III. T.C.K.'DA UYUġTURUCU MADDE SUÇLARI
A. UyuĢturucu Madde Temin Suçları
1- Suçun Hukuki Konusu
UyuĢturucu madde temini TCK'nun "Ammenin selameti aleyhinde
cürümler" baĢlığını taĢıyan yedinci babında ve "umumun sıhhatine
yenecek ve içecek şeylere müteallik cürümler" adını taĢıyan üçüncü
faslında yeralmıĢ bulunmaktadır. Kanunun sistematiğinden himaye edilmek
istenen hukuki değerin "genel sağlığı koruma" ve "ammenin selameti"
(kamunun esenliği) baĢka bir deyiĢle, kamu esenliği çerçevesinde genel
sağlığı koruma olduğunu çıkarmak mümkündür (269).
Gerçekten, hemen hergün çok sayıda insanın bedeni ve ruhi
varlıklarında sebebiyet verdiği büyük çöküntünün toplumda yarattığı
tehlike dolayısıyla UyuĢturucu ticareti ve kaçakçılığına "Kamunun
Selametine KarĢı Cürümler" arasında yer verilmiĢtir (270).
"UyuĢturucu madde temini" kullanan ve ondan gelecek kuĢaklar
bakımından "zarar" ve "tehlike" arzettiğinden ve bu nedenle, üretimden
baĢlanarak, dağıtımına, satıĢına, kanun dıĢı yollarla kullananın eline
geçinceye kadarki yasaklamadaki amaç, genel sağlık nedeniyle bu
maddenin kullanıĢını önlemektedir (271).
Bu suçlar, bir "tehlike" ve "Mefruz" tehlike suçlarıdır. Somut
biçimde tehlike ve zararın ortaya çıkmıĢ olması Ģart değildir.
Normatif tehlike yeterlidir. Kanun koyucunun toplumsal yapı için
uyuĢturucu maddelerin tehlikeli olduğunu kabul etmesi; "tehlikenin
varlığını kabul etmek için yeterlidir."
UyuĢturucu maddeye iliĢkin suçlarda hukuken himaye
edilmek
istenen değer, fertlerin ve neticede toplumun "sağlık
_______________
(269) GÜNAL, s.55; GÜRELLĠ, s.10
(270) GÖZÜBÜYÜK, s.619
(271) GÜNAL, s.55
ve esenliği" olduğu kadar, milli sınırları aĢan, "tehlike"nin
mevcudiyeti ve müĢterek mücadele zorunluluğu da gözden uzak
tutulmamalıdır. Bu suçlarda insanlığa yönelmiĢ bir tehlike de
mevcuttur (272).
Gerçekten de uyuĢturucu madde kaçakçılığı ile sefalet ve
suçluluk
arasındaki
bağın
kendisini
iyice
hissettirmesi,
uyuĢturucu madde ticaretinin, suçların tasnifi içinde "kamu
sağlığına karĢı iĢlenmiĢ suçlar" olarak nitelendirilmesine ve
dolayısıylada "tüm insanların sağlığına karĢı iĢlenmiĢ suçlar"
arasına girmesine neden olmuĢtur (272 a).
T.C.K. 403. maddede "uyuĢturucu madde"lerin nelerden ibaret
olduğunu müeyyidelerin ağırlığı karĢısında, saymak ve böylece
azami açıklığa varmak düĢünülebilirdi. Nitekim 4055 sayılı
kanunla değiĢikliğe uğramasından önce 403. maddede sayma usulü
tercih edilmiĢti. Fakat bu usül terk edilmiĢtir (273). Ancak
kanaatimize göre, geliĢen teknoloji karĢısında hemen hergün yeni
bir takım uyuĢturucu maddelerin piyasaya çıktığı gözönüne
alındığında kanun koyucunun uyuĢturucu maddeleri sayma yolunu
terketmiĢ olması isabetli olmuĢtur.
Suçun konusu uyuĢturucu madde olmalıdır. Maddenin niteliği
ehil bir bilirkiĢiye tesbit ettirilmelidir. Adli Tıp Kurumu
Kimyevi Tahliller Ġhtisas Dairesi bu konuda en yetkili ve bilgili
bilirkiĢidir (274). Yargıtay kimya mühendislerininde bu konuda
bilirkiĢi olarak rapor verebileceğini kabul etmektedir. Uzman
olmayan asker veya polis memurlarının bilirkiĢi seçilerek rapor
alınması, konunun uzmanı olmadıklarından kabul edilemez (275).
_______________
(272) GÜNAL, s.59; 1984'de BM. Genel Kurulu uyuĢturucu trafiğini "insanlığa karĢı uluslararası tehlikeli suç"
olarak niteledi ve imzalayan tüm tarafların ihlal edenler hakkında Ģiddetli cezalar koymayı taahhüt edeceği yeni bir
anlaĢma önerdi. Genel Sekreter Perez de Cuellar yasa dıĢı uyuĢturucu trafiğinin çağımızın en bulaĢıcı ve tehlikeli
hastalıklarından biri olduğunu ilan etmiĢtir. Bkz. CHET, s.47
(272a) Bkz. DurmuĢ TEZCAN, "UyuĢturucu Maddenin YasadıĢı Ticaretini Önleyici Tedbirler", TİD, y.59
(Aralık 1987), s.377, s.40
(273) Faruk EREM, Türk Ceza Hukuku, Özel Hükümler, Ankara 1985, s.169
(274) Vedat ARTUNÇ-Ġlksev TAZEBAY, Yargıtay Beşinci Ceza Dairesinin Görevi kapsamına giren
suçlar, Ankara 1973, s.75
(275) KURT, s.35
2- Fail
"UyuĢturucu Madde Temin" suçlarının faili, herkes, herhangi
bir kimse olabilir. Ayrıca bu suçu iĢleyebilmek için failin bazı
niteliklere, özelliklere, sahip olması Ģart değildir. Hatta bunun
meĢru veya gayri meĢru ticareti ile uğraĢmıĢ olmasıda aranan bir
husus değildir. Fail, tek Ģahıs olabileceği gibi iki veya daha
fazla kimse olabilir. Bu takdirde Ģartları mevcutsa "teĢekkül"
veya "topluluk" halinde suç iĢleme sözkonusu olabilir (276).
Kanun koyucu bazı meslek grubuna dahil kimselerin bu suçun
faili olmasını ağırlatıcı sebep olarak görmüĢtür. Failin tabip,
veteriner,
kimyager,
eczacı,
diĢ
tabibi,
diĢçi,
ecza
ticarethanesi sahibi, hastabakıcı, ulaĢım vasıtaları sahipleri
veya umuma açık iĢletmelerin sahip ve müstahdemleri ile
memurların görevlerini kullanarak bu tip suç iĢlemesi halinde,
ceza ağırlaĢtırılarak hükmedilmektedir. Ancak faildeki bu
özellikler bu suçun oluĢması için Ģart olmayıp, sadece cezayı
etkileyen bir durumdur (277).
3- Maddi unsur
a- Genel olarak
UyuĢturucu madde temini suçlarında maddi unsur, TCK.nun 403.
maddesinin 1-2 ve 5 fıkralarında gösterilmiĢtir. Maddenin 1. ve
2. fıkralarında yer alan maddi unsur, izinsiz veya izne aykırı
olarak uyuĢturucu madde imal veya ithal veya ihraç edilmesidir.
Maddenin 5. fıkrasında yer alan maddi unsur ise, izinsiz veya
izne aykırı uyuĢturucu madde satmak veya satıĢa arzetmek veya
satın almak veya yanında veya baĢka bir yerde bulundurmaktır.
TCK.nun 403. maddesinin 1-2 ve 5. fıkralarında yer alan
suçlar
"seçimlik"
hareketli
suçlardır.
Yasada
gösterilen
hareketlerden herhangi birinin yapılması halinde suçun meydana
gelmesi mümkündür. Yasada belirtilen
_______________
(276) GÜNAL, s.59
(277) KURT, s.35
eylemlerin tümünün veya bir kısmının yapılmasına gerek yoktur
(278). Yasada maddede yazılı olan eylemlerden bir tanesinin
yapılması gerektiği için yasanın öngördüğü hareketlerden bir
kaçını birbiri ardından yapan kimse o suçu bir kezden çok iĢlemiĢ
olmaz. Eyleme içtima hükümleri tatbik edilmez (279).
Ancak 3756 sayılı kanunla yapılan son değiĢiklikle TCK.nun
403 maddesinin 3.fıkrasında bu kurala bir istisna getirilmiĢtir.
Buna göre uyuĢturucu maddeleri ihraç eden kiĢi aynı zamanda
maddeyi imal ve ithal eden ise, ihraç suçundan cezalandırılmakla
yetinilmeyerek ayrıca ithal ve imal suçundanda ceza verilmesi
gerekmektedir. Böylelikle kanun koyucu uyuĢturucu maddelerin
uluslararası
ticaretine
yönelik
hareketleri
cezayı
Ģiddetlendirmekle engellemeyi amaçlamıĢtır (280).
TCK.nun 403/3 üncü maddesinde açıklanan istisna dıĢında
kanunda gösterilen hareketlerin birden fazla olması değiĢik
zamanlarda meydana geldiğinde, sanığın suç kasdına ve hareketler
arasındaki süreye bakmak gerekmektedir. Örneğin; fiil esrar satma
hareketini müteakip bir yıl sonra esrar imal hareketinde
bulunduğunda, ortada tek bir suçtan bahsedilmesinin mümkün
olmaması gerekir (281).
TCK.nun
403.
maddesinde
sözkonusu
olan
"uyuĢturucu
madde"dir. Eğer uyuĢturucu madde olma niteliği içine karıĢtırılan
yabancı maddelerle kaybolmuĢsa yada uyuĢturucu madde yerine baĢka
bir madde, örneğin; kına, niĢasta verilmiĢse bu taktirde suç
niteliği değiĢerek "dolandırıcılık" olarak fiili kabul etmek
mümkün olabilir. UyuĢturucu madde değiĢime (tebdil) değiĢtirme
(tağyir)ye tabi tutulmuĢ, zehir karıĢtırılmıĢ, bozulmuĢ ise
sözkonusu madde ilaç değilse TCK 395; ilaç ise TCK 400. maddesi
(278) BAKICI, s.6
(279) Cengiz ERGEN, Türk Ceza Hukukunda Uyuşturucu Madde Suçları, Ankara 1988, s.15
(280) KURT, s. 36
(281) KURT, s.37: ancak daktrinde seçimlik hareketlerin tümünün fail tarafından tek baĢına yapılması halinde bir
tek uyuĢturucu madde temin suçunun iĢlendiğini kabul eden görüĢde vardır. Bkz. GÜNAL, s.96
uygulanabilecektir. TCK 403. maddede belirlenen uyuĢturucu madde
dıĢında kalan "sem" (ağı, zehir), izinsiz satanlarda TCK 409. maddeye
göre suçlanmaktadır. Burada "sem" uyuĢturucu madde karĢılığı değildir.
Aksine uyuĢturucu madde dıĢında her türlü "zehir"dir (282).
b- Ruhsatsız veya ruhsata aykırı olmak
Ülkemizde uyuĢturucu maddelerin imali, ithali veya ihraç edilmesi
ile satıĢı "uyuĢturucu maddelerin murakabesi hakkında kanun" gereği
devlet tekeline alınarak Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın denetim
ve iznine bağlanmıĢtır.
Bu kanun gereğince, uyuĢturucu madde yapan, yurt dıĢından
getiren, yurt dıĢına çıkaran veya satıĢını yapanların Sağlık ve Sosyal
Yardım Bakanlığı'ndan ruhsat alması ve bu ruhsata uygun Ģekilde hareket
etmeleri gerekmektedir.
Suçun oluĢması için uyuĢturucu maddelerin yapılması (imal), yurt
dıĢına çıkarılması (ihraç), yurda getirilmesi (ithal), satıĢı, sevk
veya nakledilmesinin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olması gerekmektedir
(283).
c- Ġmal, ithal, ihraç
aa- Ġmal
TCK.nda imal, ithal, ihraç fiillerinin nelerden ibaret olduğu
belirtilmemiĢtir. UyuĢturucu maddelere dair 1961 Tek sözleĢmesindeki
tanımları iç hukuk bakımındanda geçerli saymak gerekmektedir. Buna göre
(sözleĢmenin tanımlara ayrılan 1. maddesinin n bendi) imal: Ġstihsal
hariç, uyuĢturucu maddelerin elde edilmesini mümkün kılan bütün
iĢlemleri ifade eder ve uyuĢturucu maddelerin arıtılması ve diğer
uyuĢturucu maddelere dönüĢtürülmesi iĢlemlerini kapsar (284).
Ġmal
suçu
için,
doğal
bitkilerin
bazı
bölümlerinin
imalathanelerde iĢlenerek, bazı kimyasal iĢlemler sonucunda daha etkili
hale getirilmesi gereklidir. Yakalanan alet ve kimyasal bileĢimlerin,
uyuĢturucu maddelerin imaline elveriĢ
-
(282) GÜNAL, s.68
(283) KURT, s.37
(284) GÜNAL, s.86
li olup olmadığı ve uyuĢturucu madde ele geçmiĢse elde edilecek
maddenin nevi Adli Tıp Kurumundan sorulmalıdır (285).
Maddenin mahiyetinde değiĢiklik yapmayan iĢlemler imal sayılmaz.
Bunun gibi maddenin doğal niteliğini korumaya yönelik iĢlemler imal
kabul edilmemektedir. Yargıtay çeĢitli kararlarında esrar elde edilen
hint keneviri bitkisinin kurutulup elenmesi ve ısıtılması ile macun,
hap veya plaka haline getirilmesinin imal sayılamıyacağına karar
vermiĢtir. Örneğin 5.CD.nin 20.4.1983 T., 557 E. ve 1351 K. sayılı
kararında: "Hint keneviri nebatının kurutulup elenmesinden ve
ısıtılmmasından
ibaret
basit
iĢlemlerin
imal
sayıla-mıyacağı
gözetilmeyerek TCK.nun 403/3-4 (3756 sk.la madde numarası 403/5-6
olmuĢtur) maddesi yerine 1-2. bendleri ile ceza tayini bozmayı
gerektirmiĢtir" denilmiĢtir (286)
Ġmal suçunda teĢebbüsten bahsedebilmek için, ele geçirilen alet
ve makinelerin imal edilmek istenilen uyuĢturucu maddenin imaline
elveriĢli olması gerekmektedir. ġayet bu madde ve aletler imal için
elveriĢli ise ve imale iliĢkin icrai hareketler baĢlamıĢ fakat henüz
uyuĢturucu madde elde edilememiĢse, eylem eksik teĢebbüs aĢamasında
sayılarak TCK.nun 61. maddesi uygulanmalıdır. Ġmal suçunda esasen
netice aranmadığı için tam teĢebbüsün mümkün olmadığı savunulmaktadır
(287).
Oldukça yeni bir yargıtay kararında (10.CD., 22.6.1992 T., 4262 E
ve 7198 K.) imal suçunda eksik teĢebbüsün uygulanmasını görmekteyiz:
"Sanıkların eroin imal etmek için gerekli olan morfin, asit varilleri,
leğen, ocak, kazan, kepçe ve piknik tüpünü köyün tenha bir yerindeki
sanık Gürcana ait eve eroin imal etmek amacıyla götürdükleri ancak,
henüz imalata baĢlamadan önce polis tarafından yakalandıkları
anlaĢıldığından haklarında uyuĢturucu madde imaline eksik
kalkıĢma hükümleri uygulanmalıdır" (288).
(285) BAKICI, s.1574
(286) KURT, s.38
(287) KURT, s.38
(288) YKD, c.18, y.1992, sy.8, s.1315
Ġmal suçlarında Ģiddet sebebi gösterilen uyuĢturucu maddeler ile
Ģiddet sebebi sayılmayan uyuĢturucuların cezası arasında önemli ölçüde
fark olmaktadır. Sanık imal suçunda kullandığı uyuĢturucu madde ve
kimyasal bileĢimleri yurt dıĢından getirmiĢse ve ithal suçundan dava
açılmıĢsa sanığın mücerret ithal ettiğine dair açık ikrarı yan
delillerle teyit edilmediği durumlarda imal suçunun unsurlarının oluĢup
oluĢmadığına bakılmak ve ithal suçundan ise beraatine karar
verilmelidir (289).
bb- Ġthal
UyuĢturucu maddelerin yasadıĢı yollarla Türkiye'ye getirilmesidir
(290). UyuĢturucu Maddelere Dair Tek SözleĢmesinde "tanımlar" baĢlıklı
1. maddesinin m bendinde ithal ve ihraç terimleri: "Her biri özel
anlamı ile birlikte, uyuĢturucu maddelerin bir memleketten diğerine
veya aynı memleketin bir ülkesinden diğerine nakledilmelerini ifade
eder" Ģeklinde belirtilmiĢtir(290a).
Ġthal edilen maddenin uyuĢturucu madde olması suçunun teĢekkülü
için yeterli olup, cinsinin bu bakımdan önemi yoktur. UyuĢturucu
maddenin cinsi sadece verilecek ceza bakımından önem taĢımaktadır. Buna
karĢılık ithal edilen uyuĢturucu maddenin miktarı suç vasfının tayini
bakımından önemlidir. YCGK.nun 1.3.1982 T., 1982/5-17 E. ve 76 K.
sayılı kararına göre "ithal veya ihraç edilen uyuĢturucu madde miktarı
çok az ise, kiĢinin kendiside uyuĢturucu madde kullanıyor ve kiĢisel
ihtiyacı için yeterli miktarı aĢmıyorsa; uyuĢturucu madde ithal veya
ihraç suçu değil, bu maddeleri bulundurma suçu oluĢmuĢ olur" (291).
Yurt
dıĢında
yasadıĢı
yollarla
yurda
sokulan
uyuĢturucu
maddelerin yurt içinde satılması durumunda iki ayrı eylem yani; satma
ve ithal eylemlerinden ayrı ayrı ceza verilmeyip, tek bir fiil olarak
kabul edilip sadece ithal eyleminden cezalandırılması gerekir (291a).
(289) ERGEN, s.12
(290) BAKICI, s.12
(290a) GÜNAL, s.86
(291) Cevat ÖZEL, Yargıtay Ceza Daireleri ve Genel Kurul İçtihatları, Ġst. 1988, s.720
(291a) "5. CD., 22.11.1984, 3404/4440", KURT, s.39; ERGEN, s.26
BaĢka ülkelerden gelip ülkemizden zorunlu olarak geçip baĢka
ülkelere gitmekte olan tır kamyonlarında herhangi bir nedenle
arama yapılması sonucu uyuĢturucu madde bulunması durumunda,
Ģayet uyuĢturucu maddenin yurt içinde bırakılacağı hususunda
herhangi bir harekete kalkıĢıldığına dair delil elde edilememiĢ
ise, ithal suçu oluĢmayacak, eylem sadece uyuĢturucu madde
nakletme suçunu oluĢturacaktır (291b).
cc- Ġhraç
UyuĢturucu maddelerin ihracı, yurt içinden izinsiz olarak
yurt dıĢına çıkarılmasıdır (292). UyuĢturucu maddenin yurt dıĢına
gönderilmesine ait suç sınırdan yurt dıĢına çıkarılmaya yönelik
icrai hareketlerin baĢlaması ve gümrük kapılarındada durumun
yetkili memura aksinin söylenmesi veya saklanması biçiminde
oluĢacaktır. ihraca yönelik yurt içinde icrai hareketlere
baĢlanmıĢ olmasa dahi, uyuĢturucu madde sınıra götürülürken
geçecek süre içinde sanık ve arkadaĢları tarafından imha edilmek
suretiyle ihraca teĢebbüs suçundan vaz geçilmek imkanı bulunan
hallerde ihraca teĢebbüste sözkonusu olmaz. (5.CD., 2.5 1978,
1093/1507). Bu durumda mevcut delillere göre "uyuĢturucu madde
nakletme veya bulundurma suçu" oluĢabilir(292a).
_______________
(291b) BAKICI, s.1574
(292) "Ġran uyruklu olan sanıkların, bir Ġran Ģirketine ait tır aracında Hollanda'ya izinli olarak sevkedilmekte olan 20
ton haĢhaĢ tohumu arasına römorkun ön kısmına gelecek Ģekilde birer sıra halinde 12 adet esrar dolu çuval
gizlemeleri, yolda ve aracın Ġstanbul'da beklemesi sırasında, esrar çuvallarının yurt içinde çıkarılması için bir
giriĢimde bulunulmaması, aksine esrarları Hollanda'da alacak bir kiĢinin araĢtırılması Ģeklinde geliĢen olayda;
sanıkların eylemi ve kasıtları uyuĢturucu madde ithali suçunun değil, uyuĢturucu madde nakli suçunu oluĢturur. Bu
sebeple TCK.nun 403/1, 2, 3. fıkralarının uygulaması isabetsiz olup, 404/3,4,5. fıkralarının uygulanması gerekir"
(CGK, 4.4.1983 E., 1983/5-30 K. 157), ÖZEL, s.720
(292a) "UyuĢturucu madde ihracı suçunun oluĢması için, memleket sınırlarından yurt dıĢına çıkmaya yönelik icrai
hareketlerin baĢlaması ve yetkili memura aksinin beyan edilmesi veya saklanması gerekir. Aksaray'daki otelden,
YeĢilköy havalimanı dıĢ hatlar servisi önüne kadar eroin nakletmekten ibaret eylemin ihracata teĢebbüs olarak
nitelendirilmesi ve buna göre uygulama yapılması isabetsizdir." (5.CD., 11.4.1984, 761/1544) İKİD, y.1984 sy.
277, s.2360
Ġhraç edilen uyuĢturucu maddenin cinsi suçun oluĢması
bakımından önemli değildir. Bu husus sadece verilecek ceza
yönünden önem taĢır. Buna karĢılık ithal suçunda olduğu gibi
burada da maddenin miktarı önemli olup, Ģayet ihraç edilen
uyuĢturucu madde miktarı çok az olup ve kiĢinin kendisi de
uyuĢturucu kullanıyor ve kiĢisel gereksinmeleri için yeterli
miktarı aĢmıyorsa, uyuĢturucu madde ihraç suçu değil, bu
maddeleri kullanma için bulundurma suçu oluĢmuĢ olur.
Genelde uyuĢturucu maddeyi yurt dıĢına götüren kiĢi sınırı
geçtikten sonra henüz istediği ülkeye ulaĢamadan diğer ülke
sınırlarında veya malı götürdüğü ülkede yapılan kontrol sonucu
suçüstü yakalanmakta ve yakalandığı ülke yasalarına göre
yargılanarak hüküm giymektedir.
T.C.
Kanununun
403.
maddesinde
3756
sayılı
kanunla
değiĢiklik yapılmazdan önce uyuĢturucu maddeyi ihraç eden
kiĢiler, yabancı ülkelerde yakalandıkları takdirde o ülke
yasalarına göre cezalandırılmakta, cezalarını çektikten sonra
yurda döndüklerinde, ülkemizde de ihraç suçundan yakalanarak
mahkum edilmekte ve yabancı ülkede çektikleri ceza, Türkiye'de
verilen cezadan mahsup edilmemekteydi. Bu durumda sanık aynı
eylemi nedeni ile çok ağır bir ceza yaptırımı ile karĢı karĢıya
kalmakta idi. Bu hususun düzeltilmesi amacı ile T.C.K.nun 403/4
üncü maddesinde 3756 sayılı kanunla yapılan değiĢiklik sonucu;
ihraç edilmiĢ maddeler dolayısıyla yabancı memlekette hükmedilmiĢ
ve çekilmiĢ cezanın Türkiye'de ihraçtan dolayı verilecek cezadan
mahsup edilmesi kabul edilmiĢtir. Yabancı ülkede ceza çekilmemiĢ
olsada, Türkiye'de infazı gerekmekte ise, bu miktar tüm cezadan
indirilecektir. Bu cezanın Türkiye'de infazı gerekmiyorsa, ihraç
sebebi ile verilen ceza aynen çektirilecektir (292b).
________________
(292b) 8.11.1990 tarihli hükümet gerekçesi TBMM Tutanak Dergisi, y.1991, S sayısı: 513, s.2
Özellikle uyuĢturucu madde ihraç suçlarında yurt dıĢında yakalanan Türk
vatandaĢı sanık hakkında yabancı memlekette verilen cezalar Türk yasalarına
göre verilen cezalardan daha hafif olup, bu durum sanık aleyhine sonuçlar
doğurduğundan bu sakıncayı orta-dan kaldırmak amacı ile 3756 sayılı kanunla
T.C.K.na 10 a maddesi eklenmiĢtir. Buna göre; bir Türk vatandaĢı yabancı
ülkede bir suç iĢleyipte Türkiye'de yargılandığı takdirde; suçun iĢlendiği
ülke kanunu ile Türk kanunundan hangisi uygulamada sanığın lehine sonuç
verecek ise, o kanun gözönünde bulundurulmak ve yabancı kanunda tanımlanan
suça, Türk kanunlarına göre verilmesi gereken ceza ve Türk kanununda bulunup
yabancı ülke kanunundaki cezaya en yakın olan ceza tespit edilerek uygulama
yapılır (293).
CGK.nun aĢağıda metnini vereceğimiz 12.6.1989 T., 5-168/20 sayılı
kararı
ihraç
suçlarında
Yargıtayın
yerleĢik
bir
içtihadını
yansıtmaktadır: "Yargıtayın yerleĢik içtihadına göre, uyuĢturucu madde
ihraç suçundan dolayı açılan davalarda hükümlülük kararı verilebilmesi
için;
a- Suça konu olan maddenin uyuĢturucu madde olduğuna iliĢkin
yabancı ülkede bilimsel biçimde düzenlenmiĢ bir tahlil raporunun celp
ve dosya içerisine konulması;
b- ġayet tahlil raporu yoksa sanık aleyhine yabancı memleket
mahkemesine açılan davaya ait dosyadaki suç konusu maddenin niteliğini
tayine elveriĢli bir tutanak bulunup bulunmadığının kesin bir biçimde
araĢtırılarak varsa bu belge ile diğer tüm belgelerin getirilip dosyaya
konulması ve ceza davasının sonuçlanıp sonuçlanmadığının soruĢturulması
ve sonuçlanmıĢ ise karar örneğinin getirtilip dosyaya konulduktan sonra
tüm belge- lerin incelenip değerlendirilmesi gerekli görülmektedir"
(294).
UyuĢturucu madde ihraç suçuna teĢebbüs mümkündür. ġayet kiĢi
uyuĢturucu madde ihracına yönelik icrai hareketlerine baĢ- lamıĢ ve
gümrük aĢamasında henüĢ yurt dıĢına çıkmadan yapılan kontrolde madde
ele geçmiĢ ise , suç eksik teĢebbüs
(293) KURT, s.41
(294) Yılmaz G. ERDURAK, Türk Ceza Kanunu, 2. b., Ankara 1991, Seçkin yy.
aĢamasında kalmıĢtır. 3756 sayılı kanunla değiĢiklik yapılmazdan önce
TCK.nun 403 maddesinde ihraç suçuna teĢebbüs tamamlanmıĢ suç gibi
cezalandırılacağı
açıklanmıĢ
iken,
son
değiĢiklikle
bu
hüküm
yürürlükten kaldırılmıĢtır. Bu nedenle ihraç suçlarında teĢebbüs genel
hükümlere tabidir. ġartları varsa TCK 61. maddesi tatbik edilmelidir.
Ġhraç suçlarına tam teĢebbüs mümkün değildir. Zira sanığın eylemi ile
belli bir neticenin meydana gelmesi gerekmeyip, eylemin yapılması ile
suç tamamlanmaktadır(295).
Dostları ilə paylaş: |