P70-
KARIN AĞRISI, İSHAL, HALSİZLİK VE ÖKSÜRÜK;
AKCİĞER ABSESİ: OLGU SUNUMU
*Dr. Özgür Dikme, *Dr. Reyhan Dilaver Abilov, *Dr. Hakan Topaçoğlu
*İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği, İstanbul
Giriş: Akciğer absesi, akciğer parankiminde hava-sıvı seviyesi ile birlikte, kavite oluşturarak
yıkıma neden olan süpüratif bir enfeksiyondur. Akciğer abseleri; bakteriyel, fungal, paraziter
etkenlerle oluşmaktadır. Akciğer abselerinin yaklaşık %90’ından fazlasında anaerop bakteriler
sorumlu tutulma
ktadır. Akciğer absesi olan hastalarda iki temel prognostik faktör ileri yaş ve
komorbid hastalık varlığıdır.
Olgu Sunumu:
44 yaşında erkek hasta karın ağrısı, ishal ve halsizlik yakınması ile acil
servise başvurdu. Öyküsünde yakınmalarının 6-7 gündür olduğu ve uzun zamandır olan
nonprodüktif
öksürük yakınmasının eş zamanlı arttığı öğrenildi. Özgeçmişinde peptik ulcus
öyküsü mevcuttu.
Uzun yıllar sigara ve kronik alkol kullanımı olduğu öğrenildi.
Hastanın bilinci açık, koopere ve oryante idi. Vital bulguları hafif taşikardi dışında
normal olarak değerlendirildi. Fizik muayenesinde; batın tüm kadranlarda bağırsak sesleri
artmış ve palpasyon hassasiyeti mevcuttu. Rebound ve defans saptanmadı. Sağ akciğer alt
zonda solunum seslerinde azalmayla birlikte krepitan ral saptandı.
Laboratuvar incelemelerinde; nötrofil hakimiyetinde lökositoz (WBC: 16.63 /mm3,
NE%: 88.4), anemi (Hgb: 7.4 g/dl, Hct: 23.8%) ve trombositoz (437/mm3) saptandı.
Biyokimya incelemesinde hipoalbuminemi (2.7 g/dL), hiponatremi (127 mmol/L),
hipopotasemi (3.2 mmol/L) ve hipokloremi (91 mmol/L) dışında başka bir anormallik tespit
edilmedi.
Akciğer grafisinde sağ akcigerde yaygın retikülonodüler dansite artışısaptandı. Toraks
bilgisayarlı tomografisinde sağ akciğer alt lob bazal segment seviyesinde içinde hava-sıvı
seviyesi izlenen yaklaşık 11x11 cm boyutunda kist görünümü (abse?) ve yer yer
konsolidasyona dönüşen yaygın asiner nodüler infiltrasyon alanı, tomurcuklu dal görünümleri
saptandı. Erken parenteral antibiyoterapi uygulanan hasta hastaneye yatırıldı.
Sonuç:
Akciğer absesi alt solunum yolunun ciddi bir enfeksiyon hastalığıdır. Özellikle yaşlı,
komorbid hastalığı, immün yetmezliği, kronik alkol kullanımı ya da malnütrisyonu olan
hastalarda
tanıda düşünülmelidir. Erken tanı ve uygun antibiyotik tedavisi başlanması
tedaviye yanıt açısından önemli bir etkendir.
88
P71-
LUMBALJİ Mİ DİSEKSİYON MU?
Tarık OCAK
1
, Mustafa BAŞTÜRK², Arif DURAN¹, Özer KEMAHLI
2
, Yasemin
ÇELİK², Zeynep G. ÇAKIR³
1
: Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD, BOLU
2
: Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği, İSTANBUL
3
: Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD, ERZURUM
ÖZET
Aort diseksiyonları önemli, hayatı tehdit eden tıbbi acillerdendir. Diseksiyon bölgesine göre
klinik farklılıklar gösterebilir. Stanford sınıflamasına göre Tip B diseksiyonlar daha çok karın
ağrısı ile klinik bulgu verirler ve tüm diseksiyonlar içerisinde abdominal aort tutulumlu
diseksiyonlar %5 oranında görülürler. Bazen spinal sinir iskemisi sonucu parapleji, alt
ekstremitelerde nabızsızlık ile de klinik belirti verebilirler. Bu sunumda bel ağrısı nedeniyle
tetkik yapılan ve lumbal magnetik rezonans görüntülemede (MRG) tesadüfi tesbit edilen
abdominal aort diseksiyonu olgusundan bahsettik.
OLGU SUNUMU
Bir haftadır olan geçemeyen bel ağrıları olan 64 yaşında erkek hasta tedavi amacıyla beyin
cerrahi polikliniğine başvuruyor. Lumbal spinal MRG istenen hastada L4 vertebral
kesitlerinde abdominal aort diseksiyonu tesbit edilerek ( Resim 1) acil kliniğimize sevkli
geldi. Yapılan muayenede vital bulguları stabil, periferik arteriyel nabazanları açık idi.
Batında yumuşak palpasyonla ele gelen pulsatil kitle tesbit edilen hastaya aorta yönelik anjio
tomografi istendi. Stanford Tip B aortik diseksiyon saptana hasta kalp damar cerrahisi
kliniğine yatırıldı. 10 gün süren medikal tedavi ile mevcut olan bel ağrıları toparlayan hasta
kontrollere çağrılmak üzere taburcu edildi.
SONUÇ
Eğer acil servislerde Aort diseksiyonlarına erken tanı konulabilirse mortalite ve morbidite
oranlarında olumlu gelişmeler görülebilecektir. Ancak bizim vakamızda olduğu gibi atipik
klinik belirtilerle de hastalar gelebileceğinden dikkat edilmesi gerektiğini vurgulamak istedik.
Anahtar Kelime:
Bel ağrısı, MRI, Abdominal Aort Diseksiyonu
Doç Dr Zeynep G. ÇAKIR
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD, ERZURUM
Tlf: 05056540056
e- mail:
zeynepgcakir@gmail.com
89
P72-
BUZ DÜŞMESİ SONUCU KARACİĞER YARALANMASI: BİR OLGU SUNUMU
Dr.
Orhan DELİCE, Dr.Serhat KARAMAN,Dr.Ethem ACAR
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Servisi, Erzurum
GİRİŞ-AMAÇ: Pediyatrik yaş grubunda mortalite ve morbiditenin ilk sıradaki sebebi travmadır. Baş ve
ekstremite yaralanmalarından sonra en sık karın yaralanması görülmektedir. Abdominal travmalar yaklaşık
%8,5 gib
i yüksek bir mortalite oranına sahiptir. Travmaya nedenleri mevsimsel ve bölgesel olarak değişiklik
göstermektedir.
Bu olgu sunumu ile bölgemizde sık görülen çatıdan buz düşmesi sonucu ciddi yaralanma olan
bir olguyu tartışarak konuya dikkat çekmeyi amaçladık.
OLGU SUNUMU:
9 yaşında erkek hasta çatıdan buz düşmesi sonrası karın ağrısı bulantı şikâyeti ile
acil kliniğimize getirildi. Hastanın dış merkezde yapılan muayenesinde patoloji saptanmayıp kliniğimize
yönlendirilmiş. Bilinci açık koopere-oryante idi. Genel durumu iyi, batın sağ üst kadranda belirgin olmak üzere
tüm kadranlarda hassasiyet ve defans mevcuttu. TA: 100/60mmHg, nbz: 110/dk idi.
Sağ bacakta tibia ve sol
klavikulada fraktüre bağlı hassasiyet mevcuttu. Direkt grafilerinde sağ tibia 1/3 distalde fraktür (Resim1) ve sol
klavikulada fraktür (Resim 3) tespit edildi.
Batın USG de karaciğer sağ lop posterior segmentte yaklaşık 45 x
41mm boyutlu heterojen hiperekoik alan izlendi. IV kontrastlı batın BT’de grade 3 karaciğer kontüzyonu
saptandı(Resim 2) . Geliş Hgb:13.6, Htc:37.6, WBC:15,7 ,AST:786, ALT:496 idi. Hasta çocuk cerrahi
kliniğinde 7günlük konservatif izlem boyunca kliniği stabil seyreden hasta taburcu edildi.
Resim 1 Resim 2 Resim 3
SONUÇ: Çocu
kluk çağında mortalitenin en önemli nedeni olan travmaya maruz kalan vakaların ayrıntılı fizik
muayenesinde ve yapılan kan tetkikleri neticesinde bile önemli patolojik bulgular elde edilebilmektedir.
