FUZULIY VA QO’QON ADABIY MUHITI FUZÛLÎ VE HOKAND HANI ŞAİR ÖMER HAN Mustafa TANÇ
Özet Dil, birtakım kanun ve kurallar çerçevesinde faaliyet gösteren canlı bir
iletişim vasıtasıdır. Milletlerin üretmiş olduğu duygu ve düşünceleri, dünya
görüşlerini, hayat anlayışlarını gelecek nesillere aktarma görevi görür. Aynı
zamanda, geçmiş nesillerden bize miras kalan duygu ve düşünceleri anlama ve
kavrama vazifesi üstlenir. Böylece, onları gelecek nesillere ulaştırma imkânı
sağlar. Diğer taraftan dil, duygu ve düşüncelerin saklandığı, muhafaza edildiği gizli
ve büyülü bir hazinedir. Milletin duygu ve düşünceleri, dil ile gelişir ve yaygınlık
kazanır. Bunların gelişmesiyle de dil, yeni kavramlar geliştirir, kelimeler derin
manalara kavuşur. Bu durum, milletin düşünce hayatını besler ve onun en yüksek
seviyeye ulaşmasının yolunu açar. Bu sayede, millet içerisinde pek çok yeni
düşünür ve düşünce insanları ortaya çıkar. Tarihî seyir içerisinde Türk dili, bu
yolla, pek çok düşünürün ve mütefekkirin yetişmesine zemin oluşturmuştur.
Fuzûlî, 16. yüzyılda bu zemin içerisinde yetişen şairlerden biridir. Coşkun
söyleyişleriyle, Türk dili ve edebiyatını, Türk şiir dilini zirveye taşır. O, Büyük
Selçuklular zamanında Irak’a gelip yerleşen Oğuz boylarının Bayat aşiretindendir.
16. yüzyıl Oğuz Türkçesinin en meşhur edibidir. Fuzûlî, hayat sürdüğü yıllarda
sadece kendi yaşadığı coğrafyayla ilgilenmemiş, Türk Dünyasının diğer yurtlarında
var olan şair ve edipleri yakından takip etmiştir. Fuzûlî, kendisi onlardan
etkilenmiş, aynı zamanda onlara da büyük tesir yapmıştır. Bunlardan biri de
Türkistan sınırları içerisinde bulunan Hokand edebiyat muhitidir. 19. yüzyılın ilk
yarısında burada yetişen şairler, Fuzûlî’yi yakından izlemişler, bilhassa, Hokand
hanı şair Ömer Han, geniş ölçüde Fuzûlî’nin tesiri altında kalmıştır. Bunun bir
sonucu olarak da O’nun bazı gazellerini tahmis etmiştir.