C. UyuĢturucu Maddelerin Kullanılması ve Suçluluk
1- Genel olarak
UyuĢturucu
maddelerin
kriminojen
(suça
yöneltme)
etkileri
üzerinde pek çok incelemeler yapılmıĢ ve çeĢitli görüĢler ileri
sürülmüĢtür. Bunların herbirinde araĢtırıcıların kiĢisel eğilimleri,
çalıĢma disiplinleri yanında, çalıĢma koĢullarının da etkisi vardır.
Gerek bu gerekse sorunun kendinden gelen karmaĢıklığı nedeniyle bazen
çeliĢkili görüĢler de görülebilmektedir (223).
Dönmezer'de uyuĢturucu maddelerin kriminojen etkileri konsunda
söylenenler ve yazılanlar ile bilimsel araĢtırmaların sonuçlarının
birbirini esasta tutmadığını belirtmektedir (224).
Öte yandan Amerika'da son 10 yıl içinde yapılan araĢtırmalar
uyuĢturucu maddelerin kullanılması ile diğer suçlar arasında ku-rulması
istenilen bağlantının abartılı olduğunu ortaya koymuĢtur (225).
_______________
(223) Abdülkadir ÖZBEK, Adli Psikiyatri Ankara 1980, s.58
(224) DÖNMEZER, Kriminoloji s.394
(225) YENĠSEY, s.173
Taft'a göre konunun üç yönü; suça dayalı yasadıĢı ticaret,
satınalma suçu ve para elde etmek amacıyla iĢlenen diğer suçlar,
burada kriminolojik yönü oluĢturmakta olup bunlar uyuĢturucu
maddeler tarafından yaratılan suçlar olmaktan çok, kanunun
yarattığı suçlar olarak gözükmektedir(226).
Özbek, uyuĢturucu madde ve suçluluk iliĢkisi konusunda Ģu
düĢüncelerin genellikle kabul edilebileceğini belirtmektedir.
- Bağımlılık yapan bazı maddeler, normal dediğimiz insanları
bile, belli koĢullar içinde, bunları almadıkları zamandan daha
kolay suça yöneltebilirler (trafik kazalarında olduğu gibi).
- Bazı kiĢilik yapısı ve bedensel değiĢmelerde, kiĢi
bağımlılık yapan maddeleri kullandığı zaman, kullanmadığı
zamandan daha çok suça yöneltilebilir.
Sözü edilen maddelerin etkileri gözönüne alınarak, kiĢiyi
suça itmeleri üç yolla olabilir:
- Alındıkları anda çeĢitli derecede kiĢinin fizyolojik ve
ruhsal dengesini bozarak
- Uzun süre ve fazla oranda alma sonucu, baĢta merkez sinir
sistemi
olmak
üzere,
çeĢitli
organlarda
yıkıntı,
fizik
iĢlevlerde, kiĢilik yapısında bozulma yaparak
- Yukarıdaki iki etkinin devamı yoluyla kiĢinin sosyal
düzeyini, durumunu bozarak (227).
Özellikle kendilerini suça götürecek olan bio-psiĢik
özelliklere sahip bulunan kiĢiler sözkonusu oldukları takdirde
uyuĢturucu maddelerin gerçek ve ağır bir suçluluk doğurduğu
söylenebilir (228).
Dönmezer'de; "Aslında uyuĢturucu maddeler kullanımı ile
suçluluk arasındaki iliĢki karmaĢık ve geniĢ ölçüde olmak üzere
kullananın esasen anti sosyal bir karektere sahip bu-
(
226) Uyuşturucu maddeler mevzuunda Kollokyum, Ġstanbul 1957, s.8
(227) ÖZBEK, s.58-59
(228) Uğur ALACAKAPTAN, Sarhoşluk halinde işlenen suçlarda cezai mesuliyet, Ankara 1961, s.25
lunup
bulunmadığını
belirlemeye
dayalı
bir
problem
niteliğindedir: Anti-sosyal bir karakter taĢımayan kiĢiler,
itiyatları sebebi ile, genellikle ayrıca suç iĢlememektedirler.
Meğer ki maddeyi temin için suç iĢlemek veya suçlularla iliĢki
kurmak mecburiyetinde kalsınlar. Buna karĢılık anti sosyal
karaktere sahip olanlar suç iĢlemek hususunda cesaret bulmak için
bile uyuĢturucu maddelere baĢvurabilirler" demektedir (229).