Bölgemizde kış aylarında oldukça sık rastlanan çatıdan buz düşmesi sonucu bir çok travma hastası kliniğimize
başvurmaktadır. Travma nedeni ne olursa olsun özellikle çocukluk çağındaki vakalar ayrıntılı fizik muayene ve
inceleme gerektirmektedir.
Sorumlu Yazar: Dr. Ethem ACAR
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Servisi
Erzurum, 25070-Türkiye
Tel: +90 0442 232 5555/5116
Fax: 0442-232 50 25
e-mail: dr.ethemacar@hotmail.com
90
P73-
TESADÜFEN TESBİT EDİLEN İNTRAKRANİAL YABANCI CİSİM: OLGU
SUNUMU
Sevdegül Karadaş
1
, Recep Dursun
2
, Nejmi Kıymaz
3
1
Van Bölge Eğitim Araştırma Hastanesi, Acil Tıp Uzmanı
2
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Anabilim Dalı
3
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı
G
iriş: Kraniospinalpenetran yabancı cisim yaralanmaları nadir görülen önemli ve ilginç
vakalardır.Ateşli silah yaralanmaları dışındaki kraniospinalpenetran yaralanmalar daha çok
endüstriyel kazalar,intihar girişimleri veya suç eylemlerinde karşımıza çıkar. Yabancı
cisimlerin kraniumapenetre edilmesi bazen infantisit girişimleri için bir yol olabilir. Bu
olguda kocası tarafından darp edilme şikayeti ile acil servise getirilen ve çekilen beyin
bilgisayarlı tomografi (BT)’sinde tesadüfen tesbit edilen intrakranial yabancı cisim olgusunu
sunmayı amaçladık.
Olgu Sunumu:
Kırkbir yaşında bayan hasta kocası tarafından darp edilme şikayeti ile acil
servise getirildi.
Özgeçmişinde özellik bulunmamaktaydı. Başvuru anında baş ağrısı dışında
şikayeti olmayan olgunun yapılan fizik muayesinde
tansiyon arteriyel TA: 130/70 mm Hg,
nabız: 78/min, ateş: 36.2 ° C, Glasgow Koma Skoru (GKS): (E4M6V5)
15,
pupilleriizokorikolup
tüm s
istem muyeneleri normaldi.Hastanın çekilen 2 yönlü kafa
grafisinde 2 adet yabancı cisim saptandı (
resim1,2)
.
Yabancı cisimlerin lokalizasyonunu ve
penetrasyon derecesini daha iyi belirlemek amacıyla çekilen
BBT’de kesitlerde
2 adet dikiş
iğnesi ile uyumlu metalik yabancı cisim izlendi (resim3,4,5).
Sonuç:
Ağıza boğaza yabancı cisim koyarak, delici alet kullanarak dikiş iğnesi, çivi gibi
penetran maddeler ile intihar ve cinayet girişimlerinde bulunulması literatürde nadiren
bildirilmiştir. İnfantisit,cinayet girişimlerinde yabancı cisimler fontonel,sütur hatları gibi
lokalizasyonlara yakın yerlerde izlenir. Sunulan olguda da vertekse yakın yerleşimli idi. BT
yumuşak doku, kemiklerin şekil ve yerleşimini, yabancı metalik cisimleri tespit etmede en
değerli yöntemdir. Parankim hasarı ve kanama gibi komplikasyonlar hakkında bilgi verir.
Derin yerleşimli olanlar bırakılabilirancak uygun lokalizasyonlarda tedavi seçeneği
eksplorasyondur.
İntrakraniyal yabancı cisimler komplikasyonsuz, cerrahi olarak çıkarımı zor
ise takip edilmelidir.
İletişim Adresi:
Sevdegül Karadaş
Yüzüncü Yıl Üniversitesi
Tıp Fakültesi
Acil Tıp AD Van
GSM:05349870331
Resim-
1:Lateral kafa grafisinde yabancı cisim
91
Resim3,4,5
: yabancı cisimlerin BBT görüntüleri
92
93
P74-
ACİL SERVİSTE AKUT PANKREATİT TANISI ALAN OLGULARIN
RETROSPEKTİF İNCELENMESİ VE BİLGİSAYARLI TOMOGRAFİ ŞİDDET
İNDEKSİ İLE KARŞILAŞTIRILMASI
*Serap BİBEROĞLU, *Murat KOYUNCU, *Derya ÖZTÜRK, *Ahmet Cevdet TOKSÖZ,
**Emin ÇAKMAKCI , *
İbrahim İKİZCELİ
*A
cil Tıp Kliniği, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul, Türkiye
**Radyoloji Kliniği, Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İstanbul, Türkiye
Giriş: Bu çalışmada; acil servislerde akut pankreatit (AP) olgularında bilgisayarlı tomografi
(BT) ile erken tanı koymanın yanı sıra BT bulguları ışığında hastalığı şiddetine göre
sınıflandırarak tedavi sürecinde olası komplikasyonların tanısındaki rolünü saptamak ve AP
tanısı alan olguların demografik özellikleri, biyokimyasal parametreleri, ultrasonografi ve BT
sonuçları ile morbidite, yatış süresi ve mortalite arasındaki ilişkilerin değerlendirilmesi
amaçlandı.
Gereç ve Yöntem:
İstanbul Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine
01/06/2010 ile 01/06/2011 tarihleri arasında başvuran 18 yaş ve üzeri AP tanısı alan 76 hasta
çalışmaya alındı. Hastaların, dosyaları ve otomasyon sisteminden elde edilen verileri geriye
dönük olarak incelendi.
Hastaların demogratif özellikleri, özgeçmiş ve başvuru şikayetleri, fizik muayene bulguları,
klinik
gidiş bilgileri, ultrasonografi raporları ve laboratuar sonuçları, batın tomografileri
incelenerek Bilgisayarlı Tomografi Şiddet İndeksi (BTŞİ) değerleri elde edildi.
Hastaların hesaplanan BTŞİ değerleri ile demografik bulguları, etiyolojisi, başvuru
şikayetleri, klinik bulguları, biyokimyasal parametreleri, ultrasonografi sonuçları, yatış gün
sayısı, tedavi ve komplikasyonları karşılaştırıldı.
Bulgular:
Çalışmamıza alınan hastaların %61,8’i kadın, %38,2’si erkek idi. Hastaların yaş
gruplarını incelediğimizde en fazla 60 yaş ve üzerinde idi. Özgeçmişinde en fazla kolelitiyazis
tespit edildi. En sık başvuru şikâyetinin karın ağrısı, bulantı ve kusma olduğu görüldü.
Bilgisayarlı Tomografi Şiddet İndeks puanı 0-2, 3-6 ve 7-10 olan hastaların tedavi oranları
arasında anlamlı farklılık yoktu. BTŞİ puanı 3-6 olan hastalarda, 0-2 BTŞİ puanı olanlara göre
anlamlı olarak daha yüksek oranda yoğun bakıma yatış vardı. BTŞİ 3-6 ve 7-10 olan
hastalarda 0-
2 BTŞİ olanlara göre anlamlı olarak daha yüksek oranda komplikasyon vardı.
Sonuç:
Laboratuar değerleri ve ultrasonografi bulguları ile Akut Pankreatit şiddeti arasında
bir ilişki yoktur. Akut Pankreatit tanısı alan hastaların tanı ve takibinde Bilgisayarlın
Tomografi önemli bir yer tutar ve gelişebilecek komplikasyonların ön görülmesinde önemli
bir parametre olabilir. Akut Pankreatit tanısı alan hastaların morbidite ve mortalitesinin
tahmininde Bilgisayarlı Tomografi Şiddet İndeksi oldukça avantajlı bir yöntem olabilir.
İletişim:
Serap BİBEROĞLU
Şişli Etfal Eğitim ve Araştırma Hastanesi
Acil Tıp Kliniği/İSTANBUL
Tel: +90 5336643776
Mail: serapbiberoglu53@hotmail.com
94
P75-
ŞÜPHELENMELİ MİYİM? ZOR BİR TANI: RENAL İNFARKT
Dr.Ethem ACAR, Dr.Serhat KARAMAN, Dr.
Hüseyin ŞAHİN
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Servis, Erzurum, Türkiye
Giriş; Renal infarkt nadir görülen ciddi bir klinik tablodur. Semptomları
genellikle silikti
r, tanı için şüphelenmek gerekir. Atriyal fibrilasyon, miyokard infarktüsü
mitral darlık gibi kalp hastalıkları, aterosklorosiz, polisitemia vera, lupus eritomatozis,
travma gibi durumlar etiyolojiden sorumlu nedenlerdir.
Kontrastlı Abdominal BT ile tanı
doğrulanır. Tanıda gecikme olması veya tanının atlanması böbrek yetmezliği gibi ciddi
hastalıkların ortaya çıkmasına neden olacaktır.
Olgu;
47 yaşında erkek hasta acil servise 5 saat önce başlayan karın ağrısı
şikayetiyle başvurdu. Özgeçmişinde herhangi bir hastalık yoktu. Karın ağrısını tüm
kadranlarda kolik t
arzı şeklinde tarif ediyordu. Fizik muayenesinde batında defans ve
rebaunt yoktu, s
olda kostovertebral açı hassasiyeti mevcuttu. Çekilen direkt grafisi gaz
gölgeleri haricinde do
ğaldı. EKG’si normal sinüs ritmiydi. Laboratuar tetkiklerinde ve
idrar tetkiki
doğaldı. Abdominal ve Üriner USG yapıldı, herhangi bir patoloji tespit
edilmedi. Hastada renal kolik
düşünüldü ve yeterli analjezi uygulanmasına rağmen
analjezik ile geçmeyen şiddetli ağrısının devam etmesi üzerine hastaya kontrastsız ve
kontrastlı Abdominal BT çeklidi. Abdominal BT’de sol renal enfarkt (Resim 1-2) tespit
edildi, h
astanemizde girişimsel radyoloji olmadığından kardioloji tarafından renal
anjiografi yapıldı. Tıkanıklığın distalde olduğu için anjiografi ile müdahale imkanı
olmadığı belirtildi. Takipleri boyunca antikoagülan tedavi alan hastanın vaskülit açısından
bakılan tetkikleride doğaldi. Takiplerinde ek problem gelişmeyen hasta önerilerle taburcu
edildi.
Sonuç:
Acil servis hekimleri karın, bel ve yan ağrısı şikayeti olan hastaların klinik
yönetimi sırasında renal infarkt tanısını da aklında bulundurmalıdır.
Resim 1 Resim 2
Sorumlu Yazar: Dr. Ethem ACAR
Erzurum Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Acil Servisi
Erzurum, 25070-Türkiye
Tel: +90 0442 232 5555/5116
Fax: 0442-232 50 25
e-mail: dr.ethemacar@hotmail.com
95
P76-
SPİNAL ANESTEZİ SONRASI GELİŞEN AKUT SUBDURAL
HEMATOM OLGUSU
Hızır Ufuk AKDEMİR, Mustafa BİLGİÇ, Celal KATI, Latif DURAN, Yücel YAVUZ,
On
dokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD
GİRİŞ-AMAÇ: Genellikle korteks ve dural sinüsler arasındaki asıcı venlerin veya daha nadir
olarak da direkt dural sinüslerin ya da süperfisyal kortikal arterlerin yırtılması sonucu oluşan
subdural hematom (SDH)’lar bilgisayarlı tomografi (BT)’de, kemik ile beyin arasında
yarımay şeklinde hiperdens bir görünüm oluştururlar. Zaman geçtikçe dansitesi azalarak beyin
parankimi ile aynı dansiteye ulaşan SDH’lar nadiren spinal anestezi sonrası da ortaya
çıkabilirler.
Bu yazıda spinal anestezi sonrası akut SDH gelişen bir olgu sunulmaktadır.
OLGU:
Otuzsekiz yaşında bayan hasta acil servisimize baş ağrısı şikayeti ile başvurdu. Hasta
ve yakınlarından, hastaya iki gün önce spinal anestezi eşliğinde Extracorporeal Shock Wave
Lithotripsy (ESWL)
uygulandığı ve işlem sonrası birinci günde bulantı ve ayağa kalkmakla
artan oksipital
baş ağrısı geliştiği öğrenildi. Yapılan ilk fizik muayenesinde vital bulguları
stabil olan hastanın bilinci açık, koopere ve oryante idi. Nörolojik muayenesinde özellik
saptanmayan hasta, bulantı ve baş ağrısının ayağa kalkmakla arttığını ifade etmekte idi.
Anamnezinde travma öyküsü olmayan hastanın beyin BT’sinde sağ frontotemporal bölgede
sıvama tarzında akut SDH saptandı (Şekil 1).
Beyin cerrahisi
ile konsülte edilen hasta takip amacıyla ilgili servise yatırıldı. Takibinde vital
bulguları stabil seyreden, ek problemi olmayan, medikal tedavi ile subdural hematomu (Şekil
2) ve baş ağrısı şikayetleri gerileyen hasta şifa ile taburcu edildi.
Şekil 1 Şekil 2
SONUÇ: Spinal anestezinin
bir komplikasyonu olarak gelişen akut SDH oldukça nadir
görülür ve tedavi edilmediğinde öldürücü olabilir. Subdural hematom yokluğunda bile dura
ponksiyonu sonucu baş ağrısı gelişebileceği için ayırıcı tanı açısından dikkatli olunması ve
beyin görüntüleme yönt
emlerinin kullanılması önerilir.
96
İletişim Bilgisi:
Yrd.Doç.Dr. Hızır Ufuk AKDEMİR
On
dokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD
97
P77-
SİNÜZİTE İKİNCİL BEYİN ABSESİ: OLGU SUNUMU
*Dr. Özgür Dikme, *Dr. Reyhan Dilaver Abilov, *Dr. Hakan Topaçoğlu
*İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Tıp Kliniği
Giriş: Beyin abseleri komşu dokulardaki enfeksiyonlardan ya da hematojen yolla yayılım ile
uzak dokulardan kaynaklanabilir. Kafa travması ya da cerrahisi ve nadiren menenjit sonrası
görülebilir.
Olguların %15’inde kaynak saptanamaz. Eğer tedavi edilmezse beyin absesi
hemen her zaman ölümcüldür. Tedavi ile mortalite %10-
30 arasındadır. Erken tedavi başarı
şansını arttırır.
Olgu Sunumu:
31 yaşında erkek hasta baş ağrısı, bulantı ve öksürük şikayeti ile acil servise
başvurdu. Öyküsünde yakınmalarının bir haftadır olduğu ve sinüzit tanısı alarak düzenli
antibiyoterapi kullanmasına rağmen yakınmalarının gerilemediği öğrenildi. Özgeçmişinde
özellik yoktu.
Hastanın bilinci açık, koopere ve oryante idi. Vital bulguları normal olarak
değerlendirildi. Fizik muyenesinde frontal sinüslerde palpasyonla hassasiyet mevcuttu. Diğer
sistem mu
ayeneleri normal olarak değerlendirildi. Laboratuvar incelemelerinde; nötrofil
hakimiyetinde lökositoz ve sınırda trombosit değeri saptandı. Biyokimya incelemesinde
anormallik saptanmadı.
Kontrastsız bilgisayarlı beyin tomografisinde; sağ frontal lobda yaklaşık 47x30 mm
boyutunda santrali hipodens, periferinde milimetrik hiperdens lezyonları olan, bilobüle kistik
kitlesel lezyon saptandı. Lezyon komşuluğunda geniş ödem alanı mevcuttu. Kontrastlı beyin
magnetik rezonans görüntülemede; antero-
inferior komşuluğunda frontal dural kontrast
tutulumu ve fokal kalınlaşma mevcut olan sağ frontal lobda anteromedial subkortikal
yerleşimli, çevresinde belirgin ödem bulunan, periferal düzensiz konturlu halkasal kontrast
tutan kist
ik karakterde lobule konturlu lezyon saptandı. Bu alana komşu sağ frontal sinüste
yaygın inflamatuvar mukozal hipertrofiler mevcuttu. Erken IV antibiyoterapi başlanan hasta
hastaneye yatırıldı. Hastanın yapılan abse ponksiyonu materyalinde Streptococcus spp. üredi.
Sonuç:
Klasik semptomları olmayan tedaviye yanıtsız üst solunum yolu enfeksiyonlarında
ayırıcı tanıda santral sinir sistemi enfeksiyonları akılda tutulmalıdır. Erken tanı ve tedavi
mortaliteyi azalttığı gibi tedavinin başarı şansını da arttırır.
98
P78-
Sol Üst Ekstremitede Nabızsızlık İle Bulgu Veren Torasik Aort
Diseksiyonu
Tarık OCAK
1
, Arif DURAN¹, Ümit Yaşar TEKELİOĞLU², Kemalettin ERDEM³,
Hüsnü ÖNDER¹,
Şahin ASLAN
4
1
: Abant İzzet Baysal Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp AD, BOLU
Dostları ilə paylaş: |