Kapak ve afiŞ tasarimi



Yüklə 1,3 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/19
tarix11.01.2017
ölçüsü1,3 Mb.
#5101
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19

Bulgular ve Sonuç: Yapılan değerlendirmeler sonucunda, beyin 
dokusunda hareketsizlik stresine bağlı olarak TBARS artmış, SOD, katalaz 
ve GPx aktiviteleri azalmıştır. L-karnitin tedavisi, doku TBARS düzeyini ve 
SOD aktivitesini önemli derecede azaltmış, GPx aktivitesi anlamlı düzeyde 
artırmış, ancak katalaz aktivitesine ilave bir etki yapmamıştır. Sonuç olarak, 
L-karnitin beyin dokusunda strese bağlı olarak artan lipid peroksidasyonu 
azaltmış ve GPx aktivitesini artırarak antioksidan savunmaya katkıda 
bulunmuştur.  
 

POSTERLER 
29.TFBD KONGRESİ – 1-5 EYLÜL 2003 – GATA / ANKARA 
158
 
P85 HİPERGLİSEMİDE C VİTAMİNİ VE TAURİN İLİŞKİSİ 
 
B.Kaplan
1
, G.Karabay
2
, D.R.Zağyapan
3
, İ.Duyar
4
  
Başkent Üniversitesi, Tıp Fak., 
1
Fizyoloji, 
2
Histoloji, 
3
Anatomi AD; ANKARA.  
4
Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih Coğrafya Fak., Antropoloji AD; ANKARA.  
bkaplan@mynet.com  
 
Giriş ve Amaç: Taurin (2-aminoetansülfonik asit), antioksidasyon, 
membran stabilizasyonu, detoksifikasyon, nöromodulasyon ve kalsiyum 
homeostazisinin regülasyonu gibi pek çok biyolojik aktiviteye sahip bir 
amino asittir. C vitamini, antioksidasyon, yara iyileşmesi, noradrenalin ve 
pek çok nöropeptidlerin sentezindeki kofaktör rolü gibi fonksiyonları olan bir 
vitamindir. Taurin ve C vitamini kan glikoz düzeyinde de etkilidir. 
Çalışmamızın amacı, hiperglisemi durumunda C vitamini ve taurinin 
ardarda uygulanmalarının organizmanın karbonhidrat metabolizmasına 
etkilerini araştırmaktır.  
 
Gereç ve Yöntem: Çalışmamız 30 adet erkek kobay (Cavia aperea 
porsellus) kullanılarak, dört grup halinde düzenlenmiştir. Deney 
protokolümüz; kontrol (K, n:6) grubu, glikoz yükleme (400 mg/kg, i.p.)grubu 
(G, n:6), glikoz (400 mg/kg, i.p.) ve C vitamini yükleme (500 mg/kg, i.p.) 
grubu (G+C, n:6), glikoz (400 mg/kg, i.p.)+C vitamini (500 mg/kg, 
i.p.)+taurin (200 mg/kg, i.p.) yükleme grubu (G+C+T, n:6) şeklindedir. Kan 
örneklerinde glikoz, C-peptid, C vitamini düzeyleri, karaciğer C vitamini, 
karaciğer ve kas glikojen düzeyleri tespit edilmiştir. Çalışmamızın bulguları, 
ikili karşılaştırmalarda Mann Whitney U testi ve tüm grupların birarada 
değerlendirilmesi Kruskal Wallis yöntemi ile değerlendirilmiştir.  
 
Bulgular ve Sonuç: K grubuna kıyasla tüm grupların kan glikoz ve 
karaciğer C vitamini düzeyleri azalmış, serum C-peptid, kan C vitamini, 
karaciğer C vitamini ve glikojen düzeyleri belirgin olarak yükselmiştir. G 
grubu ile G+C grupları karşılaştırıldığında kan glikoz düzeyinde düşüş, kan 
C vitamini, karaciğer C vitamini düzeyinde artış, ayrıca G grubu ile G+C+T 
grubunun serum C-peptid, kan C vitamini, karaciğer C vitamini ve glikojen 
düzeyleri karşılaştırıldığında belirgin bir artış saptanmıştır. G+C grubuna 
kıyasla G+C+T grubunun serum glikoz düzeyi azalmış ,serum C-peptid, 
kan C vitamini, karaciğer glikojen düzeyleri anlamlı olarak artış göstermiştir. 
Kas glikojen düzeyi, G+C+T grubunda belirgin bir yükselme göstermiştir. 
Çalışmamızın sonucunda, hiperglisemi durumunda C vitamini uygulaması 
ardından taurin uygulanmasının organizmanın kan C vitamini, karaciğer ve 
kas glikojen düzeylerini artırarak, kan glikoz düzeyini düşürebileceği 
belirlenmiştir.  
 

POSTERLER 
29.TFBD KONGRESİ – 1-5 EYLÜL 2003 – GATA / ANKARA 
159
 
P86 L-NAME HİPERTANSİF SIÇANLARDA EGZERSİZİN BÖBREK 
HASARI ÜZERİNE ETKİSİ  
 
O.Kuru
1
, ÜK.Şentürk
1
, KH.Gülkesen
2
, F.Gündüz
1
, N.Demir
3
  
Akdeniz Ün., Tıp Fak., 
1
Fizyoloji, 
2
Biyoistatistik, 
3
Histoloji AD; ANTALYA.  
oktaykuru@mail.akdeniz.edu.tr  
 
Giriş ve Amaç: Nitrik oksit (NO) vasküler tonusun ve renal hemodinaminin 
önemli bir fizyolojik düzenleyicisidir. Akut ve kronik NO sentaz (NOS) 
inhibisyonu damar direncini ve dolayısıyla kan basıncını artırır. N-nitro-L-
arginin metil ester (L-NAME) doz ve süre bağımlı olarak kalıcı kan basıncı 
artışı ve glomerüler hasara yol açar. Egzersiz hem insanlardaki esansiyel 
hipertansiyonun tedavisinde hem de sıçanlarda NOS inhibisyonuyla artan 
kan basıncının düşürülmesinde etkilidir. Düzenli fiziksel aktivitenin NOS 
inhibisyonuyla oluşturulan hipertansiyondaki renal hasar üzerine etkisi 
bilinmemektedir. Çalışmamızın amacı bu hipertansiyon modelindeki renal 
hasarı ve egzersiz sürecinden sonraki durumunu incelemektir.  
 
Gereç ve Yöntem: 36 erkek Wistar sıçan 4 gruba ayrıldı: sedanter kontrol 
grubu (Sed, n=9), egzersiz grubu (E, n=9), sedanter (H, n=9) ve antrene 
(HE, n=9) hipertansif gruplar. Hipertansif gruplardaki kan basıncı artışı 25 
mg/kg/gün dozundaki L-NAME’nin içme suyunda alımıyla sağlandı. Antrene 
gruplardaki koşu egzersizi ise eğimsiz düzlemde 20 m/dk hızda ve günde 
bir defa 60 dk şeklinde uyguladı. Çalışma sonunda feda edilen hayvanların 
böbrekleri çıkarılıp histolojik kesitler hazırlandı ve boyanarak incelendi. Her 
grubun kan basıncı başlangıç ve son değerleri kıyaslanırken “eşleşmiş t 
testi” kullanıldı ve gruplar arasındaki istatistiksel değerlendirme tek yönlü 
varyans analizi ile yapıldı. p<0,05 ve üzeri değerler önemli kabul edildi.  
 
Bulgular ve Sonuç: Hipertansif gruplardaki ortalama arteriyel basınç 
değerleri çalışma sonunda önemli düzeyde yüksek saptanırken (p<0,001) 
HE grubundaki değerler H grubundakilere göre belirgin olarak düşüktü 
(p<0,001). Renal hasar skorları ise H ve HE gruplarında Sed grubuna göre 
belirgin olarak yüksek saptandı (p<0,001) ve HE grubundaki skorlar da H 
grubundakinden yüksekti (p<0,001). Kullanılan L-NAME dozu 
hipertansiyonun ve renal patolojinin derecesini etkileyebilir. Kullandığımız 
egzersiz  şiddeti bu protokolde hipertansiyonla oluşan böbrek hasarını 
engelleyemedi. L-NAME hipertansiyonun tedavisine katkısı olan egzersizin 
şiddeti ve sıklığı gözden geçirilmelidir.  
 
 

POSTERLER 
29.TFBD KONGRESİ – 1-5 EYLÜL 2003 – GATA / ANKARA 
160
 
P87 UZUN SÜRELİ YÜZME EGZERSİZİNİN YAŞLANAN 
SIÇANLARDAKİ DOKU ÇİNKO, MAGNEZYUM VE BAKIR DAĞILIMINA 
ETKİSİ 
 
O.Kuru
1
, Ü.K.Şentürk
1
, F.Gündüz
1
, B.Aktekin
2
, M.R.Aktekin
3
  
Akdeniz Ün., Tıp Fak., 
1
Fizyoloji, 
2
Nöroloji, 
3
Halk Sağlığı AD; ANTALYA.  
oktaykuru@mail.akdeniz.edu.tr  
 
Giriş ve Amaç: Kısa süreli veya uzun süreli egzersiz uygulamasında doku 
eser element dağılımının değiştiği bilinmektedir. Fakat çok uzun dönem 
(yaşam boyu) düzenli egzersiz uygulamasında doku eser element dağılımı 
bilinmemektedir. Bu çalışmanın amacı yaşlanan sıçanlarda bir yıllık yüzme 
egzersizinin değişik dokulardaki çinko (Zn), magnezyum (Mg) ve bakır (Cu) 
düzeyleri ve dağılımları üzerindeki etkisini belirlemektir.  
 
Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda kullanılan erkek Wistar sıçanlar 3 gruba 
ayrıldı: sedanter (n=13) ve antrene (n=12) yaşlı gruplar ile genç kontrol 
grubu (n=10). Antrene grup deney periyodu sürecindeki 1 yıl boyunca 
yüzme egzersizine tabi tutuldu (60 dk/gün, 5 gün/hafta), kontrol grupları 
kafes aktivitesiyle sınırlı bir bakıma alındı. Çalışma sonunda feda edilen 
sıçanların böbrek, kalp, karaciğer, akciğer dokularındaki ve gastroknemius 
ile soleus kaslarındaki Zn, Mg ve Cu düzeyleri atomik absorbsiyon 
spektrofotometrisiyle ölçüldü. İstatistiksel değerlendirme tek yönlü varyans 
analizi ile yapıldı, p<0,05 ve üzeri değerler önemli kabul edildi.  
 
Bulgular ve Sonuç: Sedanter yaşlı gruptaki böbrek Zn konsantrasyonları 
genç kontrol grubuyla kıyaslandığında belirgin olarak düşük (p<0,01) ve 
sedanter yaşlı grupla kıyaslandığında antrene yaşlı gruptaki böbrek Zn 
düzeyleri belirgin olarak yüksek (p<0,01) saptandı. Sedanter yaşlı gruptaki 
soleus kası Zn düzeyleri ise genç kontrollere kıyasla belirgin olarak yüksek 
bulundu (p<0,05). Diğer dokularda ölçülen Zn düzeyleri açısından gruplar 
arasında fark saptanmadı. İncelenen dokulardaki Mg konsantrasyonlarında 
gruplar arasında bir değişiklik saptanmadı. Sedanter yaşlı gruptaki böbrek 
Cu konsantrasyonları genç kontrol grubuyla kıyaslandığında belirgin bir 
düşüş sergiledi (p<0,01). Antrene yaşlı gruptaki böbrek Cu düzeylerinin 
genç kontrollere göre düşük bulunmasına rağmen (p<0,05) sedanter yaşlı 
sıçanlardakinden önemli düzeyde yüksekti (p<0,01). Sonuç olarak 
yaşlanma süreciyle gözlenen Zn ve Cu içeriğinin azalması uzun süreli 
yüzme egzersiziyle önlenebilir.  
 
 
 

POSTERLER 
29.TFBD KONGRESİ – 1-5 EYLÜL 2003 – GATA / ANKARA 
161
 
P88 ANGİOTENSİN II İNHİBİSYONUNUN SIÇANLARDA EGZERSİZ 
PROTEİNÜRİSİNE ETKİSİ  
 
F.Gündüz, Ü.K.Şentürk, O.Kuru  
Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı; ANTALYA.  
uksenturk@akdeniz.edu.tr  
 
Giriş ve Amaç: Egzersiz sonrasında ortaya çıkan geçici proteinürinin 
mekanizmasının açıklanmasında öne sürülen önemli teorilerden birisi, 
egzersiz sırasında düzeyi artan angiotensin II’nin (Ang II) glomerüler 
membrandan protein filtrasyonunu artırabileceği  şeklindedir. Egzersiz 
proteinürisinin angiotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörleri 
kullanılarak engellenebildiği bazı çalışmalarda gösterilmiştir. Ancak ACE’in 
aynı zamanda kininaz fonksiyonunun bulunması nedeniyle, ACE 
inhibitörlerinin egzersiz proteinürisi üzerine olan düzeltici etkisinin Ang II’nin 
ortadan kaldırılmasına mı yoksa dolaşımda kinin-kallikrein düzeyinin 
artışına mı bağlı olduğu açık değildir. Bu çalışmanın amacı, ACE 
inhibitörlerinin egzersiz proteinürisini düzeltici etkisinin Ang II’ye spesifik 
olup olmadığını ortaya koymaktır.  
 
Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 48 adet Wistar erkek sıçan kullanıldı. 
Sıçanlar kontrol (K), akut tüketici egzersiz grubu (E), ACE inhibitörü 
(enalapril) alan grup (ENA), Ang II tip 1 reseptör (AT1) antagonisti 
(losartan) alan grup (LOS), akut egzersiz öncesi enalapril uygulanan grup 
(ENA-E) ve akut egzersiz öncesi losartan uygulanan grup (LOS-E) olarak 
gruplandırıldı. Enalapril 30 mg/kg, losartan 20 mg/kg dozunda, 24 saat 
arayla 2 kez, intragastrik katater yoluyla uygulandı. Toplanan 24 saatlik 
idrarlardan protein düzeyleri ölçüldü ve protein elektroforezi yapıldı. 
İstatistiksel değerlendirme tek yönlü varyans analizi ile yapıldı, p<0,05 ve 
üzeri değerler önemli kabul edildi.  
 
Bulgular ve Sonuç: Egzersiz grubunda idrar protein düzeyi kontrol 
grubuna kıyasla önemli olarak yükseldi (p<0,05) ve protein elektroforezinde 
miks tip proteinüri saptandı. Egzersiz uygulanmaksızın yalnız ilaç tedavisi 
alan ENA ve LOS grubunda saptanan idrar protein düzeyleri ve 
elektroforezi kontrol grubundan farklılık göstermedi. Egzersiz öncesi ENA 
veya LOS alan gruplarda idar protein düzeyleri kontrol grubununkine 
benzerdi ancak protein elektroforezinde albumin bandında silikleşme 
olmasına rağmen miks tip proteinüri görünümü izlendi. Sonuç olarak; 
egzersiz proteinürisinin hem ACE inhibitörü hem AT1 reseptör blokörü 
kullanılarak engellenmesi, bunun kinin-kallikrein sisteminin 
aktivasyonundan çok Ang II’nin ortadan kaldırılmasına veya etkisinin 
önlenmesine bağlı olduğunu göstermektedir.  
 

POSTERLER 
29.TFBD KONGRESİ – 1-5 EYLÜL 2003 – GATA / ANKARA 
162
 
P89 EGZERSİZ YAPARAK YAŞLANAN SIÇANLARDA OKSİDAN 
STRES VE ANTİOKSİDAN KAPASİTE DEĞİŞİMİ 
 
F.Gündüz
1
, Ü.K.Şentürk
1
, O.Kuru
1
, B.Aktekin
2
, M.R.Aktekin
3
  
Akdeniz Ün., Tıp Fak., 
1
Fizyoloji, 
2
Nöroloji, 
3
Halk Sağlığı AD; ANTALYA.  
fgunduz@mail.akdeniz.edu.tr  
 
Giriş ve Amaç: Egzersizin yaşlılarda oksidan stres ve antioksidan 
savunma üzerine etkileri bir çok araştırmanın konusunu oluşturmuştur. 
Ancak, genç erişkin dönemde başlanıp yaşlılık dönemine kadar yapılan 
düzenli ve uzun süreli egzersizin etkileri henüz açık değildir. Bu çalışmanın 
amacı genç yaşta başlanan ve bir yıl boyunca devam eden düzenli 
egzersizin sıçanlarda çeşitli dokuların lipid peroksidasyonu ve antioksidan 
enzim düzeyleri üzerine etkisini ortaya koymaktır.  
 
Gereç ve Yöntem: Çalışmada otuz adet 9 aylık Wistar sıçan kullanıldı. 
Sıçanlar kontrol (yaşlı kontrol; YK; n=15) ve yüzme (yaşlı yüzme; YY; n=15) 
grubu olarak ikiye ayrıldı. Yüzme grubuna haftada 5 gün, günde 1 saat 
olmak üzere bir yıl boyunca yüzme egzersizi uygulandı. Çalışmanın 
sonunda 10 adet 9 aylık sıçan, genç kontrol (GK) grubu olarak çalışmaya 
eklenerek tüm hayvanların kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, beyaz kas ve 
kırmızı kas dokularında lipid peroksidasyon ve antioksidan enzim 
(superoxide dismutase-SOD, catalase-CAT, glutathione peroxidase-GPx) 
düzeyleri ölçüldü. İstatistiksel değerlendirme tek yönlü varyans analizi ile 
yapıldı, p<0,05 ve üzeri değerler önemli kabul edildi.  
 
Bulgular ve Sonuç: YK grubunda hemen tüm dokularda lipid 
peroksidasyon düzeyi GK grubuna kıyasla önemli olarak yüksekti (p<0,05, 
p<0,01, p<0,001) ve YY grubunda saptanan doku lipid peroksidasyon 
seviyeleri YK grubundan farklılık göstermedi. YK grubunda GK grubuna 
kıyasla kalp SOD aktivitesi (p<0,001), çizgili kas SOD (p<0,05) ve CAT 
aktivitesi (p<0,01) önemli artış gösterirken, böbrek-karaciğer CAT aktivitesi 
(p<0,001) ve böbrek-karaciğer-akciğer-kalp GPx aktivitesi önemli (p<0,001) 
düşüş gösterdi. Akciğer-kalp-böbrek SOD (p<0,05), karaciğer CAT (p<0,05) 
ve akciğer-kalp-karaciğer GPx aktiviteleri (p<0,05, p<0,01, p<0,001) ise YY 
grubunda YK grubuna göre istatistiksel olarak önemli artış gösterdi. Sonuç 
olarak uzun süreli ve düzenli yapılan egzersizin, ek oksidan stres 
oluşturmaksızın bir çok dokuda antioksidan savunmayı artırdığı görüşüne 
varıldı.  
 
 
 

POSTERLER 
29.TFBD KONGRESİ – 1-5 EYLÜL 2003 – GATA / ANKARA 
163
 
P90 YAŞLI BİREYLERDE KUVVET VE DAYANIKLILIK 
ANTRENMANININ OLAYA İLİŞKİN ENDOJEN POTANSİYELLER 
ÜZERİNE ETKİSİ  
 
Y.G.Özkaya
1
, F.Toraman
1
, H.Aydın
2
, F.Kızılay
2
, G.Şahin
1
, N.Ayçeman
1

Ö.Özdemir
3
, B.Ağlamış
1
, E.T.Ceylan
4
, A.Erman
1
, B.Kaynak
4
  
Akdeniz Üniversitesi, 
1
Beden Eğitimi ve Spor YO, 
2
Tıp Fakültesi Nöroloji AD,  
3
Spor Bilimleri Arş. ve Uyg. Mrk., 
4
Beden Eğitimi ve Spor Öğretmeni (Serbest); ANTALYA.  
ozkayag@akdeniz.edu.tr, gulozk@yahoo.com 
 
Giriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı, kuvvet ve dayanıklılık antrenmanı 
yapan yaşlı bireylerde OİEP (Olaya İlişkin Endojen Potansiyeller)’i 
değerlendirmek ve aynı yaştaki sedanter bireylerle karşılaştırmaktır.  
 
Gereç ve Yöntem: Araştırmaya gönüllü, 60 yaş üzerinde 30 birey 
katılmıştır. Yaşlılar rasgele, dayanıklılık antrenman grubu (DA), kuvvet 
antrenman grubu (KA) ve kontrol (K) grubu olmak üzere 3 gruba ayrılmış ve 
9 hafta süreli, 3 gün/hafta sıklıkta, antrenman programını uygulamıştır. DA 
grubunda adaptasyon haftasında yoğunluk, maksimum kalp atım sayısı 
rezervinin(HRRmax) %60’ı, süre 20 dakika olarak belirlenmiş, 2.haftada 
birim antrenman süresi 5 dakika arttırılmış, 3.haftada yüklenme yoğunluğu 
HRRmax’nin %65’ine yükseltilmiş, 4.haftadan itibaren her hafta süre 5 
dakika artırılmıştır. Kuvvet antrenmanı günlük aktivitelerde daha çok 
kullanılan büyük kas gruplarına yönelik 7 istasyondan oluşturulmuş, her 
istasyonda ilk adaptasyon haftasında 1 set, 8 tekrar, devam eden 
haftalarda 3 set ve 8 tekrar yapılmıştır. Yüklenme yoğunluğu başlangıçta 
%60 1RM olarak belirlenmiş, iki haftada bir alınan maksimal ölçümlerin 
%60’ıyla devam edilmiştir. Üç grupta da; 9 haftalık antrenman sonunda 
işitsel uyaranla elde edilen P300 bileşeninin latans ve amplitüdü 
değerlendirilmiştir. Sonuçlar ‘ortalama
±standart hata’ olarak verilmiş, 
gruplar arası karşılaştırmada tek yönlü varyans analizi kullanılmış, 
p<0,05’in altındaki değerler istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir.  
 
Bulgular ve Sonuç: Yapılan ölçümler sonucunda gruplar arasında P300 
latans ve amplitüdünde herhangi bir farklılık saptanmamıştır. Orta dereceli 
kuvvet ve dayanıklılık egzersizlerinin OİEP’i etkilemediği sonucuna 
ulaşılmıştır.  
 
 
 
 
 

POSTERLER 
29.TFBD KONGRESİ – 1-5 EYLÜL 2003 – GATA / ANKARA 
164
 
P91 SIÇAN SEREBELLUMUNDA PURKİNJE HÜCRELERİNİN YAŞA 
BAĞLI SAYISAL DEĞİŞİMİ 
 
A.Dayangaç
1
, H.Genç
2
, F.Tan
2
  
1
Fırat Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü; ELAZIĞ.  
2
Ondokuz Mayıs Ün., Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü; SAMSUN.  
alpdayangac80@yahoo.com  
 
Giriş ve Amaç: Bu çalışmada herhangi bir kimyasal madde verilmeden, 
sıçan serebellumunda yaşa bağlı olarak purkinje hücrelerinin sayısındaki 
değişmeler değerlendirildi. Embriyonal gelişimin başından sonuna kadar 
canlıdaki organları meydana getiren hücrelerde sayısal miktar her zaman 
tartışma konusu olmuştur. Nöronların özellikleri sebebiyle, sayısal 
değişimlerinin miktarı önemlidir. Günümüzde, ekolojik, biyolojik, gerekse 
sanayileşme faktörlerinin çok büyük değişiklik göstermesi ve nöronların bu 
değişikliklere karşı gösterdiği tepki sayısal anlamda önem kazanmıştır. 
Doğru değerlendirmelerin yapılabilmesi için bu çalışmaya ihtiyaç 
duyulmuştur.  
 
Gereç ve Yöntem: Çalışmada, 15 günlük 8, 30 günlük 7, 90 günlük 10 ve 
180 günlük 8 tane Wistar albino sıçan üzerinde araştırma yapıldı. 
Hayvanlar intrakardial yoldan nötral formalin ile perfüzyona alındı. Grupların 
serebellumlarından elde edilen seri frontal kesitler Tionin ile boyandı. 
Stereotaksik atlas yardımı ile serebellumun Krus I, Krus II ve Lobulus 
simpleks bölgelerinde purkinje hücre sayımı yapıldı. Pukinje hücreleri x400 
büyütme ile ışık mikroskobunda mikroskop alanı kaydırılarak sayıldı ve 
Student’in ‘t’ testi ile değerlendirildi.  
 
Bulgular ve Sonuç: Çalışmamızın sonuçlarına göre sıçan 
serebellumlarındaki purkinje hücre yoğunluğu, 15 günlük deney gurubunda 
sağ yarımkürede 27,01/mm, sol yarımkürede 27,88/mm olarak tespit edildi. 
30 günlük deney gurubunda purkinje hücre yoğunluğu sağ yarımkürede 
27,48/mm, sol yarımkürede 27,25/mm bulundu. 90 günlük deney 
gurubunda purkinje hücre yoğunluğu sağ yarım kürede 22,92/mm, sol 
yarımkürede 22,06/mm tespit edildi. 180 günlük deney gurubunda purkinje 
hücre yoğunluğu ise sağ yarımkürede 22,30/mm, sol yarım kürede 
22,50/mm olarak bulundu. 15 ve 30 günlük guruplar, 90 ve 180 günlük 
guruplar ile karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit 
edildi (p<0,05). Sonuçta 30 günden sonra yaşa bağlı olarak purkinje hücre 
yoğunluğunda azalma gözlendi.  
 
 

POSTERLER 
29.TFBD KONGRESİ – 1-5 EYLÜL 2003 – GATA / ANKARA 
165
 
P92 KOBAYLARDA BAZI EKOKARDİYOGRAFİK PARAMETRELER  
 
N.Çetin
1
, M.Toker
2
  
1
Erciyes Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı; KAYSERİ.  
2
S.S.K. Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kalp-Damar Cerrahisi, ANKARA.  
cetin@erciyes.edu.tr   
 
Giriş ve Amaç: Günümüzde beşeri ve veteriner hekimlikte kalp 
hastalıklarının teşhis ve tedavisinde yaygın olarak kullanılan 
ekokardiyografi, son yıllarda kardiyovasküler araştırmalar için laboratuvar 
hayvanlarında da kullanılmaya başlanmıştır. Fare, sıçan ve tavşanlarda 
ekokardiyografik yöntemle kalbin normal anatomik ve fonksiyonel 
parametrelerini belirlemek amacıyla çeşitli çalışmalar yapılmasına rağmen, 
kobaylarda bu amaçla yapılmış herhangi bir araştırmaya rastlanmamıştır. 
Bu çalışmada, anestezi altındaki sağlıklı kobaylarda bazı ekokardiyografik 
değerlerin tespit edilmesi amaçlanmıştır.  
 
Gereç ve Yöntem: Araştırmada 5-6 aylık, 500-650 g ağırlığında, sağlıklı 12 
adet erkek kobay kullanıldı. Anestezi amacıyla kobaylara ketamin (30 
mg/kg) ve ksilazin (5 mg/kg) kas içi uygulandı. M-mod ve 2-boyutlu 
ekokardiyogram, Amerikan Ekokardiyografi Cemiyetinin belirlediği kriterlere 
göre kaydedildi ve değerlendirildi.  
 
Bulgular ve Sonuç: Yapılan çalışmada sol ventrikül diyastol sonu iç çapı 
(LVIDD), sol ventrikül sistol sonu iç çapı (LVIDS), interventriküler septum 
diyastol kalınlığı (IVSTD), interventriküler septum sistol kalınlığı (IVSTS), 
arka duvar diyastol kalınlığı (LVPWD), arka duvar sistol kalınlığı (LVPWS), 
sol atriyum çapı (LA), aort çapı (AO), sol ventrikül fraksiyonel kısalması 
(FS), sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (EF), sol ventrikül diyastol sonu 
hacmi (EDV), sol ventrikül sistol sonu hacmi (ESV), ve sol ventrikül atım 
hacminin (SV) ortalama değerleri sırasıyla 6,85, 4,35, 1,75, 2,26, 2,28, 
2,80, 4,95, 4,65 mm, %35,62, %70,87 ve 0,70, 0,20, 0,50 ml olarak ölçüldü. 
Elde edilen veriler, kobaylardan iyi kalitede görüntülenen 2 boyutlu 
ekokardiyogram rehberliğinde M-mod ekokardiyografik ölçümlerin 
yapılabileceğini göstermiştir.  
 
 
 
 
 
 

POSTERLER 
29.TFBD KONGRESİ – 1-5 EYLÜL 2003 – GATA / ANKARA 
166
 
P93 ANESTEZİ ALTINDA SPONTAN SOLUNUM YAPAN SIÇANLARDA 
Yüklə 1,3 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   19




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin