6- Japonya
SanayileĢmiĢ ülkelerin çoğunda uyuĢturucu suçlarını afyon ve
eroin gibi maddeler oluĢtururken Japonya'da uyuĢturucu problemini
genel
olarak
wakemine
gibi
amphetaminlerin
veya
diğer
uyarıcıların suistimali oluĢturur. Uyarıcı ilaç vakaları 1970'den
beri önemli ve dikkate değer bir artıĢ göstermiĢtir. 1987'de
31301 olarak belirlenen uyarıcı hap vakası sayısının bir önceki
yıla göre %4,2'lik bir düĢüĢ göstermesine rağmen oldukça yüksek
bir seviyede seyrettiğini belirtmek gerekir.
Diğer uyuĢturucu suçları arasında 1987'de 1395 olan esrar
suçu sayısının bin önceki yıla göre 58 olay artıĢ göstermesi
dikkat çekicidir (141).
________________
(139) ALTINDAL, s.8, 14
(140) HEĠLANT, s.90
(141) HEĠLANT, s.73. Dönmezer uyuĢturucu madde iptilası yönünden en büyük epideminin 2. Dünya savaĢı
sonunda Japonya'da kendini gösterdiğini belirtmektedir. BaĢlangıçta fahiĢeler ve suçlular arasında kendini gösteren
epidemi yayılmıĢ, 1954'te iki milyon Japonun amfetamin kullandığı tahmin edilmiĢtir. Sonradan Ģiddetli cezaları
içeren mevzuat getirilmiĢ, 1954'te 5500 kiĢi suçtan dolayı yakalanmıĢ iken rakam 1958'de 271'e düĢmüĢtür. Bkz.
DÖNMEZER, "Ġlgili yön", s.8,9 Yücel ise Japonya'da bu dönemde amfetaminle mücadele için öngörülen tedbirlerin,
imalatı ile reçete kontrolünü, eğitim, tretman, ceza uygulaması ile koordinasyonu içerdiğini belirtmektedir. Bkz.
Mustafa T. YÜCEL, "Ġlaç alıĢkanlığının hukuki ve cezai yönleri", AD, y.1973, sy.7, s.674
7- Ġngiltere
Toksikomani, farmakodepandans Ġngiltere'de suç değildir. Mevzuat
sadece bu uyuĢturucu maddeleri tarif etmekte ve bunların ihtiyacı
olanlara verilmesi usulünü düzenlemektedir. 1935-1955 yılları arasında
Ġngiltere ĠçiĢleri Bakanlığı'nca bilinen toksikoman sayısı 700'den
400'e düĢmüĢtü. Toksikomanların hemen hepsi orta yaĢlı idiler; Böylece
Ġngiliz kanunları koydukları tedbirlerle toksikomaniyi durduran bir
sonuç elde edilmesini hemen hemen sağlamıĢtı. Fakat sonraki yıllarda
durum çok değiĢmiĢtir.
1953 yılında Dünya Sağlık Örgütü Ġngiltere'de eroin imalinin ve
hastalara verilmesinin durdurulmasını tavsiye etmiĢti. Buna rağmen
uygulamaya devam olundu. Fakat 1955'den sonra eroin ithali kesin olarak
yasaklandı. 1964'ten itibaren eroin bağımlılarının sayısında ve
özellikle bunlardan 35 yaĢından küçük olanlarda çok hızlı bir artıĢ
görüldü. Sonra araĢtırmalar bu artıĢın eroin veren hekimlerin
reçetelerinde toksikomanların ihtiyacını aĢan dozda eroin yazmalarından
ileri geldiğini ortaya çıkardı. Bunun üzerine hekimlerin uyuĢturucu
madde yazma yetkisini düzenleyen yeni ve sıkı tedbirler getirilmiĢtir.
Bu hükümlerden sonra Hongkong'tan Ġngiltere'ye kanun dıĢı eroin ithali
baĢlamıĢtır (142).
Son 10 yılda uyuĢturucu suçlarından mahkum olan sanıkların sayısı
1979'da 1368'den, 1989'da 3855 rakamına ulaĢmıĢtır. Aynı dönemde 5
yıldın fazla cezaya mahkum olan suçluların oranı %3'den %9,6'ya
çıkmıĢtır. Bunun ötesinde, en fazla rahatsız edici olan ülkeye
uyuĢturucu madde sokanların (ithal edenlerin) oranındaki dramatik
artıĢtır. 1979'da %6 iken 1989'da %31,8 (143).
AĢağıdaki tablolarda Ġngiltere'de yasadıĢı uyuĢturucu ithaline
iliĢkin istatistiki değerler gösterilmektedir:
_____________________
(142) DÖNMEZER, Notlar, s.14; Ġngiltere'de kendilerine reçete ile metodon verilen eroinmanların metodonu
satarak parasıyla eroin almayı tercih ettikleri görülmektedir. Bu uygulamanın olumlu yönü olarak, toksikomanlara
tıbbi kontrol altında ihtiyaç duydukları, Ģırıngalar ve uyuĢturucular verilerek, toksikomanlar arasında Aids
hastalığının önüne geçildiği belirtilmektedir. Bkz. le nouvel observateur. no:1464, 26 Kasım-2 Aralık 1992, s.9
(143) Penny GREEN, Drug Courriers, the Howadr League for penal Reform, Londra 1991, s.16, 17
Tablo 6
1979-1989
arasında
kokain
ithalinden
suçlu
bulunan
Ģahısların sayısı
Yıl 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989
__________________________________________________________
46 65 100 57 93 117 99 79 119 148 222
__________________________________________________________
Tablo 7
1979-1989 arasında eroin ithal/ihraçından suçlu bulunan
Ģahısların sayısı
Yıl 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989
___________________________________________________________
65 95 106 109 214 207 197 207 265 198 358
___________________________________________________________
Tablo 8
1979-1989
arasında
yasadıĢı
esrar
ithalinden
suçlu
bulunanların sayısı
Yıl 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989
__________________________________________________________
786 978 1157 984 1262 1483 1398 1230 1397 1509 1950
__________________________________________________________
Kaynak: Penny GREEN, Drug Courıers, The Howard League
for Penal Reform s. 16, 17, 18.
Diğer uyuĢturuculara gelince 1989'da LSD'den dolayı 35 kiĢi
suçlu bulunmuĢtur. Metadondan dolayı suçlu bulunanların toplamı
1989'da 6'dır. Bu rakam 1979'da 2 idi(144).
Tablo 9
BM UYUġTURUCU MADDELER KOMĠSYONUNA GÖRE BAZI ÜLKELERDE
UYUġTURUCU MADDELERĠN SUĠSTĠMALĠNĠN TEHLĠKELĠK DÜZEYĠ
Oldukça
Orta derc.
Ciddi
Ülke
ciddi
Ciddi ciddi
değil
Almanya
X
Avusturya
X
Danimarka
X
Fransa
X
Hollanda
X
Ġsveç
X
Ġsviçre
X
Ġtalya
X
Ġngiltere
X
Polonya
X
Türkiye
X
Yunanistan
X
Macaristan
X
Mısır
X
Hindistan
X
Japonya
X
Nijerya
X
Suudi Arab. X
Tayland
X
Arjantin
X
Kolombiya
X
Venezuella
X
____________________________________________________
Kaynak: Drugs and punishment, UNSDRI, Roma, 1988,
s. 23, 64, 90
_______________
(144) GREEN, s.18
C. Türkiye'de UyuĢturucu Maddeler Problemi
1- Genel olarak
Anadolu halkı, haĢhaĢ bitkisinin yan ürünlerinden yüzyıllar
boyunca yararlanmasına rağmen, son 20-30 yıl öncesine kadar
yurdumuzda uyuĢturucu madde kullanımı hiçbir zaman sorun
olmamıĢtır (145).
Türkiye'de herkes uzun seneler uyuĢturucu ve psikotropik
madde kullanılması ve bu maddelere karĢı bağımlılık ve alıĢkanlık
konusunun ciddi bir problem oluĢturmadığı konusunda birleĢmiĢti
(146).
Ancak son yıllarda uyuĢturucunun Türk insanının yaĢamına
girdiği ve uyuĢturucu alıĢkanlığının yakın bir gelecekte
Türkiye'nin en önemli sorunlarından biri olmaya aday olduğu
yolunda ciddi belirtiler gözlenmektedir. Bir kere 1950'li
yıllardan
itibaren
iç
göç,
sağlıksız
kentleĢme,
plansız
sanayileĢme, gecekondu olgusu ve ekonomik dengesizlikler sonucu
ortaya çıkan hızlı değiĢim, kavram ve değer kargaĢasına,
toplumsal çeliĢkilere yol açmıĢ, böylelikle son yıllarda
uyuĢturucu kullanmaya aday bir kesim oluĢmuĢtur. Birde olayın arz
yönü vardır. 1980'den itibaren Avrupa'da polis denetiminin
artması, birçok Avrupa ülkesinin Türklere vize uygulamaya
baĢlaması sonucu bir transit geçidi, ve adeta "eroin yolu" olarak
kullanılan Türkiye'den dıĢarıya giden uyuĢturucu madde miktarı
azalmıĢtır. Buda dıĢarıya uyuĢturucu madde kaçırıp, Türkiye'ye
silah getiren kaçakçıların elinde uyuĢturucu madde birikimine yol
açmıĢtır. Bu nedenle eldeki uyuĢturucu maddeler özellikle eroin
içeren karıĢımlar iç piyasaya sürülmeye baĢlanmıĢtır (147).
145) GÜNDOĞMUġ, s.2, 1950-1953 yılları arasında Türkiye'de uyuĢturucu maddelerin kullanılması yönünden çok
kötü bir durumun ortaya çıktığı öne sürülmüĢtü. Gerçi bu yıllarda durumun ne olduğu hususunda tam bir bilimsel
araĢtırma yapılmamıĢ olduğu için durumu kesin sayılarla tesbit imkanı olmamıĢtır. Bkz. DÖNMEZER, "Hukuk ve
UyuĢturucu AlıĢkanlık Yaratıcı Maddeler", İÜİFM 1987, S.F. Ülgenere armağan, c.43, s.471
(146) DÖNMEZER, "Sosyo-Politik" S.1021
(147) GÜNDOĞMUġ, s.3
Profesör Dr. Sevil Atasoy 1984 yılında Adli Tıp Günleri
çerçevesinde düzenlenen " Uyuşturucu Madde Sorunları" panelinde:
"Ģurası muhakkakki ülkemizde uyuĢturucu madde kullanımı her ne
kadar Ģu anda önemli boyutlarda görülmüyorsada, kendi
labaratuvar bulgularımıza göre gerek toz halinde yakalanan
gerekse kan ve idrar gibi biyolojik sıvılarla yapılan deneylerin
bulgularına göre, daha önceki yıllara oranla artıĢ tesbit
edilmektedir" demiĢtir (148).
Yargıtay tetkik hakimi Sedat Bakıcı ise uyuĢturucu madde
suçlarını incelediği makalesinde, Yargıtaya temyiz incelemesi
için gelen dava dosyalarında her yıl artıĢ gözüktüğünü, bunun ise
uyuĢturucu madde suçlarının arttığına karine teĢkil etmekte olup
bu konuda gerekli önlemlerin en kısa sürede ve en etkin Ģekilde
alınması gerektiğini ortaya çıkardığını belirtmektedir (149).
Basında
çıkan
haberlerde,
uyuĢturucu
ve
psikoaktif
maddelerin kullanımının özellikle gençlik gurupları içinde
süratle popülerleĢip yaygınlaĢtığı bildirilmektedir (150). Ancak
bir ülkede uyuĢturucu maddelerin yaygınlığı, epidemik nitelik
alıp almadığının belirlenmesi için kriminoloji biliminin metod ve
verilerine uygun araĢtırmalar yapmak ve bunları tekrarlamak
gerektiği gözden uzak tutulmamalıdır (151).
1976-1977 öğretim yılı baĢında, Ġstanbul Üniversitesine
kaydolan toplam 4613 gence uygulanan ankette elde edilen bulgular
Ģöyledir: Öğrencilerin %16,41'i Diazem, Serapaks gibi teskin
edici sedatif ilaçları, %11,10'u uyku ilaçlarını, %2,60'ı
deesoksin, amfetamin gibi uyarıcı maddeleri, %2,47'si esrar,
%7'si LSD'yi ve %0,5'i afyonu çeĢitli derecelerde
_______________
(148) Uyuşturucu Madde Sorunları, PANEL, S.53
(149) Sedat BAKICI, "UyuĢturucu madde suçları", AD, y.1984, sy.6, s.1570
(150) Tempo, 2.2. 1992, Aktüel, 26.10.1991.
(151) DÖNMEZER, "Sosyo-Politik", s.1024
kullandıklarını belirtmiĢlerdir (152).
Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimi
öğretim
üyelerinden
Doç.Dr.
Mustafa
Yılmaz'ın
üniversite
bünyesinde gerçekleĢtirdiği yeni tarihli bir araĢtırmaya göre
ise, gençlerin %6,7'si hap, esrar, eroin gibi uyuĢturucu maddeler
kullanıyor.
Oran
kız
öğrencilerde
5,4'e
düĢerken
erkek
öğrencilerde 8,1'e tırmanıyor (153).
Orta
Öğrenim
öğrencileri
arasında
yapılan
yeni
bir
araĢtırmada ortaya çıkan bulgularda her ne kadar uyuĢturucu madde
kullanımının salgın halini almadığını gösteriyorsada, uzman
doktor ve yetkililer görünenin sadece aysbergin su üstündeki
kısmı olduğunda birleĢmektedirler. Dr. Ömer Akil Özer'in "orta
öğretim öğrencilerinin psikoaktif madde kullanımına yaklaĢım ve
demografik özellikler" adını taĢıyan uzmanlık tezi, Ġstanbul'un
dört lisesinde yapılan bir araĢtırmanın sonuçlarını kapsıyor.
Ataköy, Bakırköy, Bağcılar ve Kadıköy Anadolu Lisesi'nde toplam
1800 öğrenciye uygulanan anket öğrencilerin sadece %2,56'sının
uyuĢturucu madde kullandığını ortaya çıkarıyor. Yaygın olarak
kullanılan mad-denin ise çeĢitli haplar olduğu görülüyorBunda
baĢlıca faktör hapların ucuzluğu ve kolay elde edilebilir
oluĢlarıdır(154).
2- Ġstatistiklerin ıĢığında
Bilindiği gibi bir toplumda uyuĢturucu maddeler kullanımının
ne derecede yaygın bulunduğunu tam bir isabetle belirlemeye
olanak yoktur. Bu konudaki metod, kolluk ve diğer kamu
kuruluĢları ile psikiyatrik kliniklerin faaliyetleri sonucu elde
edilen rakamları, yapılabilecek pilot niteliğindeki anketlerin
verilerini
ve
toplumsal
hayattaki
diğer
göstergeleri
değerlendirerek bir sonuca ulaĢmaktır. Oysa uyuĢturucu
madde suçları mağdursuz suç sayıldığı için
bunların ihbar edilmeleri oranı, bütün
(152) Aysel EKġĠ, "UyuĢturucu, uyarıcı ve teskin edici madde kullanımı", İÜB, y.1978, sy.7, s.33
(153) Aktüel dergisi, 26.10.1991, s.22
(154) Tempo dergisi, 2.2.1992, y.5, sy.5, s.25
dünyada çok düĢüktür; buna karĢılık uyuĢturucu madde ticaretine
iliĢkin suçların ihbarı daha yüksek orandadır. Madde kullanımını
bir hayat stili haline getirmiĢ, yıkılmıĢ kiĢiliklere sahip
Ģahısların kimlikleri çok kere kolluğun bilgisi dahilindedir. Ama
bu maddeyi tesadüfen kullanan ve bu alana ilk adımlarını atan
kiĢilerin tesbiti çok güçtür(156).
UyuĢturucu maddelerin kötüye kullanılmasına iliĢkin fikir
verecek resmi istatistikler Ģu kaynaklardan sağlanabilir (156 a).
1) Emniyet Genel Müdürlüğü, Kaçakçılık Ġstihbarat ve Harekat
Dairesi ve narkotik bürosu
2) Cumhuriyet Savcılıkları
3) Asliye ceza, Ağır ceza veya Devlet Güvenlik Mahkemeleri
4) Adli Tıp Kurumu
5) AMATEM ve akıl ve sinir hastalıkları hastaneleri
6) Devlet ve Üniversite hastaneleri ve doktor muayeneleri
Ancak
resmi
istatistiklere
geçmeyen
sayı,
sözkonusu
yerlerden sağlanacak rakamların çok üzerindedir. Genel bir
kanaate göre bu rakam resmi istatistiklerin on katı kadarıdır
(49).
ġimdi bu kaynakların bir kısmından sağlanan istatistikleri
verecek ve bu istatistiklerin ıĢığında varılabilecek sonuçlara
değineceğiz.
_______________
(156) KÖKNEL, "Toplu BakıĢ", s.84
(156 a) KuĢkusuz, Ġstatistikler her zaman gerçek durumu yansıtmamaktadır. Özellikle suçluluk konusunda oldukça
önem kazanan karanlık sayı karĢısında (dark numbers) uyuĢturucu madde suçlarına iliĢkin verilere pek güvenilmemek
gerekmektedir. ĠĢlenen suçların büyük bir yüzdesi karanlıkta kalmaktadır. Bkz. YÜCEL, "Ġlaç alıĢkanlıkları", s.677,
Ayrıca Bkz. George PICCA, Kriminoloji, Cep üniversitesi, ĠletiĢim yy. Ġstanbul 1992
a- DĠE istatistikleri
Devlet Ġstatistik Enstitüsü istatistiklerinde yer alan,
uyuĢturucu madde suçlarından dolayı cezaevine giren hükümlülerin
sayısının toplam hükümlü sayısına oranın bulunması Ģeklinde
yaptığımız
1969-1990
yılları
arasını
kapsayan
bir
karĢılaĢtırmadan uyuĢturucu maddelere iliĢkin suçların genel
suçluluğa göre büyük bir oran teĢkil etmediği sonucuna
varılabilmektedir. Bununla beraber 1979'dan 1986'ya kadar hafif
bir tırmanma meydana geldiği bu tarihten sonra ise bir iniĢin
sözkonusu olduğu tesbit edilebilmektedir. (bkz. tablo-10)
Tablo 10
DĠE ADALET ĠSTATĠSTĠKLERĠ
CEZAEVĠNE YENĠ GĠREN HÜKÜMLÜLER
YILLAR SUÇUN KONUSU
UyuĢturucu madde UyuĢturucu madde UyuĢturucu madde
ithal ve ihraç kullanılmasını kullanma, satma
edenler 403/1 kolaylaĢtıranlar satın alma
ile kullananlar
404/1,2
Toplam Sanık Sanık Sanık
Sanık Sayısı Oran Sayısı Oran Sayısı Oran
1969 61830 752 %1,216 795 %1,285 1550 %2,506
1970 54753 626 %1,143 818 %1,493 1544 %2,819
1971 59412 448 %0,754 1094 %1,841 1657 %2,788
1972 70090 708 %1,010 1198 %1,709 2100 %2,996
1973 55138 660 %1,196 1149 %2,083 1904 %3,453
1974 25585 447 %1,747 654 %2,556 1115 %4,358
1975 44469 340 %0,764 983 %2,210 1323 %2,957
1976 49770 436 %0,876 1026 %2,061 1412 %2,937
1977 36271 229 %0,631 591 %1,629 820 %2,260
1978 45762 249 %0,544 765 %1,671 1014 %2,215
1979 36613 223 %0,609 633 %1,728 856 %2,337
1980 31518 221 %0,701 823 %2,611 1038 %3,293
1981 36920 392 %1,061 904 %2,448 1296 %3,510
1982 36520 533 %1,459 875 %2,395 1408 %3,855
1983 32955 546 %1,656 843 %2,558 1389 %4,214
1984 27929 421 %1,507 591 %2,116 1012 %3,623
1985 29443 503 %1,708 522 %1,772 1025 %3,481
1986 34931 662 %1,895 849 %2,430 1201 %3,438
1987 39657 678 %1,709 378 %0,953 1056 %2,662
1988 45821 544 %1,187 399 %0,870 943 %2,058
1989 41028 447 %1,089 371 %0,9040 818 %1,993
1990 44826 589 %1,313 488 %1,088
______________________________________________________________________
Kaynak: 1989 yılına kadarki rakamlar her yıl
yayınlanan DĠE Ġstatistikleri adlı eserden
1989 ve 1990 rakamları ise elden bizzat
alınmıĢtır.
b- Polis istatistikleri
Bu istatistiklere baĢvururken ilkin fazla gerilere gitmeden
1980 ve 1990 yılları arasında 10 yıllık dönemde Türkiye çapında
yakalanan uyuĢturucu madde miktarını gözönüne alacağız. Ġkinci
olarak 1966 ile 1989 arasında 5 yıllık dönemler halinde polis
tarafından ortaya çıkarılmıĢ uyuĢturucu madde suçu olgusu ve
suçlu sayılarını vereceğiz.
1980'de yakalanan esrar miktarı 2150 kg. iken 1990'da bu
miktar 9647 kg.dır. 1987'den itibaren elegeçirilen esrar
miktarında devamlı bir yükseliĢ gözlenmektedir. 1980'de ele
geçirilen eroin miktarı 107 kg. iken bu miktar 1985'de 330,
1990'da ise 807 kg'dır. Ġlk defa olarak 1983'te elegeçirilen
kokain miktarı 15 gram iken, 1990'da bu miktar 1100 gram olarak
gerçekleĢmiĢtir. Yakalanan sentetik uyuĢturucularda da düzensiz
olmakla birlikte büyük artıĢ gözlenmektedir. (1980-20 tablet,
1985-1400 tablet, 1990'da 6300 tablet). (bkz. tablo-12).
Ancak polis istatistiklerinde resmi makamlar tarafından
müsadere edilen uyuĢturucu maddelerin miktarı ve cinsi dallarında
bilgi verilmekte olup, satıcı, içici, kaçakcı vb.den elde edilen
miktarlar hakkında bilgi yoktur. Elde edilen miktarlar içinde
büyük bir oranın Türkiye'de piyasaya sürülmek amacından ziyade
Avrupa ve Ortadoğu (özellikle sentetik haplar) ülkelerine nakil
ve ihraca yönelik olduğunu gözden uzak tutmamak gerekir.
Öte yandan tablo 11'de polis tarafından ortaya çıkarılan
uyuĢturucu suçu olgusu ve suçlu sayıları görülmektedir. Polis
istatistiklerinin gerçek durumu yansıtmaktan yoksun olduğu
kriminolojik bir olgu olarak belirtilebilir (157).
Tablo 11
Polis Tarafından Ortaya Çıkarılan Suç Olgusu ve Suçlu
Sayısı
Yıl
Olgu
Suçlu
Erkek Kadın
1966
1217
1994
1938
56
1970
1682
2745
2652 93
1975
1244
2204
1566
29
1980
1613
3414
3251
163
1985
820
1345
1290
55
__________________________________________________
Kaynak:
Mustafa T. YÜCEL, Kriminoloji, Ankara 1986 S. 119
Tablo 12
1980-1990 YILLARI ARASINDA TÜRKĠYE'DE ÇAPINDA
Dostları ilə paylaş: |