Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı glokom tedaviSİnde kullanilan iLAÇlarin yan etkileri seminer hazırlayan: Dr. Emine kaya



Yüklə 0,78 Mb.
səhifə6/14
tarix10.03.2017
ölçüsü0,78 Mb.
#10925
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14

ӀV.1.2. Topikal Prostalandin Analogları :

ӀV.1.2.a) Latanoprost :

Latanoprost 13.14-dihidro-17-fenil-18,19, 20 trinor-PGF2 α -izopropil esterin saf 15R epimeridir. Yirmi Karbon atomu içerdiğinden bir eikazonoiddir. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa ülkelerinde, ilk klinik kullanıma giren PGF2α analoğudur. Bu nedenle glokom tedavisinde kullanılan PG analogları içinde en yaygın deneyim sahibi olunan gruptur.

PGF2α analogları, FP tipi prostanoid reseptörleri aracılığı ile etki gösterirler. FP tipi prostanoid reseptörler, primatlarda GİB düşmesinden sorumlu reseptörlerdir. Latanoprost FP reseptörleri için selektif bir agonisttir.

Farmakokinetik :

Latanoprost bir ön ilaçtır (pro-drug). Korneadan absorbsiyonu sırasında, hidrolize olarak asit formuna dönüşür ve aktive olur. Uygulamadan yaklaşık iki saat sonra maksimum aköz hümör konsantrasyonuna ulaşır. Uygulanan dozun yaklaşık %1’i göz içine ulaşırken, kalanı konjonktiva ve nasal mukozadan sistemik dolaşıma katılır. Plazma yarı ömrü 17 dakika kadardır. Latanoprost karaciğerden metabolize edilip, böbrekler aracılığı ile vücuttan atılır.

Yapılan çalışmalarda, günde bir kez uygulanan latanoprostun %0.005'lik konsantrasyonda GİB'nı primer açık açılı glokom ve oküler hipertansiyon hastalarında 7 - 8.5 mmHg veya %20 - %36 arasında düşürdüğü gösterilmiştir. Normal basınçlı glokom hastalarında Latanoprost GİB'nda %20'lik bir düşme sağlamıştır. Ayrıca uzun dönem çalışmalarda bu etkinin 24 aylık takip süresince korunduğu ve tolerans gelişmediği izlenmiştir. GİB düşüşü topikal uygulamadan 3-4 saat sonra başlayıp, 8-12. saatte maksimuma ulaşmaktadır. Uygulanan tek doz latanoprostun GİB düşürücü etkisi yaklaşık 24 saat sürdüğü için, günde tek doz uygulanması maksimum GİB düşürücü etkiyi sağlamaktadır. İlginç bir bulgu olarak, latanoprost eğer günde bir seferden fazla uygulanırsa GİB düşürücü etkisi azalmaktadır. Bu nedenle sadece günde bir kez uygulanmalıdır.

PG analogları, beta blokerlerin aksine uyku sırasında da GİB düşürücü etki göstermektedirler. Bu nedenle, daha iyi bir diürnal GİB kontrolü sağladıkları iddia edilmektedir.

Latanoprost, üveoskleral yol aracılığı ile GİB'nı düşürdüğü için, aköz yapımını baskılayan diğer ilaçlarla aditif etki göstermektedir.

Endikasyonları ve Glokom Tedavisindeki Rolleri :

Latanoprost; primer açık açılı glokom, normal basınçlı glokom, psödoeksfoliatif glokom, steroide bağlı glokom, pigmenter glokom ve diğer sekonder açık açılı glokomlarda monoterapi olarak ya da diğer glokom ilaçları ile kombine olarak kullanılabilir. Ancak üveitik glokomlarda güvenli kullanımı ile ilgili çalışmalar yeterli değildir. Kronik kapalı açılı glokomda GİB'nı timolole göre daha iyi düşürdüğü bildirilmiştir. Juvenil glokomlu hastaların bir kısmında yeterli GİB düşüşü sağlarken, bazı hastaların latanoprost tedavisine cevap vermediği belirtilmiştir.



Dozaj :

Latanoprost günde tek doz gece yatarken uygulanmalıdır.



ӀV.1.2.b) Unoprostone :

İsopropil unoprostone, (20-etil-13,l4-dihidro-15-keto-PGF2a-isopropil ester) modifiye edilmiş PGF2α analoğudur. 22 karbon atomu içerdiğinden bir docosanoiddir. FP reseptörlerine afinitesi, latanoprosttan 100 kat daha azdır. Bu nedenle kullanımda olan PG agonistleri içinde en az etkili ve en az yan tesiri olandır. Klinik kullanıma giren ilk PGF2α analoğudur. İlk kez Japonya da kullanılmaya başlanmıştır.



Farmakokinetik :

Unoprostone, korneadan absorbsiyonu sırasında hidrolize edilerek aktif formu olan unoprostone serbest asidine dönüşen bir ön-ilaçtır. Sistemik emilimi çok düşüktür. Plazma yarı ömrü 14 dakikadır. Topikal uygulama sonrası plazma konsantrasyonu 1 saat içinde ölçülebilir limitlerin altına inmektedir. Metabolitleri idrarla atılır.

Unoprostone %0.15 tek başına ve günde iki kez olarak kullanıldığında GİB'nda %11 ile 23 arasında ya da 1-4 mmHg civarında düşme sağlamaktadır. Uzun dönem kullanımda GİB düşürücü etkisine tolerans izlenmemiştir. Beta blokerlerle kombine kullanıldığında aditif etki gösterdiği bildirilmiştir. Normal basınçlı glokom hastalarında %11’lik GİB düşüşü sağlamıştır.

Endikasyonları ve Glokom Tedavisindeki Rolleri :

Unoprostone; primer açık açılı glokom, normal basınçlı glokom ve diğer sekonder açık açılı glokomlarda kullanılabilir. Ancak üveitik glokomda güvenilirliği bilinmemektedir. Ayrıca neovasküler glokom ve kapalı açılı glokomda etkinliği bilinmemektedir.



Dozaj :

Sabah ve akşam olmak üzere günde iki damla uygulanmalıdır.



ӀV.1.2.c) Travoprost :

Travoprost (Travatan, Alcon, ABD), sentetik PGF2α analoglarından birisidir. FP tipi prostanoid reseptörlerinin selektif agonistidir. Genel olarak özellikleri bu gruptaki diğer ilaçlara benzemektedir. Klinik deneyim latanoprosta göre daha azdır.



Farmakokinetik :

Travoprost da bu gruptaki diğer ilaçlar gibi korneadan emilimi sırasında hidrolize uğrayarak aktif formu olan travoprost serbest asidine dönüşen bir ön ilaçtır. Topikal uygulamayı takiben plazma konsantrasyonu 15 dakikada maksimuma ulaşır ve 1 saat içinde ölçülemez düzeye iner. Plazma yarı ömrü çok kısadır. Metabolitleri idrarla atılmaktadır.

Travoprost %0.004 konsantrasyonda, tek başına ve günde tek doz uygulandığında GİB'nı yaklaşık olarak %30 düşürmektedir. GİB 25-27mmHg arasında olan açık açılı glokom hastalarında ortalama 7-8mmHg GİB düşüşü elde edilmiştir. GİB düşürücü etkisi 2. saatte başlayıp 12. saatte maksimuma ulaşmaktadır. Diğer glokom ilaçları ile aditif etki göstereceği düşünülmektedir.

Endikasyonları ve Glokom Tedavisindeki Rolleri :

Endikasyonları latanoprost ve unoprostone ile aynıdır.



Dozaj :


* Prostaglandinler, siklooksijenaz yolu ile araşidonik asitten üretilen eikazonoidlerdir. * Doğal prostaglandinlerin oküler etkileri; göz içi basıncını (GİB) azaltma, konjonktival hiperemi, damar duvar geçirgenliğini arttırma ve enflamasyona sebep olmadır. * GİB'nı en çok düşüren prostaglandinler, PGE2 ve PGF2α dır. * PG'ler ve PG analogları GİB düşürücü etkilerini, aköz hümörün üveoskleral yolla dışa akımı arttırarak gösterirler. - GİB düşürücü etkilerini, matriks metaloproteinazlar aracılığı ile silyer kas ESM metabolizmasını etkileyerek üveoskleral dışa akımı arttırlar. * PG analogları, beta blokerlerin aksine uyku sırasında da GİB düşürücü etki göstermektedirler.

* Topikal PG analogları; Latanoprost; FP reseptörlerine selektif bir PGF2α agonisttir. -Ön ilaçtır. -Uygulanan dozun yaklaşık %1’i göz içine ulaşırken, kalanı konjonktiva ve nasal mukozadan sistemik dolaşıma karışır. -Günde birden fazla uygulandığında GİB düşürme etkisinin azalır. Unoprostone; PGF2α analoğudur. -Ön ilaçtır. -FP reseptörlerine afinitesi latanoprosttan 100 kat daha azdır. -Kullanımda olan PG agonistleri içinde en az etkili ve en az yan etkisi olandır. Travoprost; sentetik PGF2α analoglarındandır. -Ön ilaçtır. -FP tipi prostanoid reseptörlerinin selektif agonistidir. Bimatoprost; diğer PGF2 α analoglarından farklı olarak sentetik prostamid analoğu olarak da sınıflandırılır.


Günde tek doz gece yatarken uygulanır.


Bimatoprostun, hangi grup altında sınıflandırılacağı ve nasıl etki gösterdiği tartışmalıdır. Üretici firma bimatoprostun PGF2α analoglarından farklı olarak sentetik prostamid analoğu olarak sınıflandırılması gerektiğini ve etkisini bilinen glokom ilaçlarından farklı olarak prostamid reseptörleri aracılığıyla gösterdiğini iddia ederken, diğer PGF2α analoğu üreten firmalar yaptıkları çalışmalar ile bimatoprostun da bir PGF2α analoğu olduğunu ve aktif metabolitinin aynı latanoprost ve travoprost gibi FP tipi prostanoid reseptörleri aracılığı ile etkisini gösterdiğini iddia etmektedirler. Ticari kaygılar içeren bu tartışmalar, bağımsız kaynaklardan yapılan çalışmalar yeterli olmadığından sonuçlandırılamamıştır.
ӀV.1.2.d) Bimatoprost :

Kabul edilen etki mekanizması, latanoprost ve travoprostta olduğu gibi üveoskleral dışa akımı arttırmasıdır. Trabeküler sistem aracılığı ile dışa akım üzerinde etkisi olup olmadığı tartışmalıdır.



Farmakokinetik :

Topikal uygulamayı takiben, 15.dakikada maksimum plazma konsantrasyonu izlenir. Bir buçuk saat sonunda plazma konsantrasyonu ölçülebilir düzeyin altına inmektedir. Plazma yarı ömrü 45 dakikadır. Metabolitleri idrar ve gaita ile atılır.

Bimatoprost %0.03’luk konsantrasyonda, tek başına ve günde bir kez uygulandığında GİB'nı yaklaşık olarak %30 düşürmektedir. GİB 24-26 mmHg arasında olan açık açılı glokom hastalarında ortalama 7-8mmHg GİB düşüşü elde edilmiştir. GİB düşürücü etkisi, 4. saatte başlayıp 8-12. saatte maksimuma ulaşmaktadır.

Endikasyonları ve Glokom Tedavisindeki Rolleri :

Endikasyonları latanoprost ve unoprostone ile aynıdır.



Dozaj :

Günde tek doz gece yatarken uygulanır.



ӀV.1.3. Topikal Prostaglandin Analoglarının Yan Etkileri :

Topikal prostaglandin kullanımıyla ilişkili olarak en sık bildirilen yan etkiler; gözde irritasyon, konjonktival hiperemi ve kirpik değişikliklerdir. Gözde irritasyon, yanma ve ağrı çeşitli çalışmalarda farklı sıklıklarda bildirilmiştir. Fakat, bu semptomların görülme oranları birbirlerinden veya timololden anlamlı ölçüde farklı değildir. Yüzeyel punktat keratit, bulanık görme, katarakt ve başağrısı gibi diğer belirti ve semptomlar çeşitli klinik çalışmalarda düşük oranlarda bildirilmiştir. İriste renk değişiklikleri, kirpik değişiklikleri ve perioküler bölgedeki ciltte renk değişiklikleri PG analoglarına spesifik yan etkilerdir.

Bimatoprost ve travoprostla, latanoprosta göre hiperemi ve kirpik değişikliklerinin daha yüksek oranlarda görüldüğü bildirilmiştir. Diğer yan etkilerin görülme sıklığı veya şiddeti açısından aralarında anlamlı bir fark olduğuna dair kanıt yoktur.

Semptomlar veya Belirtiler

Latanoprost

(0.005%)

Bimatoprost

(0.03%)

Travoprost

(0.004%)

Konjonktival Hiperemi

12-47

31-69 a

32-58 a

Gözdeki Semptomlar

*İrritasyon

*Yanma

*Kaşıntı

*Ağrı

3-7

6

0-6



2-4

11

5

0-10 a



1

4-8

NR

2-8



3-8

İriste Renk Değişikliği

5

NR

3

Kirpik Değişikliği

0-26

3-11 a

1-57 a

Ciltte Pigmentasyon

2

3

3

NR, Rapor edilmemiş aEn az bir çalışmada latanoprost ile anlamlı farklılık bildirilmiştir Tablo 5 PG analoglarının yan etkilerinin karşılaştırılması

ӀV.1.3.a) Konjonktival Hiperemi :

Bimatoprost ve travoprost ile, latanoprosttan çok daha sık görülür. Genellikle çoğu hastada hipereminin düzeyi, hastaların dikkatini çekmeyecek kadar azdır ve tedavinin bırakılmasını gerektirmez. Faz 3 klinik deneyler sonucunda prospektuslara konulan bilgilere göre; bimatoprost ve travoprost kullanımda konjonktival hiperemiye intolerans nedeniyle %3, latanoprost kullanımda ise %1’den az hasta tedaviyi bırakmaktadır.



ӀV.1.3.b) İriste Renk Değişikliği :

Kronik topikal PG analoglarının kullanımı ile ilişkili yan etkilerden en iyi bilineni, iristeki pigment değişiklikleridir. Sıklıkla iris periferinde açık gri, yeşil veya mavi renk ve pupil çevresinde pigmentasyon nedeniyle oluşan konsantrik kahverengi halka, hastaların irislerinde koyulaşma izlenir (Şekil 9).

Üç yıldan fazla süre tedavi edilenlerde; seri alınan fotoğraflarla tanımlanan iris pigmentasyon insidansında artış klinik deneylerde gösterilmiştir. Latanoprostta %30 olarak bildirilen bu oran, mavi/gri-kahverengi(45%), yeşil-kahverengi(69%) veya sarı-kahverengi (70%) gözlerde; mavi/gri (8%) veya kahverengi (17%) gözlere göre daha sık görülür. Beş yıllık çok merkezli bir çalışmada, başlangıçtan itibaren 8 ay içinde iriste koyulaşma gelişen %70 hastanın %38’inde iriste koyulaşmanın arttığı gösterilmiştir. Bu görülebilir değişiklerin, yalnızca hastaların yaklaşık yarısında belgelendirilmesi ve çoğu hastada değişikliklerin hafif olması nedeniyle insidans %30-%40 arasında değişmektedir. İriste pigmentasyon artışı; travoprost, bimatoprost ve unoprostone ile de bildirilmektedir. Hastalarda iris pigmentasyon artışı nedeniyle gözlerde ela görünüm veya heterokromik iris görünümü bu gruptaki ilaçların hepsinin yan etkisidir. Estetik kaygısı olan bireyler, iris renk değişikliği konusunda baştan bilgilendirilmelidir.

PG’lerin iriste pigmentasyon artışını, sempatik innervasyon yoluyla melanositler üzerinden yaptıkları düşünülmektedir. PG’ler, iristeki melanositlerde melanin içeriğini arttırırlar. Fakat toplam melanosit sayısını arttırmazlar. Latanoprostla tedavi edilen, hiperpigmentasyon olan ve olmayan gözlerden elde edilen iris örneklerinde patolojik değişiklikler izlenmemiştir. PG’lerin, iristeki stromal melanositlerde melanini arttırdığa dair kanıt bulunmamaktadır. İris pigment epitelinde veya trabeküler ağda, pigmentasyonda değişiklik izlenmemiştir. Bu nedenle, PG’lerin pigment dispersiyon glokomunu veya üveitin indüklediği pigment deşarjını kötüleştirmesi beklenmez.





Şekil 9 A-Tedavi öncesi. Pupil çevresindeki pigmentasyon ve periferdeki açık pigmentasyon dikkat çekmektedir. İris rengindeki bu anahatlar tedavi sırasındaki koyulaşmaya çok benzemektedir. B-Latanoprost tedavisini takiben aynı göz.

ӀV.1.3.c) Kirpik Değişiklikleri :

Topikal PG analogları, kirpiklerin ve bitişiğindeki saçların uzunluğunu, sayısını, kalınlığını ve pigmentasyonunu arttırır (Şekil 10). Bir çalışmada, bir gözleri 11-40 hafta latanoprost ile tedavi edilen 43 hastada hipertrikozis ve kirpik pigmentasyonunda artış izlenmiştir ve bu etkilerin latanoprost tedavisine bağlı olduğu bildirilmiştir. Klinik deneylere göre latanoprost ile bu yan etkilerin insidansı %14’tür. Faz 3 klinik deneylerde travoprost ve bimatoprost ile de kirpik değişiklikleri bildirilmiştir. Sonradan yapılan karşılaştımalı çalışmalarda bu değişikliklerin travoprostla ve bimatoprostla, latanoprosttan daha fazla olduğu bildirilmiştir.





Şekil 10 a- Latanoprost tedavisi sonrası üst kapaktaki kirpikler b-Aynı hastanın tedavi edilmeyen diğer gözü c-Latanoprost tedavisi sonrası alt kapaktaki kirpikler d-Tedavi edilmeyen diğer göz. Tedavi edilen gözde kirpikler daha uzun, daha kalın, daha koyu ve daha fazla sayıda.

ӀV.1.3.d) Üveit :

PG analoglarının, ön üveit ile ilişkili olabileceğini bildiren retrospektif yayınlar mevcuttur. Latanoprostla ilişkili ön üveitle ilgili daha önceki yayınlar, Schumer ve ark. nın yayınlarının özetleri şeklindedir. Bu yayınlarda, PG analoglarının iritis oranını arttırdığı söylemesine rağmen, aralarında açık bir nedensel ilişki kurulamamıştır. Çeşitli çok merkezli, randomize ve çift kör klinik deneylerde; PG analogları ile timolol karşılaştırıldığında oküler inflamasyon açısından aralarında fark gösterilememiştir.

Yüz doksan sekiz hasta ile yapılan çok merkezli bir çalışmada, latanoprostu günde en az bir kez 12 ay kullanan 10 hastada, ön kamarada birkaç hücre izlenmiştir. Fakat, bu 10 hastanın 2’sinde tedaviden öncede hücreler izlenmekteymiş. Randomize ve çift kör olarak yapılan başka bir çalışmada, 6 ay boyunca ön kamarada hücre yanıtı veya flare insidansında latanoprost ve timolol ile tedavi edilen hastalar arasında fark izlenmemiştir. Kan-aköz bariyerinin durumunu ve aköz hümördeki protein konsantrasyonu ölçmek için fluorofotometri veya laser-flare metre gibi sensitif teknikler kullanan bir çok çalışmada 12 ay gibi uzun bir süre PG kullanımını takiben anlamlı bir etki gösterilememiştir. Farklı PG analoglarının flare ve ön kamaradaki hücre yanıtı üzerine etkisini değerlendirmek için yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda aralarında anlamlı bir fark gösterilememiştir.

PG analogları nedeniyle üveit gelişme riski düşük görünmektedir. Bu risk pilokarpin, dorzolamide veya birimonidine gibi diğer glokom ilaçları ile üveit gelişme riskinden daha fazla olmayabilir. Ancak, üveitik reaksiyonun olma ihtimaline karşı uyanık olunmalı ve üveit açısından risk faktörü taşıyan hastalar tedavi edilirken uyarılmalıdırlar. Başka kanıtlanabilir bir neden yokken anlamlı üveit gelişen hastalarda PG analogları kullanımı sonlandırılmalıdır.



ӀV.1.3.e) Kistoid Maküler Ödem :

PG analoglarının kullanımı ile ilişkili kistoid maküler ödem (KMÖ) gelişimiyle ilgili, literatürde bir çok bildiri mevcuttur. Topikal latanoprost kullanımıyla ilişkilendirlmiş KMÖ olguları ile ilgili bildirilere toplu bir şekilde bakılıp analiz edildiğinde; neredeyse bütün bildirilen olguların hepsinin bilinen KMÖ risk faktörlerine sahip olduğu izlenir. Bu risk faktörleri; arka kapsülün açık olması, yakın zamanda intraoküler cerrahi girişim geçirme, vitreus kaybıyla birlikte olan komplike cerrahi, önceden KMÖ geçirme öyküsü, eş zamanlı olarak dipivefrin tedavisinin uygulanması veya son zamanlarda iritis geçirmedir. Latanoprostla tedavi edilen hastaların toplam sayısını retrospektif olarak bildirilerden tahmin eden bir makalede, bu sayının en az 894 olduğunu ve bu gözlerden sadece 2 tanesinde KMÖ geliştiğini bildirilmiştir. Sonuçta; PG tedavisi ve KMÖ arasında nedensel bir ilişki hala net olarak kurulamamıştır. Üveitte olduğu gibi, latanoprostun KMÖ’e neden olduğu teorisini destekleyen kontrollü bir klinik çalışma yoktur. Faz 3 latanoprost klinik deneylerinde 1,000 hastadan hiç birisinde PG kullanımına atfedilebilecek KMÖ yoktur. Bimatoprost veya travoprost klinik deneylerinde de KMÖ izlenmemiştir.

Topikal PG’lerin, retinal vaskülarizasyona etkisi olabilir. Fakat, yüksek doz latanoprost ve PGF2α analogları ile 2 hafta- 6 ay arasında tedavi edilen maymunlarda, hem fakik hem de afakik gözlerde KMÖ veya fluoresein angiografide sızıntı izlenmemiştir. Artmış göz içi basınçlı psödofakik gözlerde, 4 hafta boyunca günde iki defa latanoprost kullanımında retinal vaskülarizasyonda değişiklik veya angiografik sızıntı izlenmemiştir.

Bazı prospektif çalışmalarda, PG analogları ile tedavi edilen hastalarda angiografik KMÖ bulguları izlenmiştir. Psödofakik ve afakik hastalarda yapılan prospektif bir çalışmada, 16 tane latanoprostla tedavi edilen gözden 4 tanesinde, 16 tane bimatoprost ile tedavi edilen gözden 1’inde ve 17 tane travoprost ile tedavi edilen gözden 1’inde angiografik KMÖ gelişmiştir. Diğer bir çalışmada preservanlı timolol ve latanoprost kullanımında angiografik KMÖ insidansında artış bulunurken, preservansız olanlarda bu artış izlenmemiştir. Bu nedenle benzalkonium kloridin KMÖ insidansının artışındaki olası sebep olabileceği sonucuna varılmıştır.

Sonuçta, literatür PG kullanımına bağlı KMÖ gelişim riskinin düşük olduğunu göstermektedir. Ancak KMÖ risk faktörlerini taşıyan gözlerde , bu potansiyel yan etki riski kontrollü çalışmalarda tanımlanana kadar PG ler dikkatli kullanılmalıdır.

ӀV.1.3.f) Diğer Lokal Yan Etkiler :

Bazı çalışmalarda periorbital bölgede ciltte pigmentasyon artışı topikal PG kullanımı ile ilişkili bulunmuştur. Faz 3 çalışmalarda; göz kapağı cildinde koyulaşma oranı bimatoprostta %5, timololde %0.4 bulunmuştur. Bimatoprost kullanımını takiben ciltte pigmentasyon artışı olan hastalarda yapılan histopatolojik bir çalışmada, artmış pigmentasyonun melanogenezisteki artışla ilişkili olduğu gösterilmiştir. Fakat melanosit proliferasyonuna veya inflamasyona ait bir kanıt bulunamamıştır.

Bimatoprost kullanan hastalarda, göz kapağındaki sulkusta derinleşme bildirilmiştir. Bu yan etki net bir şekilde kanıtlanamamıştır.


* PG analoglarının en sık görülen yan etkileri; gözde irritasyon, konjonktival hiperemi ve kirpiklerde değişikliklerdir. * İriste renk değişiklikleri, kirpik değişiklikleri ve perioküler bölgedeki ciltte renk değişiklikleri PG analoglarına spesifik yan etkilerdir. * Estetik kaygısı olan bireyler iris renk değişikliği konusunda baştan bilgilendirilmelidir. * PG’lerin iriste pigmentasyon artışını, sempatik innervasyon yoluyla melanositler üzerinden yaptıkları düşünülmektedir. * PG’lerin pigment dispersiyon glokomunu veya üveitin indüklediği pigment deşarjını kötüleştirmesi beklenmez. * Çeşitli çok merkezli, randomize ve çift kör klinik deneylerde; PG analogları ile timolol karşılaştırıldığında oküler inflamasyon açısından aralarında fark gösterilememiştir. * PG tedavisi ve KMÖ arasında nedensel bir ilişki hala net olarak kurulamamıştır. * Bir çalışmada, tavşanlarda latanoprostun herpes simplex keratitinin rekürrens oranını ve ciddiyetini arttırdığına dair şüpheli kanıtlar bulunmuşsa da, daha sonradan yapılan çalışmalar bu iddiayı çürütmüştür. * Sistemik yan etkiler açısından PG analogları en masum anti-glokomatöz ilaç grubunu oluştururlar. - Klinik çalışmaların hiçbirisinde, topikal PG lere atfedilen sistemik bir yan etki olmamıştır.

ӀV.1.3.g) Sistemik Yan Etkiler:

Sistemik yan etkiler açısından, PG analogları en masum anti-glokomatöz ilaç grubunu oluştururlar. Topikal uygulanan latanoprostun, farmakokinetiğine bağlı anlamlı bir sistemik yan etki beklenmez. Latanoprostun biyolojik olarak asidi sistemik dolaşıma ulaştığında birincil olarak karaciğerde yağ asit beta-oksidasyonu ile metabolize edilir ve hızlıca böbreklerden atılır. Latanoprostun insan plazmasındaki yarılanma ömrü, 17 dakikadır. Latanoprost, uygulamasının ardından insan plazmasında sadece ilk saat içinde ölçülebilir.


Herpes simplex keratitinin veya dermatitinin, topikal PG kullanımı ile reaktive olduğunu tanımlayan çok az sayıda bildiri mevcuttur. Bir çalışmada, tavşanlarda latanoprostun herpes simplex keratitinin rekürrens oranını ve ciddiyetini arttırdığına dair şüpheli kanıtlar bulunmuşsa da, daha sonradan yapılan çalışmalar bu iddiayı çürütmüştür. Çok sayıda kontrollü klinik deneylerde veya PG analoglarının herpes simplex virüs reaktivasyon riskini arttırdığını iddia eden kayıtlar üzerinden yapılan retrospektif, popülasyon temelli kohort çalışmalarında herhangi bir kanıt bulunamamıştır.

Klinik çalışmaların hiçbirisinde, topikal PG lere atfedilen sistemik bir yan etki olmamıştır. Timololün aksine, PG analogları kan basıncı, kalp atım sayısı veya pulmoner fonksiyonlar üzerine herhangi bir etkiye sahip değildir. Özellikle astım hastalarında PGE2 ve PGF2'nin bronkokonstrüksiyona sebep olabilme ihtimalleri nedeniyle latanoprostun akciğerler üzerine etkisi çalışılmıştır. Ancak PGE2 ve PGF2'nin bu etkilerini tromboksan reseptörleri aracılığı ile göstermeleri ve latanoprostun FP reseptörleri için selektif olması, ayrıca çok kısa yarı ömrü nedeni ile bronşial sistem üzerine etkisi olmayacağı düşünülmüştür, yapılan çalışmalar da bu teoriyi desteklemiştir. Topikal beta blokerlerin bazı hastalarda, kan basıncını düşürdüğü, kalp atım sayısını azalttığı, pulmoner fonksiyonları kötüleştirdiği, depresyonu şiddetlendirdiği, impotansa sebep olduğu ve diğer bir çok ciddi yan etkiye neden olduğu iyi bilinir. Sistemik yan etkilerinin belirgin şekilde az olması, glokom tedavisinde topikal PG lerin beta-blokerlere göre en önemli avantajı olabilir. Ancak bir ilacın uzun yıllarca yaygın kullanımına kadar nadir yan etkiler fark edilemeyebilir.

Travoprostla yapılan hayvan çalışmalarında teratojen etki izlenmiştir. Düşüklere sebep olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenlerle hamilelerde ve hamile kalmayı planlayan hastalarda kullanılmamalıdır.


Yüklə 0,78 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   14




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin