Genelde her toplumda,duygusal dengesizlik gösteren bir çok


III. T.C.K.'DA UYUġTURUCU MADDE SUÇLARI



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/28
tarix21.04.2017
ölçüsü4,8 Kb.
#15082
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   28

III. T.C.K.'DA UYUġTURUCU MADDE SUÇLARI 
 
 
A. UyuĢturucu Madde Temin Suçları 
 
 
1- Suçun Hukuki Konusu 
 
UyuĢturucu  madde  temini  TCK'nun  "Ammenin  selameti  aleyhinde 
cürümler"  baĢlığını  taĢıyan  yedinci  babında  ve  "umumun  sıhhatine 
yenecek  ve  içecek  şeylere  müteallik  cürümler"  adını  taĢıyan  üçüncü 
faslında yeralmıĢ bulunmaktadır. Kanunun sistematiğinden himaye edilmek 
istenen  hukuki  değerin  "genel  sağlığı  koruma"  ve  "ammenin  selameti" 
(kamunun esenliği) baĢka bir deyiĢle, kamu esenliği çerçevesinde genel 
sağlığı koruma olduğunu çıkarmak mümkündür (269). 
 
Gerçekten,  hemen  hergün  çok  sayıda  insanın  bedeni  ve  ruhi 
varlıklarında  sebebiyet  verdiği  büyük  çöküntünün  toplumda  yarattığı 
tehlike  dolayısıyla  UyuĢturucu  ticareti  ve  kaçakçılığına  "Kamunun 
Selametine KarĢı Cürümler" arasında yer verilmiĢtir (270).  
 
"UyuĢturucu  madde  temini"  kullanan  ve  ondan  gelecek  kuĢaklar 
bakımından "zarar" ve "tehlike" arzettiğinden ve bu nedenle, üretimden 
baĢlanarak,  dağıtımına,  satıĢına,  kanun  dıĢı  yollarla  kullananın eline 
geçinceye  kadarki  yasaklamadaki  amaç,  genel  sağlık  nedeniyle  bu 
maddenin kullanıĢını önlemektedir (271). 
 
Bu  suçlar,  bir  "tehlike"  ve  "Mefruz"  tehlike  suçlarıdır.  Somut 
biçimde  tehlike  ve    zararın  ortaya  çıkmıĢ  olması  Ģart  değildir. 
Normatif  tehlike  yeterlidir.  Kanun  koyucunun  toplumsal  yapı  için 
uyuĢturucu  maddelerin  tehlikeli  olduğunu  kabul  etmesi;  "tehlikenin 
varlığını kabul etmek için yeterlidir." 
 
UyuĢturucu  maddeye  iliĢkin  suçlarda  hukuken  himaye
  edilmek 
istenen değer, fertlerin ve neticede toplumun "sağlık 
_______________ 
(269) GÜNAL, s.55;  GÜRELLĠ,  s.10 
(270) GÖZÜBÜYÜK,  s.619 
(271) GÜNAL,  s.55 

ve  esenliği"  olduğu  kadar,  milli  sınırları  aĢan,  "tehlike"nin 
mevcudiyeti  ve  müĢterek  mücadele  zorunluluğu  da  gözden  uzak 
tutulmamalıdır.  Bu  suçlarda  insanlığa  yönelmiĢ  bir  tehlike  de 
mevcuttur (272). 
 
Gerçekten  de  uyuĢturucu  madde  kaçakçılığı  ile  sefalet  ve 
suçluluk 
arasındaki 
bağın 
kendisini 
iyice 
hissettirmesi, 
uyuĢturucu  madde  ticaretinin,  suçların  tasnifi  içinde  "kamu 
sağlığına  karĢı  iĢlenmiĢ  suçlar"  olarak  nitelendirilmesine  ve 
dolayısıylada  "tüm  insanların  sağlığına  karĢı  iĢlenmiĢ  suçlar" 
arasına girmesine neden olmuĢtur (272 a).  
 
T.C.K.  403.  maddede  "uyuĢturucu  madde"lerin  nelerden  ibaret 
olduğunu    müeyyidelerin  ağırlığı  karĢısında,  saymak  ve  böylece 
azami  açıklığa  varmak  düĢünülebilirdi.  Nitekim  4055  sayılı 
kanunla  değiĢikliğe  uğramasından  önce  403.  maddede  sayma  usulü 
tercih  edilmiĢti.  Fakat  bu  usül  terk  edilmiĢtir  (273).  Ancak 
kanaatimize  göre,  geliĢen  teknoloji  karĢısında  hemen  hergün  yeni 
bir  takım  uyuĢturucu  maddelerin  piyasaya  çıktığı  gözönüne 
alındığında  kanun  koyucunun  uyuĢturucu  maddeleri  sayma  yolunu 
terketmiĢ olması isabetli olmuĢtur. 
 
Suçun  konusu  uyuĢturucu  madde  olmalıdır.  Maddenin  niteliği 
ehil  bir  bilirkiĢiye  tesbit  ettirilmelidir.  Adli  Tıp  Kurumu 
Kimyevi Tahliller Ġhtisas Dairesi bu konuda en yetkili ve bilgili 
bilirkiĢidir  (274).  Yargıtay  kimya  mühendislerininde    bu  konuda 
bilirkiĢi  olarak  rapor  verebileceğini  kabul  etmektedir.  Uzman 
olmayan  asker  veya  polis  memurlarının  bilirkiĢi  seçilerek  rapor 
alınması, konunun uzmanı olmadıklarından kabul edilemez (275). 
_______________ 
(272)  GÜNAL,    s.59;  1984'de  BM.  Genel  Kurulu  uyuĢturucu  trafiğini  "insanlığa  karĢı  uluslararası  tehlikeli  suç" 
olarak niteledi ve imzalayan tüm tarafların ihlal edenler hakkında Ģiddetli cezalar koymayı taahhüt edeceği yeni bir 
anlaĢma  önerdi.  Genel  Sekreter  Perez  de  Cuellar  yasa  dıĢı  uyuĢturucu  trafiğinin  çağımızın  en  bulaĢıcı  ve  tehlikeli 
hastalıklarından biri olduğunu ilan etmiĢtir. Bkz. CHET,  s.47 
(272a) Bkz. DurmuĢ TEZCAN, "UyuĢturucu Maddenin YasadıĢı Ticaretini Önleyici Tedbirler",  TİD,  y.59 
             (Aralık 1987),  s.377,  s.40 
(273) Faruk EREM,  Türk Ceza Hukuku, Özel Hükümler,  Ankara 1985,  s.169 
(274) Vedat ARTUNÇ-Ġlksev TAZEBAY,  Yargıtay Beşinci Ceza Dairesinin Görevi kapsamına giren 
           suçlar,   Ankara 1973,  s.75 
(275) KURT,  s.35 

 
2- Fail 
 
"UyuĢturucu  Madde  Temin"  suçlarının  faili,  herkes,  herhangi 
bir kimse olabilir. Ayrıca bu suçu iĢleyebilmek için failin bazı 
niteliklere, özelliklere, sahip olması Ģart değildir. Hatta bunun 
meĢru veya gayri meĢru ticareti ile uğraĢmıĢ olmasıda aranan bir 
husus  değildir.  Fail,  tek  Ģahıs  olabileceği  gibi  iki  veya  daha 
fazla  kimse  olabilir.  Bu  takdirde  Ģartları  mevcutsa  "teĢekkül" 
veya "topluluk" halinde suç iĢleme sözkonusu olabilir (276). 
 
Kanun  koyucu  bazı  meslek  grubuna  dahil  kimselerin  bu  suçun 
faili  olmasını  ağırlatıcı  sebep  olarak  görmüĢtür.  Failin  tabip, 
veteriner, 
kimyager, 
eczacı, 
diĢ 
tabibi, 
diĢçi, 
ecza 
ticarethanesi  sahibi,  hastabakıcı,  ulaĢım  vasıtaları  sahipleri 
veya  umuma  açık  iĢletmelerin  sahip  ve  müstahdemleri  ile 
memurların  görevlerini  kullanarak  bu  tip  suç  iĢlemesi  halinde, 
ceza  ağırlaĢtırılarak  hükmedilmektedir.  Ancak  faildeki  bu 
özellikler  bu  suçun  oluĢması  için  Ģart  olmayıp,  sadece  cezayı 
etkileyen bir durumdur (277).  
 
3- Maddi unsur 
 
a- Genel olarak 
 
UyuĢturucu madde temini suçlarında maddi unsur, TCK.nun 403. 
maddesinin  1-2  ve  5  fıkralarında  gösterilmiĢtir.  Maddenin  1.  ve 
2.  fıkralarında  yer  alan  maddi  unsur,  izinsiz  veya  izne  aykırı 
olarak  uyuĢturucu  madde  imal  veya  ithal  veya  ihraç  edilmesidir. 
Maddenin  5.  fıkrasında  yer  alan  maddi  unsur  ise,  izinsiz  veya 
izne  aykırı  uyuĢturucu  madde  satmak  veya  satıĢa  arzetmek  veya 
satın almak veya yanında veya baĢka bir yerde bulundurmaktır. 
 
TCK.nun  403.  maddesinin  1-2  ve  5.  fıkralarında  yer  alan 
suçlar 
"seçimlik" 
hareketli 
suçlardır. 
Yasada 
gösterilen 
hareketlerden  herhangi  birinin  yapılması  halinde  suçun  meydana 
gelmesi mümkündür. Yasada belirtilen  
_______________ 
(276) GÜNAL,  s.59 
(277) KURT,  s.35 

eylemlerin  tümünün  veya  bir  kısmının  yapılmasına  gerek  yoktur 
(278).  Yasada  maddede  yazılı  olan  eylemlerden  bir  tanesinin 
yapılması  gerektiği  için  yasanın  öngördüğü  hareketlerden  bir 
kaçını birbiri ardından yapan kimse o suçu bir kezden çok iĢlemiĢ 
olmaz. Eyleme içtima hükümleri tatbik edilmez (279). 
 
Ancak  3756  sayılı  kanunla  yapılan  son  değiĢiklikle  TCK.nun 
403  maddesinin  3.fıkrasında  bu  kurala  bir  istisna  getirilmiĢtir. 
Buna  göre  uyuĢturucu  maddeleri  ihraç  eden  kiĢi  aynı  zamanda 
maddeyi imal ve ithal eden ise, ihraç suçundan cezalandırılmakla 
yetinilmeyerek  ayrıca  ithal  ve  imal  suçundanda  ceza  verilmesi 
gerekmektedir.  Böylelikle  kanun  koyucu  uyuĢturucu  maddelerin 
uluslararası 
ticaretine 
yönelik 
hareketleri 
cezayı 
Ģiddetlendirmekle engellemeyi amaçlamıĢtır (280). 
 
TCK.nun  403/3  üncü  maddesinde  açıklanan  istisna  dıĢında 
kanunda  gösterilen  hareketlerin  birden  fazla  olması  değiĢik 
zamanlarda  meydana  geldiğinde,  sanığın  suç  kasdına  ve  hareketler 
arasındaki süreye bakmak gerekmektedir. Örneğin; fiil esrar satma 
hareketini  müteakip  bir  yıl  sonra  esrar  imal  hareketinde 
bulunduğunda,  ortada  tek  bir  suçtan  bahsedilmesinin  mümkün 
olmaması gerekir (281).  
 
TCK.nun 
403. 
maddesinde 
sözkonusu 
olan 
"uyuĢturucu 
madde"dir. Eğer uyuĢturucu madde olma niteliği içine karıĢtırılan 
yabancı maddelerle kaybolmuĢsa yada uyuĢturucu madde yerine baĢka 
bir  madde,  örneğin;  kına,  niĢasta  verilmiĢse  bu  taktirde  suç 
niteliği  değiĢerek  "dolandırıcılık"  olarak  fiili  kabul  etmek 
mümkün  olabilir.  UyuĢturucu  madde  değiĢime  (tebdil)  değiĢtirme 
(tağyir)ye  tabi  tutulmuĢ,  zehir  karıĢtırılmıĢ,  bozulmuĢ  ise 
sözkonusu madde ilaç değilse TCK 395; ilaç ise TCK 400. maddesi  
(278) BAKICI,  s.6 
(279) Cengiz ERGEN,  Türk Ceza Hukukunda Uyuşturucu Madde Suçları, Ankara 1988,  s.15 
(280) KURT,  s. 36 
(281) KURT,  s.37:  ancak daktrinde seçimlik hareketlerin tümünün fail tarafından tek baĢına yapılması halinde bir 
tek uyuĢturucu madde temin suçunun iĢlendiğini  kabul eden görüĢde vardır. Bkz. GÜNAL,  s.96
 

uygulanabilecektir.  TCK  403.  maddede  belirlenen  uyuĢturucu  madde 
dıĢında  kalan  "sem"  (ağı,  zehir),  izinsiz  satanlarda  TCK  409.  maddeye 
göre  suçlanmaktadır.  Burada  "sem"  uyuĢturucu  madde  karĢılığı değildir. 
Aksine uyuĢturucu madde dıĢında her türlü "zehir"dir (282). 
 
b- Ruhsatsız veya  ruhsata aykırı olmak 
 
Ülkemizde uyuĢturucu maddelerin imali, ithali veya ihraç edilmesi 
ile  satıĢı  "uyuĢturucu  maddelerin  murakabesi  hakkında  kanun"  gereği 
devlet tekeline alınarak Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'nın denetim 
ve iznine bağlanmıĢtır.  
 
Bu  kanun  gereğince,  uyuĢturucu  madde  yapan,  yurt  dıĢından 
getiren, yurt dıĢına çıkaran veya satıĢını yapanların Sağlık ve Sosyal 
Yardım Bakanlığı'ndan ruhsat alması ve bu ruhsata uygun Ģekilde hareket 
etmeleri gerekmektedir.  
 
Suçun  oluĢması  için  uyuĢturucu  maddelerin  yapılması  (imal),  yurt 
dıĢına  çıkarılması  (ihraç),  yurda  getirilmesi  (ithal),  satıĢı,  sevk 
veya nakledilmesinin ruhsatsız veya ruhsata aykırı olması gerekmektedir 
(283). 
 
c- Ġmal, ithal, ihraç 
 
aa- Ġmal 
 
TCK.nda  imal,  ithal,  ihraç  fiillerinin  nelerden  ibaret  olduğu 
belirtilmemiĢtir.  UyuĢturucu  maddelere  dair  1961  Tek  sözleĢmesindeki 
tanımları iç hukuk bakımındanda geçerli saymak gerekmektedir. Buna göre 
(sözleĢmenin  tanımlara  ayrılan  1.  maddesinin  n  bendi)  imal:  Ġstihsal 
hariç,  uyuĢturucu  maddelerin  elde  edilmesini  mümkün  kılan  bütün 
iĢlemleri  ifade  eder  ve  uyuĢturucu  maddelerin  arıtılması  ve  diğer 
uyuĢturucu maddelere dönüĢtürülmesi iĢlemlerini kapsar (284). 
 
Ġmal 
suçu 
için, 
doğal 
bitkilerin 
bazı 
bölümlerinin 
imalathanelerde iĢlenerek, bazı kimyasal iĢlemler sonucunda daha etkili 
hale  getirilmesi  gereklidir.  Yakalanan  alet  ve  kimyasal  bileĢimlerin, 
uyuĢturucu maddelerin imaline elveriĢ
-  
(282) GÜNAL,  s.68 
(283) KURT,  s.37 
(284) GÜNAL, s.86 
li  olup  olmadığı  ve  uyuĢturucu  madde  ele  geçmiĢse  elde  edilecek 
maddenin nevi Adli Tıp Kurumundan sorulmalıdır (285). 
 
Maddenin  mahiyetinde  değiĢiklik  yapmayan  iĢlemler  imal  sayılmaz. 
Bunun  gibi  maddenin  doğal  niteliğini  korumaya  yönelik  iĢlemler  imal 
kabul  edilmemektedir.  Yargıtay  çeĢitli  kararlarında  esrar  elde  edilen 

hint  keneviri  bitkisinin  kurutulup  elenmesi  ve  ısıtılması  ile  macun, 
hap  veya  plaka  haline  getirilmesinin  imal  sayılamıyacağına  karar 
vermiĢtir.  Örneğin  5.CD.nin  20.4.1983  T.,  557  E.  ve  1351  K.  sayılı 
kararında:  "Hint  keneviri  nebatının  kurutulup  elenmesinden  ve 
ısıtılmmasından 
ibaret 
basit 
iĢlemlerin 
imal 
sayıla-mıyacağı 
gözetilmeyerek  TCK.nun  403/3-4  (3756  sk.la  madde  numarası  403/5-6 
olmuĢtur)  maddesi  yerine  1-2.  bendleri  ile  ceza  tayini  bozmayı 
gerektirmiĢtir" denilmiĢtir (286) 
 
Ġmal  suçunda  teĢebbüsten  bahsedebilmek  için,  ele  geçirilen  alet 
ve  makinelerin  imal  edilmek  istenilen  uyuĢturucu  maddenin  imaline 
elveriĢli  olması  gerekmektedir.  ġayet  bu  madde  ve  aletler  imal  için 
elveriĢli  ise  ve  imale  iliĢkin  icrai  hareketler  baĢlamıĢ  fakat  henüz 
uyuĢturucu  madde  elde  edilememiĢse,  eylem  eksik  teĢebbüs  aĢamasında 
sayılarak  TCK.nun  61.  maddesi  uygulanmalıdır.  Ġmal  suçunda  esasen 
netice  aranmadığı  için  tam  teĢebbüsün  mümkün  olmadığı  savunulmaktadır 
(287). 
 
Oldukça yeni bir yargıtay kararında (10.CD., 22.6.1992 T., 4262 E 
ve  7198  K.)  imal  suçunda  eksik  teĢebbüsün  uygulanmasını  görmekteyiz: 
"Sanıkların eroin imal etmek için gerekli olan morfin, asit varilleri, 
leğen,  ocak,  kazan,  kepçe  ve  piknik  tüpünü  köyün  tenha  bir  yerindeki 
sanık  Gürcana  ait  eve  eroin  imal  etmek  amacıyla  götürdükleri  ancak, 
henüz  imalata  baĢlamadan  önce  polis  tarafından                yakalandıkları 
anlaĢıldığından haklarında uyuĢturucu madde             imaline eksik 
kalkıĢma hükümleri uygulanmalıdır" (288).
 
(285) BAKICI,  s.1574 
(286) KURT,  s.38 
(287) KURT,  s.38 
(288) YKD,  c.18,  y.1992,  sy.8,  s.1315 

 
 
Ġmal suçlarında Ģiddet sebebi gösterilen uyuĢturucu maddeler ile 
Ģiddet  sebebi  sayılmayan  uyuĢturucuların  cezası  arasında  önemli ölçüde 
fark  olmaktadır.  Sanık  imal  suçunda  kullandığı  uyuĢturucu  madde    ve 
kimyasal  bileĢimleri  yurt  dıĢından  getirmiĢse  ve  ithal  suçundan  dava 
açılmıĢsa  sanığın  mücerret  ithal  ettiğine  dair  açık  ikrarı  yan 
delillerle teyit edilmediği durumlarda imal suçunun unsurlarının oluĢup 
oluĢmadığına    bakılmak  ve  ithal  suçundan  ise  beraatine  karar 
verilmelidir (289). 
 
bb- Ġthal 
 
UyuĢturucu maddelerin yasadıĢı yollarla Türkiye'ye getirilmesidir 
(290).  UyuĢturucu  Maddelere  Dair  Tek  SözleĢmesinde  "tanımlar" baĢlıklı 
1.  maddesinin  m  bendinde  ithal  ve  ihraç  terimleri:  "Her  biri  özel 
anlamı  ile  birlikte,  uyuĢturucu  maddelerin  bir  memleketten  diğerine 
veya  aynı  memleketin  bir  ülkesinden  diğerine  nakledilmelerini  ifade 
eder" Ģeklinde belirtilmiĢtir(290a). 
 
Ġthal  edilen  maddenin  uyuĢturucu  madde  olması  suçunun  teĢekkülü 
için  yeterli  olup,  cinsinin  bu  bakımdan  önemi  yoktur.  UyuĢturucu 
maddenin cinsi sadece verilecek ceza bakımından önem taĢımaktadır. Buna 
karĢılık  ithal  edilen  uyuĢturucu  maddenin  miktarı  suç  vasfının  tayini 
bakımından  önemlidir.  YCGK.nun  1.3.1982  T.,  1982/5-17  E.  ve  76  K. 
sayılı kararına göre "ithal veya ihraç edilen uyuĢturucu madde miktarı 
çok  az  ise,  kiĢinin  kendiside  uyuĢturucu  madde  kullanıyor  ve  kiĢisel 
ihtiyacı  için  yeterli  miktarı  aĢmıyorsa;  uyuĢturucu  madde  ithal  veya 
ihraç suçu değil, bu maddeleri bulundurma suçu oluĢmuĢ olur" (291). 
 
Yurt 
dıĢında 
yasadıĢı 
yollarla 
yurda 
sokulan 
uyuĢturucu 
maddelerin  yurt  içinde  satılması  durumunda  iki  ayrı  eylem  yani;  satma 
ve  ithal  eylemlerinden  ayrı  ayrı  ceza  verilmeyip,  tek  bir  fiil  olarak 
kabul edilip sadece ithal eyleminden cezalandırılması gerekir (291a). 
(289) ERGEN,  s.12 
(290) BAKICI,  s.12 
(290a) GÜNAL,  s.86 
(291) Cevat ÖZEL,  Yargıtay Ceza Daireleri ve Genel Kurul İçtihatları,  Ġst. 1988,  s.720 
(291a) "5. CD.,  22.11.1984,  3404/4440",  KURT,  s.39; ERGEN,  s.26 

 
BaĢka ülkelerden gelip ülkemizden zorunlu olarak geçip baĢka 
ülkelere  gitmekte  olan  tır  kamyonlarında  herhangi  bir  nedenle 
arama  yapılması  sonucu  uyuĢturucu  madde  bulunması  durumunda, 
Ģayet  uyuĢturucu  maddenin  yurt  içinde  bırakılacağı  hususunda 
herhangi  bir  harekete  kalkıĢıldığına  dair  delil  elde  edilememiĢ 
ise,  ithal  suçu  oluĢmayacak,  eylem  sadece  uyuĢturucu  madde 
nakletme suçunu oluĢturacaktır (291b). 
 
cc- Ġhraç 
 
UyuĢturucu  maddelerin  ihracı,  yurt  içinden  izinsiz  olarak 
yurt dıĢına çıkarılmasıdır (292). UyuĢturucu maddenin yurt dıĢına 
gönderilmesine  ait  suç  sınırdan  yurt  dıĢına  çıkarılmaya  yönelik 
icrai  hareketlerin  baĢlaması  ve  gümrük  kapılarındada  durumun 
yetkili  memura  aksinin  söylenmesi  veya  saklanması  biçiminde 
oluĢacaktır.  ihraca  yönelik  yurt  içinde  icrai  hareketlere 
baĢlanmıĢ  olmasa  dahi,  uyuĢturucu  madde  sınıra  götürülürken 
geçecek süre içinde sanık ve arkadaĢları tarafından imha edilmek 
suretiyle  ihraca  teĢebbüs  suçundan  vaz  geçilmek  imkanı  bulunan 
hallerde  ihraca  teĢebbüste  sözkonusu  olmaz.  (5.CD.,  2.5  1978, 
1093/1507).  Bu  durumda  mevcut  delillere  göre  "uyuĢturucu  madde 
nakletme veya bulundurma suçu" oluĢabilir(292a).  
_______________ 
(291b) BAKICI, s.1574 
(292) "Ġran uyruklu olan sanıkların, bir Ġran Ģirketine ait tır aracında Hollanda'ya izinli olarak sevkedilmekte olan 20 
ton  haĢhaĢ  tohumu  arasına  römorkun  ön  kısmına  gelecek  Ģekilde  birer  sıra  halinde  12  adet  esrar  dolu  çuval 
gizlemeleri,  yolda  ve  aracın  Ġstanbul'da  beklemesi  sırasında,  esrar  çuvallarının  yurt  içinde  çıkarılması  için  bir 
giriĢimde  bulunulmaması,  aksine  esrarları  Hollanda'da  alacak  bir  kiĢinin  araĢtırılması  Ģeklinde  geliĢen  olayda; 
sanıkların eylemi ve kasıtları uyuĢturucu madde ithali suçunun değil, uyuĢturucu madde nakli suçunu oluĢturur. Bu 
sebeple  TCK.nun  403/1,  2,  3.  fıkralarının  uygulaması  isabetsiz  olup,  404/3,4,5.  fıkralarının  uygulanması  gerekir" 
(CGK, 4.4.1983 E.,  1983/5-30 K.  157), ÖZEL,  s.720 
(292a)  "UyuĢturucu  madde  ihracı  suçunun  oluĢması  için,  memleket  sınırlarından  yurt  dıĢına  çıkmaya  yönelik  icrai 
hareketlerin  baĢlaması  ve  yetkili  memura  aksinin  beyan  edilmesi  veya  saklanması  gerekir.  Aksaray'daki  otelden, 
YeĢilköy  havalimanı  dıĢ  hatlar  servisi  önüne  kadar  eroin  nakletmekten  ibaret  eylemin  ihracata  teĢebbüs  olarak 
nitelendirilmesi  ve  buna  göre  uygulama  yapılması isabetsizdir." (5.CD., 11.4.1984,  761/1544)  İKİD,    y.1984  sy. 
277,  s.2360
 

 
Ġhraç  edilen  uyuĢturucu  maddenin  cinsi  suçun  oluĢması 
bakımından  önemli  değildir.  Bu  husus  sadece  verilecek  ceza 
yönünden  önem  taĢır.  Buna  karĢılık  ithal  suçunda  olduğu  gibi 
burada  da  maddenin  miktarı  önemli  olup,  Ģayet  ihraç  edilen 
uyuĢturucu  madde  miktarı  çok  az  olup  ve  kiĢinin  kendisi  de 
uyuĢturucu  kullanıyor  ve  kiĢisel  gereksinmeleri  için  yeterli 
miktarı  aĢmıyorsa,  uyuĢturucu  madde  ihraç  suçu  değil,  bu 
maddeleri kullanma için bulundurma suçu oluĢmuĢ olur. 
 
Genelde  uyuĢturucu  maddeyi  yurt  dıĢına  götüren  kiĢi  sınırı 
geçtikten  sonra  henüz  istediği  ülkeye  ulaĢamadan  diğer  ülke 
sınırlarında  veya  malı  götürdüğü  ülkede  yapılan  kontrol  sonucu 
suçüstü  yakalanmakta  ve  yakalandığı  ülke  yasalarına  göre 
yargılanarak hüküm giymektedir. 
 
T.C. 
Kanununun 
403. 
maddesinde 
3756 
sayılı 
kanunla 
değiĢiklik  yapılmazdan  önce  uyuĢturucu  maddeyi  ihraç  eden 
kiĢiler,  yabancı  ülkelerde  yakalandıkları  takdirde  o  ülke 
yasalarına  göre  cezalandırılmakta,  cezalarını  çektikten  sonra  
yurda  döndüklerinde,  ülkemizde  de  ihraç  suçundan  yakalanarak 
mahkum  edilmekte  ve  yabancı  ülkede  çektikleri  ceza,  Türkiye'de 
verilen  cezadan  mahsup  edilmemekteydi.  Bu  durumda  sanık  aynı 
eylemi  nedeni  ile  çok  ağır  bir  ceza  yaptırımı  ile  karĢı  karĢıya 
kalmakta  idi.  Bu  hususun  düzeltilmesi  amacı  ile  T.C.K.nun  403/4 
üncü  maddesinde  3756  sayılı  kanunla  yapılan  değiĢiklik  sonucu; 
ihraç edilmiĢ maddeler dolayısıyla yabancı memlekette hükmedilmiĢ 
ve  çekilmiĢ  cezanın  Türkiye'de  ihraçtan  dolayı  verilecek  cezadan 
mahsup  edilmesi  kabul  edilmiĢtir.  Yabancı  ülkede  ceza  çekilmemiĢ 
olsada,  Türkiye'de  infazı  gerekmekte  ise,  bu  miktar  tüm  cezadan 
indirilecektir.  Bu  cezanın  Türkiye'de  infazı  gerekmiyorsa,  ihraç 
sebebi ile verilen ceza aynen çektirilecektir (292b). 
________________ 
(292b) 8.11.1990 tarihli hükümet gerekçesi TBMM Tutanak Dergisi,  y.1991,  S sayısı: 513,  s.2 

 
Özellikle  uyuĢturucu  madde  ihraç  suçlarında  yurt dıĢında yakalanan Türk 
vatandaĢı  sanık  hakkında  yabancı  memlekette  verilen  cezalar  Türk  yasalarına 
göre  verilen  cezalardan  daha  hafif  olup,  bu  durum  sanık  aleyhine  sonuçlar 
doğurduğundan  bu  sakıncayı  orta-dan  kaldırmak  amacı  ile  3756  sayılı  kanunla 
T.C.K.na  10  a  maddesi  eklenmiĢtir.  Buna  göre;  bir  Türk  vatandaĢı  yabancı 
ülkede  bir  suç  iĢleyipte  Türkiye'de  yargılandığı  takdirde;  suçun  iĢlendiği 
ülke  kanunu  ile  Türk  kanunundan  hangisi  uygulamada  sanığın  lehine  sonuç 
verecek  ise,  o  kanun  gözönünde  bulundurulmak  ve  yabancı  kanunda  tanımlanan 
suça,  Türk  kanunlarına  göre  verilmesi  gereken  ceza  ve  Türk  kanununda  bulunup 
yabancı  ülke  kanunundaki  cezaya  en  yakın  olan  ceza  tespit  edilerek  uygulama 
yapılır (293).
  
 
CGK.nun aĢağıda metnini vereceğimiz 12.6.1989 T., 5-168/20 sayılı 
kararı 
ihraç 
suçlarında 
Yargıtayın 
yerleĢik 
bir 
içtihadını 
yansıtmaktadır:  "Yargıtayın  yerleĢik  içtihadına  göre,  uyuĢturucu  madde 
ihraç  suçundan  dolayı  açılan  davalarda  hükümlülük  kararı verilebilmesi 
için; 
 
a-  Suça  konu  olan  maddenin  uyuĢturucu  madde  olduğuna  iliĢkin 
yabancı  ülkede  bilimsel  biçimde  düzenlenmiĢ  bir  tahlil  raporunun  celp 
ve dosya içerisine konulması; 
 
b-  ġayet  tahlil  raporu  yoksa  sanık  aleyhine  yabancı  memleket 
mahkemesine açılan davaya ait dosyadaki suç konusu maddenin niteliğini 
tayine  elveriĢli  bir  tutanak  bulunup  bulunmadığının  kesin  bir  biçimde 
araĢtırılarak varsa bu belge ile diğer tüm belgelerin getirilip dosyaya 
konulması ve ceza davasının sonuçlanıp sonuçlanmadığının soruĢturulması 
ve sonuçlanmıĢ ise karar örneğinin getirtilip dosyaya konulduktan sonra 
tüm  belge-  lerin  incelenip  değerlendirilmesi  gerekli  görülmektedir" 
(294). 
 
UyuĢturucu  madde  ihraç  suçuna  teĢebbüs  mümkündür.  ġayet  kiĢi 
uyuĢturucu madde ihracına yönelik icrai hareketlerine baĢ-     lamıĢ ve 
gümrük aĢamasında henüĢ yurt dıĢına çıkmadan yapılan kontrolde    madde   
ele   geçmiĢ   ise  ,   suç  eksik  teĢebbüs
  
(293) KURT,  s.41 
(294) Yılmaz G. ERDURAK,  Türk Ceza Kanunu,  2. b., Ankara 1991, Seçkin yy. 

 aĢamasında  kalmıĢtır.  3756  sayılı  kanunla  değiĢiklik  yapılmazdan önce 
TCK.nun  403  maddesinde  ihraç  suçuna  teĢebbüs  tamamlanmıĢ  suç  gibi 
cezalandırılacağı 
açıklanmıĢ 
iken, 
son 
değiĢiklikle 
bu 
hüküm 
yürürlükten  kaldırılmıĢtır.  Bu  nedenle  ihraç  suçlarında  teĢebbüs genel 
hükümlere  tabidir.  ġartları  varsa  TCK  61.  maddesi  tatbik  edilmelidir. 
Ġhraç  suçlarına  tam  teĢebbüs  mümkün  değildir.  Zira  sanığın  eylemi  ile 
belli  bir  neticenin  meydana  gelmesi  gerekmeyip,  eylemin  yapılması  ile 
suç tamamlanmaktadır(295). 
 
Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   28




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin