İSTİFADӘ EDİLMİŞ ӘDӘBİYYATLAR
1
(.
1
)
انیس نب يلع يبا سیئرلا خیشلا
،
تایهلا
.قطنملا :ءافشلا
ییابطابط هملاع یشاوح
و
همدقم
یبرقلا یوذ ،مق ،روکدم میهاربا
1428
/.ق .ه
يسوط نیدلا ریصن هجاوخ حرش .تاهیبنت و تاراشا
ج ،
2
رتفد ،
نارهت ،باتك رشن
1403
.ق .ه
2
.
(
5
)
________
لا
تاقیلعت
یب( .
.)ات
3
.
(
2
)
،هعماج هعبطم .لیصحتلا ،نیسحلاوبا ،راینمهب
،نارهت
1349
.ش .ه
4
(.
4
)
يسوط نیدلا ریصن هجاوخ
مق .داقتعلا دیرجت .
ةبتکم :
ملاعلا
یملاسلا
،
1407
.ق .ه
5
.
(
6
)
ضر دَیس
ی
یزاریش
سرد .
یاه
حرش
هموظنم
نارهت .
تاراشتنا ،
تمکح
،
1383
.ش .ه
6
.
(
9
)
ا یف ةیلاعتملا ةمکحلا .یزاریش دمحم نیدلا ردص
ل
ءزجلا .ةعبرلا ةیلقعلا رافس
ا
و لول
،ثلاثلا
توریب ،یبرعلا ثارتلا ءایحا راد ،ةعبارلا ةعبطلا
1410
.ق .ه
1990
.م
1401
.ق .ه
1981
.م
7
.
(
10
)
.یزاریش دمحم نیدلا ردص
یب( .هیبوبرلا دیحوتلا
).ات
8
.
(
7
ییابطابط )
همکحلا هیادب .نیسحدمحم ،
.
ءزجلا
لولا
نارهت ،
1402
.ه
.ق
1361
.ش .ه
9
.
(
8
)
یچشوق
،
یلع لام
لضاف
حرش .
ةبتکم .داقتعلادیرجت
ملاعلا
،ملاسلا
مق
.
1414
.ه
.ق
10
.
(
3
یزارلا نیدلا رخف )
ثحابملا .
یب( .ةیقرشملا
.)ات
İslam mütəfəkkirlərinin əsərlərində zehnin varlığı
257
XÜLASӘ
İSLAM MÜTӘFӘKKİRLӘRİNİN
ӘSӘRLӘRİNDӘ ZEHNİN VARLIĞI
Әsası İslam mütəfəkkirləri tərəfindən qoyulan “zehnin varlığı” mövzusu zaman
keçdikcə filosof və mütəkəllimlər tərəfindən daha geniş işlənərək tədqiq olunmuş-
dur. Zehnin və elmin mahiyyətini əks etdirən mövzu, həm də xüsusiyyətlərini bəyan
edir. Mütəfəkkirlərin bir hissəsi bu mövzuya xüsusi diqqət etmiş və zehnin varlığını
müxtəlif formalarda təhlil edərək bir sıra yeni fikirlər irəli sürmüşlər. Məqalədə, is-
lam mütəfəkkirlərin əsərlərinə istinad edərək elmi sübutlar əsasında thlillər aparıl-
mışdır.
РЕЗЮМЕ
О БЫТИИ МЫШЛЕНИЯ В ТРУДАХ
ИСЛАМСКИХ МЫСЛИТЕЛЕЙ
Тематика «бытия мышления» была предложена исламскими мыслителями,
а со врешенем эта проблема была подробно исследовалась философами и
схоластами.
Тема, которая охватывает сферы мышления и науки также выражает их
особенности. Часть мыслителей обращала более пристальное внимание на
проблему «бытия мышления» и детально исследовав ее выступила с новыми
идеями. В данной статье со ссылкой на авторитетных исламских мыслителей
был произведен подробный анализ данной проблемы.
Əntiqə Paşayeva
258
SUMMARY
THE MENTAL OF
EXISTENCE IN THE WORKS
OF
ISLAMIC THİNKERS
The foundation was laid by the Islamic thinkers of the “mental of
existence”
by
the passage of time, philosophers and theologians consider a more extensive
treatment were investigated. This theme, the reflecting maind and science essence
but also his declares properties. Some thinkers have paid special attention to this
issue and by analyzing the different forms of existence in the mind, have put forward
some new ideas. In the article, by referring to the works of Islamic thinkers and
analyses were conducted on the basis of scientific evidence.
Ebu Bekr İbnu`l-Enbarî`nin Hayatı ve İlmî şahsiyeti
259
EBU BEKR İBNU`L-ENBARÎ`NİN HAYATI VE
İLMÎ ŞAHSİYETİ
Kamran Abdullayev
Karadeniz Teknik Üniversitesi İlahiyat Fakültesi,
Arap Dili Öğretim Görevlisi
Anahtar kelimeler: İbnuʼl-Enbârî, Arapça, Dilcilik, Kufe.
Açar sözlər: İbnuʼl-Ənbâri, Ərəb Dili, Dilçilik, Kufə.
Keywords: İbnuʼl-Enbârî, Arabic Language, Phology, Kufe.
1.1.
İsmi, Nisbesi ve Künyesi
İbnu`l-Enbarî`nin ismi ve nisbesi şöyledir:
Muhammed b. Ḳâsım b. Muhammed b. Beşşâr b. el-Hasen b. Beyân b. Semâʽa
b. Ferve b. Ḳaṭan b. Deʽâme el-Enbârî. İbnuʼl-Enbârîʼnin künyesi Ebû Bekrʼdir.
Ancak 304/916 senesinde vefât etmiş olan babası Ḳâsım el-Enbârîʼye nisbetle
İbnuʼl-Enbârî diye bilinmektedir.
1
1.2.
Doğumu ve Yetişmesi
Ebû Bekr İbnu`l-Enbârî 271/885 yılında Recep ayının 11. gecesi Enbârʼda
(Irak) dünyaya gelmiştir. Henüz küçük yaşlarında iken babası Ḳâsım b. Muhammed
el-Enbârî ile beraber Bağdat’a gelmiş ve oradaki ilim ortamıyla yakından tanışmıştı.
Kendisi de âlim olan babasından kırâat ilmini öğrenmiş, nahiv ve lugat ilimlerini ise
Kûfe ekolünün kurucusu S̱aʽlebʼden öğrenmiş ve onun en meşhur öğrencilerinden
biri olmuştur. Daha genç yaştayken babasının ders verdiği camiin diğer köşesinde
1
Ebuʼl-Ferac Muhammed b. İsḥâḳ b. en-Nedîm, el-Fihrist, thk. Rıza Teceddüd, Tahran, tsz.
I/81; el-Ḫaṭîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdad, thk. Beşşâr ʽAvâḍ Maʽrûf, Dâruʼl-Ğarbiʼl-İslâmî,
Beyrut, 1422/2002, IV/298-299; Yakut el- Ḥamevi, Muʽcemu`l-Udebâ, thk. İhsan Abbas,
Dâru`l-Ğarbi`l-İslâmî, Beyrut, Lübnan, 1993, VI/2614-2615.
Kamran Abdullayev
260
İbnu’l-Enbârî de ders okutmaya başlamıştır. Kendisinin ilim bakımından babasından
daha üstün olduğu kaynaklarda zikredilmektedir.
2
Çok yönlü bir âlim olan İbnuʼl-Enbârî, özellikle kırâat, Arap dili, nahiv ve hadîs
alanlarında temâyüz etmiştir. İbnuʼl-Enbârîʼnin en büyük özelliği, çok güçlü bir
hâfızaya sâhip olmasıdır. Rivâyetlerde İbnuʼl-Enbârîʼnin üç yüz bin beyit, on üç
sandık hacminde kitabı ve yüz yirmi tefsîri isnâdlarıyla birlikte ezbere bildiği
zikrolunmaktadır. Bu rakamlar abartılı görünse de, onun çok kuvvetli bir hâfızası
olduğunu anlatmaktadır. İbnuʼl-Enbârî, derslerini çoğu zaman ezbere okutmaktaydı.
Bu konuda babasından şu olay nakledilmiştir; Bir defasında İbnuʼl-Enbârî
hastalanmıştı. Babası oğlunun bu hastalığından dolayı çok tedirgindi. Bunun üzerine
bazıları neden bu kadar tedirgin olduğunu sormuş ve İbnuʼl-Enbârîʼnin babası; Şu
gördüklerinizin tamamını ezbere bilen biri için nasıl tedirgin olmayayım? cevabını
vermiş ve duvarın kenarındaki sandıklar dolusu kitapları göstermiştir.
3
Abbâsî halîfesi Râzî Billâh ile yakın ilişki içerisinde olan İbnuʼl-Enbârî, bir
müddet halîfenin oğullarına öğretmenlik etmiştir. Râzî Billâhʼtan çok ikrâm görmüş,
halîfenin huzurunda birçok ilmî toplantılara katılmıştır. İbnuʼl-Enbârî, halîfenin
kendisine ikrâm ettiği yemeği, hâfızasını zayıflatmaması için terketmiştir. Başka bir
rivâyette İbnuʼl-Enbârî pazarda yürürken gözüne güzel bir câriye ilişmiş ve ondan
hoşlanmıştı. Bunu duyan halîfe câriyeyi satın alarak İbnuʼl-Enbârîʼye gönderdi.
Ancak İbnuʼl-Enbârî, câriyeyi kendisini ilimden alıkoyduğu ve zihnini meşgûl ettiği
için iâde etti. Bu olay üzerine halîfe, ilmi İbnuʼl-Enbârîʼden daha fazla seven bir
kimse görmediğini belirtmiştir.
4
İbnu’l-Enbârî hadis rivayetinde s̱iḳa ve ṣadûḳ olarak nitelenmiştir. Genelde
derslerini ezbere okuttuğu için bazen hadîsin senet ve metninde hatâ yapmaktadır.
Bu konuda öğrencisi Ebuʼl-Hasen ed-Dâraḳuṭnî şöyle bir olay nakletmiştir; Bir
cuma günü İbnuʼl-Enbârîʼnin dersine katılmış ve İbnuʼl-Enbârî bir hadîsin senedinde
Ḥayyân demesi gerekirken Ḥibbân demiş veya bunun tersini söylemiştir. Ders
2
İbnu’n-Nedîm, el-Fihrist, I/82; el-Ḫaṭîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdad, IV/299; Ḥâtim Ṣâliḥ
ed-Ḍâmin, İbnu’l-Enbârî sîratuhû ve muellefâtuhû, Dâru’l-Beşâir, Birleşik Arap Emirlikleri,
1425/2004, s. 11.
3
Cemâluddîn Ebuʼl-Hasan Ali b. Yûsuf el-Ḳıfṭî, İnbâhuʼr-Ruvât ʽalâ Enbâhiʼn-Nuḥât, thk.
Muhammed Ebuʼl-Fazl İbrahim, Dâruʼl-Fikriʼl-Arabî, Kahire, 1406/1982, III/202;
Celâleddîn es-Suyûṭî, Buğyetuʼl-Vuʽât fî Ṭabaḳâtiʼl-Luğaviyyîn veʼn-Nuḥât, thk. Muhammed
Ebuʼl-Fazl İbrâhîm, el-Mektebetuʼl-ʽAsriyye, Lübnan, tsz. I/212.
4
el-Ḫaṭîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV/299.
Ebu Bekr İbnu`l-Enbarî`nin Hayatı ve İlmî şahsiyeti
261
bittikten sonra ed-Dâraḳuṭnî, İbnuʼl-Enbârîʼye hatâ yaptığı yeri söyler ve hatâyı
düzeltir. Ertesi cuma günkü derste İbnuʼl-Enbârî, hadîsin senedinde hatâ yaptığını ve
ed-Dâraḳuṭnîʼnin bu hatâsını düzelttiğini ve herkesin de bu hatâyı düzeltmesini
ister.
5
Hanbelî mezhebine mensûb olan İbnuʼl-Enbârî, hayâtı boyunca hiç evlenme-
miştir. Maddî yönden çok zengin olmasına rağmen kaynaklarda cimri olduğu nakle-
dilmektedir. Bir kişi kendisine gelerek Bağdat ehlinin kendisi hakkında bir konuda
icmâ ettiğini söylemiş ve bana bir dirhem ver de bu icmâyı bozayım demiştir. Bu
icmânın ne olduğunu soran İbnuʼl-Enbârîʼye, cimriliği konusunda icmâ olduğunu
bildirmiştir. İbnuʼl-Enbârî buna gülmüş ve hiçbir şey vermemiştir.
6
1.3.
Vefâtı
İbnu’l-Enbârî 10 Zilhicce 328/16 Eylül 940 senesinde erken sayılabilecek bir
yaşta, kurban bayramı günü Bağdat’ta vefat etti ve evine defnedildi. Hayatı boyunca
hâfızasını korumak için kendisini ağır bir perhize tabi tutan İbnuʼl-Enbârî, vefât
etmeden önce canının istediği her şeyi yemiş ve artık pehrize gerek kalmadığını
söylemiştir.
7
2.
İbnuʼl-Enbârîʼnin ilmi şahsiyeti
Arap dilciliği üzerinde en etkili olan iki ekol şüphesiz Basra ve Kûfe dil
ekolleridir. Daha sonra ortaya çıkan Bağdat dil ekolü uzlaşmacı bir tavır sergilemiş
ve bu ekole mensûb olan âlimler orta yolu tutmaya çalışmışlardır. Günümüzde
kullanılan nahiv ve sarf terimlerinin tesbîtini Basra ve Kûfe ekolleri yapmıştır. Bu
iki ekol bazı meselelerde ihtilâf etmiş ve bazı konularda birbirlerinden farklı terimler
kullanmışlardır. Ancak Arapça üzerinde günümüze dek etkisi en çok görülen, Basra
dil ekolü olmuştur.
8
5
el-Ḳıfṭî, İnbâhuʼr-Ruvât, III/202.
6
Ebû Bekr Muhammed b. el-Hasen ez-Zebîdî el-Endelûsî, Ṭabaḳâtuʼn-Naḥviyyîn veʼl-
Luğaviyyîn, thk. Muhammed Ebuʼl-Fazl İbrâhîm, Dâruʼl-Maʽârif, Beyrut, 1984, I/154.
7
el-Ḫaṭîb el-Bağdâdî, Târîhu Bağdâd, IV/299; Ebuʼl-Hüseyn b. Ebî Yaʽlâ, Ṭabaḳâtuʼl-
Ḥanâbile, thk. Muhammed Ḥâmid el-Faḳî, Dâruʼl-Maʽrife, Beyrut, tsz, II/72; Şemsuddîn ez-
Zehebî, Târîhuʼl-İslâm ve Vefeyâtuʼl-Meşâhîr veʼl-Aʽlâm, thk. Beşşâr ʽAvvâd Maʽrûf,
Dâruʼl-Ğarbiʼl-İslâmî, 2003, VII/564; Maʽrifetu Kurrâiʼl-Kibâr ʽaleʼ-Ṭabaḳât veʼl-Aʽs̱âr,
thk. Ebû Abdillah İsmâîl eş-Şâfiîʽ/Muhammed Fâris, Dâruʼl-Kutubiʼl-İlmiyye, Beyrut,
1417/1997, I/160; Yâkût el-Hâmevî, Muʽcemuʼl-Udebâ, VI/2618; es-Suyûṭî, Buğyetuʼl-
Vuʽât, I/214; Emin Işık, “İbnüʼl-Enbârî”, DİA, XXI/24-25.
8
Daha fazla bilgi için bkz. Şevkî Ḍayf, el-Medârisuʼn-Naḥviyye, Dâruʼl-Maʽârif, Kahire, tsz,
s. 17.
Kamran Abdullayev
262
Çalışmamızın konusu olan İbnuʼl-Enbârî, Kûfe dil ekolü âlimleri arasında
sayılmakta ve bu ekolün önderlerinden olan Ebuʼl-Abbâs S̱ʽalebʼin (v. 200-291/816-
904) öğrencisidir. Kaynaklarda İbnuʼl-Enbârî, bu ekolün önde gelenlerinden biri
olarak zikredilmektedir. Ebuʼl-Berekât İbnuʼl-Enbârî bu konuda şunları söylemiştir;
İbnuʼl-Enbârî, Kûfe nahvi konusunda insanların en bilgini idi.
9
Yine ez-Ẕehebî,
İbnuʼl-Enbârî hakkında ʽKûfe nahvi konusunda insanların önderi idiʼ demektedir.
10
2.1.
Bazı âyetlerin tefsîrindeki görüşleri
İbnuʼl-Enbârî, َنوُجْرَی َل اَم ِالله َنِم َنوُجْرَتَو (oysa siz Allahʼtan onların beklemedikleri
şeyleri bekliyorsunuz)
11
âyetinin tefsîrinde bazı tefsîrcilerin ءاجر kelimesinin ʽkorkuʼ
anlamında olduğunu söylediklerini rivâyet etmiştir. İbnuʼl-Enbârî, bunun yanlış olduğunu
ve ءاجر kelimesinin yalnız inkâr edatlarıyla berâber geldiği zaman korku anlamı
kazandığını belirtmiştir. Falancadan korkmadım anlamında ا ن َلاُف ُتْوَجَر اَم denilmektedir.
12
Yine İbn Manẓûr, َكِسْفَن يِف اَم ُمَلْعَأ َلَو يِسْفَن يِف اَم ُمَلْعَت (Sen, benim içimde olanı
bilirsin; ben Senin içinde olanı bilmem)
13
âyetinin tefsîrinde şunları söylemektedir;
Bu konudaki en güçlü görüş İbnuʼl-Enbârîʼnin görüşüdür. Âyette geçen ʽnefsʼ
kelimesi, ʽgaybʼ anlamındadır.
14
2.2.
Bazı hadîslerin açıklamasında getirdiği yorumlar
İbnuʼl-Enbârî,
ُجَر َكاَذ
َنآ ْرُقْلا ُداسَوَتَی َل ل
hadîsinin açıklamasında İbn Ḳuteybeʼnin
hadîsin hem övme, hem de yerme anlamında olduğunu söylediğini rivâyet
etmektedir. Bu görüşe göre hadîs övme olarak ʽKurânʼı çok okuduʼ anlamında,
yerme olarak ise ʽKurânʼı yastık yaptı ve üzerinde uyuduʼ anlamındadır. İbnuʼl-
Enbârîʼye göre bu görüş yanlıştır. Çünkü َداسَوَت fiili, yalnız yerme anlamında
kullanılmaktadır. Burada kastedilen de, Kurân üzerinde uyuyan ve Kurânʼı yastık
yapan kişiyi yermedir.
15
Yine ئ
ِفاكُم نم َّلِإ ءانَّثلا لَبْقَی َل َناَك (Hz. Peygamber (s.a.v), övgüyü yalnız iyilik
yaptığı kişiden kabûl ediyordu) hadîsi konusunda el-Ḳuteybî şunları söylemektedir;
9
Ebuʼl-Berekât İbnuʼl-Enbârî, Nuzhetuʼl-Elibbâ, s. 197.
10
Şemsuddîn ez-Ẕehebî, Teẕkiratuʼl-Ḥuffâẓ, III/42.
11
Nisâ, 104.
12
İbnuʼl-Enbârî, el-Ezdâd, s. 9-10.
13
Mâide, 114.
14
Ebu’l-Faḍl Cemâluddîn Muhammed b. Mukerrem b. Alî b. Ahmed el-Ensârî er-Ruveyfiʽî ,
Lisânu’l-Arab, thk. Abdullah Ali el-Kebîr, Muhammed Ahmed Ḥasbellah, Hâşim
Muhammed eş-Şâzelî, Dâru’l-Maârif, Kahire, tsz, VI/4500.
15
Cârullâh ez-Zemaḫşerî, el-Fâiḳ fî Ğarîbiʼl-Hadîs, IV/59; İbnuʼl-Enbârî, el-Ezdâd, s. 186-187.
Ebu Bekr İbnu`l-Enbarî`nin Hayatı ve İlmî şahsiyeti
263
Hz. Peygamber bir kişiye iyilikte bulunduktan sonra o kişinin övgüsünü kabûl eder,
ama iyilikte bulunmadan önce övülürse bunu kabûl etmezdi. İbnuʼl-Enbârî bu
açıklamanın yanlış olduğunu belirtmiş ve Hz. Peygamberʼin (s.a.v) iyiliğinin her
kesi kapsadığını, Oʼnun tüm insanlığa rahmet olarak geldiğini ve bir kişinin
müslümanlığının tamâm olması için Hz. Peygamberi övmesinin farz olduğunu
bildirmiştir. Dolayısıyla hadîs, ʽHz. Peygamber (s.a.v), yalnız müslümanlığına
inandığı (İslâmı tam olan) kişilerin övgüsünü kabûl ederdiʼ anlamındadır.
16
2.3.
İbnuʼl-Enbârîʼnin Bazı Dil Konularına Dair Görüşleri
İbnuʼl-Enbârî bir konu hakkında genel olarak farklı âlimlerin görüşlerine baş
vurmakta ve onlardan nakillerde bulunmaktadır. Ancak bundan İbnuʼl-Enbârîʼnin
sadece başkalarından rivâyette bulunduğu anlaşılmamalıdır. İbnuʼl-Enbârî bu
görüşleri naklederken bile çok ciddi bir eleştiri süzgecinden geçirmekte, bazı
görüşleri diğerlerine tercih etmekte veya kendi görüşünü ortaya koymaktadır.
Cerîr b. ʽAṭiyyeʼnin Ömer b. Abdulazîz hakkında yazdığı bir mersiyede şöyle
denilmektedir;
ِب ْتَسْیَل ُةَفِساَك ُسْماشلاَف
ةَعِلاَط
َقْلاَو ِلیللا ُموُجُن َكْیَلَع يِكْبَت
اَرَم
Güneş batmıştır, doğmamıştır, Sana gecenin yıldızları ve ay ağlamaktadır.
17
İbnuʼl-Enbârî, beytin şerhinde şunları söylemektedir; Benim görüşüm beyitte
geçen رمقلاو موجنلا ifadeleri, يكبت ile nasbedilmiştir. Sanki şöyle demektedir;
َب
ُسْماشلا ِتَك
رمقلاَو ِلیللا ُموُجُنَو (Güneş, gecenin yıldızları ve ay ağlıyor).
Yine ُنوُتْف
َمْلا ُمُك یَأِب َنوُرِصْبُیَو ُرِصْبُتَسَف (Hanginizin aklından zoru olduğunu yakında
sen de göreceksin, onlar da görecekler)
18
âyetinin açıklamasında İbnuʼl-Enbârî
şunları söylemektedir; ُنوُنُجْلا ُمُكایَأَب ىَنْعَمْلَا (Delilik hanginizdedir göreceksiniz). Âyette
mefʽûl, masdar anlamında kullanılmıştırʼ.
19
2.4.
İbnuʼl-Enbârîʼnin Bazı Dil Konularıyla İlgili Tercihleri
Müellif kırâatla ilgili kaleme aldığı Îḍâḥuʼl-Vaḳf veʼl-İbtidâ adlı eserinde, َحَلْفَأ ْدَق
اَهااكَز ْنَم (Kendini arıtan saadete ermiştir)
20
âyetinin açıklamasında şunları
söylemektedir; ʽBizim tercîhimiz, mânânın açık olması sebebiyle kasemin cevâbının
16
Şemsuddîn Ebi’l-Ḫayr Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Ali el-Cezeri, en-
Nihâye fî Ğarîbiʼl-Hadîs veʼl-Es̱er, thk. Ṭâhir Ahmed ez-Zâvî-Mahmûd Muhammed et-
Ṭanâḥî, el-Mektebetuʼl-İmiyye, Beyrut, 1399/1979, IV/180.
17
Cerîr b. ʽAṭiyye, Dîvân, s. 736.
18
Kalem, 4-5.
19
İbnuʼl-Enbârî, ez-Zâhir, I/438-439.
20
Şems, 9.
Kamran Abdullayev
264
mahzûf olduğudur. Âyette kastedilen, Güneşe ve onun ışığına yemîn olsun ki, itâat
ehli mutlu olmuştur, mâsiyet ehli bedbaht olmuşturʼ. اَهاَّسَد نَم َباَخ ْدَقَو اَهاَّكَز نَم َحَلْفَأ ْدَق
(Kendini arıtan saadete ermiştir, kendini fenalıklara gömen kimse de ziyana
uğramıştır)
21
âyetleri, mahzûfun delîlidir.
22
Yine İbnuʼl-Enbârî, اارَج امُلَه ifadesi hakkında üç görüş bulunduğunu ve bu
görüşlerden kendisinin tercîhinin امُلَه ifadesinin tasrîf edilmemesi olduğunu
belirtmiştir. Çünkü امُلَه, fiil değildir. Buna delîl olarak
َّمُلَه ْمِهِناَو ْخِ ِلِ َنيِلِئاَقْلاَو
اَنْيَلِإ
(kardeşlerine ʽBize gelin, zorlanmadıkça savaşa gitmeyinʼ diyenleri bilir) âyetini
göstermiştir.
23
2.5.
İbnuʼl-Enbârîʼnin Bazı Dilcilere Getirdiği Eleştiriler
2.5.1.
Ebû Ḥâtim es-Sicistânî
İbnuʼl-Enbârî, Basra dil ekolünün ileri gelen âlimlerinden biri olan Ebû Ḥâtim
es-Sicistânîʼye eserlerinde çok sayıda eleştiri yöneltmiştir.
24
ى دُه
ِهیِف ۛ َبْیَر َل ُباَتِكْلا َكِل ََٰذ
َنیِقَّتُمْل ل (Bu, doğruluğu şüphe götürmeyen ve Allahʼa karşı gelmekten sakınanlara yol
gösteren Kitapʼdır)
25
âyetinin açıklamasında el-Aḫfeş,
َكِل ََٰذ ifadesinin mübteda, ُباَتِكْلا
kelimesinin naʽt ve ِهیِف ۛ َبْیَر َل ifadesinin mübtedânın haberi olduğunu söylemiştir. es-
Sicistânî bu görüşün yanlış olduğunu ve Raʽd sûresinin ilk âyetinin buna delîl
olduğunu iddia etmiştir. İbnuʼl-Enbârî, es-Sicistânîʼnin bu konuda hata ettiğini ve
Kitâb kelimesinden sonra rafʽ eden bir etken geldiği zaman naʽt, gelmediği zaman
ise haber olduğunu söylemiştir. Raʽd sûresinin ِباَتِكْلا ُتاَيآ َكْلِت رملا (Elif, Lam, Mim,
Ra. Bunlar Kitabʼın âyetleridir) âyetindeki
Dostları ilə paylaş: |