Genelde her toplumda,duygusal dengesizlik gösteren bir çok



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/28
tarix21.04.2017
ölçüsü4,8 Kb.
#15082
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   28

3- Dünya Sağlık Örgütü 
 
BirleĢmiĢ  Milletler  Ekonomik  ve  Sosyal  Konseyine  bağlı 
olarak  1948  yılında  kuruldu.  Dünya  Sağlık  Örgütü  kendisiyle 
iliĢki  kuran  ulusal  kuruluĢlarla  iĢbirliği  yaparak  yerel  ve 
bölgesel  merkezler  aracılığıyla  uyuĢturucu  madde  bağımlılığı  ve 
ilaçlara  bağlı  yan  ve  toksik  etkiler  sorununu  yakından  izleyen, 
çözümü  için  öneriler  getiren  uluslararası  etkisi  olan  uzman  bir 
kuruluĢ niteliğini kazandı (166). 
 
Farmakodepandence  ve  toksikomani  uzmanları  komitesinin 
yıllık  görüĢ  açıklamaları  yoluyla  uluslararası  sözleĢmelerin 
uygulanmasında rol üstlenmiĢ bulunmaktadır.SözleĢmeler tarafından 
öngörülmüĢ çeĢitli kategorilerdeki sınıflamalar her yıl açıklanan 
bu görüĢler doğrultusunda ilan  edilmektedir (167) 
 
 
 
4- 
UyuĢturucu 
Maddelerin 
Suistimali 
Kontrol 
Fonu                          
 
   (UNFDAC) 
 
BirleĢmiĢ  Milletler  çerçevesinde  yönetilen  atmıĢ  kadar 
ülkenin  gönüllü  katkılarından  ve  özel  bağıĢlarından  sağlanan 
kaynaklardır. 
Özellikle, 
ikame 
ürünlerin 
tarımının 
geliĢtirilesini finanse etmektedir (168). 
 
 
5- Avrupa Konseyi ve Pompidou Grubu 
 
1971  yılında  Avrupa  Konseyi  çerçevesinde,  Zamanın  Fransız 
CumhurbaĢkanı Georges Pompidou'nun giriĢimiyle uyuĢturucu trafiği 
ve suistimali ile mücadele konusunda faaliyet göstermek üzere bir 
iĢbirliği  grubu  oluĢturulmuĢtur.  Üye  ülkeler,  on  iki  AET 
ülkesinin  yanısıra  Avusturya,  Finlandiya,  Malta,  Norveç,  Ġsveç, 
Ġsviçre  ve  Türkiye'den  oluĢmaktadır.    Mültidisipliner    bir  
yönelime    sahiptir. Arz  
(166) KÖKNEL,  KiĢiliĢkten KaçıĢ,  s.657 
(167) DALLOZ,  s.2 
(168) DALLOZ,  s.2;  Ülkemizin UNFDAC ile kurduğu iĢbirliği sayesinde sonuncusu 19.6.1987 tarihinde imzalanan 
toplam  oniki  anlaĢmayla,  uyuĢturucu  maddelerin  denetimi  ile  görevli  kuruluĢlarımıza  hibe  araç,  gereç  ve  eğitim 
imkanları  sağlanmıĢtır.  Bkz.  DurmuĢ  TEZCAN,  "UyuĢturucu  Maddelerin  YasadıĢı  Ticaretini  Önleyici  tedbirler",  
TİD, y.59 (Aralık 1987), s.377, s.54 
 

problemi  kadar  talep  üzerinede  eğilmektedir.  Strasburg'ta  bir 
Genel Sekreterliği ve her üye ülkede daimi bir temsilcisi vardır. 
Bu daimi temsilciler yılda iki defa, düzenli aralıklarla yapılan 
bakanlar  konferanslarının  kararlarını  uygulamak  ve  hazırlamak 
için toplanmaktadır(169).  
 
Pompidou  Grubunun  Genel  Sekreterliği  uyuĢturucu  madde 
problemleri  ile  ilgilenen  uluslararası  baĢka  örgütlerlede  sıkı 
iliĢkiler kurmaktadır (170). 
 
UNESCO  ve  Avrupa  Topluluğu  Komisyonu  ise,  toplantılar, 
kollokyumlar  ve  seminerler  aracılığıyla  özellikle  dökümantasyon 
alanında uyuĢturucu madde problemleri ile ilgilenmektedir. 
 
Polisiye alanda interpol ve ABD ve Fransa tarafından kurulan 
ve 
sonradan 
Kanada'nın 
da 
katıldığı 
"Drug 
Enformement 
Administration"  (uyuĢturucu  maddelerle  mücadele  dairesi)nin 
oynadığı  role  değinmek  gerekir.  Bu  son  örgütün  New  York'ta 
sürekli  merkezi  ve  Paris,  Marsilya,  Nis  ve  Bankok'ta  büroları 
vardır.  Gümrük  planında  Gümrük  ĠĢbirliği  Konseyi  çerçevesinde 
iĢbirliğine gidilmektedir (171).  
 
Uluslararası  düzeyde  sürdürülen  çabalara  ve  baĢta  yukarıda 
sayılanlar  olmak  üzere  uluslararası  kuruluĢların  bütün  iyi 
niyetine  karĢın,  uyuĢturucu  maddeler  sorununa  yaklaĢım  henüz 
uluslararası  düzeyde  geçerli  ve  etkin  duruma  eriĢmemiĢ  olup  bu 
alanda daha içten, geçerli ve etkin önlemlere ihtiyaç vardır.  
_______________ 
(169) TRAUTMANN,  s.76 
(170) Clarisse CERVELLO, "Analyse comparee...", RSCDPC,  y.1990, no:3, s.528 
(171) TRAUTMANN,  s. 77 
 

 
B. Uluslararası SözleĢmeler 
 
 
1- Genel olarak 
 
UyuĢturucu 
maddelerden 
bazılarının 
kötüye 
kullanılmasını 
sınırlama  çabaları  XX.  yüzyılın  baĢlarına  kadar  uzanmaktadır.  Batılı 
sömürgeci ülkeler tarafından yürütülen, maddenin uluslararası ticareti, 
özellikle  Asya'da  pazar  arıyordu.  Bu  davranıĢ  insancıl  ve  siyasal 
nedenlerle  yine,  uluslararası  alanda,  bir  karĢı  koymayla  karĢılaĢtı. 
Doğal  olarak  nitelenebilen  klasik  uyuĢturucu  maddelerin  ticaretini 
yasaklamayı 
amaç 
edinen 
bir 
dizi 
sözleĢmeler, 
 
uluslararası 
dayanıĢmanın  sonucu  olarak  ortaya  çıktı  (172).  Bu  konuda  1961  Tek 
sözleĢmesine kadarki giriĢim ve sözleĢmeleri kısaca gözden geçireceğiz. 
 
Ġlk  olarak  1  ġubat  1903  tarihinde  ġanghay'da  Uluslararası  Afyon 
Komisyonu  kurulmuĢtur.  Bu  devletlerin  uyuĢturucu  madde  kullanımından 
ileri gelen tehlikeye karĢı mücadeleyi koordine etmek için uluslararası 
ilk giriĢimleridir. Fransa, Büyük Britanya, Hollanda, Portekiz ve Rusya 
dahil  olmak  üzere  12  ülkenin  temsil  edildiği  bu  komisyon,  afyonun 
kullanılmasının  tedricen  ortadan  kaldırılmasını  sağlıyacak  tedbirlerin 
alınmasını tavsiye eden kararlar almıĢtır (173).  
 
Bundan sonra 23 Ocak 1912 tarihinde La Haye'de imzalanan sözleĢme 
kendi  alanına  aldığı  uyuĢturucu  maddeleri  sıraladıktan  bunların  imal, 
ithal,  ihraç  ve  kullanılmalarını  önleyici  tedbirlerin  alınmasını 
kararlaĢtırdıktan  sonra,  bu  uyuĢturucu  maddelerin  hukuka  aykırı  bir 
Ģekilde 
bulundurulmasını 
cezalandırmaya 
imza 
sahibi 
devletleri 
çağırmıĢtır (174). 
 
I.  Dünya  savaĢından  sonra  19  ġubat  1925'te  Cenevre'de  bir 
sözleĢme  daha  yapılmıĢtır.  Bu  sözleĢme  koka  yaprağı,  hint    keneviri  
gibi  maddeleri de kapsamına  aldığı  gibi tüm uyuĢturu- 
____________
___ 
(172) GÜNAL,  s.32 
(173) ERMAN,  s.1061; Conseil De L'Europe, L'ımportance des stupefıants par rapport a la crımınalıte, 
          Strasbourg 1975,  s.21 
(174) ERMAN,  s.1062 
 
cu  maddelerin  tıbbi  ve  bilimsel  maksatlar  dıĢında  bir  amaç  ile 
kullanılmasını  yasaklamakta  devamlı  bir  merkezi  kontrol  komitesi 
kurmakta,  imza  eden  devletleri  bu  sözleĢmenin  uygulanması  için 

çıkaracakları 
kanun 
ve 
tüzüklere 
aykırı 
hareketleri 
cezalandırmakla yükümlü tutmaktaydı.  
 
13 ġubat 1931'de Cenevre'de imzalanan diğer bir sözleĢme ile 
uyuĢturucu  maddelerin  imalini  sınırlandırmak  ve  dağıtımını 
düzenlemek  amaçlanmıĢtır.  Daha  çok  idari  nitelikte  hükümleri 
ihtiva  eden  bu  sözleĢme  uyuĢturucu  maddelerin  hukuka  aykırı  bir 
Ģekilde elden ele dolaĢmasını önlemeye elveriĢli bütün tedbirleri 
almak mükellefiyetini taraflara yüklemektedir (175). 
 
26  Haziran  1936'da  yine  Cenevre'de  imzalanan  bir  sözleĢme 
ile  taraflar  bu  sözleĢmede  belirtilen  uyuĢturucu  maddelerle 
ilgili  fiilleri  ciddi  bir  Ģekilde  ve  özellikle  hürriyeti 
bağlayıcı  cezalarla  cezalandırmayı,  sanıklar  aleyhine  ceza 
koğuĢturması  yapmayı,  sanığın  iadesi  yolunda  gelecek  talepleri 
kabul  etmeyi,  uyuĢturucu  maddelerle  mücadeleyi  koordine  edecek 
bir  merkez  bürosunu  kurmayı,  adli  müzaherette  bulunmayı  taahhüt 
etmiĢlerdir.  
 
Bundan  baĢka  19  Kasım  1948'de  Paris'te  yapılan  protokolle 
sentetik  maddelerin,  1953'de  New  York'ta  yapılan  protokolde  de 
afyon üretiminin sınırlandırılması yoluna gidilmiĢtir (176). 
 
Görülüyorki,  uyuĢturucularla  mücadele  konusunda  Devletler 
problemi ulusal düzeyde ele almadan önce, anlaĢma ve sözleĢmeleri 
onaylayarak uluslararası alanda yasa koymakla iĢe baĢlamıĢlardır. 
Bu  adım  alıĢılmıĢ  olmayıp  genellikle  cereyan  edenin  tersidir. 
Uluslararası  alandan  önce  ulusal  düzeyde  bir  problem  mevcut 
olmasına 
karĢın 
tehlike 
uluslararası 
planda 
daha 
önce 
hissedilmiĢtir(177). 
(175) ERMAN,  s.1063 
(176) ERMAN,  s.1062 
(177) Blandine FROMENT, "Lesprıt des lois", La Revue Autrement, Lesprit des Drougues; serie 
          mutations, y.1989, no:106, Paris, s.80 

 
Bu 
genel 
açıklamalardan 
sonra, 
daha 
önce 
yapılan 
sözleĢmeleri  yürürlükten  kaldıran  ve  halen  yürürlükte  olan  tek 
metin  halindeki  1961  Tek  sözleĢmesi  ile  Psikotrop  maddeler 
alanında  yürürlükteki  1971  Viyana  sözleĢmesini  etraflıca  ele 
alacağız.  Ayrıca  bu  alandaki  en  yeni  sözleĢme  olan  1988  Viyana 
sözleĢmesi ile uyuĢturucu madde paralarının aklanmasıyla mücadele 
ve  prekürsör  ticaretinin  düzenlenmesine  iliĢkin  çabalara  geniĢçe 
yer vereceğiz. 
 
 
2- UyuĢturucu Maddelere Dair 1961 Tek SözleĢmesi 
 
Yarım  yüzyıla  yakın  süre  içinde,  uyuĢturucu  maddelerle 
mücadele  konusunda  uluslararası  alanda  gösterilen  çabalar  sonucu 
ortaya  çıkmıĢ  olan  çeĢitli  sözleĢmeler  BM  Ekonomik  ve  Sosyal 
Konseyi 
tarafından 
gözden 
geçirilerek 
tek 
metin 
halinde 
toplanmıĢtır. SözleĢme 40 devlet tarafından onaylanarak yürürlüğe 
girmiĢtir.  Türkiye  bu  sözleĢmeye  27  Aralık  1966  tarih  ve  812 
sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile katılmıĢtır. Bakanlar kurulu 1 
Temmuz  1967  tarih  ve  6/8440  sayılı  kararı  uyarınca  sözleĢme 
ülkemizde 22 Haziran 1967 tarihinden itibaren yürürlüğü girmiĢtir 
(178). 
 
