2- Cezaların miktar ve nitelikleri
Gerek kullanma ve gerekse trafik suçları alanında Avrupa
Kanunlarında
öngörülen
müeyyideler
son
derece
aykırılık
göstermektedir.
a- Kullanmanın cezai müeyyideleri
Kimi
ülkeler
uyuĢturucu
alıĢkanlığı
problematiğini
(sorunsallık) çözmek için salt cezalandırıcı yaptırımın yeterli
olamıyacağının ve bunun birde tedavi yaptırımını içermesi
gerektiğinin bilincindedirler.
aa- Cezalandırıcı yaptırım
Toksikomanların hapsedilmesi ilkesi özellikle doktorlar
tarafından çok eleĢtirilmesine rağmen Avrupa mevzuatlarının büyük
bir kısmı uyuĢturucu madde kullanmaya bağlı suçları, ekseriya
para cezası ile birlikte hapisle cezalandırmaktadır (245).
Bu cezanın eĢeli (echelle) cok geniĢtir. Çünkü süre
Ġrlanda'da 7 ve Ġngiltere'de 14 yıla ulaĢabilmektedir. Oysa
Ġsviçre sadece azami 3 ay hafif hapis (kabahat), Lüksemburg 3,
Türkiye son değiĢiklikten sonra 2, Finlandiya 2, Fransa ve
Hollanda 1'er yıl hapis cezası öngörmektedir (246).
_______________
(245) Cenevre'de Adli Tıp Enstitüsünde yardımcı doktor olan doktor G. Eichenberg Cenevre'deki St. Antoine
hapishanesindeki uyuĢturucu kullanan hastalar konusunda 1972'den 1975'e kadar yaptığı gözlemlerin sonucunda
Ģunları kaydediyor: "Ġki yıl boyunca sürdürülen deneyin sonunda, hapishanenin uyuĢturucu kullanana hiçbir somut
tedavi etkisi olmadığı ve bu kategori hastalar için hapis ortamı ile tedavi ortamı arasında bir çeliĢkinin olduğu
sonucuna vardık. Zappelli, s.276
(246) Hollanda'da mevzuat (afyon hakkında 1976 kanunu) uyuĢturucu madde tüketimin yasaklamakta ancak toksik
niteliğine göre bir ayrım yapmaktadır. 30 gramdan az esrar kullanma veya bulundurma azami 500 florin hafif para
cezası veya azami 1 ay hapisle cezalandırmaktadır. Diğer kullanan ya da bulundurma varsayımları için ceza 500
florin para cezası ve/veya 1 yıl hapistir. Bkz. BISIOU, s.289
Yalnız Ġsveç (1988'den beri) ve Malta kullanmayı ve kullanma
amacıyla bulundurmayı hafif para cezasına çarptırmaktadır. Cezayı
hafifletici ve ortadan kaldırıcı nedenler mümkündür. Mesela, ilk
defa suç iĢleme, miktarın azlığı ve tüketilen maddenin niteliği
(esrar gibi). Yunanistan bağımlığını, sorumluluğunu ortadan
kaldıran bir faktör olarak değerlendirerek toksikoman kullanıcıyı
cezadan muaf tutan tek ülkedir. Oldukça genelleĢmiĢ olan bu
yumuĢak tedbirler, kullanmanın cezalandırmasının cezalandırmaya
yönelik olmaktan çok önlemeye yönelik bir politika olduğunu ve
toksikoman
suçluyu
kurtarmaya
yarayan
bir
rejimden
yararlandırmanın gerektiğini göstermektedir. Kanunlarda yeralan
tıbbi tedavi tedbirlerini yürürlüğe koyan devletlerin izledikleri
amaç da budur.
bb- Tedavisel karĢılık
Ġkame veya cezai müeyyidelerle birlikte ortaklaĢa olarak
tedavi
tedbirleri
sorunu
hakkında,
Avrupa
ülkeleri
çok
bölünmüĢtür.
Bu türden hiç bir hüküm öngörmeyen ülkeler mevcuttur:
Belçika, Hollanda, Almanya, Ġngiltere, Norveç, Danimarka,
Finlandiya ve Ġsveç sözkonusudur.
Fransa (Kamu Sağlığı kanununun 628/1.m. al.3), Portekiz
(1983 kanununun 37.m.), Ġtalya (1985 kanununun 95.m.), Ġsviçre
(Kanunun 19/a-3 m.) ve Lüksemburg gibi bazı ülkeler iradi
(gönüllü) tedavi imkanları öngörmüĢlerdir. Kullanana tedaviden
önce iĢlenmiĢ kullanma suçlarının daha sonra koğuĢturulmasından
kurtulma imkanı veren parasız, anonim ve gönüllü tedavi
tedbirleri sözkonusudur.
Kimi ülkeler adli zorlanmaya dayalı (mecburi) tedavi
sistemleri düzenlemiĢlerdir: Portekiz (kanunun 37 m.), Lüksemburg
(kanunun 24.m.) Yunanistan (kanunun 14/2.m.) Ġtalya (Kanunun
96.m),
Ġrlanda
(16
Mayıs
1977
kanununun
28.m.),
Ġsveç
(Toksikomanların ve alkoliklerin tedavisi hakkında 17 Aralık 1981
kanunu), Türkiye (TCK 404/4), Malta
(kanunun 22/2-b) sadece içme
suçları için ve hatta suçun iĢlenmesinden önce hakim tarafından verilen
bazı emniyet tedbirleri -bakım tedavisi, tıbbi bir merkeze yerleĢtirme-
öngören Ġspanya (28 Aralık 1978'de değiĢikliğe uğramıĢ, 4 Ağustos 1970
tarihli tehlikelilik ve sosyal rehabilitasyon hakkında kanun 2/7 m.).
Nihayet idari karar üzerine mecburi bir tedavi Avusturya mevzuatınca
öngörülmüĢtür. (kanunun 8.m.).
Tedavi sadece suçlunun cezai koğuĢturmadan kurtulmasına imkan
vermek amacıyla teĢvik unsuru olabilir. Bu imkan Fransız (Kamu Sağlığı
kanununun 628/1 m. al.2) ve Alman (1981 kanununun 37.m.) kanunlarınca
öngörülmüĢtür.
Mecburi veya gönüllü, sonuna kadar gözlenen bu tedavi tedbirleri,
bazı Ģartlar altında cezaların olası ortadan kaldırılmalarına, hükmün
tefhiminin yada icrasının ertelenmesine olanak verir (247).
Tedavi görme ve bir hapis cezasının kaldırılması yada cezanın
hafifletilmesi seçeneğine sahip uyuĢturucu bağımlısının tedaviyi
iyileĢmeye kadar sürdürmeye teĢvik edilmiĢ olacağı umulmaktadır.
Yasanın uyuĢturucu bağımlılarına (toksikomanlara) kontrollü bir
metadon dağıtımına izin verdiği Hollanda'nın tercihinide belirtmek
gerekir. Bu ilgililerin arzulamadığı bir "desintoxication" -zehirden
arıtma- dan ibaret olsada, az çok sağlık durumunu gözlemeye ve
uyuĢturucu madde aramaya bağlı suçlardan kaçınmaya imkan vermektedir.
Kullanma suçlarının koğuĢturulmasında kurumsallaĢtırılmıĢ aĢırı bir
hoĢgörüye eklenen bu metod, kuĢkusuz, dıĢarıda oldukça eleĢtirilmiĢtir.
2- Trafiğin cezai müeyyideleri
a- Cezaların niteliği
Birkaç ülke asıl trafiği sadece para cezasıyla cezalandırıyor
(Almanya, Danimarka, Finlandiya). Ancak tüm kanunlar tarafından
öngörülen baĢlıca cezanın hapis olduğu açıktır.
_________
______
(247) Almanya koğuĢturmayı askıya alma ve toksikomanı uzmanlaĢmıĢ bir kurumda desintoxication tedavisi
sürdürmeye zorlayabilmesini öngörmektedir. Bkz. BISIOU, s.290
AğırlaĢtırıcı nedenlerin varlığı hallerinde ağır hapis
cezası verilebilir (Belçika, Türkiye, Finlandiya). Belçika ve
Lüksemburg bazı suçları kürek cezasına çarptırıyor. Nihayet
ağırlaĢmıĢ bir trafik suçunu ölüm cezasıyla cezalandıran tek ülke
olan Türkiye 21.11.1990 tarihli ve 3679 sayılı kanun değiĢikliği
ile bunu müebbet ağır hapis cezasına çevirmiĢtir.
Bu temel cezalar, ister tali (zorunlu olarak tefhim edilmiĢ)
ister ek -tamamlayıcı- (ihtiyari), miktarı suçun failine ve
iĢlenmesi Ģartlarına göre, son sınıra varan veya hakimlerin
ihtiyarına bırakılan bir para cezasını içerir (Almanya, Ġrlanda,
Ġsveç, Norveç).
Ek cezalar olarak, kullanılan araçların ve elde edilen
kazançların
müsaderesi
çok
sayıda
kanunda
yürürlüktedir
(Avusturya, Danimarka, Ġrlanda, Lüksemburg, Norveç, Hollanda
hariç). Aynı zamanda, duruma göre müesseselerin geçici yada daimi
olarak kapatılması ve mesleki yasaklamalar mevcuttur (Yunanistan,
Ġtalya, Portekiz, Malta, Fransa, Belçika, Ġspanya).
Nihayet
hakimler
Yunanistan,
Portekiz
ve
Ġtalya'da
ikametgahta göz altına alma ve Almanya'da polis gözetimi altına
alma tedbirlerini kullanmaktadır.
Fransa yabancıların geçici veya daimi olarak sınır dıĢı
edilmelerine olanak vermektedir.
UyuĢturucu madde trafiği suçu mahkumunun tüm mallarını bu
yasa dıĢı faaliyetten elde edilmiĢ olarak kabul etmek ve zapt ve
müsaderelerine izin vermek Ģeklindeki yasa koyucunun yeni bir
eğilimine iĢaret etmek gerekir: Ġngiltere'de (uyuĢturucu madde
trafiği suçları hakkında 1986 kanunu), Malta'da (1986 tarihli 8
sayılı kanunla değiĢik kanun 22/A m.), Fransa (Kamu Sağlığı
kanununun 626.m., 17 Ocak 1986 kanunu al.3). Bazı eleĢtirilere
göre
bu durum masumluk karinesinin ve cezaların Ģahsiliğinin (aileye zarar
verdiğinden) ihlalidir.
bb- Cezaların miktarı
Mevzuatlar bu meselede çok bölünmüĢtür. Hapis cezaları için echelle
asgari 3 ay (Belçika)dan 4 yıla (Ġtalya) varabilir. Bazı ülkeler (Ġrlanda,
Norveç) asgari had öngörmemektedir.
Azami had Danimarka ve Finlandiya'da 2 yıl, ancak Ġrlanda ve
Ġngiltere'de müebbettir.
AğırlaĢtırıcı nedenlerin varlığı halinde, hapis süresi Fransa'da azami
40 yıla (tekerrür), Yunanistan'da müebbede (teĢekkül) varabilir. Ġtalya sadece
asgari (20 yıl)yi belirleyip azami had göstermemeye kadar gitmektedir. Ġspanya
1988 yılında trafik örgütünün liderlerine verilecek cezayı 23 yıla çıkardı.
Türkiye'de eskiden idama kadar varan azami had artık müebbet ağır hapistir.
Bazı ülkeler, bilakis, çok tehlikeli hallerde bile, mevzuatlarından
sadece indirim imkanlarına yer vermektedirler: Ġsveç, Finlandiya ve Danimarka
için azami 10 yıl, Hollanda için 12 yıl (248).
Hızlı ve genel bir inceleme fazla cezalandırıcı Ġngiltere ve Ġrlanda
dıĢındaki Kuzey Avrupa ülkelerinin güneydekilerden çok daha hoĢgörülü olduğunu
gözlemeye yetmektedir.
Bu mukayese herĢeye karĢın, Avrupalı yasa koyucuların genel olarak
suçların konulması hususunda özellikle trafik suçlarında aynı gerekçelerden
esinlendiğini gözlemeye olanak vermektedir.
19 ülke arasında yalnızca Fransa, Ġngiltere, Norveç, Danimarka, Ġtalya,
Ġsviçre ve Almanya'nın yasadıĢı trafikten elde edilen kazançların aklanmasını
özel bir suç olarak düzenlediklerini belirtmek gerekir.
UyuĢturucu kaçakçılarına imkanlar sunan uluslararası finans sisteminin
boĢluklarının fazlalığı karĢısında acil bir uyumlaĢtırma üzerinde görüĢ
birliğinin olduğu bir zamanda, bu örneğin yakın gelecekte diğer Avrupa
mevzuatları tarafından da izleneceği aĢikardır.
(248) Fransa'da 31 Aralık 1987 kanunu ile bundan böyle, uyuĢturucu kaçakçısı sanıkların mallarının- mahkumiyetten
önce bunları elden çıkarmalarını engellemek için- hükümden önce ihtiyati olarak müsadere edilmesi mümkündür.
Bkz. TRAUTMANN, s.84
Tablo 19
AVRUPA TOPLULUĞU ÜLKELERĠNDE UYUġTURUCU TRAFĠĞĠ
SUÇLARI ĠÇĠN ÖNGÖRÜLEN AZAMĠ CEZALAR
SERT-YUMUġAK UYUġT.
CEZALARIN
ÜLKE AYRIMI VAR(X)YOK(-) AZAMĠ HADDĠ
ALMANYA
(-)
4 Yıla kadar hapis
BELÇĠKA
(-)
5 yıla kadar hapis
DANĠMARKA
(-)
2 yıla kadar hapis
FRANSA
(-)
20 yıla kadar hapis
ĠSPANYA
(X)
6 yıla kadar hapis
ĠTALYA
(X)
15 yıla kadar hapis
LÜKSEMBURG
(-)
5 yıla kadar hapis
HOLLANDA
(X)
12 yıla kadar hapis
PORTEKĠZ
(X)
12 yıla kadar hapis
YUNANĠSTAN
(-)
20 yıla kadar hapis
ĠNGĠLTERE
(X)
Müebbede
ĠRLANDA
(X)
Müebbede
________________________________________________________
Kaynak: Catherine TRAUTMANN, a.g.e. S.73'deki
bilgilerden hazırlanmıĢtır.
