dd- Satma, satıĢa arzetme, satın alma, parasız
devretme, devralma
aaa- Satma, satıĢa arzetme, satın alma
UyuĢturucu
maddelerin
bedeli
karĢılığında
bir
baĢkasına
mülkiyetinin devredilmesi satma, satıĢ için hazırlık hareketlerini
gösteren davranıĢlara satıĢa arzetme, bedeli karĢılığı uyuĢturucu
maddeyi devralmaya satın alma denir. Bu eylemler TCK.nun 403/5 inci
maddesi gereğince suç sayılmıĢtır. Bu eylemlerin bir defa yapılmıĢ
olması yeterlidir. Satan, satıĢa arzeden veya satın alanın bu iĢi
meslek edinmiĢ olmasınada gerek yoktur. Esasen bu durum cezayı
ağırlaĢtıran bir neden sayılmıĢtır.
TCK.nun 403/5 inci maddesinde öngörülen uyuĢturucu madde satma
eyleminin yurt içinde yapılmıĢ olması gerekmektedir. ġayet satma eylemi
yurt içinden yurt dıĢına yapılmıĢ ise ihraç, yurt dıĢından yurt içine
yapılmıĢ ise ithal suçu meydana gelir (296).
UyuĢturucu maddelerin ticaret maksadıyla bulundurulması ve satıĢ
için hazırlık hareketini gösteren davranıĢlar yapılması satıĢa arzetme
sayılır. Örneğin, eroinleri çok küçük jilatin ka-ğıtlarına bölerek
turistlerin olduğu mevkide elinde çok sayıda eroin ile Ģüphe üzerine
yakalanan sanığın suçu icrai hareketlerin yapılmıĢ olması ve turistlere
satma amacına yönelik olmasından
(295) KURT, s.42, Bkz. aynı konuda GÜNAL, s.91
(296) KURT, s.42
dolayı
uyuĢturucu maddelerden eroini satıĢa arzetmektir (297).
Y. 10. CD., 21.5.1992 T. ve 5557/6015 sayılı kararında:"Kenevir
bitkisinin sap ve yapraklarının ufalanarak toz esrar haline
getirilmesi basit bir iĢlem olup esrar imal etme sayılmadığından
bahisle
sanığın
eyleminin
esrarı
satıĢa
arzetme
olarak
nitelendirilip TCK.nun 403. maddesinin 5. fıkrasına göre hüküm
kurulmasına" karar vermiĢtir (298).
UyuĢturucu madde satma suçunda, maddenin alıcıya geçmesi ile
suç tamamlanmıĢ olur. Ancak satma eylemine iliĢkin icrai
hareketlere giriĢilmesine rağmen madde alıcının eline geçmemiĢ
ise, eylem tam ve eksik teĢebbüs sayılmayıp satıĢa arz
niteliğinde kabul edilerek, tamamlanmıĢ bu eylem sebebi ile
failin cezalandırılması yoluna gidilmelidir.
UyuĢturucu madde satınalma suçunun oluĢması için failin
maddeyi bu iĢin ticaretini yapmak amacı ile satın almıĢ olması
gerekmektedir. UyuĢturucu maddenin satın alınması eyleminde alan
kiĢinin bunu ticaret maksadı ile satın aldığına dair bir kanıt
elde edilememiĢ maddenin miktarı içmek maksadı ile alındığı
yolundaki savunmayı doğrular nitelikte ise, eylem uyuĢturucu
madde kullanma suçunu oluĢturur (299).
Satma, satıĢa arzetme veya satın alma suçunda uyuĢturucu
maddenin cinsinin veya miktarının suçun oluĢumu yönünden bir
etkisi yoktur. 1 veya 2 gr. uyuĢturucu maddenin satılması veya
satıĢa arzedilmesi ile satın alınması durumunda dahi suç meydana
gelir. Ancak suçun oluĢumu için maddenin uyuĢturucu madde
olduğunun ve kullanmaya elveriĢli olup olmadığının uzman
bilirkiĢi raporu ile saptanması zorundadır. ġayet sırf
(297) ERGEN, s.49
(298) YKD, c.18, y.1992, sy.9, s.1472
(299) KURT, s.43
maddenin azlığı nedeni ile uyuĢturucu madde olup olmadığı
anlaĢılamıyor veya maddenin uyuĢturucu madde olmadığı uzman
bilirkiĢi raporu ile belirlenmiĢ ise, bahse konu suç oluĢmaz
(300).
Aynı Ģahsa kısa sürelerle birden fazla uyuĢturucu madde
satma eyleminde TCK.nun 80.maddesinin tatbiki gerekir(301).
bbb- Parasız devretme, devralma
UyuĢturucu maddenin mülkiyetinin ücretsiz olarak el
değiĢtirmesidir. Kanun koyucu uyuĢturucu maddenin toplumda
yarattığı tehlikeleri gözönünde tutarak maddenin yayılmasını
önleyici her türlü iĢleme engel olmayı amaçlamıĢtır. Bu nedenle
uyuĢturucu maddenin ücretsiz devredilmesi dahi yasaklanmıĢtır
(302).
Devir iĢleminin bir kez yapılması suçun oluĢumu için
yeterlidir. Aynı Ģahsa birden fazla devir kısa sürelerle
gerçekleĢmiĢse TCK.nun 80. maddesinin tatbiki gerekir. DeğiĢik
kiĢilere ayrı ayrı zamanlarda uyuĢturucu madde devredilmesi
durumunda, devredilen kiĢi sayısınca suç meydana gelir.
UyuĢturucu madde devretme suçunda suçun tamam olması için
maddenin devralanın eline geçmiĢ olması gerekmektedir. Devir için
gerekli icrai hareketlere baĢlanmıĢ fakat madde devralacak kiĢiye
herhangi bir engel nedeni ile teslim edil-
(300) "5.CD., 4.3.1980, 504/712", KURT, s.42
(301) "Sanığın, 30.5.1989 tarihinde alıcı-ajanlara 191,100gr. eroini satmasından sonra narkotik Ģube yetkililerinin
talimatı doğrultusunda kendisi ile iliĢkiyi kesmeyen ve altı gün kadar kısa bir süre sonra temasa geçen aynı Ģahıslara
diğer Ģahıslarla teĢekkül oluĢturarak 11.6.1989 günü 499,74 gr. ağırlığındaki ikinci parti uyuĢturucu maddeyi satması
eylemlerini müstakil iki suç oluĢturmayıp aynı kasıt altında ve kısa fasıla ile iĢlediği gözetilerek müteselsil tek
teĢekkül suçu teĢekkül edeceği düĢünülmeden yazılı Ģekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiĢtir". (5.CD.,
30.1.1991, 4336/300), ERDURAK, s.648-649
(302) "Sanıklardan Abdullah'ın kendisinde bulunan esrar maddesini bir sigaraya sararak parasız dahi olsa mülkiyet ve
intifaını müstakilen diğer sanıklara devretmesinin esrar suçu niteliğinde olduğu........", (5.CD., 18.3.1986, 588/1297),
ERDURAK, s.646
memiĢ ise, eylem teĢebbüs aĢamasında kalmıĢ sayılarak TCK.nun
61. ve 62. marddesi tatbik edilmelidir (303).
Satma, satıĢa arzetme ve devretme suçlarında teĢebbüsün
kabul edilmesi mümkün değildir. Çünkü suçun yapıcı hareketlerine
baĢladıktan sonra teĢebbüs sözkonusu olacaktır. Halbuki satıĢa
arzetme,
ticari
amaçla
bulundurma,
satıĢ
suçunun
yapıcı
davranıĢları olup cezalandırılmıĢtır. Bu nedenle teĢebbüs
sözkonusu olmayacaktır. Pazarlık edip avans vermek sadece
hazırlık hareketi olup elveriĢli vasıtayla cürmün iĢlenmesine
baĢlanmadığından eksik teĢebbüs olarak kabul edilemiyecektir
(304).
ee- Sevk ve nakil
UyuĢturucu maddenin ve faydalanılmasının bir baĢkasına
devredilmek amacıyla bir yerden diğer bir yere götürülmesi veya
taĢınmasıdır. Sevk veya nakil suçunun oluĢabilmesi için maddenin
bir baĢkasına devredilmek amacı ile götürülmesi veya taĢınması
gerekmektedir. ġayet sanığın uyuĢturucu maddeyi bir baĢkasına
devretmek amacı yoksa örneğin kendi ihtiyacı için naklediyorsa,
sevk veya nakletme suçu oluĢmayıp, bulundurma suçu meydana gelir.
Buna karĢılık sanık bir baĢkasına verilmek üzere uyuĢturucu madde
naklederken hareket halinde bir vasıtada yakalanmıĢ ise, nakletme
suçu oluĢur.
Naklin kısa veya uzun mesafeli olmasının bir önemi yoktur
(305). Yine naklin ücretli veya ücretsiz olmasının
(303) KURT, s.44
(304) BAKICI, s.1581
(305) "Sanıkların suç konusu maddeyi Suriye'den Hollanda'ya sevki için aralarında anlaĢtıkları ve bu maddeyi
suriye'den Türkiye'ye getirdikleri, Ġstanbul'da bir gece kaldıktan sonra Hollanda'ya gitmek üzere havaalanına
geldikleri sırada zabıtaca yapılan aramada maddenin üzerlerinde elde edildiği anlaĢılmıĢ olmasına göre sanıkların
amacının yurda uyuĢturucu ithali veya yurttan uyuĢturucu ihracı olmadığı, Türkiye'nin sadece bir güzergahtan ibaret
kalmıĢ bulunduğu ve maddenin yurt içinde satıldığı veya satılmaya kalkıĢıldığı hususunda da herhangi bir kanıt
mevcut olmadığına göre, eylemin yurt içinden eroin nakletmekten ibaret kaldığının gözetilmemesi bozmayı
gerektirmiĢtir." (5.CD. 19.3.1986, 6737/1339), ERDURAK, s.646
da önemi yoktur. Sanığın sevk ve naklettiği maddenin uyuĢturucu
madde olduğunu bilmesi gereklidir (306).
Nakletme suçunda teĢebbüsün olup olmadığı yazarlar arasında
tartıĢılagelmiĢtir. Günay, sadece eksik teĢebbüsün mümkün olduğu,
tam teĢebbüsün mümkün olmadığı görüĢündedir(307). Kurt da Günay
gibi sadece eksik teĢebbüsün mümkün olduğu kanaatindedir (308).
Bu tür suçlarda teĢebbüs nedeniyle cezanın indirilmesi
gerekmediğini, özel daire de 22.6.1983 gün, 905/2468 sayılı
kararla hüküm altına almıĢtır (309).
5.CD.nin 20.10.1982 T. ve 3147/3613 sayılı kararında:
"Cezaevinde bulunan kardeĢine esrar getiren, ancak gardiyanlarca
yapılan aramada ele geçmesi nedeniyle kendisine ulaĢtıramıyan
sanığın teĢebbüs derecesinde kaldığı"nın kabul edilemiyeceği
belirtilmiĢtir (310).
ff- Alım satım ve tedarike aracı olma
TCK.nun 403/5. maddesine göre, uyuĢturucu maddelerin alınıp
satılmasına veya her ne suretle olursa olsun tedarikine aracı
olanlar asli fail gibi cezalandırılmaktadır. Her ne suretle
olursa olsun tabiri ile kanun "menfaat" unsurunu gözönüne almadan
her Ģekli ile aracı olmayı ceza sorumluluğu altına almıĢtır
(311).
Aracı mal üzerinde tasarrufta bulunmayıp, satıĢın yapıcı
davranıĢlarına karıĢmamaktadır. Alıcı ile satıcıyı tanıĢtırma
gibi eylemlerde bulunmaktadır. Aksi taktirde suçun niteliği
değiĢmektedir. UyuĢturucu maddeyi satıcıyla birlikte getirip
alıcıya teslimde, pazarlığa katılmada, tartılmasına yardımcı
olmada, parasını satıcı adına tahsil etmede, tanıdığında esrar
olduğunu söyleyip, satıcıyla satmaya çalıĢmak teĢekkül
________________
(306) KURT, s.46
(307) GÜNAL, s.101
(308) KURT, s.47
(309) BAKICI, s.1580
(310) YKD, c.9, y.1983, sy.1, s.128
(311) Nejat ÖZÜTÜRK, Türk Ceza Kanunu Şerhi ve Tatbikatı, c.2, Ankara 1966, s.514
halinde satıĢ suçunu oluĢturacaktır. Yargıtay 5.CD'nin 23.3.1983
T. 643/1031 sayılı kararında "birlikte içmek için diğer sanığın
verdiği parayla 620 miligram esrar alıp geldikten sonra birlikte
yakalanmalarında, esrar üzerindeki tasarrufun mülkiyet ve
intifaının müstakilen devrolunması sözkonusu olmayıp birlikte
içme amacına dönük bulunduğu ve bu itibarla esrar tedarikine
vasıta olmak suçunun manevi öğesinin oluĢmadığı gözetilmeden bu
suçlardan cezalandırılmasına karar verilmesi" yasaya aykırı
bulunmuĢtur (312).
gg- Bulundurma
Kanun koyucu uyuĢturucu maddelerin kullanmak için yeterli
miktardan fazla bulundurulmasını baĢkasına uyuĢturucu madde
teminine yönelik eylem kabul ederek cezalandırma yolunu tercih
etmiĢtir.
TCK'nun 403/5. maddesinde açıklanan uyuĢturucu madde
bulundurma suçunun oluĢabilmesi için, bulundurulan maddenin
baĢkalarına temin amacı ile örneğin: satma, satıĢa arzetme veya
devretmek amacı ile bulundurulmuĢ olması gerekmektedir. Sanığın
bu kastının tesbitinde uyuĢturucu maddenin miktarı önem taĢır.
Hangi miktarda uyuĢturucu maddenin bulundurulmasının baĢkalarına
temin
amacına
yönelik
olduğunun
tesbitinin
mahkemelerce
çözümlenmesi gerekmektedir. Yargıtay içtihatlarına bakıldığında
bu konuda kesin bir kıstasın olmadığı görülür (313).
__
_____________
(312) BAKICI, s.1580
(313) KURT, s.47
"Sanığın diğer sanık Ali'ye satıĢ için örnek (numune) vermesi ve evinde yakalanan eroinin 962 gram olması,
bu maddeyi satmak amacıyla bulundurduğunu gösterir" (5.CD., 15.6.1983, 1927/2345), YKD, c.10, y.1984,
sy.10, s.1597 "Sanıkların birlikte kaldıkları evde uyuĢturucu madde satıldığının haber alınmasıyla, güvenlik
kuvvetlerince, burada ve yeni taĢındıkları meskende yapılan aramada ele geçen 1330 adet tabletten uyuĢturucu
maddeler kapsamına alınan Hipnoseden ve Rehynol haplarının toplam 1,876 gram uyuĢturucu madde ihtiva ettiğinin
Adli Tıp Kurumu raporu ile açıklanmıĢ olması nedeniyle miktarın çokluğu ihbarın mahiyeti karĢısında, eylemlerin
teĢekkül oluĢturarak satmak maksadıyla uyuĢturucu madde bulundurmak niteliğinde olduğunun gözetilmemesi,
bozmayı gerektirmiĢtir". (5.CD., 6.2.1991, 5430/511), ERDURAK, s.649
Bulundurulan uyuĢturucu maddenin baĢkalarına temin amacı ile
bulundurulduğunun kesin deliller ile kanıtlanması gerekir. Bu
konuda sadece ajan veya muhbirin ifadesi yeterli değildir.
Mahkeme gerektiğinde zabıt düzenleyicileri de dinleyerek,
bulundurulan madde miktarınıda dikkate alarak tüm delilleri
değerlendirip uyuĢturucu maddenin hangi amaçla bulundurulduğunu
tespit etmelidir. Toplanan delillere göre sanığın uyuĢturucu
maddeyi baĢkalarına temin amacıyla bulundurduğu anlaĢıldığında,
TCK'nun 403/5. maddesi, kendi ihtiyacı için bulundurduğu
yolundaki savunmanın aksi ispatlanmıyor ve bulundurulan madde
miktarı da savunmasını doğuruyor ise, TCK'nun 404/2. maddesinin
uygulanması yoluna gidilmelidir(314).
_______________
(314) KURT, s.48
"Olay tutanağında; "önceden alınan bir haberin değerlendirilmesi" sonucu pusu kurularak sanığın elindeki
çantada bulunan 825 gram esrar maddesiyle yakalandığının açıklanmasına, sanık aĢamalarda 20-30 yıldan beri esrar
içtiğini ısrarlı bir biçimde savunmasına, esrarın istenildiği anda temin edilemiyeceği, bir Ģahsın yılda yaklaĢık bir kilo
esrar tüketebileceği de nazara alınarak, sanığın bir yıllık ihtiyacını karĢılayacak miktardaki esrarı satmak maksadıyla
bulundurduğunu gösteren hiçbir delil uygun olmayan gerekçelere yer verilerek yazılı Ģekilde esrar ticareti yaptığının
kabulü ile hükümlendirilmesi, bozmayı gerektirmiĢtir". (5.CD., 30.5.1989, 2948/2939), ERDURAK, s.647
"Türkiye'den Almanya'ya dönmekte olan sanığın Yugoslavya-Macaristan arasındaki sınır kapısında yapılan
aramada, özel otosunun motor bölümünde 460 gram, 50 santigram ağırlığında esrar yakalanmıĢtır. Objektif bir
değerlendiriĢte, esrar satıĢı ve ticareti yaptığı belirlenemeyen sanığın, suç konusu esrarı kendi ihtiyacı için çalıĢtırdığı
yere götürdüğünü kabulde zorunluluk bulunmaktadır. Esasen sanık esrar kullandığını ve bu amaçla arabasına
koyduğunu kabul etseydi, kendisine uygulanacak madde TCK'nun 404/2. maddesiydi. Sanık tüm cezalardan
kurtulmak amacıyla suç konusu esrarın arabasına baĢkaları tarafından konulmuĢ olabileceğini, kendisinin esrar
kullanmadığını ileri sürdü diye sanığı, TCK'nun 403/1-2. maddesiyle cezalandırmak onun asıl eylemini değil ikrarda
bulunmamasını cezalandırmak anlamında bir uygulamaya yolaçacağından kabul edilemez" (CGK, 28.6.1982, 5-
271/315), ÖZEL, s.719-720
4- Suçun Manevi Unsuru
a- Genel olarak
UyuĢturucu madde temin suçlarında suçun oluĢması için, "genel
kast" yeterli olup, baĢkaca herhangi bir saik ve maksat aranmamıĢtır.
Bu tür suçlar kasti suçlar olduğundan, taksirli Ģekli kanunumuzda
öngörülmemiĢtir. Manevi unsurun gerçekleĢmesi için failde ruhsatsız
veya ruhsata aykırı olarak imal, ithal, ihraç veya kullanma dıĢında
satma, alma, bulundurma, nakletme, devretme iradesinin bulunması
yeterlidir (315).
Doktrinde, uyuĢturucu madde kullananların satıĢ ve devretme
gayesi olmaksızın acıma, arkadaĢlık, baskı yada sürekli rahatsız
edilmekten kurtulma amacıyla yanıltılarak karĢılıksız olarak bir miktar
uyuĢturucu madde vermeleri halinde temin suçunun manevi unsuru
gerçekleĢmediğinden sadece kullanma suçundan cezalandırılmalarının
hakkaniyete daha uygun olacağı ileri sürülmektedir.
Sanığın bir sigaralı esrarı birlikte içmek maksadıyla sararak
arkadaĢına vermesi halinde, amaç, birlikte içmek olup, uyuĢturucu
maddenin mülkiyetinin müstakilden devri sözkonusu olmadığından temin
suçu oluĢmayıp, TCK'nun 404/2. maddesinin uygulanacağı yargıtay
5.CD'nin 24.11.1966 T. ve 3511/3426 sayılı kararında açıklanmıĢtır
(316).
ġiddet sebebine ait hususta düĢülecek fiili bir hata sonucu
bilmeme veya yanılma hali de gözönünde bulundurulmalıdır. UyuĢturucu
maddenin eroin, kokain, baz morfin veya morfin olduğunda düĢülen hata
gözönünde bulundurulmalı ve Ģiddet sebebi uygulanmamalıdır (317).
b- Ġftira Amacıyla UyuĢturucu Madde Bulundurma
Eyleminde Manevi Unsur
Kanunun UyuĢturucu madde suçları için ağır cezalar ön-görmüĢ
olması nedeniyle, toplum içinde bazı kiĢilerin, sırf düĢmanlık veya öç
alma amacıyla baĢkalarına bu suçu iĢlediği
(315) KURT, s.48
(316) BAKICI, s.1579
(317) GÜNAL, s.104
iddiası ile iftira etme eylemlerine baĢvurduklarına sıkça
rastlanmaktadır. Genelde iftirada bulunan kiĢi temin ettiği
uyuĢturucu maddeyi düĢmanının evine veya kullandığı bir eĢyasına
ondan habersiz bırakmakta, ardından güvenlik güçlerine ihbarda
bulunarak, düĢmanın uyuĢturucu madde suçundan cezalandırılması
amacını gütmektedir. Evine ve eĢyalarına habersizce uyuĢturucu
madde konulan kimsenin suç kastı yoktur. Bu nedenle, uyuĢturucu
madde bulundurma suçundan cezalandırılması düĢünülemez. Çünkü
madde kendi iradesi ve bilgisi dıĢında konmuĢtur. Ancak bu
hususun kesin kanıtlarla kanıtlanması gerekir (318).
BaĢkasına iftira amacıyla uyuĢturucu madde bulunduranlar
için TCK'nun hangi maddesi uygulanacaktır? Bu konuda Günal,
TCK'nun 285. maddesinin uygulanması gerektiği görüĢündedir (319).
Bakıcı'ya göre; bu durumda TCK'nun 285 ve 296. maddelerinin
uygulanması olanaksızdır. TCK'nun 296. maddesi, baĢkasına ait
uyuĢturucu maddenin, o maddenin mülkiyeti ve kazancı ile ilgisi
bulunmaksızın saklanmasında, örneğin, suçunun ortaya çıkmamasını
sağlamak için babanın oğluna ait esrarı gizlemesinde tatbik
edilecektir (320).
Ergen'e göre; UyuĢturucu madde ile iftira atılması halinde
TCK'nun
403.
maddesinde
yeralan
uyuĢturucu
devredilmesi
oluĢmaktadır. UyuĢturucu madde cinsi eroin, kokain, morfin veya
baz morfin ise ceza 403/6 ile artırılacaktır (321).
TCK'nun 285. maddesinin uygulanacağına iliĢkin Yargıtay
5.CD'nin 21.9.1961 T. 2727/3616 sayılı ve benzer kararlarından
vaz geçilmiĢtir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2.4.1973 T. 80/317
sayılı kararında TCK'nun 403. maddesinin
_______________
(318) KURT, s.49
(319) GÜNAL, s.
(320) BAKICI, s.1578
(321) ERGEN, s.106
uygulanacağı kabul edilmiĢtir. Yargıtay 5.CD'nin 10.11.1983 T.
3060/3747 sayılı kararında "sanığın iftira etmek amacıyla
H.A.'nın evindeki çiçek saksısının içine suç konusu esrarı
koyduğu, oluĢa uygun Ģekilde kabul edildiği halde 403/3-4 maddesi
(3756 SK'la 403/5-6 olmuĢtur) yerine 404/2. maddesi gereğince
cezalandırılması" yasaya aykırı bulunmuĢtur. Yerel mahkemenin
iftira amacıyla esrar bulundurmaktan TCK'nun 403/3-4. maddesiyle
kurduğu mahkumiyet hükmü anılan dairenin 7.2.1984 T. 4675/333
sayılı ilamı ile onanmıĢtır. Aynı dairenin 9.6.1983 T. 2180/2226
sayılı kararında iftira amacının devir suçunu engellemiyeceği
belirtilmiĢtir (322).
5- Cezayı Etkileyen Sebepler
a- Para Cezasının Tayini
TCK'nun 403. maddede hürriyeti bağlayıcı cezalardan ayrı
olarak "nisbi para cezası" da öngörülmüĢtür. Buna göre, yakalanan
uyuĢturucu maddenin her gram ve küsürü için 50.000 TL para cezası
hesaplanmak suretiyle hükmedilecek para cezası belirlenecektir.
Nisbi para cezaları TCK'nun mevkii meriyetine vaz'ına müteallik
825 sayılı kanunun 20. maddesinde tanımlanmıĢtır. Buna göre;
"miktarı belli bir nisbet dairesinde ve olaya göre azalıp,
çoğalabilir nitelikte bulunan para cezası nisbi nitelikte kabul
edilmektedir. TCK'nun 403. maddesindeki ağır para cezası bu
tanıma uymakta ve nisbi para cezası niteliğinde bulunmaktadır. Bu
durum yargıtay kararlarında da vurgulanmıĢtır (323).
_______________
(322) BAKICI, s.1578
(323) "Nisbi para cezaları misli arttırmaya tabi tutulmamıĢtır. TCK'nun 403/3-4 (yeni 403/5-69 maddesinde
öngörülen ağır para cezası nisbi nitelik taĢır". (5.CD., 10.10.1989, 2884/4504), İKİD, y.1990, sy.350, s.6987;
Ayrıca bkz. 5.CD., 8.3.1990, 557/1292, İKİD, y.1990, sy.353, s.7175 "14.12.1988 tarihinde meriyete giren 3506
sayılı kanunla TCK'na eklenen ek m.1'de, misli para cezalarının maddede gösterilen misli arttırmalara tabi
bulunmadığı açıklanmıĢtır. Ve mezkür kanunun 10. maddesi ile 3435 sayılı kanun ilga edilmiĢ bulunmasına göre,
TCK 403/3 maddesindeki nisbi para cezasının arttırıma tabi tutulması isabetsizdir". (5.CD., 28.6.1990, 1877/3522
ABKD, y.1991, sy.6, s.46), Ayrıca bkz. "CGK, 20.11.1989, 5-287/356", M. Uygun vd. 2. kitap, s.202
TCK'nun 19. maddesi uyarınca nisbi para cezalarının yukarı
sınırı yoktur. Bu nedenle, ele geçirilen uyuĢturucu madde miktarı
ne kadar fazla olursa olsun, miktara göre sınırsız olarak kanunda
öngörüldüğü Ģekilde her gram ve küsürü için 50.000 lira hesabıyla
ağır para cezasına hükmedilmelidir (324).
UyuĢturucu madde miktarının hesaplanmasında "saf" uyuĢturucu
madde hesaba katılır. Bu nedenle, uyuĢturucu madde olmayan
yabancı maddeler "niĢai" madde, uyuĢturucu olmayan, karıĢtırılmıĢ
maddelerin arınması, torba ağırlığı vs. çıkarılması suretiyle saf
uyuĢturucu madde miktarı belirlenmelidir. Miktar hakkında
tereddüt varsa bunun giderilmesi Ģarttır.
Para cezası her sanık için ayrı ayrı hükmedilir, para
cezasına sanıkların müteselsilen mahkum edilmesi doğru değildir
(325).
Dostları ilə paylaş: |