SözleĢmeye  taraf  olan  ülkeler  bakımından,esas  olan  uyuĢ- 
turucu madde tanımı,bu sözleĢmenin öngördüğü tanımlardır(179) 
 
Böylece, uyuĢturucu maddelerin, doğal maddelerden baĢlayarak 
mamul  hale  gelinceye  kadar  geçecek  her  aĢamadaki  kimyasal  ve 
sentetik Ģekilleri, uyuĢturucu madde kapsamı içine alınmıĢtır. 1. 
maddede yer alan tanımlar arasında kabul edilen uyuĢturucu madde 
tanımı:  "Doğal  yada  sentetikler  olsun  I  ve  II  numaralı 
cetvellerde  anılan  maddeleri  ihtiva  eder."  biçimindedir.  Doğal 
uyuĢturucu 
maddeler 
yanında 
sözleĢmede 
geçen 
deyimler 
açıklanmıĢtır. Sentetik olanlar ise son kısımda 4 cetvel halinde 
gösterilmiĢtir.  UyuĢturucu  madde  kavramında    statik    bir 
anlayıĢtan  uzaklaĢmıĢ  zaman  zaman  
(178) KURT,  s.13 
(179) DÖNMEZER,  "İlgili yön",  s.2 

değiĢebilecek cetveller halinde gösterilebileceği kabullenilerek, 
dinamik  bir  anlayıĢ  getirilmiĢtir.  Nitekim  çeĢitli  yıllarda 
yapılan  ilavelere  ülkemizde  katılmak  suretiyle  dinamik  anlayıĢın 
gereği bizim bakımımızdanda yerine getirilmiĢtir (180).  
 
Bu 
sözleĢmenin 
yürürlüğe 
girmesini 
müteakip 
önceki 
uluslararası  antlaĢmaların  yürürlükten  kalkacağı  44.  maddede 
açıklanmıĢtır. SözleĢmede ayrıca uyuĢturucu maddelerin ekiminden, 
imalatına,  ticaretine  kadar  sınırlayıcı  hükümler  getirilmiĢ,  bu 
maddenin 
kaçakçıları 
ile 
mücadele, 
uyuĢturucu 
madde 
müptelalarının tedavisi öngörülmüĢtür (181). 
 
Kontrole 
tabi 
maddeler, 
kontrolün 
uygulama 
alanında 
yapılacak değiĢiklikler sözleĢmede belirlenmiĢtir. Milletlerarası 
kontrol 
organları, 
yine 
sözleĢmede 
açıklanıp, 
teĢekkülü, 
görevleri,  masraflarına  varıncaya  kadar  hükümler  konulmuĢtur. 
SözleĢmenin  uygulamasını  sağlamak  için  alınacak  tedbirlerin, 
UyuĢturucu  Maddeler  Uluslararası  Kontrol  Organı  tarafından  nasıl 
alınacağı,  raporlar  ve  organa  verilecek  bilgilerin  yöntemleri 
hakkında hükümlere de yer verilmiĢtir (182). 
 
SözleĢmenin 
47. 
maddesinde, 
sözleĢmeye 
taraf 
olan 
devletlerin  sözleĢmede  değiĢiklik  teklifinde  bulunabilecekleri, 
48. madde de sözleĢmenin yorumu ve uygulanmasında taraf devletler 
arasında 
anlaĢmazlık 
çıktığında 
görüĢme, 
soruĢturma, 
arabuluculuk, uzlaĢma, hakemlik ve bölgesel teĢekküllere baĢvurma 
yollarıyla  veya  yargısal  yoldan  yahut  bizzat  seçecekleri  baĢkaca 
barıĢsal vasıtalarla çözümlemek üzere birbirlerine danıĢacakları, 
bu yollarla çözülemediği takdirde, Milletlerarası Adalet Divanına 
havale edileceği açıklanmıĢtır (183). 
________________ 
(180) GÜNAL,  s.41 
(181) KURT,  s.13 
(182) GÜNAL,  s.41 

 
Uygulamada  görülen  bazı  noksanlar  dolayısıyla  1961  Tek 
sözleĢmesinin  25  Mart  1972  Cenova  Protokolü  ile  değiĢtirilmesi 
zorunlu  olmuĢtur.  Bu  protokolün  getirdiği  esaslar  Ģöylece 
özetlenebilir:  Sentetik  narkotiklerin  imali  ve  haĢhaĢ  bitkisinin 
ekilmesinde  tahmin  sisteminin  (estimate  system)  uygulanması 
geniĢletilecektir.  Afyon  imali  sınırlanacak  ve  yasadıĢı  ekilen 
afyon ve esrar bitkileri imha edilecektir.  
 
Protokole  göre,  protokolün  hükümlerini  ihlal  eden  kiĢilerin 
kendileride  uyuĢturucu  madde  kullanıyorsa,  cezalandırılma  yerine 
yada 
cezalandırılma 
ile 
birlikte 
tedaviye 
tabi 
tutulabileceklerdir (184). 
 
 
 
3- 1971 Psikotropik Maddelere Dair SözleĢme 
 
UyuĢturucu  maddelere  dair  1961  Tek  sözleĢmesine  rağmen 
psikotropik  maddelerdeki  hızlı  geliĢim,  BirleĢmiĢ  Milletler 
Ekonomik  Konseyince  bu  maddelere  iliĢkin  bir  metnin  hazırlanarak 
21 ġubat 1971'de Viyana'da Psikotropik maddelere dair sözleĢmenin 
aktedilmesini  beraberinde  getirmiĢtir.  Ancak  sözleĢme  Toga'nında 
imzalamasıyla  yürürlük  Ģartı  40  imza  sağlandıktan  sonra  16 
Ağustos  1976'da  yürürlüğe  girmiĢtir.  7  Mart  1981  tarih  ve  17272 
sayılı  resmi  gazetede  yayınlanan  30.12.1980  tarihli  Bakanlar 
Kurulu kararı ile Türkiye tarafından da onaylanmıĢtır (185). 
________________ 
(184) DÖNMEZER,  "Notlar",  s.23 
(185)  ERMAN,    s.1066;    BirleĢmiĢ  Milletler  çerçevesinde  hazırlanan  bu  sözleĢmeler  dıĢında,  ülkemiz,  baĢta  sınır 
komĢularımız olmak üzere uyuĢturucu madde kaçakçılık yolları üzerinde bulunan bazı ülkelerle daha sıkı iĢbirliğine 
gitme gayretlerine önem vermektedir. Bu çerçevede ülkemizin diğer ülkelerle yaptığı anlaĢma ve protokoller için bkz. 
DurmuĢ TEZCAN,  "UyuĢturucu Madde Kaçakçılığını Önleme Tedbirleri",  AÜSBFD,  c. XXXVII, y.1982, no:3-4,  
s.211 vd. 

 
Bu  sözleĢme,  Tek  sözleĢmesinin  kapsamına  girmemiĢ  olan    ve 
halk 
sağlığı 
için 
büyük 
tehlike 
arzeden 
maddeleride 
milletlerarası kontrole tabi tutmak amacını gütmektedir(186). 
 
SözleĢmede 
psikotropik 
maddenin 
tanımı 

fıkrasında 
yapılmıĢtır: "Tabii veya sentetik I, II, III veya IV nolu tabloda 
yer  alan  her  türlü  tıbbi  madde"dir.  Buna  göre,  çeĢitli  merkezi 
sinir 
sistemi 
uyarıcıları, 
hallüsinojenler, 
stümülantlar, 
trankilizanlar, 
uyku 
ilaçlarından 
bazılarının 
yasaklanması 
öngörülmüĢtür (187).  
 
SözleĢmenin sonunda psikotropik maddeler dört cetvel halinde 
sıralanmıĢ  olup,  bu  cetvellere  yeni  maddelerin  eklenmesi  mümkün 
görülerek,  bu  konuda  Dünya  Sağlık  TeĢkilatı  yetkili  kılınmıĢtır 
(188). 
 
Ekteki  dört  cetvelde  yer  alan  maddelerin  kullanımı  bilimsel 
ve  tıbbi  gayelerle  sınırlandırılmıĢtır.  Taraflar  bu  maddeler 
yönünden  tek  sözleĢmesini  değiĢtiren  Cenova  protokolünün  koyduğu 
yükümlülüklere  aynen  uyacaklardır.  Öngörülen  cezai  tedbirlerde 
hemen hemen Tek sözleĢmede olduğu gibidir (189). 
 
SözleĢmeyi onaylayan ülkelerin sayısı 76'ya ulaĢmıĢtır(190). 
 
 
D. 1988 Viyana SözleĢmesi 
 
 
1988  sözleĢmesi  ise  bugün  uluslararası  mücadelede  kabul 
edilen  en  son  sözleĢmedir.  Bu  sözleĢme  Viyana'da  25  Kasım  20 
Aralık 1988 tarihleri arasındaki "BirleĢmiĢ Milletler Ekonomik ve 
Sosyal  Konseyi"nce  toplanan  "UyuĢturucu  ve  Psikotrop  maddeler 
Kaçakçılığına  karĢı  SözleĢmenin  kabülüne  dair  BM  Konferansı"  19 
Aralık 1988 
_______________ 
(186) Conseille de L'Eroupe,  s.29 
(187) GÜNAL,  s.42 
(188) KURT,  s.14 
(189) Conseille de L'Eroupe,  s.29 
(190) TOGORA,  s.673 

 tarihindeki  8.  toplantıda  "Uyuşturucu  ve  Psikotrop  Maddeler 
Kaçakçılığına karşı BM Sözleşmesi" ismiyle kabul edildi(191).  
 
SözleĢmenin gerekçesinde Ģöyle denilmektedir: 
 
Bu sözleĢme taraf olan devletler, 
 
Ġnsanların  sağlığını  ve  refahını  ciddi  bir  biçimde  tehdit 
eden  ve  bunun  yanında  toplumun  ekonomik,  kültürel  ve  siyasi 
temellerini 
etkileyen 
uyuĢturucu 
ve 
psikotrop 
madde 
kaçakçılığında  ve  talebinde  ve  tüm  bunların  yanında  üretiminde 
meydana  gelen  büyüme  ve  artıĢ  konusuna  büyük  ilgi  göstererek, 
uyuĢturucu  ve  psikotrop  madde  kaçakçılığının  çeĢitli  sosyal 
gruplara  yönelik  gittikçe  artan  saldırılarıyla  ve  özellikle 
dünyanın 
pek 
çok 
yerinde 
çocukların 
uyuĢturucu 
tüketim 
pazarlarında  kullanılmalarıyla  ve  uyuĢturucu  psikotrop  madde 
üretiminin,  ticaretinin  ve  dağıtımının  ölçülemez  boyutlarda 
tehlikeyi kapsadığı düĢüncesiyle yakından ilgilenerek, 
 
UyuĢturucu  kaçakçılığı  ve  önemli  ekonomileri  mahveden  ve 
devletlerin  güvenliğini,  bağımsızlığını  tehdit  eden  diğer  ilgili 
örgüt suç faaliyetleri arasında bağlantı olduğunu ortaya koyarak
 
Aynı 
zamanda, 
uyuĢturucu 
madde 
kaçakçılığının 
bir 
milletlerarası  suç  olduğunu  ve  ortadan  kaldırılması  için  dikkat 
sarfedilmesi ve öncelik tanınması gerektiğini vurgulayarak, 
 
UyuĢturucu  madde  kaçakçılığının  yüksek  kar  ve  refah 
sağladığını,  bununda  hükümet  organlarını  ortadan  kaldırmaya  ve 
yine  hükümetleri  ekonomik,  mali  problemler  içine  sokmaya  ve 
toplum içinde tüm düzeylerde rahatsızlık yaratmaya yönelik olarak 
çalıĢan örgütler tarafından kullanıldığını ortaya koyarak, 
 
Kaçakçılık  faaliyetlerinden  elde  edilen  karları  kendi 
kriminal  faaliyetlerinde  kullanan  kiĢileri  ortaya  çıkararak  bu 
kiĢilerin bu tür davranmalarındaki temel amacı belirleme- 
(191) TOMUġ,  s.63 
nin gerekli olduğuna inanarak,  
 
UyuĢturucu  ve  psikotrop  madde  alıĢkanlığı  probleminin  temel 
nedenlerini  ve  bu  tür  uyuĢturucu  ve  psikotrop  maddelere  yönelik 

talepleri  belirlemeyi  ve  kaçıkçılık  faaliyetlerinden  elde  edilen büyük 
miktarlardaki karları ortaya koymayı isteyerek, 
 
UyuĢturucu  ve  psikotrop  madde  imal  etmede  kullanılan  precursar 
kimyasal  madde  ve  çözücüler  gibi  belli  maddeleri  gözlemlemek  için  bir 
takım tedbirlerin gerekli olduğunu ortaya koyarak
 
Denizlerde 
yapılan 
uyuĢturucu 
madde 
kaçakçılığının 
bastırılmasında  milletlerarası  iĢbirliği  geliĢtirilmesi  gerektiğini 
belirterek, 
 
Kaçakçılık  faaliyetlerinin  yokedilmesi  çalıĢmalarının  bütün 
devletlerin  ortak  sorumluluğu  olduğunu  ve  bu  hususla  ilgili  olarak 
milletlerarası 
iĢbirliği 
çerçevesinde 
koordineli 
faaliyetlerde 
bulunulması gerektiğine inanarak, 
 
UyuĢturucu  ve  psikotrop  maddelerin  kontrol  edilmesi  alanında 
BirleĢmiĢ  Milletlerin  yetkili  olduğunu  bilerek  ve  bu  tür  kontrol 
faaliyetleri  ile  ilgilenen  milletlerarası  örgütlerin  organizasyon 
çerçevesinde biraraya toplanması gerektiğine inanarak, 
 
UyuĢturucu  ve  psikotrop  maddeler  alanındaki  mevcut  anlaĢmaların 
ilkelerin klavuzluğunu benimseyerek, 
 
GeniĢ boyutlardaki kaçakçılık faaliyetleri ve ortaya çıkardıkları 
sonuçlarla  mücadele  edebilmek  amacıyla  1961  UyuĢturucu  Maddeler  Tek 
AnlaĢması ve UyuĢturucu Maddeler Tek AnlaĢmasında değiĢiklik yapan 1972 
protokolünde  ve  1971  Psikotropik  Maddeler  SözleĢmesinde  yer  alan 
tedbirlerin uygulanması güçlendirilmesine duyulan ihtiyacı tanıyarak,  
 
Aynı  zamanda,  uyuĢturucu  madde  kaçakçılığının  milletlerarası 
kriminal faaliyetleri bastırmak için milletlerarası konularda iĢbirliği 
için  etkili  kanuni  tedbirlerin  güçlendirilmesi  ve  arttırılmasının 
önemini vurgulayarak, 
 
Özellikle, problemin çeĢitli yönlerini bir bütün olarak düĢünerek 
ve uyuĢturucu ve psikotrop maddeler alanında mevcut
 

anlaĢmalarda  yer  almayan  hususlara  özel  önem  vererek  uyuĢ-turucu 
kaçakçılığına  karĢı  kapsamlı,  etkili  ve  uygulamaya  yönelik  bir 
milletlerarası sözleĢme yapılması gerektiğine inanarak, 
 
AĢağıdaki hususlarda anlaĢmaya varmıĢlardır (192). 
 
sözleĢmede  uyuĢturucu  maddenin  tanımı  1.  maddenin  n  fıkrasında 
yapılmıĢtır:  "UyuĢturucu  madde"  1961  tek  anlaĢmasında  ve  bu  anlaĢmada 
değiĢiklik  yapan  1972  Protokolünde  yer  alan  1  ve  2  nolu  Ģemalarda  yer 
alan doğal ve sentetik herhangi bir madde anlamına gelmektedir." 
 
Aynı  maddenin  r  fıkrasında  ise  psikotrop  maddenin  tanımı  ya-
pılmıĢtır:"Psikotrop  madde  1971  Psikotrop  maddeler  anlaĢmasında  yer 
alan 
doğal 
yada 
sentetik 
herhangi 
bir 
madde 
anlamına 
gelmektedir.SözleĢmede 
yenilik 
olarak 
devletlerin 
aĢağıdaki 
paragraflarda  yer  alan  suçların  organizasyonu,  idaresi  veya  finanse 
edilmesinide suç saymalarını öngörülmektedir.  
 
-  Malvarlığının  a-  alt  paragrafında  belirtilen  suçlar  (imal, 
ihraç  vs.)  sonucu  kazanıldığı  veya  malvarlığının  kanunsuz  yollarla 
kazanıldığını  gizlemek  veya  faaliyetlerinin  hukuki  sonuçlarından 
kaçınmak  amacıyla  suç  yada  suçlara  dahil  olmuĢ  kiĢilere  yardım  etmek 
amacıyla  bu  tür  suç  yada  suçlara  iĢtirak  sonucu  kazanıldığını  bilerek 
bu tür malların transferi veya değiĢimi (Madde 1/V"i") 
 
-  Bu  tür  malların  a-  alt  paragrafında  belirtilen  suç  yada suçlar 
sonucu  veya  bu  tür  suç  yada  suçlara  iĢtirak  etme  sonucu  kazanılmıĢ 
olduğunu  bilerek  bu  malvarlığının  kaynağının,  yerinin  hareketinin yada 
sahip  olmaktan  kaynak-lanan  haklarının  gizlenmesi  veya  değiĢtirilmesi 
(M.1/V "ii") 
 
-  Malvarlığının  a-  alt  paragrafında  belirtilen  suç  yada  suçlar 
sonucu  veya  bu  tür  suç  yada  suçlara  iĢtirak  etme  sonucu  kazanıldığını 
bilerek bu malvarlığının kullanılması, üzerinde bulundurulması, 
 
-  UyuĢturucu  yada  psikotrop  maddelerin  tarımı,  üretimi        yada   
imalatında   kullanılacağı   veya   kullanılmakta  olduğunu  
(192)  TOMUġ,  s.83 
 
bilerek  tablo  1  ve  tablo  2'de  yer  alan  maddelerin,  malzemelerin 
veya techizatın üzerinde bulundurulması, 

 
- Halkı, bu maddede yer alan herhangi bir suçu iĢlemeye yada 
uyuĢturucu ve psikotrop maddeleri kanunsuz bir biçimde kullanmaya 
herhangi bir araç vasıtasıyla kıĢkırtılması yada ikna edilmesi,  
 
-  Bu  maddeye  göre  suç  teĢkil  eden  herhangi  bir  olayın 
düzenlenmesi, gerçekleĢtirilmesi yada teĢebbüs edilmesine iĢtirak 
edilmesi, 
 
SözleĢmenin  4.  maddesinin  b  fıkrasında  "uygun  durumlarda 
taraf  devletler,  suçlunun  cezalandırılması  yerine,  özellikle 
suçlu  bir  uyuĢturucu  madde  müptelası  ise,  bu  kiĢinin  eğitimini, 
bakımını, rehabilitasyonunu sağlıyacaklardır." 
 
c  fıkrasında  ise    "taraf  devletler,  ya  bir  cezalandırma 
alternatifi olarak yada bu maddenin 2. paragrafında yer alan bir 
suçun  cezalandırılmasına  ek  olarak  suçlunun  eğitimi,  bakımı  ve 
rehabilitasyonu 
ile 
ilgili 
olarak 
gerekli 
tedbirleri 
alacaklardır." 
 
5. maddede müsadere konusu düzenlenmiĢtir. Buna göre 
 
1-  Bütün  taraf  devletler,  aĢağıda  belirtilen  eĢyaların 
müsadere  edilebilmesi  için  gerekli  olan  tedbirleri  kabul 
edeceklerdir: 
 
a) 3. maddenin 1. paragrafında belirtilen suçların iĢlenmesi 
sonucu  elde  edilen  kazanç  veya  bu  kazanca  karĢılık  gelen 
malvarlığı 
 
b) 3. maddenin 1. paragrafında belirtilen suçların iĢlenmesi 
sırasında kullanılan veya kullanılmaya niyet edilen uyuĢturucu ve 
psikotrop maddelerin malzemelerin veya araç ve gereçlerin. 
 
2- Bütün taraf devletler, daha sonra müsadere edilmek üzere, 
bu maddenin 1. paragrafında belirtilen kazançların, malvarlığının 
veya diğer malzemelerin tanımlanması, 
dondurulması yada elkonulması 
için 
kendi 
yetkililerine 
yetki 
verebilecek 
tedbirleri 
kabul 
edeceklerdir. 
 
3- Bu maddede sözü edilen tedbirlerin yerine getirilebilmesi için 
bütün  taraf  devletler,  mahkemelerine  veya  diğer  yetkili  makamlarına 
banka kayıtlarının, ticari yada mali kayıtların elde edilebilmesi yada 
bu  tür  kayıtlara  el  konulabilmesi  için  yetki  vereceklerdir.  Bir  taraf 

devlet,  bankaların  gizliliğini  öne  sürerek  bu  paragrafta  yer  alan 
hükümleri yerine getirmede çekince göstermez (193).  
 
 
Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   28




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin