SPİNOZA VE ETİKA ÇEVİRİSİ ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ 1 1
düler: Bugün de yine diyalektik maddeci felsefe kendisine orada kökler
bulduğu kanısındadır
3
.
Burada Spinoza felsefesinin hangi yoruma daha elverişli olduğu noktası
üzerinde tartışmaya girişecek değiliz. Böyle bir soru, filozof üzerinde başlı
başına bir inceleme konusu olacak kadar geniştir. Ancak, onun fikir tarihin
deki
önemini belirtmek, modern düşüncenin gelişmesinde oynadığı
büyük
rolü göstermek için, kendisinin önceden birleştirdiği
théologique felsefe,
Descartes felsefesi, Hobbes’un maddeciliği ve Giordano Bruno sistemi gibi
birbirine bu değin karşıt düşünce yollarını göstermek, yine kendisinden
doğmuş olan -yukarda belirttiğimiz- türlü felsefeleri hatırlamak yeter sanırız.
Bizde Spinoza’dan ilk önce Rıza Tevfik “Mebhası Marifet” ve “Ka
mus-u Felsefe”de söz etti. Baha Tevfik “Felsefe Mecmuası”nda on do
kuzuncu yüzyıl materyalistlerine ait çevirilerinde “Vahdet-i mevcut” ile
“Vahdet-i vücut”u karşılaştırırken dokundu. Ferit Kam “Vahdet-i vücut”
adlı kitabında Spinoza’nın panteizmi ile mutasavvıflar arasında ilk önemli
karşılaştırmayı yaptı. Biraz önce söylediğimiz gibi, İsmail Fenni, bu
karşılaştırmayı derinleştirdi. Şu kadar var ki, Hollandalı filozofun hiçbir
eseri Türkçe’ye çevrilmiş olmadığı gibi, o eğilimde bir Türk düşünürü de
çıkmış değildi. 1921’den sonra İstanbul Edebiyat Fakültesi ahlak profe
sörü M. İzzet, Alman idealizmi ve yeni-Hegelcilik yolunda verdiği ders
lerinde ilk önce Spinoza sistemine yaklaştı. Bu etki M. İzzet’in “Büyük
Adamlar ve Çağdaş Hayat” adlı incelemesiyle “Milliyet Teorileri ve Millî
Hayat” konusundaki kitabında duyulmaktadır.
1934’te İstanbul Universitesi’nin bazı doçentleri tarafından Türkçe’ye
çevrilen felsefe okuma örnekleri arasında Suut Kemal Yetkin’in çevirdiği
Dostları ilə paylaş: