
dehşetle görmüşlerdir [7, 111].
Uyuşturucu/narkotik madde kullanımı genellikle Sigara ile başlar. Ardından
Alkol, daha sonra da Esrar ya da Uçucular (bali, tiner, vb.) kullanımı gelir.
Dünyada ve Türkiye’de narkotik/madde ve madde kullanım problemi
145
Bunlardan sonrası daha ağır maddelere geçerler. Esrar ya da uçucu kullanmadan
diğer maddelere başlama hemen hiç görülmez. Bilhassa gelişmiş ve gelişmekte olan
ülkelerde uyuşturucu ve alkol kullanımı giderek artmıştır. Bu artış, son yıllarda
gençler arasında hız kazanmış, zararlı maddeleri kullananların yaşları gitgide
küçülmüş ve 11-12 yaşlarına kadar inmiştir. Türkiye ve Dünyada bu eğilim gittikçe
bir tırmanış göstermiştir[38, s.88].
Alkol, cannabis, opiyum, koka yaprakları vb. Uyuşturucu Maddelerin tıp dışı
gayelerle kullanılması insanlık tarihinin başlangıcı kadar eskilere gitmektedir.
Madde Bağımlılığı 2000 yıl öncesi yazılarda tanımlanmıştır. Türkiye'deki arkeolojik
kazılarda binlerce yıl öncesine ait Afyon tohumlarına rastlanılmıştır. Alkol, tarihi
yazılı belgelerden elde edilen bilgilerde İlk Uyuşturucu Madde’dir[1, s.1]. İnsanlar
alkolün anksiyete ve gerginliyi giderici etkilerini çabuk keşfetmiş ve ayrıca ona
kutsal bir mana yüklemiştir [39, s.5].
Birçok psikoaktif madde, insanların toplum hayatına ilk girişi, ilkel dinlerdeki
dini ve sosyal ritüeller, seremoniler, ayinler, dualarla başlamıştır. Sebeb oldukları
ruhî değişikler, tabiatüstü kuvvetlere bağlanmış, dini merasimlerin ayrılmaz
parçaları haline gelmişlerdir. [12,s.16; 1, s.1]
Toplumların ve sosyal yapı ve kültürleri ile Uyuşturucu Madde kullanımı
arasında yakın bir bağ görülmektedir. Çeşitli toplumlarda değişik keyif verici ve
uyuşturucu maddelerle ilgili “Alt Kültürler” oluşmuştur. Bağımlılık yapan ve kötüye
kullanılan maddelerin mitolojik hikâyelerde, efsanelerde, ilkel dinlerin yanı sıra
Hıristiyanlık ve Yahudilik gibi tek tanrılı semavi dinlerde, edebi eser ve şarkılarda
yer alması, maddeyi kötüye kullanım alt kültürünün ortaya çıkması, gelişmesi ve
yayılmasında, önemli bir katkısı vardır [21; 50, s.5].İnsanoğlu bu maddelerin beyni
nasıl daha fazla etkilediğinin yollarını öğrendi. Mesela: İnsanlar binlerce yıl afyonu
hap şeklinde kullanırken son bir kaç asırda sigara şeklinde içmeyi, son yüzyılda ise
enjekte edilir oldu. Afyondan en az 10 kat etkili olan saf eroin ve sentetik opioid
türevlerini üretildi. Aerosoller, aseton, boya bileşimleri, benzin, temizlik maddeleri,
baly, tutkal vb pek çok endüstriyel madde psikotropik etkisi için üretilmediği halde
bu gayeyle kullanılır oldu. Bu yeni kullanım tarzı birçok yeni sağlık problemlerine
yol açarken bütün dünyada opioid bağımlılığının çığ gibi büyümesi nedeni oldu [1,
s.2].
Maddenin kötüye kullanımı tarihin her devrinde sporadik olarak görülmüşse de,
epidemik madde bağımlılığı yeni bir olaydır. Bunlara neden olan başlıca faktörler:
1. Belli bölgelerde kullanılan maddelerin tüm dünyaya yayılması.
Adil Yılmayan
146
2. Aynı maddelerin daha saf ve etkin derivelerinin üretilmesi.
3. Yeni Sentetik Psikotrop Maddelerin üretilmesi.
4. Parenteral kullanım gibi yeni kullanım yollarının öğrenilmesi[1, s.3].
5.Dinlerin (Olumlu- Olumsuz) etkileri[28, s.33, 35-46; 1, s.1; 40, s.16].
6.Savaşlarda (Askerleri güçlü kılmak, ağrı dindirmek) [20, s.16; 12, s.162; 41,
s.40,50; 42, s.5] düşmanın askeri kuvvetini ve halkını zayıf düşürtmek için
yapılanlardan) oluşan kötü sonuçlar[12, s.169, 329-330].
7.Bazı devletlerin, çıkarları uğruna halklara verdikleri zararlar[43, s.3].
8.Mafia’nın toplumdaki tahribatı[11, s.72; 20, s.98].
9.Devlet erkini elinde bulunduran; bir takım generaller, prensler, vb. kişilerin
oynadığı roller[12, s.158-161,388; 20, s.115-124; ].
10. Hippi Kültürünün tüm dünya gençliğine verdiği tahribat[42, s 5-6; 12,
s.229-231; 44, s.8].
11.Son zamanlarda kargolar, internet aracılığı vb.nin Madde’ye kolay ulaşmada
oynadığı roller[42, s.67; 45, s.50].
12.Sağlık çalışanlarının mesleklerini suiistimallerinin verdiği sonuçları[12, s.73,
83].
Birbirinden uzak kültürlerde ve farklı şekillerde çeşitli amaçlarla kullanılan
etkili maddelerin farklı üretim ve kullanım yolları zaman içinde ticaret, savaş ve
göçlerle tüm dünyaya yayılmıştır. Mesela: Haçlı Seferleri sırasında Avrupalı
savaşçılar, Asya kültüründe afyon ve esrar ile tanışıp bunları yanlarında götürerek
Avrupa’ya tanıtmışlardır. Sonraki yıllarda bilhassa Portekiz, İngiliz, İspanyol ve
Fransız kâşifler, keşfettikleri yeni ülkelerden bağımlılık yapan çeşitli maddeleri
Avrupa’ya taşımış ve bunların yaygınlaşmasına neden olmuşlardır. Yine Avrupa’ya,
tütün Kuzey Amerika’dan, kokain Güney Amerika’dan, halüsinojenler Orta
Amerika’dan dışarıdan getirilmiş olan maddelerdir[31, s.26].
Psikoaktif maddeyi geleneksel olarak Erkekler kadınlardan daha fazla
kullanılırken, kadınlar her alanda sosyal hayata girip eşitliğe ulaştıkça, özellikle
gelişmiş toplumlarda bu ara gittikçe kapanmaktadır. Yine Madde Kullanımı
geleneksel olarak yetişkinlere özgü iken, gittikçe gençler arasında daha fazla
yayılmaktadır. Tüm maddeler ilk başta belli bir Alt Kültür içinde kullanılırken,
zamanla toplumların tüm katmanlarına yayılabilmektedir[46; s.5; 47, s.43 ].
Günümüzde uyuşturucu veya uyarıcı maddeler halkın sağlıklarını tehdit etmekte
ve salgın bir hastalık gibi toplumlar için çok büyük bir tehlike halinde
yayılmaktadır. Dünya ülkeleri, halk sağlığını bozan ve toplumun yapısını değiştiren
Dünyada ve Türkiye’de narkotik/madde ve madde kullanım problemi
147
bu tehlikeden bireyleri koruyabilmek ve uluslararası tedbirler almak için gereken
Sözleşmeler, Anlaşmaları ve Protokolleri düzenleyerek, iç hukuklarında Sözleşme
hükümlerini uygulayarak bir işbirliğine girmişlerdir. Böylece, uluslararası uyuştu-
rucu kaçakçılığına ve suç örgütlerine karşı uluslararası anlamda mücadele başlat-
mışlardır[48, s.23].
Gençlik çağında, Uyuşturucu Maddeler’in çok kullanıldığı gruplar vardır. Bu
grup gençler, bulundukları toplumdan ayrı, değişik değer yargılarıyla bir Alt
Kültürü oluştururlar. Bunun gibi Batı Avrupa’da 1960’larda yaygın olarak
“Hippi Akımı” ortaya çıktı. Önceleri, hoşgörülü yaklaşımlardan yararlanarak kısa
zamanda gençler arasında Bağımlılık Yapan Maddelerin kötüye kullanılmasıyla
ortaya çıkan: Asi Gençlik (Teddy - Boys); Bitnik (Beatnic); Hippi (Hippy) akımlar
süreçte Alt Kültürler oluşturdular. Bunlar, madde kötüye kullanımı ve bağımlılığının
yayılmasında önemli rol oynadılar. Bu kişiler giyiniş, genel tutum ve davra-
nışlarıyla, bazen de dünya görüşleriyle toplumdan ayrı ve kopukluklarını ortaya
koyuyorlardı[12, s.229-230; 42, s.5-6; 44, s.7-8].
1967 Vietnam Savaşı’nın kızışmasıyla Hippi Hareketi tüm Amerika ve sonra da
Avrupa’ya yayıldı. Yüz binlerce işsiz, okul kaçağı ve çeşitli yolsuzluklara karışmış
gençler Hippilerin arasına karıştı. Bunlar Uyuşturucu Maddeler'in etkisine
kendilerini kaptırıp toplumsal kanunlara karşı geliyorlardı. Büyük düşünce system-
leri ve ideolojilere karşı ilgisiz ve duyarsız davranıyorlardı[12, s.230-232].
Bu akım 1970’lerden itibaren Avrupa ülkeleri için; oluşturduğu sosyokültürel
problem ve gençler arasında yayılan madde bağımlılığı önemli bir hal almıştı[42,
s.5-6; 4, s.7-8]. Sonuçta tüm dünyada, hipisel (hayvani) bir yaşam ve Hip Kültür’ü
diyebileceğimiz Madde Bağımlısı kişiyi, aile, toplum ve çevresinden kopararak,
yalnızlık, bunalım ve ardından da sorumsuz, yaşayan bir ölü gibi olan hayata
mahkûm eder. Yani Uyuşturucu Kültürü (Hip Kültür), Uyuşturucu ve uyuşturucu
salgınlarının baş ak- törü olup toplumları yıkıma götüren her türlü maddi ve manevi
tahribatın temeldeki nedenidir[41, s.6]. Yapılan bir araştırmada Lise öğrencilerinin
%0,1’i internetin etkisiyle madde kullandığını belirtmiş olmaları internet/ sanalalan-
lara ulaşımın yaygınlaşmasının olumsuz sonuçlarından olduğu[50, s.67] kargo/ pos-
tayla rahatlıkla narkotik maddeler elde edinebilen ergen ve genç erişkinler arasında
kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır[51, s.50]. Uyuşturucu madde alışkanlığı birçok
ülkede korkunç bir felaket boyutundadır. Dünyada en çok kullanılan uyuşturucu
maddeler, esrar, afyon morfin, eroin, kokain ve psikotrop maddelerdir[52, s.39-55].
Uyuşturucu madde müptelası olanlar düzenli çalışma gücünden yoksun oldukları
Adil Yılmayan
148
için, her türlü yasa dışı yollara başvurabilirler, Uyuşturuculara Bağımlı hâle gelmiş
olan kişiler bu maddeleri bulabilmek veya bu hususta parayı bulabilmek uğruna
muhtelif suçlar işlemektedirler[13, s.398].
Dostları ilə paylaş: |