Tablo 20
AVRUPA TOPLULUĞU ÜLKELERĠNĠN UYUġTURUCU MADDE
KULLANIMINA ĠLĠġKĠN MEVZUATLARININ MUKAYESESĠ
ÜLKE
1
2
3
4
5
6
7
8
9
________________________________________________________
ALMANYA
X
X
X
BELÇĠKA
X
X
X
DANĠMARKA
X
X
X
FRANSA
X
X
X
ĠNGLĠTERE
X
X
X
ĠRLANDA
X
X
X
ĠSPANYA
X
X
X
ĠTALYA
X
X
X
HOLLANDA
X
X
X
LÜKSEMBURG
X
X
X
PORTEKĠZ
X
X
X
YUNANĠSTAN
X
X
X
__________________________________________________________
1- UyuĢturucu madde kullanmayı yasaklayan bir mevzuatın varlığı
2- UyuĢturucu madde kullanmayı sadece bazı hallerde yasaklayan mevzuatın
varlığı
3- UyuĢturucu madde kullanmayı yasaklayan mevzuatı olmayan ülke
4- UyuĢturucu madde bulundurmayı ticaretten ayırt etmeye mevzuatlar
5- Kullanmak amacıyla bulundurmayı özel bir suç sayan
6- KiĢisel kullanma amacıyla bulundurmayı özel bir suç saymayan
mevzuatlar
7- Kullananlar için tedavi mecburiyeti öngörmeyen mevzuatlar
8- Kullananlar için tedavi mecburiyeti öngören mevzuatlar
9- Kullananları mecburi tutmadan tedavi olmaya teĢvik eden mevzuatlar
Kaynak: Catherıne TRAUTMANN, a.g.e. s.210
II. ÜLKEMĠZDEKĠ YASAL MEVZUATA BAKIġ
A- Genel olarak
Ülkemizdeki uyuĢturucu maddelere iliĢkin mevzuatı idari ve
cezai nitelikte olmak üzere iki bölüme ayırabilirsekte aslında bu
konuda iki mevzuat içiçedir.
Ülkemizde
idari
mevzuatı
teĢkil eden baĢlıca kanunlar ve Türk Ceza Kanunundaki uyuĢturucu
madde suçlarını ayrı ayrı ve etraflıca ele almadan önce,
ülkemizde uyuĢturucu maddelere iliĢkin mevzuatı oluĢturan kanun,
tüzük ve yönetmelikleri tek tek saymayı uygun görüyoruz. Buna
göre ülkemizde uyuĢturucu maddelere iliĢkin mevzuat Ģunlardan
oluĢmaktadır:
1. TCK.nun ilgili hükümleri (m.403-409)
2. 19.6.1986 tarih ve 3298 sayılı uyuĢturucu maddelerle
ilgili kanun
3. 24.6.1993 tarih ve 2313 sayılı uyuĢturucu maddelerin
murakabesi hakkında kanun
4. 1938 tarih ve 3491 sayılı Toprak Mahsulleri Ofisi Kanunu
5. 2313 sayılı kanunun uygulanmasına iliĢkin 21.11.1982
tarihli yönetmelik
6. 3298 sayılı kanunun uygulanmasına iliĢkin 4.5.1988
tarihli yönetmelik
7. 2559 sayılı polis vazife ve selahiyet kanunu
8. 2845 sayılı Devlet Güvenlik Mahkemelerinin KuruluĢ ve
Yargılama Usülleri Hakkında Kanun
9. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu (15/d m.)
10. Sahil Güvenlik Komutanlığı Kanunu
11. Sahil Güvenlik Komutanlığının Ġdari ve Adli Görevlerine
ĠliĢkin Tüzük (7.8.1985 tarihli)
12. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu (41. ve
48.maddeler)
13. 5584 sayılı Posta Kanunu (41/B ve 45. maddeler)
14. 1918 sayılı Kaçakçılığın men ve Takibine Dair Kanun (2, 3 ve
58. maddeler)
15. 2803 sayılı Jandarma TeĢkilat-Görev ve Yetkileri Kanunu (7-a,
b ve 10.maddeler)
UyuĢturucu maddelere iliĢkin özel kanunlar ile ceza kanunları
arasında çatıĢma ortaya çıkabilir. Uyduğu takdirde eylem için özel
kanun hükmü öncelikle ve aksi halde ceza kanunu uygulanacaktır (249).
B. UyuĢturucu Maddelerin Ġdari Yönden Kontrolüne ĠliĢkin
Mevzuat
UyuĢturucu
maddelerin
insanlık
için
felaket
doğuran
niteliklerinin yanısıra, acıyı durdurucu ve Ģifa verici özelliklerede
sahip oldukları bilinmektedir. Bu maddelerin sadece tıbbi amaçlarla
kullanılmasını sağlamak amacıyla uyuĢturucu maddelerin üretim, imal ve
dağıtımı kontrol altına alınmıĢtır (250). Sözkonusu kontrolün kendinden
beklenen yararı sağlıyabilmesi için hem ulusal hemde uluslararası
düzeyde yapılması gerekir (251).
Ülkemizde bu kontrol üç kanun aracılığıyla yapılmaktadır: 1933
tarih ve 2313 sayılı "UyuĢturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun",
1938 tarih ve 3491 sayılı "Toprak Mahsulleri Ofisi Kanunu" ve 3398
sayılı 19.6.1986 tarihli uyuĢturucu maddelerle ilgili kanun. Bu
kanunlardaki hükümler, uyuĢturucu madde imaline yarayan bitkilerin
ekimine, mahsullerinin satıĢına, ihracına, bunlardan uyuĢturucu madde
yapılmasına, bu gibi maddelerin ithaline, satıĢına türlü sınırlamalar
getirmekte ve bu sınırlamalara uymayanlara cezalar tayin etmekte ve
tümden uyuĢturucu maddeleri devletin tekeline vermektedir (252).
1- UyuĢturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun
Bu kanun, uyuĢturucu maddeleri saymıĢ ve bunların
_______________
(249) GÖZÜBÜYÜK, s.67
(250) YENĠSEY, s.181
(251) GÜRELLĠ, s.7
(252) GÜRELLĠ, s.1
ithal, ihraç ve ülke içinde satıĢının "Sağlık ve Sosyal Yardım
Bakanlığı'nın" kontrolüne tabi olduğunu belirlemiĢtir (m.1).
Kanunda sayılan maddeler dıĢında kalan uyuĢturucu maddelerinde
"ilmi tetkikat neticesi toksikomani tevlid ettikleri" anlaĢılması
halinde, bakanlar kurulu kararı ile, yasaklanan maddeler arasına
dahil edilebileceği açıklanmıĢtır.
Aynı kanun kenevir ekimini yasaklamıĢ, esrar hazırlanması,
ithal ve ihracı ile satıĢı yasaklanmıĢ (m.37), kenevir ekenlere
verilen cezalar 1979 yılında artırılmıĢ, 1982 yılında yapılan
değiĢiklik ilede, izinsiz ithal edilen uyuĢturucu maddelerin
müsadere ve bunların imha edileceği hükme bağlanmıĢtır.
UyuĢturucu maddelerin satıĢı sadece eczaneler tarafından ve
reçete mukabilinde yapılabilir (m.15). Aksine hareket eden
ilgililer TCK 403 ve 406 uyarınca cezalandırılır (253).
Yakalanan veya bulundurulan uyuĢturucu maddelerin soruĢturma
sırasında
muhafazası
ve
soruĢturma
sırasında
müsaderesi
usullerinide düzenleyen (m.21.22) bu kanunda ayrıca, cezai
hükümlerede yer verilmiĢtir. Bu kanunun uygulanmasına iliĢkin
yönetmelik 21.12.1982 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir (254).
2- Toprak Mahsulleri Ofisi Kanunu
Bu kanunun 3. maddesi 2313 sayılı kanunun 1. maddesine
paralel bir hüküm sevketmiĢ ve devletin inhisarı altındaki
maddeleri saymıĢ bakanlar kurulunun bunlara ilave yapabileceğini
açıklamıĢtır.
Toprak Mahsulleri Ofisi Kanununun 18. maddesi, haĢhaĢ
ekilecek yerler ile ham afyon üretilecek yerlerin belirlenmesi
yetkisini, her yıl yeniden verilmesi gereken bir karar ile,
bakanlar kuruluna bırakmıĢ bulunmaktadır. Hükümet bu yetkiyi
kullanarak bilindiği gibi, önce 1972 yılından i-
(253) YENĠSEY, s.182, Kanun metni için bkz. ĠÇEL/YENĠSEY, Hususi Ceza Kanunları, l.b., Ġstanbul
1992, Beta yy. s.508 vd.
(254) KURT, s.15
tibaren afyon ekimini Türkiye'nin her yerinde yasaklamıĢ, 1974 yılında
ise, yedi ilde haĢhaĢ ve afyon ekimine izin vermiĢtir. Afyon ekimi 1975
yılında tekrar yasaklanmıĢ, haĢhaĢ ekimi ise, 1979 yılı için 400.000
dekar olarak sınırlandırılmıĢtır (255).
3- UyuĢturucu maddelerle ilgili kanun
Kanunun 1. maddesine göre: ÇizilmiĢ veya haĢhaĢ kapsülleri ile
ham afyon, tıbbi afyon ve morfin evsafını haiz afyon alkoloidleri,
tuzları, esterleri ve eterleri ile Sağlık ve Sosyal Yardım
Bakanlığı'nca tayin olunacak diğer uyuĢturucu maddelerin alımı, satımı,
imali, ithali ve ihracı ile ilgili hususlar Bakanlar Kurulunun tesbit
edeceği esaslara göre yönetilir.
Kullanılması zararlı olduğu ve "Toksikomanie" yaptığı Sağlık ve
Sosyal Bakanlığı'nca tesbit edilen diğer tabii ve sentetik maddelerde
yine bu bakanlığın teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile bu kanun
kapsamına alınabilir (m.1/3).
Kanunun 2. maddesinde ham afyon elde edilen haĢhaĢ bitkisinin
ekim yerlerinin tesbiti ekimi, toplanması ve kontrolüne iliĢkin
hükümler yer almıĢtır.
Kanunun üçüncü maddesinde haĢhaĢ ekimi kontrolü, toplanması,
değerlendirilmesi, satınalınması veya satılması ve bu kanunun
uygulanması ile ilgili diğer hususların bir yönetmelikle düzenleneceği
belirtilmiĢ olup bu yönetmelik
9 Mayıs 1988 tarihinde yürürlüğe girmiĢtir (256).
4. maddede ham afyon, hazırlanmıĢ afyon, tıbbi afyon ve bunların
müstahzarları TCK uygulamasında uyuĢturucu maddelerden sayılır denilmiĢ
ve izinsiz ham afyon üretenler hakkında TCK.nun 403 ve sonraki
maddelerinin uygulanacağı hükme bağlanmıĢtır (257).
_______________
(255) YENĠSEY, s.183
(256) KURT, s.15
(257) Kanunun tam metni için bkz. ĠÇEL/YENĠSEY, Hususi Ceza Kanunları, s.506-507
C. TCK Hükümleri ve Tarihi Süreç Ġçindeki GeliĢimi
765 sayılı ceza kanunumuzun ve yedinci babının "umumun
sıhhatine, yenilecek ve içilecek şeylere müteallik cürümler"
baĢlıklı üçüncü faslında 403. maddeden 409. maddeye kadar olan
kısmı uyuĢturucu maddelerle ilgili yasakları içermektedir.
Sağlıklı bir toplum yaratılması için kiĢiyi zararlı maddelere
karĢı korumak amacıyla konulmuĢ olan bu hükümlerde, uyuĢturucu
madde kullanımı, ruhsatsız imal, ithal ve ihraç, ticareti, nakli,
sahte reçete ile uyuĢturucu madde temini suç sayılmıĢ ve ağır
cezai müeyyidelere bağlanmıĢtır (258).
1926 tarih ve 765 sayılı TCK.nun ilk metninde 403. ve 408.
maddelerde, uyuĢturucu madde temini ve kullanılmasına iliĢkin
sorunları çağdaĢ bir biçimde düzenleme yolunda, önemli bir adım
atılmıĢtır. UyuĢturucu madde kavramı konusunda "sayma sistemi"
benimsenmiĢ ve uyuĢturucu maddelerden nelerin kastedildiği
belirtilmiĢtir. Bunları kullanmak uyuĢturucu madde kullanmak
olarak kabul edilmiĢtir. Aynı yol uyuĢturucu madde temin edenler
bakımındanda izlenmiĢtir. KiĢinin tek baĢına uyuĢturucu madde
kullanması
yerine
toplu
olarak
kullanma
ve
kullanılmayı
kolaylaĢtırma suç olarak öngörülmüĢtür. Cezası ise 2 aydan 6 aya
kadar hapis ve ağır para cezasına mahkumiyetti. Kullanan
hakkında, cezayı hafifletecek sebepler bulunduğunda, yalnız para
cezasıylada yetinmek mümkündü. Kullanan kiĢilerin alıĢkanlıkları
"iptila" derecesine varmıĢsa bunlar hakkında 6 aydan eksik
olmamak üzere hastanede iyileĢinceye kadar tedavi olanağı
getirilmiĢti. UyuĢturucu madde temin edenler için öngörülen ceza,
altı aydan eksik olmamak üzere hapis ve ağır para cezası
Ģeklindeydi. Belirtilen para cezası nisbi para cezası yerine,
sabit para cezası Ģeklinde olup; 100 ila 1000 lira arısanda
değiĢmekteydi. UyuĢturucu maddelerin kullanıl-
(258) KURT, s.14
masını kolaylaĢtırmak için açılan yerler bakımından "müsadere" mevcut
bütün eĢyalar bakımından konmuĢ bulunmaktaydı. Ancak müsadere olunan
eĢya tutarının yarısı, suçu meydana çıkarmak için hizmeti görülenlere
verilmekteydi (259).
20.6.1933 tarihinde 2275 sayılı kanunla yapılan değiĢiklikle
uyuĢturucu maddeyi toplu olarak kullanma ve kullanmayı kolaylaĢtırma
suç olarak kalmıĢ, ancak kullananlar hakkındaki yalnız para cezası
hükmedebilme
olanağı
kaldırılmıĢtır.
UyuĢturucu
madde
kapsamı
geniĢletilmiĢ, temin edenler bakımından ise cezanın asgari haddi
(tabanı) altı aydan bir seneye çıkarılmıĢ, azami haddi (tavanı) ise beĢ
sene ile sınırlandırılmıĢ; ayrıca, uyuĢturucu maddenin her gram ve
küsuru için bir lira esasına göre nisbi para cezası öngörülmüĢtür.
23.6.1936 yılında 2038 sayılı kanunla yapılan değiĢiklikle toplu
olarak kullanma ve bireysel kullanma ayrımı kaldırılmıĢ ve "uyuşturucu
madde kullanma" suç olarak kabul edilmiĢtir(260).
2.6.1941 yılında 4055 sayılı kanunlada önemli bir değiĢiklik
getirilmiĢ ve sayma sistemi terkedilerek "uyuşturucu madde" deyimi
kullanılmıĢtır. Ayrıca hükmolunacak para cezasında uyuĢturucu maddenin
her gramı için 1 liradan hesaplanmak suretiyle belirlenmesi Ģekli aynen
korunmuĢtur. Bundan baĢka iki senedin eksik olmamak üzere "sürgün"
cezası öngörülmüĢtür. Kullananlar bakımından artık 403. maddeye atıf
yapma
terkedilmiĢ
ve
"uyuĢturucu
maddeyi
kullananlar"
deyimi
getirilmiĢtir. Eskiden mükerrirler hakkında hüküm yokken bu defa cezaya
ilaveten altı aydan eksik olmamak kaydıyla "sürgün" cezası konmuĢtur.
Kullananlardan alıĢkanlıkları iptila derecesine varmıĢ olanlarla ilgili
olarak, tedavi edildikten sonra hastaneden çıkıncı altı ay sürgün
cezasına mahkum olabilme esası öngörülmüĢtür (261).
_______________
(259) GÜNAL, s.19
(260) GÜNAL, s.49
(261) GÜNAL, s.50
5435
sayılı
kanunlada
hükmolunacak
para
cezaları
arttırılmıĢtır. 1953 yılında 6123 sayılı kanunla yapılan
değiĢikliklerle uyuĢturucu maddelere iliĢkin cezalar olağanüstü
biçimde arttırılmıĢtır (262). Bundan sonra, dünyada hemen hemen
en ağır cezaların ülkemizde verildiği ifade edilmekteydi (263).
6123
sayılı
kanunun
gerekçesinde
Ģu
görüĢlere
yer
verilmiĢtir: "TCK.nun 403. maddesinde uyuĢturucu maddelerin
ruhsata aykırı olarak imal edilmesi suç sayılmıĢ olduğu gibi, bu
gibi maddelerin imal, ithal ve ihracı daha ağır ve vahim
neticeler husule getirdiği halde bu fiiller mezkur maddeleri
satan, satın alan veya bulunduranlarla aynı derecede cezaya tabi
tutulmuĢ ve bundan baĢka bu cürümlerin iĢlenmesi için teĢekkül
vücuda getirilmesi veya bu fiillerin meslek, sanat veya maiĢet
vasıtası haline sokulması veya onsekiz yaĢını bitirmeyen
küçüklerle, ceza ehliyetini haiz bulunmayan kimselerin bu
suçların iĢlenmesinde kullanılması da nazarı itibara alınmıĢtır.
Bu itibarla..........ve arkadaĢlarının bu maddelere ait tadil
teklifleri ile beynelmilel anlaĢmalara uygun olarak hazırlanmakta
olan uyuĢturucu maddelere ait mahsus layihanın tekemmül etmiĢ
kısımlarından istifade edilerek cemiyet ve beĢeriyet için büyük
bir tehlike teĢkil eden ve temin etmiĢ olduğu maddi menfaat ile
verilen ceza arasında bir nisbet olmayan bugünkü halin bu salgını
ortadan kaldırmak için kafi bir çare olmadığı mülahaza edilerek
bu maddeler yeni baĢtan beĢeriyet ve cemiyetimizi bu afetten ve
salgından kurtarma imkanları derpiĢ edilmiĢtir" (264).
10.01.1981
tarihli
2370
sayılı
kanunla,
yargıtay
içtihatlarıda göz önünde tutularak ve hatalı uygulamaların
önlenmesi gerekçesiyle "baz morfin" de TCK.nun 403/6 madde-
_______________
(262) DÖNMEZER, "Hukuk ve UyuĢturucu", s.411
(263) Hüseyin TURGUT, "Türk hukukunda uyuĢturucu maddeler", AD., Gençlik özel sayısı, y.1985, s.238
(264) Muhtar ÇAĞLAYAN, "Gerekçeli, Notlu, Açıklamalı Türk Ceza Kanunu", y.1986, c.3, s.302
sinde sayılan ve cezanın arttırılmasını öngören uyuĢturucu maddelere
dahil edilmiĢtir. 14 Kasım 1981 gün ve 101-518/06793 sayılı
gerekçesinde Ģöyle denilmektedir: "TCK.nun 403. maddesinin 2. ve 4.
bendlerinde eroin, kokain, morfin ve esrardan bahsedilmiĢ; ancak, her
iki bentte baz morfine yer verilmemiĢtir. Kanunsuz suç olmaz prensibi
karĢısında, bu eksikliğin giderilmesi ve hatalı uygulamaların önlenmesi
amacıyla, yargıtay içtihatlarıda gözönünde tutularak maddeye morfin
kadar ve hatta ondanda ağır olan "baz morfin" ilave edilmiĢtir" (265).
403. maddede yer alan sürgün cezası 13.7.1965 tarih ve 647 sayılı
cezaların
infazına
dair
kanunun
geçici
ikinci
maddesi
ile
kaldırılmıĢtır. 15.4.1987 tarihli 3354 sayılı kanunlada önemli
sayılacak değiĢikliklere gidilmiĢtir. Gerçekten, anılan kanunla, bir
yandan gerçeklik yada korunma prensibi olarak isimlendirilen prensib
çerçevesinde uyuĢturucu tedarik ve kullanma suçları için, sanığın
uyruğuna ve suçu iĢlediği ülkeye ve hatta yargılanmamıĢ olup olmamasına
bakılmaksızın Türkiye'de yargılama yapılması kabul edilmiĢ, öte yandan
da TCK.nun 403/3 üncü maddesinde yer alan yurt içinde satma, satın
alma, bulundurma, nakil ve vasıta olmaya iliĢkin düzenlemeden "yurt
içi" sözcüğü çıkarılmıĢtır. (265a)
Faile ölüm cezası veya bunun yerine baĢka bir ceza verilmesi
halinde bütün taĢınabilir ve taĢınmaz malların müsaderesine hükmolunur
Ģeklindeki 403. maddenin 7.bendinin son fıkrası, anayasanın 28.
maddesinin 7. fıkrasının aykırılığı sebebiyle Anayasa mahkemesinin
3.6.1988 tarihli kararı ile iptal edilmiĢtir (266).
407. maddenin ikinci bendindeki "ölüm cezası" 21.11.1990 tarih
ve
3670
sayılı
kanunla
"müebbet
ağır
hapis
cezası"
olarak
değiĢtirilmiĢtir (267).
_______________
(265) ÇAĞLAYAN, s.303
(265a) TEZCAN, TĠD, s.60
(266) A. Pulat GÖZÜBÜYÜK, Türk Ceza Kanunu Gözübüyük Şerhi, c.3, s.6 Ġstanbul 1988, s.625
(267) Notlu, Gerekçeli, Türk Ceza Kanunu, 6.b. Yetkin y., Ankara 1992, s.217
6.6.1991
tarihinde
3756
sayılı
kanunla
yapılan
değiĢikliklerle TCK.nun uyuĢturucu maddelere iliĢkin hükümleri,
bundan sonraki bölümde ayrıntılı olarak inceleyeceğimiz bugün
yürürlükteki
Ģeklini
almıĢtır.
Kanunun
genel
değiĢiklik
gerekçesinde Ģu ifadeler yer almaktadır: "UyuĢturucu maddeler
konusunda milletlerarası uygulamada cezai müeyyideler bakımından
esas olan, maddeyi imal, ithal edenleri, bir yerden diğer yere
nakledenleri, satanları, satmak için bulunduranları, yani bu iĢin
"trafiğini idare edenleri" Ģiddetle cezalandırmak, buna karĢılık
maddeyi kullananı genel olarak bir hasta, iradesi bakımından
zayıf bir kiĢi telakki ederek ıslah ve tedavisini asıl hedef
saymaktır. UyuĢturucu maddelerden kolayca iptila meydana getiren
sert nitelikte olanları daha fazla, ancak alıĢkanlık tevlit eden
daha yumuĢak nitelikte olanları daha az cezalandırmak gerekir.
UyuĢturucu maddelerin ihracını yapan bir kısım vatandaĢlarımız,
yürürlükteki hükümlere göre, yabancı memlekete soktukları madde
dolayısıyla yabancı memlekette cezalandırıldıkları takdirde,
ülkemize döndüklerinde ayrıca ihracattan dolayı müebbet ağır
hapis cezasına mahkum edilmekte, mahkemenin takdiri hafifletici
sebepten indirim yapması halinde cezalar otuz yıl ağır hapis
olmaktadır. Yabancı ülkede çekmiĢ oldukları ceza, ihraç fiili
Türkiye'de iĢlenmiĢ ayrı bir suç olduğundan, Türkiye'de aynı
madde
dolayısıyla
verilmiĢ
olan
bir
cezadan
mahsup
edilmemektedir. Meri hükümlerimize göre uyuĢturucu madde kullanan
kiĢi alıĢkanlığından veya iptila durumundan kurtulmak için
gönüllü olarak tedavisini istediğinde tedavi kurumları kanununun
235 ve 530 uncu madde hükümleri karĢısında bu isteği kabul
etmemekte veya insancıl mülahazalarla kabul etmeleri halinde
suçlu duruma düĢmekte ve uyuĢturucu madde kullananıda 404.
maddenin
ceza
hükmü
beklemektedir.
Bu
durum,
uyuĢturucu
politikası
dolayısıyla
esasında
hasta
olan
kiĢilerin
tedavilerinde gecikme olması veya hiç tedavi edilememeleri
sonucunu doğurmaktadır. Kanunumuzun katı katı yaklaĢımının daha
makul ölçülere ve uluslararası uygulamaya paralellik sağlayacak
Ģekle getirilmesi gerekmektedir. Kanunun uyuĢturucu madde suçu
iĢleyen bir kısım meslek mensupları için öngörüldüğü müebbet ağır
hapis veya idam cezası yerine, tayin olunacak cezada belirli
oranda indirim yapılmasının ceza adaleti bakımından uygun olacağı
muhakaktır" (268).
________________
(268) T.B.M.M. Tutanak Dergisi, S:513, s.2-3
|