Kaydedelimki, uyuĢturucu maddeler etrafında, bunların imali,
satıĢı ve kullanılması dolayısıyla büyük bir suç faaliyeti
oluĢtuğu gibi bu maddelerin kullanılması diğer bir kısım suçların
iĢlenmesinde de doğrudan doğruya veya dolayısıyla faktör
olabilmekte, bu maddeler, çevresi bütün dünya olan geniĢ bir
kanun dıĢı, ahlaka aykırı, örgütlenmiĢ ticaret doğurmakta ve bu
faaliyeti idare edenler baĢarılı olabilmek için diğer her türlü
suçları
iĢletmek
hususunda
en
küçük
bir
tereddütte
göstermemektedirler (230).
_______________
(229) DÖNMEZER, "Sosyo politik yaklaşım", s.1037
(230) DÖNMEZER, "Hukuk ve uyuşturucu", s.466
2- Bazı uyuĢturucu madde çeĢitleri ve suçluluk
Belirli bir toksik maddenin özellikle belirli bir suça
yönelttiğine
ait
inandırıcı
destekler
bulunmamaktadır.
Bazı
ayrıcalıklar bir tarafa bırakılırsa uyuĢturucu madde müptelalarında
görülen suçların çeĢitleri de olmayanlarınkine benzer. Bir farklaki,
iptila
derecesinde
alıĢkanlık
gösterenler
herĢeyleri
pahasına
istedikleri maddeyi almak için, daha çok hırsızlığa, sahteciliğe (belge
sahteciliği, recete sahteciliği gibi) baĢvururlar. Kolb bu konuyu Ģöyle
formüllendirir: "Suçlular müptela olabilirler, fakat her müptela sırf
maddenin etkisiyle müptela olmaz"(231).
Bu baĢlık altında bazı uyuĢturucu maddelerin kullanımında sıkça
rastlanan ve diğerlerinden ayrılan suç Ģekillerini ele alacağız.
Seçtiğimiz bu maddeler yaygın olarak kullanılmalarının yanısıra
suçlulukla iliĢkileri yönünden daha fazla araĢtırmaya konu olmuĢlardır.
a- Afyon ve türevleri
Bu maddeler yalnız olarak kullanıldıkları zaman saldırganlık
niteliğindeki suçlara yöneltmezler. Çünkü etki özelliği itibariyle daha
çok sakinleĢtirici ve geçici olarak rahatlık, gevĢeklik vericidirler.
Ancak kiĢi çok iĢkence verici yoksunluk arazlarından kurtulmak için
hırsızlık ve uyuĢturucu maddeleri yasaklayan kanunları çiğnemeye
yönelir (232). Bir eroinman günde bir veya bir kaç defa eroin alma
ihtiyacı duyar. Bu nedenle de günlük uğraĢılarının baĢında ihtiyaç
duyduğu eroini sağlamak gelir. Çünkü eroin oldukça pahalıdır. (1 gr.
için asgari 600-800 Fransız frangı doz içinse 100 FF. ödemek
zorundadır.) Ancak toksikomanın genellikle fazla parası yoktur. Varsa
bile bu fazla devam etmeyecek, er yada geç eroin kullanımını günü
gününe finanse edecek vasıtaları bulma gereksinimiyle karĢı karĢıya
kalacaktır. Elde bulunan bir kaç esyayı sattıktan ve ana babasına
ait bir kaç çeki tahrif ettikten sonra daha kazançlı, düzenli
bir suç niteliğinde bir etkinlik bulması
(231) ÖZBEK, s.59
(232) ÖZBEK, s.59
gerekecektir (233). Bir eroinmanın yılda 10 kiĢinin bağımlılığına
sebep olduğu ve her dört eroinmandan birinin satıcı olduğu
bilinmektedir(234).
Özbek, bazen bir psikoz derecesinde olabilen yoksunluk
sendromu sırasında çok nadir olarak öldürme ve yaralama
görülebileceğini de belirtmektedir (235).
b- Esrar ve benzerleri
Bunlar, afyon ve türevlerinin aksine içildiği zaman çoğu kez
uyarıcı ve kamçılayıcı, insan irade ve frenlerini zayıflatıcı
etki yaparlar. Bu nedenle, kiĢilik yapısı suç ve anti sosyal
davranıĢlar göstermeye müsait olanlarda esrarın akut etkisi ile
birden ortaya çıkan Ģiddetli hareketleri, yaralama hatta öldürme
görülebilir. Kural olmamakla birlikte yine esrar etkisi altında
Ģijofreniye benzer psikoz veya gizli bir Ģizofreniyi açığa
çıkararak suça yöneltici etki yapılabilir (236).
Esrar alan kiĢi zaman ve mesafe kavramının bozulması
nedeniyle trafik ve iĢ kazalarına sebep olabilir (237).
c- Kokain ve benzerleri
Uyarıcı ve kuvvet ve kudret arttırıcı etki gösteren ve
ayrıca moral yıkıntı yaratan bu maddelerin bağımlılığında bazen
"paranoid hallüsinatuar" tipte ağır bir akıl hastalığı tablosu
görülebilir ve bunun etkisi altında suçlar iĢlenebilir (238).
Erem: "Kokainmanların iĢledikleri suçların baĢında özellikle
doktor reçeteleri üzerinde sahtekarlık gelmektedir. Irza geçme,
sarkıntılık suçlarına sık sık rastlanır. Kadın kokainmanlarda
zina, alenen hayasızca bazı hareketler ko-kainden doğan bir tür
teĢhircilik görülür" demektedir (239).
_______________
(233) TRAUTMANN, s.39
(234) LARGUIER, s.31
(235) ÖZBEK, s.59
(236) ÖZBEK, s.59
(237) ERASLAN (Çvr.), s.58
(238) ÖZBEK, s.60
(239) Faruk EREM, Adalet Psikolojisi, Ankara 1987, s.189
ĠKĠNCĠ BÖLÜM
UYUġTURUCU MADDELER SORUNUNUN CEZA HUKUKU YÖNÜ
I. AVRUPA ÜLKELERĠNĠN MEVZUATLARININ MUKAYESELĠ
ĠNCELENMESĠ
KarĢılaĢtırmalı incelememizde uluslararası örgütler kısmında
değindiğimiz ve ülkemizinde üyesi bulunduğu Pompidou Grubu üyesi
ülkelerin
mevzuatlarını
esas
alacağız.
Pompidou
Grubunun
faaliyetleri çerçevesinde, üye ülkelerin uyuĢturucu madde
suçlarına iliĢkin ceza mevzuatları üzerinde, 1989 yılında bir
araĢtırma ekibine 60 sayfalık bir rapor hazırlattırılmıĢtır. Bu
bölüm büyük ölçüde, sözkonusu rapora dayanarak, Clarisse Cervolla
tarafından hazırlanan ve RSCDPC'nin 1990/3 üncü sayısında
yayınlanan "uyuşturucu maddelerin trafiğine ve kullanımına karşı
mücadele
konusunda
Pompidou
Grubu
üyesi
ülkelerin
ceza
mevzuatlarının
mukayeseli
incelenmesi"
konulu
makalesine
dayanmaktadır (240). Bunun dıĢında baĢka kaynaklardan yaptığımız
alıntılar dipnot düĢülmek suretiyle verilmiĢtir. Ġncelenen
mevzuatlar genel olarak 70'li yada 80'li yıllarda yürürlüğü
konulmuĢ veya ağırlaĢtırma yönünde reforma tabi tutulmuĢdur.
Malta hariç tüm Pompidou Grubu üyeleri 1961 Tek sözleĢmesini
onaylamıĢlardır. (1990 yılı itibariyle) Avusturya, Belçika,
Lüksemburg, Ġrlanda, Malta ve Ġsviçre henüz 1971 Psikotropik
maddeler sözleĢmesini imzalamamıĢlardır.
________________
(240) Clarisse CERVELLO, "Analyse comparee des legislations penales des pays membres du groupe Pomdou en
matier de lutte contre l'usage et le trafic de stupefiants", RSCDPC, 1990, no:3, s.538-547. Ayrıca UNSDRI'nin
1988 yılında yayınlanan geniĢ kapsamlı araĢtırmasına dayanan Avrupa ülkeleri mevzuatında uyuĢturucu maddelerle
ilgili ceza hükümlerininin incelenmesi için bkz. Abdullah DĠNÇKOL, "Avrupa Ülkeleri Mevzuatında UyuĢturucu
Maddelerle Ġlgili Ceza Hükümleri" ARGUMENTUM, c.1, y.1991, s.9, s.125 vd.
