YAKALANAN UM MĠKTARLARI (KAÇAKÇILIK ĠSTĠHBARAT VE
HAREKAT DAĠRESĠ)
YILLAR ESRAr(Kg) EROĠN(Kg) KOKAĠN(gr) SENTETĠK U.(tablet)
1980
2150
107
20
1981
3100
104
93
1982
1440
34
5190
1983
1660
267
15
2300
1984
1350
190
10400
1985
1300
330
71400
1986
1312
385
5425
1987
1830
1100
41
1900000
1988
3768
776
544
2800000
1989
4205
705
130
25700
1990
9647
807
1100
6300
__________________________________________________________
Kaynak: Bu bilgiler Ankara'da Kaçakçılık Ġstihbarat
ve Harekat Dairesinden bizzat alınmıĢtır.
_______________
(157) YÜCEL, s.50
c- ASĠGM adalet istatistikleri
TC Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve Ġstatistik Genel Müdürlüğü'nün
adalet istatistiklerinde yıllara göre mahkemelerde açılan dava sayısı
ve sanık sayısı suç türleri dikkate alınarak gösterilmektedir. Bu
istatistikler karĢılaĢtırıldığında, genel olarak, 1986'dan itibaren
gerek uyuĢturucu madde temin gerekse uyuĢturucu madde kullanma
suçlarından açılan dava sayısı ve mahkemeye çıkarılan sanık sayısında
bir artıĢın sözkonusu olduğu tesbit edilmektedir. 403. maddeden 1986
yılında açılan dava sayısı 961, sanık sayısı ise 1589 iken 1990'da bu
rakamlar 1298 ve 2980 olarak gerçekleĢmiĢtir. 404. maddeden 1986
yılında açılan dava sayısı 407, sanık sayısı 669 iken bu rakamlar 1990
yılında 844 ve 1277 olmuĢtur (bkz. tablo 13).
d- Adli Tıp Kurumu Kimyasal Tahliller Ġhtisas Dairesi
Ġstatistikleri
Dr. Ümit Naci GündoğmuĢ, Kimyasal Tahliller Ġhtisas Dairesi
Narkotik ve Toksikoloji bölümü ve Morg Ġhtisas Dairesinde bu maddelerle
ilgili verilerin incelenmesine dayanan "Adli Amaçlarla Eroin, Morfin ve
Kodein Analizi ve Bu Maddelere Bağlı Ölümlerde Otopsi Bulguları" konulu
uzmanlık tezinde: "ÇalıĢma sonucunda 1987 yılından sonra eroin, morfin
ve kodein içeren karıĢım miktarında artıĢ, bu süre içinde idrar ve kan
örneklerinde eroin, morfin, kodein saptanan yaĢayan olguların sayısında
yıllara göre önemli bir fark tesbit edilememiĢtir. Aynı zaman dilimi
içerisinde otopsisi yapılan ve eroin, morfin ve kodein alımına bağlı
öldüğü sonucuna varılan olguların sayısındada 1987'den itibaren artıĢ
görüldüğü tesbit edildi" demektedir (157 a).
Kimyasal Tahliller Ġhtisas Dairesi Narkotik bölümüne 1985-1992
yılları arasında gelen dosya sayılarının incelenmesinden yıllara göre
gelen dosya sayısında belirgin ve düzenli bir artıĢ tesbit
edilememektedir. Aynıdurum dosyaların uyuĢturucu
(157a) GÜNDOĞMUġ, s. 136
madde türlerine göre dağılımı içinde sözkonusudur. Sadece kokain
için hafif ama düzenli bir artıĢtan bahsetmek mümkündür. Ancak bu
istatistiklerden ülkemizde en yaygın doğal uyuĢturucu maddelerin
esrar ve eroin olduğu sonucu çıkmaktadır (bkz. tablo 14).
Tablo 13
2- T.C. ADALET BAKANLIĞI
ADLĠ SĠCĠL VE ĠSTATĠSTĠK GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
ADALET ĠSTATĠSTĠKLERĠ
YILLAR
TCK MADDE 403-409
TCK 403
TCK 404
AÇILAN DAVA S. SANIK S. ADS SS ADS SS
1982
1861
3697
1983
1846
3439
1984
1426
2694
1985
1372
2279
1986
961 1589 467 669
1987
996 1910 464 630
1988
1158 2468 575 922
1989
1321 2279 777 1074
1990
1298 2980 844 1277
__________________________________________________________
Kaynak: Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve Ġstatistik
Genel Müdürlüğü Adalet Ġstatistikleri adlı
yıllık yayınlardan derlenmiĢtir. 1989 ve 1990
rakamları elden alınmıĢtır.
Tablo 14
1985-1992 Yılları Arasında A.T.K. K.T.Ġ.D. Narkotik
Bölümüne Gelen Dosya Sayısı ve Bunların Dağılımı
Dosyaların Dağılımı
Yıl Dosya Sa. Kenevir Esrar Morfin Afyon Kokain Eroin Diğerleri
1986 395 192 131 3 3 - 29 37
1987 349 147 96 4 11 - 50 41
1988 296 116 68 3 10 1 55 43
1989 364 142 109 3 3 3 50 54
1990 386 101 138 3 4 5 72 63
1991 341 124 80 1 6 5 72 53
1992 369 164 108 2 2 6 44 43
TOPLAM 2500 986 730 19 39 20 372 344
1985 378 DÖKÜMÜ YAPILMAMIġ
__________________________________________________________________
GENEL
TOPLAM 2878
___________________________________________________________________
Kaynak: A.T.K. K.T.Ġ.D. BaĢkanı Prof.Dr. Sevil Atasoy
ile kiĢisel görüĢme
e- Adli Tıp Kurumu Gözlem Ġhtisas Dairesi
Ġstatistikleri
Adlı
Tıp
Kurumu
Gözlem
Ġhtisas
Dairesinde
protokol
defterinin ve uyuĢturucu madde suçlarından dolayı gözlem altına
alınan sanıklar hakkında verilen raporların incelenmesine dayanan
istatistiklerden de bazı sonuçlara varmak mümkündür. Buna göre;
Adli Tıp Kurumu Gözlem Ġhtisas Dairesinde uyuĢturucu madde
suçlarından dolayı gözlem altına alınan tüm sanık sayısına
oranlandığında 1987'den 1989'a kadar düzenli bir artıĢ gözükürken
1990'dan itibaren ise bir düĢme görülmektedir. (bkz. tablo 15)
Sanıkların yakalandıkları maddelerin dağılımı ise Türkiye'de
en çok kullanılan maddenin eroin ve esrar olduğunu ortaya
koymaktadır. (bkz. tablo 16)
Gözlem altına alınanların bir bölümünü de yabancı uyruklu
kiĢiler oluĢturmaktadır. Gözlem altına alınan en fazla yabancı
uyruklu kiĢi sayısı 1988'de 16 olarak gerçekleĢmiĢtir. Bu
kiĢilerin milliyetlerine göre dağılımı, Türkiye'de uyuĢturucu
madde suçlarından yakalananların büyük bölümünü Ġran uyruklu
kiĢilerin oluĢturduğunu göstermektedir. Gözlem altına alınan
yabancı uyruklu sayısında son yıllarda bir azalmanın olduğu
gözükmektedir. 1992 yılında ise uyuĢturucu madde suçlarından
dolayı gözlem altına alınanlar arasında yabancı uyruklu kiĢi
bulunmamaktadır.(bkz. tablo 17)
Raporları incelerken tesbit ettiğimiz önemli bir hususta
yakalananların büyük bir çoğunluğunun uyuĢturucu kullanmaya,
esrarla baĢladıklarıdır. Örneğin 1993 yılının ilk altı ayında
gözlem altına alınan 21 uyuĢturucu madde suçlusundan 16 tanesi
uyuĢturucu almaya esrarla baĢladıklarını ifade etmiĢtir. 2 suçlu
ise
ilk
aldıkları
uyuĢturucunun
esrar
ve
hap
olduğunu
belirtmiĢlerdir. Bu kiĢilerden 8'inin halen kullandığı uyuĢturucu
eroin, birinin kokain, birininde esrar ve Rorseh hapıdır.
1987-1992 yıllarını kapsayan dönem için incelediğimiz
raporlardan çıkardığımız diğer baĢlıca sonuçları ise Ģöylece
sıralayabiliriz:
UyuĢturucu madde suçlarında gözlem altına alınan Türk
uyruklu sanıklar arasında çok az sayıda yüksek öğrenim öğrencisi
yada mezunu yer almaktadır. Büyük çoğunluk eğitim düzeyi düĢük,
tahsili olmayan veya ilkokul ortaokul yada orta ve lise terk gibi
kimselerden oluĢmaktadır. Bu durumu gözlem altına alınan
sanıkların meslekleride pekiĢtirmektedir. Meslek olarak kahveci,
balıkcı, Ģoför, esnaf, lokantacı ve pazarcılar ilk sırada yer
almaktadır. Yabancı uyruklu kiĢiler arasında ise yüksek öğrenim
öğrenci ve mezunları önemli yer tutmaktadır. Bu kiĢilerin
mühendis, hostes, elektronikçi, fotoğrafçı gibi mesleklerden
oldukları görülmektedir.
Diğer bir gözlemimiz uyuĢturucu maddeyi sağlayamayan düĢük
gelir grubundaki bu kiĢilerin günlük dozları için mala karĢı suç
iĢlemekten ziyade satıcı rolü oynamaktadırlar.
Sanıkların ne zamandan beri uyuĢturucu kullandıklarına
iliĢkin verdikleri bilgilerden çok büyük bölümünün 15-25 yaĢları
arasında uyuĢturucu kullanmaya baĢladıkları anlaĢılmaktadır.
Azımsanmayacak sayıda sanığında uyuĢturuculara hapiste
baĢladığı
yada
esrardan
eroine
hapishanede
geçtiği
anlaĢılmaktadır.
Sanıkların hayat öykülerinin incelenmesinden çıkardığımız,
uyuĢturucu madde kullanmaya baĢlamakta etken olan baĢlıca neden
ve Ģartlar aĢağıdaki noktalarda toplanmaktadır:
- Ailevi problemler,
- Karı koca arasındaki geçimsizlik,
- EĢin ölümü,
- Anne babanın ayrı olması,
- Anne babanın madde bağımlısı olması,
- Büyük kardeĢin madde kullanması,
- ArkadaĢ ikramı,
- Kötü arkadaĢ çevresi,
- Ruhsal bunalımlarından kurtulma isteği,
- Hapishane Ģartları,
- ĠĢyerinde usta veya patronun kullanması
.
Tablo 15
UyuĢturucu madde suçlarından gözlem altına alınanlar ve
iptilası tesbit edilenler
Yıllar Gözlem için gelen UyuĢ. madde Ġptilası
toplam sanık say. suçlarından tesbit edil.
gelen. Say. Sayısı
__________________________________________________________
1987
491
76
26
1988
443
83
18
1989
438
86
18
1990
405
60
28
1991
495
45
18
1992
489
39
10
__________________________________________________________
Tablo16: Kullandıkları, bulundurdukları ve ticaretini
yaptıklarını maddelere göre sanıkların sayısı
Sanıkların kullandıkları, sattıkları veya
bulundurdukları maddelerin cinsi
Yıllar
Esrar
Eroin
Afyon sakızı
Kokain
Hap
1987
30
39
2
-
-
1988
15
59
2
1989
19
63
1
1
1990
14
19
1
-
1991
11
33
1
-
1992
21
15
3
-
__________________________________________________________
Tablo 17
1987-1992 Yılları Arasında Gözlem Altına Alınan Yabancı
Sanıkların Sayısı ve Uyrukları
Toplam Yabancı
Yıllar Sanık Sayısı Ġ. M. Y. T. Av. Al. Ġn.Ġs. Ġtl. Yu.
1987 12 11 1
1988 16 13 1 1 1
1989 3 1 1 1
1990 6 5 1
1991 5 3 1 1
1992
__________________________________________________________
Ġ.
: Ġran
Al.
: Almanya
M.
: Mısır
Ġn.
: Ġngiltere
Y.
: Yemen
Ġs.
: Ġsviçre
T.
: Tanzanya
Ġtl. : Ġtalya
Av. : Avusturya
Yu.
: Yunanistan
____________________________________
______________________
Kaynak: (Tablo 15, 16 ve 17 için) Gözlem Ġhtisas
Dairesi protokol defteri ve Raporlarının
incelenmesi.
f- Yargıtaya gelen uyuĢturucu madde suçlarına iliĢkin dosya
sayısı
Yargıtay tetkik hakimlerinden Sedat Bakıcı'nın Yargıtaya
gelen, 1979-1984 arasındaki dava dosyalarının sayısını esas
aldığı karĢılaĢtırmasıda konumuza ıĢık tutucu niteliktedir. (bkz.
tablo 18)
Bu tablonun incelenmesinden Ģu sonuçlara varılmaktadır:
UyuĢturucu
madde
suçları
1979'dan
itibaren
her
yıl
artmıĢtır. 1983 yılında bir azalma varsada bu sayı 1981 ve önceki
yıllardaki dava dosyası sayısından fazladır. UyuĢturucuların
alım, satım, kullanma, ihraç, ithal ve imallerine iliĢkin suçlar
bir önceki yıla göre 1980'de %12,739, 1981'de %15,944, 1982
yılında ise %23,364 oranında artmıĢtır. 1983'te ise %16,450
oranında azalmıĢtır.
Bu sayılar belirtilen suçların yurt düzeyinde arttığını
kesin olarak göstermemektedir. Davaların geç sonuçlanması,
tebligatlar nedeniyle dosyanın yargıtaya geç gönderilmesi,
Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığından inceleme için beklemesi,
duruĢmalı olması nedeniyle dosya ertesi yıla kalabilmektedir. Bu
nedenler,
belirtilen
artıĢ
ve
yüzdelerin
kesin
olmasını
engellemekte ancak bir fikir vermektedir (158).
Tablo 18
1979-1984 yılları arasında YSCD.ne gelen uyuĢturucu madde
dosyalarının sayısı
__________________________________________________________
Yıllar
1979 1980 1981 1982 1983
UyuĢturucu
madde suçları 573 646 749 924 772
Toplam dosya 4326 4167 4107 5159 4857
___________________________________________________________
Kaynak: Sedat BAKICI, "Yargıtay 5.ceza dairesinin görev alanına
giren suçlar", AD, y.1984,Sayı:1, s.169
(158) Sedat BAKICI, "Yargıtay 5. Ceza Dairesinin görev alanına giren suçlar", AD, y.1984, sy.1, s.170
Türkiye'de
uyuĢturucu
maddeler
sorununun
yurtdıĢından
görünüĢüne gelince; ABD DıĢiĢleri Bakanlığı tarafından yayınlanan
1991 yılını kapsayan "Uluslararası Narkotik Kontrolü Stratejisi
Raporu"nda, Türkiye üzerinden uyuĢturucu kaçakçılığının giderek
arttığı savunulmuĢtur.
Türkiye'nin Güneybatı Asya'daki üretim noktaları ile Batı
Avrupa ve Amerika'daki tüketim arasında köprü olduğu bildirilen
raporda,
mücadelenin
güçleĢtiği
ve
Avrupa'da
ele
geçen
uyuĢturucunun
ve
ele
geçen
sanıkların
yarısının
Türkiye
bağlantılı
olduğu
öne
sürülmüĢ
ve
Türkiye'de
eroin
imalathanelerinin yeniden ortaya çıktığı hatırlatılmıĢtır.
Türk güvenlik güçlerinin 1991'de rekor düzeyde uyuĢturucu
madde ve imalathane ele geçirdikleri hatırlatılan raporda,
Türkiye'de denetimli haĢhaĢ ekiminin baĢarıyla sür-düğü ve ürünün
yasadıĢı üretime koymadığı vurgulanmıĢtır(159)
1992 yılını kapsayan aynı adlı raporda ise, Türkiye'nin son
yıllarda "para aklama" dünyasının önde gelen ülkelerinden biri
olmaya baĢladığı öne sürülmüĢtür. Bunun bir endiĢe kaynağı
olduğuna dikkat çekilen raporda Türk örgütlerinin, Avrupa'daki
eroin ticaretinin büyük bölümünü ellerinde bulundurdukları ve bu
kaçakçılıktan elde edilen milyonlarca doların Türkiye'ye girdiği
belirtilmiĢtir (159 a).
f- Genel değerlendirme ve kanaatimiz
Kanaatimizce, bu bölümde yer verdiğimiz araĢtırma ve
istatistiklerdeki bulgu ve veriler, ülkemizdeki uyuĢturucu
maddeler probleminin düzeyi ve boyutları hakkında bazı sonuçlara
varmamızı salmayacak niteliktedir. Buna göre;
1.
Ülkemiz
uyuĢturucu
madde
trafiği
bakımından
bir
"uyuşturucu
yolu"
olma
özelliğini
sürdürmektedir.
Doğal
uyuĢturucu maddeler bakımından bu trafik, yurdumuz yoluyla
_______________
(159) Milliyet Gazetesi, 4. Mart 1992
(159a) Milliyet Gazetesi, 10 Nisan 1993
Asya ülkelerinden Avrupa'ya doğru iken, sentetikler bakımından,
bu kez Avrupa'dan Asya ve Ortadoğu ülkelerine doğrudur.
2. Ülkemizde uyuĢturucu kullanımının gittikçe yaygınlaĢtığı
yönündeki endiĢelerde haklılık payı bulunmakla beraber, bugün
için batı ülkelerindeki gibi önemli boyutlarda ve hele epidemik
bir uyuĢturucu problemi mevcut değildir.
3. Problemin Türkiye dıĢından görünüĢüde vardığımız ilk iki
sonucu doğrulamaktadır. ABD DıĢiĢleri Bakanlığı'nın 1992 yılı
uluslararası narkotik kontrol stratejisi raporunda da Türkiye
üzerinden
uyuĢturucu
kaçakçılığının
gittikçe
arttığı
savunulurken, uyuĢturucunun Türk toplumunda belirgin bir sorun
olmadığı belirtilmektedir(160).
Ancak Türk toplumunun son yıllarda geçirdiği hızlı değiĢimin
endüstri toplumlarındaki uyuĢturucu salgınını ortaya çıkaran
koĢulları beraberinde getirmiĢ olması olasıdır. Bu zamana kadar
uyuĢturucuların bazı Asya ve Kuzey Afrika ülkelerinin aksine
halkımızın kültürü içerisinde yer almaması ve eskiden gelen
sosyal
kurumların
gücü,
ülkemizin
ciddi
bir
uyuĢturucu
problemiyle karĢılaĢmasına engel oluĢ-turmuĢtu. Bize göre,
Türkiye'de uyuĢturucu madde kullanma mo-deli Avrupa ülkelerindeki
modeli izlemektedir.Problem yavaĢta olsa gençlik arasında ve bir
uyuĢturucu madde alt kültürü Ģeklinde geliĢmektedir(160 a).
UyuĢturucu maddelerle mücadele
_______________
(160) 4.3.1993 tarihli Milliyet gazetesi.
(160a) Bilindiği üzere toplum içindeki bazı alt gruplar, hatta meslek grupları arasında paylaĢılıp bölüĢülen bir alt
kültür oluĢabilmektedir. Bu alt kütürü iĢtirakçilerin uyguladıkları kendisine özgü sosyal değerler hayat stili,
davranıĢlar tavır ve hareket biçimleri ortaya koymaktadır. Mesela Dünya Sağlık TeĢkilatı milletlerarası "bir gençlik
alt kültürü"nün oluĢtuğunu açıklamıĢtır. bu kültürün özellikleri uyuĢturucu madde kullanma, kendine özgü hayat stili,
müzik zevki, görünüĢ, giyim kuĢam ve yepyeni bir modanın özellikleri olarak belirlenmektedir. Bkz. DÖNMEZER,
"Hukuk ve Uyuşturucu", s.463
ederken aynı yanlıĢları iĢlememek için sanayi toplumlarında
yaĢanan deneyimleri kavramak mecburiyetindeyiz. Ayrıca soruna en
iyi tedavinin zamanında korunma tedbirlerine baĢvurmak olduğu
ilkesini gözönünde tutarak yaklaĢımda bulunmalıyız.
III. UYUġTURUCU MADDELERĠN DENETĠM VE YASAKLANMASI
A. Uluslararası Örgütler
UyuĢturucu maddelerin denetimini sağlamak ve uyuĢturucu
madde sorunları ile ilgilenilmesi amacıyla uluslararası alanda,
BirleĢmiĢ Milletlere bağlı olan ve olmayan bir çok kurum, kuruluĢ
ve organ oluĢmuĢ olup görev yapmaktadır. Bu kuruluĢ ve örgütlerin
baĢlıcalarının kısaca tanıtılmasında yarar görüyoruz.
1- Uluslararası UyuĢturucu Maddeler Kontrol Organı
Bu organ bağımsızdır. Ancak BirleĢmiĢ Milletler çerçevesinde
faaliyet gösterir. 1961 Tek sözleĢmesiyle oluĢturulmuĢ ve Mart
1968'de de çalıĢmalarına baĢlamıĢtır(161). Uluslararası düzeyde
sürekli olarak uyuĢturucu madde ve ilaçların üretim, tüketim ve
dağıtımları ile ilgili denetimi sağlamakla görevlidir. Ayrıca
narkotik
maddelerin
üretim
ve
tüketimine
iliĢkin
yıllık
istatistikler yaparak BM genel sekreterine yıllık raporlar
hazırlamakla yükümlüdür (162). Ayrıca ilgili ülkelere öğüt
vermekte ve önerilerde bulunmaktadır (163).
2- BM UyuĢturucu Maddeler Komisyonu
Bu komisyon 1946'da BirleĢmiĢ Milletler Ekonomik ve Sosyal
Konseyi tarafından kurulmuĢtur. Sürekli olmayan teknik bir
komisyondur. 24 devletin üyelerinden meydana gelir ve herbiri, üç
yıllık dönem için seçilir (164). Konseye ve Genel Kurula
sunulacak
önerileri
hazırlamak
üzere
iki
yılda
bir
toplanmaktadır. Cenevre'de Genel Sekreterliğe bağlı daimi bir
bürosu (uyuĢturucu maddeler bölümü) vardır (165).
_______________
(161) H. Lütfi TOMUġ, UyuĢturucu Uyarıcı ve Hayal Yaratıcı Maddeler, Ankara 1990, s.59
(162) KÖKNEL, "KiĢilikten KaçıĢ", s.657
(163) GÜNAL, s.33
(164) TOMUġ, s.58
(165) Stupefiants, Ensyclopedie DALLOZ, 2.b., Paris 1990, s.2
|