Sözkonusu 19 ülkenin suç politikalarında, uyum gösteren
noktaların yanısıra önemli farklılıklarda mevcuttur.
A- Uyum Gösteren Suç Politikaları: Suçlar
YasaklanmıĢ uyuĢturucu maddelerin gerek kullanımı olsun
gerekse trafiği, Avrupa mevzuatları suçların yaratılmasında çok
sayıda ortak noktalar içermektedir.
1. Kullanmanın suç sayılmasında uzlaĢma
a- UyuĢturucu madde kullanmayı cezalandıran ülkeler
aa- Basit kullanma
Fransa (Kamu Sağlığı K.nun 628 m. 31 Aralık 1970 k.),
Finlandiya (21 Ocak 1972 T.li 41 sk.nun 2.m.), Lüksemburg (19
ġubat 1972 k. 7.m.), Ġsveç (8 Mart 1968 k.nu değiĢtiren 19 Mart
1988 T.li k.nun 1/6 m.), Ġsviçre (Mart 1974 T.li k. CW 1,19-a
m.), Türkiye (TCK 404/2 m.).
bb- Sadece bazı hallerde kullanma
Yunanistan:
Sadece
uyuĢturucu
bağımlısı
(toksikoman)
olmayanlar için (1 Aralık 1970 tarihli kanunun 7.m.), Belçika:
Sadece kollektif kullanma (9 Haziran 1975 tarihli kanunun 3.m.),
Ġngiltere: Sadece afyon için (27 Mayıs 1971 tarihli kanunun
9.m.).
b- Kullanma amacıyla bulundurmayı cezalandıran ülkeler
Malta (1986'da 8 sayılı kanunla değiĢtirilen 1 Eylül 1939
tarihli yasanın 22.m.), Ġrlanda (16 Mayıs 1977 tarihli kanunun
3.m.), Hollanda (23 Haziran 1976 tarihli kanunun 2/1-c m. sert
uyuĢturucular, 3-c m. esrar), Ġngiltere (1971 kanununun 5.
maddesi), Lüksemburg (1977 kanununun 7.m.), Portekiz (13 Aralık
1983 tarihli kanunun 36.m.)
Kullanmayı ve kullanma amacıyla bulundurmayı suç saymayan
ülkeler "yasaklanmıĢ uyuĢturucu madde bulundurma"nın önlenmesi
endirekt yoluyla kullanmayı cezalandırabilmektedirler.
Ġspanya (25 Haziran 1983 tarihli ceza yasasının 344.m.)
yalnız ticaret amacıyla bulundurmayı suç sayarak kullanmaya yasal
olarak izin vermektedir (241).
Bununla beraber, kullanmanın suç sayılması nerdeyse genel
bir prensip olmakla birlikte, maddelere, niteliklerine ve
miktarlarına
bakılarak,
Hollanda'da
(kanunun
uygulanmasına
iliĢkin idari direktifler) ve Danimarka'da (1969 yılında
baĢsavcının idari sirküleri) adli tatbikat tarafından yada
kanunda düzenlenen hafifletici nedenlerle (Ġtalyan ceza kanununu
az yada tedavi kullanımı için gerekli bir miktar ise uyuĢturucu
bulundurma ve temin etmeye izin vermektedir. "1975 tarihli 685
sayılı kanunun 80 m.") çok rölatif hale getirilmiĢtir. Portekiz
hafif para cezasına çarptırdığı "tesadüfi kullanan" (1983 tarihli
kanunun 36.m.)a karĢı hoĢgörülüdür ve tekrarlamamaya söz veren
21 yaĢından küçük kullananı (m.38) cezadan muaf tutmaktadır.
2. Trafiğin cezalandırılmasında uzlaĢma (242)
a- Asıl suçlar
Kontrole
tabii
maddelerin
ekim,
üretim,
imal,
transformasyon, dağıtım, ihraç, ithal, arz, satıĢ, satınalma,
tedarik, nakil vs.i sözkonusudur.
Asıl suçlar iĢleniĢ Ģartlarına göre ağırlaĢtırıcı yada
hafifletici nedenlere bağlanabilir.
aa- Hafifletici nedenler
UyuĢturucu maddenin miktarına bağlı hafifletici nedenler.
_______________
(241) Ancak 4 Ağustos 1970'de değiĢikliğe uğrayan 1931 tarihli bir kanun toplum için bir tehlike teĢkil eden kiĢileri
bazı uzmanlaĢmıĢ sağlık kuruluĢlarına koymayı öngörmektedir. Fakat bu kuruluĢlar hiç kurulmamıĢ ve bazen bu
kiĢiler emniyet tedbiri olarak cezaevie konmuĢtur. 1983 kanununun getirdiği legalleĢtirmeyi yumuĢatan bu kanun
uyuĢturucu bağımlılarına da uygulanmıĢtır. Bkz. BISIOU, s.289
(242) "Trafic" kelimesinin Türkçe karĢılığı kaçakçılık, ticaret ve suistimaldir. Türk doktrininde uyuĢturucu madde
suçları, kullanma ve temin (Bazı müellifler tedarik demektedir) olarak iki gurupta incelendiği gibi Avrupa'da da
kullanma suçları (Les infractions d'usage) dıĢındaki uyuĢturucu madde suçları, trafik suçları (Les infractions de
trafic) baĢlığı altında ele almaktadır. Biz bu bölümde trafik kelimesini kullanmayı tercih ettik.
Sadece Avusturya (18 Eylül 1951 tarihli kanunun 16.maddesi),
Fransa (17 Ocak 1986 kanunu. Kamu Sağlığı Kanununun 627/2. m.) ve
Portekiz'in (1983 tarihli kanunun 24.m.) mevzuatları ufak miktar trafik
"için cezaları hafifleterek, ayaksatıcıları, torbacılar (Dealeres)
tarafından iĢlenen, yakın ufak trafiğe özel bir muamele yapmaktadır.
Hollanda'da adli uygulama, Savcılar Kurulunun direktiflerine
göre, "esrarın yakından tedariki" konusunda koğuĢturma yapmamaya müsade
ediyor.
Bununla beraber, ufak satıcıların çoğunun aynı zamanda uyuĢturucu
bağımlısı olduğuda tartıĢma götürmez. Demekki, birçok mevzuatta,
tedavi, hafifletici nedenler veya suçları bağımlılıkları ile iliĢkili
ise cezanın kaldırılması konularında bu sonrakiler için öngörülen
tedbirler onlarada uygulanabilir.
Avrupa metinlerinde bir boĢluk teĢkil eden kanunlarda ufak satıcı
kavramının gözönüne alınmaması durumunun muhtemelen, kısmen tatbikat
tarafından doldurulmuĢ olduğu anlaĢılmaktadır.
Diğer hafifletici veya ortadan kaldırıcı (muafiyet) nedenler.
Suç faillerine iliĢkin araĢtırmaları kolaylaĢtırarak suçların
ortaya çıkarılmasına yardım veya ihbar sözkonusudur: Fransa (Kamu
Sağlığı kanununun 627/5.m, 1987 kanunu), Lüksemburg (1973 kanunu
31.m.), Portekiz (1983 kanunu 31/2.m.), Türkiye (TCK'nun 405.m.), Malta
(tehlikeli uyuĢturucu maddeler hakkında kanunun 29.m.), Almanya (31
Temmuz 1981 tarihli kanunun 31.m.), Belçika (1975 kanunu 6.m.).
Bazı ülkeler ihmal (dikkatsizlik)le iĢlenen suçlara daha
hoĢgörüyle bakmaktadır. Ġsveç (uyuĢturucu maddeler hakkında ceza
kanunu 19/3.m.), Ġsviçre (uyuĢturucu maddeler hakkında federal kanun
3/a m.), Portekiz (1983 kanunu 32.m.), Almanya (1981 kanunu 29/4.m.).
KiĢisel kullanma amacıyla iĢlenen trafik suçlarının cezaları
duruma göre hafifletilmekte yada ortadan kaldırılmaktadır: Almanya
(1981 kanunu 29/11-4.m.), Avusturya (narkotikler hakkında kanunun
17/1.m.), Ġtalya (1975 kanunu 80.m.), Yunanistan (1970 tarihli 743
sayılı kanunun 7.m.), Danimarka (1969 BaĢsavcılık sirküleri), Malta
(Kanunun 26. m.), Hollanda (Afyon ve diğer uyuĢturucu maddeler hakkında
dayanak kanunun 10/5.m.).
Nihayet Yunanistan trafik suçlarının bir toksikoman (uyuĢturucu
bağımlısı) tarafından iĢlenmesini genel bir hafifletici neden
saymaktadır. (1970 kanunu 14.m.).
bb- AğırlaĢtırıcı nedenler
Bunlar çoğu hallerde, suç failinin niteliği (doktorlar, sağlık
görevlileri, teĢekkül hali, profesyonel olma, sabıkalılar), trafik
suçlarında kullanılanların nitelikleri (küçükler, toksikomanlar vs.)
veya suçtan doğan zarara bağlı olmaya (sürekli zarar, ölüm, fazla
sayıda kiĢinin sağlığına zarar verme, yada tahlikeli bedensel zararlar)
göre gösterilmiĢlerdir.
AğırlaĢtırıcı nedenler öngörmeyen, Malta, Ġnglitere, Ġrlanda ve
Hollanda kendilerinin yasa metinlerinde asıl (temel) suçlar için çok
ağır müeyyideler düzenlemektedirler.
b- Trafikle bağlantılı suçlar
Bunlar, çoğunlukla modern yaĢamdan kaynaklanan gereksinimleri
karĢılamak amacıyla zamanla meydana getirilmiĢlerdir.
Yardım, değiĢik sahtecilikler, bazı meslek sahipleri, doktorlar
ve baĢkaları tarafından iĢlenmeye iliĢkin suçların dıĢında Ģunlar
iĢaret edilmeye değer: Halkı uyuĢturucu kullanmaya teĢvik, yasak
maddelerin tedarik vasıtalarını ifĢa veya reklam; Fransa'da (Kamu
Sağlığı kanununun 630.m.), Almanya'da (Kanunun 29/10.m.), Ġsviçre'de
(Kanunun 19.m.), Hollanda'da (Kanunun 36.m.), Lüksemburg (Kanunun
8/d.m.).
Nihayet, son yıllarda, uyuĢturucu kaçakçılarının suçlarının
etkinliklerinden yararlanabilmek için, zorunlu olarak yasal ticari
iliĢkilerin içine yeniden sokmak zorunda oldukları nakit varlığın
fazlalığı karĢısında bazı ülkeler uyuĢturucu trafiğinden sağlanan
karları suç sayarak kaçakçıların iĢini zorlaĢtırmayı tasarlamıĢlardır.
Narko-dolar (uyuĢturucudan elde edilen paralar)ların "aklama"sı -
Fransızca blanchiment- denilen suçlar ağır Ģekilde cezalandırılmıĢtır:
Fransa (Kamu Sağlığı kanununun 627.m. al. 3,31 Aralık 1981 kanunu ve
gümrükler kanunu 415.m.)da maksimum 10 yıl hapis, Ġngildere'de
(uyuĢturucu madde trafiği suçları hakkında 1986 tarihli kanunun 24.m.)
maksimum 14 yıl hapis, Norveç'te (kanunun 162/a maddesi, 10 Haziran
1988 reformu) ağır durumlarda 21 yıl hapis, Danimarka'da (ceza
kanununun 191/a maddesi, 28 Nisan 1982 kanunu) 6 yıl hapis (243).
Uluslararası kolaylıkların suç etkinliklerini geniĢ olarak
kolaylaĢtırdığı bu alanda uyumlaĢtırma ihtiyacının zorunlu olduğu
göründüğü gibi kuĢkusuz, diğer yasa koyucuların takip etmek zorunda
oldukları bir örnek mevcuttur.
Suçlar aynı kriterlere tabi olsada, hakimlere tanınan cezai
müeyyide olanakları çok farkldır.
II. Farklı Suç Politikaları: Müeyyideler
Pompidou Grubu mevzuatlarının incelenmesi farklılıkların baĢlıca
iki nokta üzerinde toplandığını göstermektedir.
- Ġlkin, müeyyidenin belirlenmesinde "sert" olarak adlandırılan
maddelerle genel olarak, "yumuşak" olarak adlandırılan, daha az zararlı
sayılan maddeler arasında ayrım,
- Daha sonra kullanma ve trafik suçları için öngörülen cezaların
miktar ve niteliği.
(243) Alman Ceza Kanununa 1992 yılında yeni bir suç tipi eklenmiĢtir. Bu da kara paranın aklanmasına iliĢkin 261.
maddedir. Bkz. GROPP, s.1
1. Sert ve yumuĢak uyuĢturucu maddeler ayrımı
Bu konuda iki karĢıt ekol bulunmaktadır: Birincisi en
azından fertleri ve giderekte toplumu büyük bir tehlikeyle karĢı
karĢıya bıraktığı görülen bu maddelerin yasaklanmasına nisbi bir
toleransın hakim olması gerektiğini tüm mücadele vasıtalarının
daha ziyade çok tehlikeli uyuĢturucu maddelere iliĢkin suçların
cezalandırılmasında
ve
araĢtırılmasında
kullanılmasını
düĢünenlerdir.
Ġkinci akım, tam tersine, yumuĢak uyuĢturucuların özellikle
esrar ve türevlerinin kullanımının daha tehlikeli uyuĢturucu
maddelerin bağımlılığına açılan bir kapı olduğu kanısındadır. Bu
anlayıĢ, kanunda gösterilen tüm uyuĢturucu madde suçlarını benzer
cezai muameleye tabi tutmayı beraberinde getirmektedir.
1961 TEK sözleĢmesi ikinci anlayıĢı benimseyerek esrarı 1 ve
4 tablolarda, afyon, eroin ve kokainle aynı baĢlık altında
sınıflamakta, bazı maddeleri özel biçimde ayırmamaktadır.
Oysa, bu araĢtırma aynı konuda Avrupa mevzuatlarında
farklılıkların bulunduğunu göstermektedir. Grubun dokuz üyesi
daha
zararlı
olduğu
kabul
edilen
suçları
daha
sert
cezalandırmaktadır. Hollanda esrar türevi maddelere iliĢkin
olanlarla kabul edilemez bir risk taĢıyan maddelere iliĢkin
suçları farklı Ģekilde cezalandırmaktadır (244).
Ġngiltere maddenin zararlılığına göre 3 tablo halinde bir
sınıflandırma yapmaktadır:
Tablo A: Kötüye kullanma durumunda en tehlikeli olanlar;
Tablo B: Afyonlu uyuĢturucular ve esrarın türevlerine
ilaveten 6 stimülant amfetamin;
_______________
(244) Afyon hakkındaki Hollanda kanunu eroin, kokain, LSD, amfetaminler ve XTC'yi kamu sağlığı için kabul
edilemez bir risk taĢıyan maddeler olarak saymaktadır. Cannabis türevi olarakta haĢiĢ ve Mariuhana sayılmıĢtır. Bkz.
Hans BEVERS, "La police et l'Europe", RSCDPC, y.1992, no:4, s.722
Tablo C: Viyana sözleĢmesinin öngördüğü diğer amfetaminler;
Türkiye
4
uyuĢturucu
maddenin
trafiğini
daha
ağır
cezalandırmaktadır. (Eroin, kokain, morfin ve baz morfin)
Norveç uyuĢturucu "stupefiante" maddelerden kaynaklanan
suçları Viyana sözleĢmesindeki uyuĢturucu maddelerden daha ağır
Ģekilde cezalandırıyor.
Portekiz 4 tablo getiriyor: 1 ve 4 tablolar fazla zararlı
maddeleri 2 ve 4 tablolar ise afyon kaynaklı preparatlar,
barbitürükler ve anxiolytique" leri kapsamaktadır.
Ġrlanda esrarla ilgili suçlara daha yumuĢak davranmaktadır.
Ġtalya kontrole tabi uyuĢturucu maddeleri dört tablo halinde
sınıflamakta ve 1 ve 3 tablolardaki bağımlılık oluĢturucu
maddeleri tedavisel kullanıma iliĢkin maddelerden daha sert
cezalandırmaktadır.
Ġspanya esrarı sert uyuĢturucu maddelerden ayırmaktadır.
Diğer mevzuatlar (Avusturya, Almanya, Belçika, Danimarka,
Fransa, Ġsviçre, Lüksemburg, Malta ve Yunanistan) hepsini eĢit
tarzda cezalandırdıkları uyuĢturucu maddeler arasında hiç bir
ayrım gözetmemektedir.
Bununla
birlikte,
Ġsviçre'de
adli
uygulamada,
esrar
kullanmada ilk suç takibata konu olmayabilmektedir. Danimarka'da
özel olarak ağır bir tehlike gösteren maddelerle ilgili kanuna
esrar da dahil olmakla birlikte baĢsavcının bir sirküleri bu
maddenin yakın trafiğine ve bulundurulmasına özel olarak yumuĢak
bir muamele getirmiĢtir.
|