Eylül 2016 İstanbul/Türkiye



Yüklə 6,61 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə28/59
tarix18.01.2017
ölçüsü6,61 Mb.
#5811
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   59

2. İdeal Din Adamı

Toplumların yaşamında kuşkusuz dinin yeri büyük öneme sahiptir. Hoca 

Ahmed Yesevî’nin yaşadığı dönemde Islamiyet’i yeni kabul etmiş olan Türk-

ler,  fazla  tecrübeye  sahip  olmadıkları  bu  din  içerisinde  türlü  bozguncular, 

çıkar odaklarının ve şahsiyetlerin saldırılarına maruz kaldılar. Bu durum gü-

nümüzde dahi yoğun bir şekilde devam ettiğine göre, o dönemin şartlarında 

çok daha yoğun ve yıkıcı boyutlardadır. Yesevî, Türkler arasında Islamiyet’in 

Kur’an-ı Kerim ve Hz. Peygamberin sünneti çerçevesinde doğru olarak yayıl-

masında  çok  önemli  bir  şahsiyetesahiptir.  Yesevî,  devlet  ve  devlet  adamla-

rında olduğu gibi Divan-ı Hikmet’te, din ve din adamlarını da yoğun olarak 

eleştirmektedir.  Yesevî’nin bu  şekilde eleştirilerde bulunmasının temelinde 

tabi  ki  bu  alanlarda  var  olan  eksiklikler  ve  yanlışlardan  kaynaklanıyor  olsa 

gerektir.  Zira  Yesevî’nin  hikmetleri,  yukarıda  belirtildiği  üzere  döneminin 

dini yaşamı ve din adamlarının durumları konusunda tarihi kaynak niteliği 

taşıdığı bir gerçektir.

Hoca Ahmed Yesevî’nin dini kaynak olarak sadece Kur’an-ı Kerim ve sün-

neti temel aldığı bilinmektedir. Ayrıca O, Islamiyet’in özüne ters düşmeyecek 

eski Türk kültürünü dışlamaması, müsamaha ile karşılaması yöntemini be-

nimsemiştir. Dolayısıyla ideal devlet adamı konusundaki eleştiri ve tarifleri 

bu çerçevede olmuştur. Yesevî öncelikle, Kur’an ve sünnet dışında din adamı-

nın eğitimli olması gerektiğini şart koşmaktadır. Eğitim derkende dönemin 

en önemli eğitim kurumları olan medreseleri “Medreseye varıp,kaynayıp coşup 



taştım ben işte”

48

 diyerek işaret etmektedir. O’na göre sadece dini ilimlere vakıf 

olmak  din  adamı  olmak  için  yeterli  değildir.  Bu  bağlamda  kendisini  örnek 

vermek suretiyle,halkını, gelenek görenekleri, dünyevi ilimleri ve idareyi iyi 

bilen “Otuz dörtte âlim olup ârifoldum;”

49

ve “O sebebden bilge izleyip yürüdüm ben 



işte.”

50

diyerek,  bilge  olmayı  da  şart  koşmaktadır.  Yesevî,  hikmetlerinde  bil-

geliği sık sık vurgulamak suretiyle yüksek mertebeye de koymaktadır. Hem 

46

  Yesevî, a.g.e., s. 78.



47

  Yesevî, a.g.e., s. 144.

48

  Yesevî, a.g.e., s. 46.



49

  Yesevî, a.g.e., s. 56.

50

  Yesevî, a.g.e., s. 297.



320  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

din adamları hem de halk için “Amel işleyen gerçek âlimi bilge kıldı”

51

gibi hik-

metleriyle devlet kavramı gibi bu dünyadaki mükâfatlardan biri olarak gör-

mektedir.  O’na  göre  din  yeteri  kadar  bilgi  ve  tecrübeye  sahip  olmadan  bu 

işin olmayacağını da “Kendisi bilmeden bu manaya nefsini vurmak, Dalgıç olmadan 

inci-cevherini alsa olmaz”

52

 sözleriyle ifade etmektedir. O, din adamının bir tari-

kata bağlı olması gerektiğini “Candan geçip tarikata girmedikçe, Aşıkım deyip ya-

lan dava eylemeyin dostlar.”

53

söylemekle birlikte, “Yalancı âşık, sahte sufi gördüm, 



kötüledim”

54

hür  irade  ile  şerîata  göre  irdelemek  gerektiğini  de  ifade  etmek-

tedir. Yesevî ayrıca, din adamının hür olmasına özellikle değinmektedir. Bu 

konuda o yine kendisine atfen “Açlıktan ölsen bile, namerdden asla minnet çekme”



55

 

sözüyle öğütlemektedir.



Hoca  Ahmed  Yesevî,  Divan-ı  Hikmet’te  en  çok  sahte  şeyh,  molla,  sufi, 

kadı gibi din adamlarını eleştirmektedir. Bu durumun sebebi yaşadığı dönem-

de bu insanların düştükleri yanlışların çokluğundan olsa gerektir. Yesevî’nin 

din adamlarına yönelik eleştirileri genelde sahtekârlık üzerinedir. Bunlardan 



“Görünüşü  sufiye  benzer,  Kıymetten  korkmaz;Günah  ve  haram  hasılı,  günahlardan 

ürkmezler,  Riya  tesbihi  elinde,  ağlayıp  yaşını  dökmezler”

56

  hikmetleri  sadece  bir 

örnektir. Din adamlarının zalimlikleri “Gönlüm katı, dilim acı, özüm zalim, Ku-

ran okuyup amel kılmıyor sahte alim”

57

gibi hikmetler bir tarafa, Yesevî, günümüz 

Müslüman din adamlarının yöntemlerine de ışık tutmaktadır. O, din adam-

larının alan değil veren olmalarını, “Sufilik iddiası eder halka vermeğe aşı yok”



58



İşanım” diye turlu yemek derip yerler, Dünya malın alıp varsa, sevinip alırlar,İyileri 



göze iliştirmez, ben-ben derler

59

sözleriyle açık bir şekilde söylemektedir. “Tezvir 



ağı koyup halkı yoldan çıkardın, Şeyhlik kılıp riya ile Pazar kurdun; Gönül eğlendirip 

şeytan ile devran sürdün, Cemaline seni ne diye lâyık eylesin?”

60

dizelerindeki ifade-

ler,  15  Temmuz  2016  tarihinde  Türkiye  Cumhuriyeti  Devletine  ve  halkına 

karşı meydana gelen olayların failini işaret eder niteliktedir.

51

  Yesevî, a.g.e., s. 179.



52

  Yesevî, a.g.e., s. 250.

53

  Yesevî, a.g.e., s. 181.



54

  Yesevî, a.g.e., s. 49.

55

  Yesevî, a.g.e., s. 91.



56

  Yesevî, a.g.e., s. 87.

57

  Yesevî, a.g.e., s. 45.



58

  Yesevî, a.g.e., s. 241.

59

  Yesevî, a.g.e., s. 418



60

  Yesevî, a.g.e., s. 276.



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 321


Sonuç

Hoca  Ahmed  Yesevî’nin  yaşadığı  dönem,  Türk  toplumu  arasında  Islami 

gelenek ve kurumların ilk yerleştiği tarihlere denk gelmektedir. Siyasi ve kül-

türel olarak halkın yolunu bulmakta zorlandığı, merkezi bir otoritenin sağla-

namadığı, Türk gruplarının birbirleri ile mücadele halinde olduğu gibi dışarı-

dan da işgallerin yaşandığı bir ortam söz konusudur. Türk toplumsal yapısına 

yerleşik bir toplum dini olan Islamiyet’in girmesi ile Türk milli kültürünün 

yozlaşma tehlikesi ile karşı karşıya olduğu bir dönemdir. Ancak böyle zor bir 

dönemde  yaşayan  Hoca  Ahmed  Yesevî,  hem  Türk  geleneklerinden  ve  hem 

de Islam’ınşeri hükümlerinden yola çıkmak suretiyle Türkistan halkına yol 

gösterici olmuştur. Özellikle dönemin şartlarında halkın yönünü, yaşamını ve 

inancını yönlendiren din ve devlet adamlarına Yesevî’nin gösterdiği istikamet 

çok önemlidir.

Pir-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî, Türkistan’daki siyasi, toplumsal ve 

ekonomik durum hakkında bilgi vermiş, yanlışları ortaya koymuştur. Bu yan-

lışlıklar devlet adamları ve iktidarların hırsları dolayısıyla birbirleri arasındaki 

mücadelelerdir. Bu durum halkın fakir, huzursuz ve mutsuz olmasına sebep 

olmaktadır. Dolayısıyla Yesevî, devlet adamlarına ilk olarak birlik ve beraber-

liğin önemini anlatmaya çalışmış, onları birlik olmaya davet etmiştir. Devlet 

adamlarının aç gözlülüklerinden dolayı halkın daha da yoksullaştığını ifade 

etmiştir. Adalet konusuna özel önem vermiş devlet ve din adamlarının her ne 

olursa olsun adaletten ayrılmamaları gerektiğini söylemiştir.Türk – Islam top-

lum ve devlet yapısındaki şerî ve örfî hukukun teorik dayanaklarını güçlen-

dirmiştir. Devlet kavramını Türkçedeki anlamı ile kullanmıştır. Bu bağlamda 

O’na göre de devlet, halk için saadet ve talihtir. Bu özelliği ile Türk – Islam 

devletlerinin uzun yıllar yaşayıp, Türk devlet anlayışının yok olmasının engel-

lenmesinde Yesevî, önemli bir yere sahiptir.

Türklerin yeni kabul etmiş olduğu Islamiyet’in, nasıl bir din adamı profili 

ortaya koyduğu Kur’an-ı Kerim ve sünnet esasına dayanılarak Yesevî tarafın-

dan ortaya konulmuştur. Ayrıca Hoca Ahmed Yesevî, bilgelik kavramına ver-

diği önem sebebiyle mükemmel bir din adamı tasviri yapmıştır. O’na göre din 

adamı olmanın yolu meşru bir eğitim süreci, halkı, geleneği, dünyevi ilimleri, 

idareyi tanıma, teorik bilginin yanı sıra pir hizmetinde uygulamalı tecrübe, 

hürriyet anlayışından oluşmaktadır. Ayrıca din adamının günümüzde olduğu 



322  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

gibi alan değil, veren el olmaları gerektiği üzerinde durmuştur. Yaşadığı döne-

min din adamlarını, sahtekarlık, riya ve aç gözlülükle yermiştir.



Kaynakça

ALGÜL  Hüseyin,  “Islam  Dininin  Türkler  Arasında  Yayılmasında  Hoca  Ahmed 

Yesevî  Örneği”,  Uluslararası  Türk  Dünyasının  İslamiyete  Katkıları  Sempozyumu,  Isparta, 

2007, ss. 45- 51.

KAFESOĞLU Ibrahim, Harzemşahlar Devleti Tarihi (485 – 618 / 1092 - 1221), Türk 

Tarih Kurumu, Ankara, 2000.

KAFESOĞLU Ibrahim, Türk Milli Kültürü, Ötüken, Istanbul, 2012

KARAKAŞ Selim, “Ilk ve Orta Zamanlarda Türklerde, Ülke ve Millet Fikri”, Türk-



ler, Cilt 5, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, ss. 187-202.

KENJETAY Dosay, “Hoca Ahmed Yesevî: Yaşadığı Devir, Şahsiyeti, Tarikatı ve Tesi-

ri”, Tasavvuf İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, Ankara, 1999, ss. 105 – 129.

KITAPÇI Zekeriya, Arapların Türkistan’a Girişi, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı, 

Istanbul, 2000

ÖZAYDIN Abdulkerim, “Ahmed Yesevî’nin Yaşadığı Dönemde Bölgenin Siyasi Du-

rumu”, Fikret Işıltan’a 80. Doğum Yılı Armağanı, Istanbul, 1995, ss. 215 – 220.

ÖZGÜDENDI Osman Gazi, “Maveraünnehir, Diyanet islam Ansiklopedisi, Cilt 28, 

Ankara,  2003

ÖZÖN Mustafa Nihat, Büyük Osmanlıca – Türkçe Sözlük, Inkılap Kitapevi, Istan-

bul, 1997.

SARIKAYA  Saffet,  “Mâtüridî’nin  Din  Anlayışında  Hoşgörü”,  Büyük  Türk  Bilgini 



İmâmMâtürîdî ve Mâtürîdîlik, Istanbul, 2012, ss. 108 – 122.

SOMUNCU Ömer Soner, Türk Hakanlığı (Karahanlılar), IQ, Istanbul, 2011.

TURAN Osman, Selçuklular ve İslamiyet, Ötüken, Istanbul, 2010.

YAZICI Nesimi, İlk Türk İslam Devletleri Tarihi, Ankara, 1992.

YESEVΠHoca Ahmed, Divan-ı Hikmet, Ed. Mustafa Tatcı, AhmedYesevi Üniversi-

tesi Yay., Ankara, 2016.

YÜKSEL Musa Şamil, Timurlularda Din – Devlet İlişkisi, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 

2009.


Ahmed Yesevi Tasavvufunda  

Divanelik ve Onun Evrensel Tutumları



Ebülfez EZİMLİ

*

Giriş

Ahmed Yesevi’nin Makamı

Tam adı: Hace /Hoca Ahmed bin İbrâhim bin İlyâs Yesevi: XII. yüz-

yıldan beri Türk-Islam aleminintasavvuf şeyhi ve mürşidi, hikmet ve kelam 

ehli, Türk halk tasavvuf aleminin aşkı, aşk dünyasının tasavvufu ve tasavvufta 

divanelik makamının sahibi.Ahmed Yesevi, Peyğemberimiz Hz. Muhemmed 

sellallahu  aleyhi  ve  alihi  ve  sellemin  nesil  soyuna  mahsus  evlatlardan  idi. 

Böyle ki, Ahmed Yesevi Hz.Ali ibn Ebutalib eleyhisselamın oğlu Muhemmed 

Henefi’nin  neslindendir.  Sayram’da  yaşayan  Babası  Şeyh  Ibrahim  ibn  Ilyas  

Hz.Ali  ibn  Abutalib’in(a.)  oğlu  Muhemmed  Hanefi’den  olan  torunlarından 

idi. 


XII.  yüzyıla  dek  var  olan  Türk  halk  tasavvuf  ilmi  onun  bakışları  ve  ta-

limleri  ile  cilalandı,  kemala  doldu.  Öten  sekizyüz  elli  yılda  zaman  Ahmed 

Yesevi  tasavvufu  ile  nefes  aldı.  Bir  fikirde  doğru  olarak,  geyd  edildiği  gibi: 

Ahmed  Yesevi  “Anadolu’nun  mânevî  fatihi”  olmuştur;  “çünkü  o  gönder-

miş, o işaret etmiş; ondan sonra asırlarca süren savaşlardan sonra, o fütûhat 

tamamlanmış”tır.

1

Türk- Islam düşüncesinin esası Tevhid, Nübüvvet ve Imamet bakışlarına 



dayanır. Tasavvuf ilmi de Tevhid, Nübüvvet ve İmamet ışıklarının yansımalarıdır. Ila-

hi aşk sırlarının tasavvuf nişanları, bu nişanların hikmet belirtileri, iman ara-

yışları “Kur’an-i Kerim”in nazilinden sonra, Ahmed Yesevi’ye kadar olan beş 

Doç,  Dr.,  Nahçıvan  Devlet  Üniversitesi,  Nahçıvan  Müellimler  Enstitüsü,Tarih-Filologiya, 



Diller ve Edebiyat, Azerbaycan.  ezimliebulfez@yahoo.com.tr

1

  M.Es’ad Coşan Rh.Ahttp://cilehane.com/yazilar/ahmediyesevi.html



324  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

yüz yıllık bir zamanın da ilmi idi. Tasavvuf ilmi Ahmed Yesevi ile Türk Halk 

Kültürün dahili gücü ve imanı bakımından yeni tespitler kazandı:



Birincisi

Ahmed Yesevi ile Tasavvuf ilmi ve bakışları bütün klasik şekil 

ve mazmunları, idea içerikleri ile Türk halk kültüründe ahız olundu; ikincisi, 

tasavvufu bağlantılar bütün milli-beşeri yansımalar simasında halk arasında 

zahir ve batin kazandı; üçüncüsü, tasavvuf taliminin maarif adabı ve üslubu 

bila vasite Türk halk düşüncelerinin adap ve üslubu ile kaynayıp karıştı ve 

imanın Türk Tasavvuf Nazariyesi oldu. Bütün bu adap, üslup ve düşünce-

lerin ana kaynağı Islam ilmi, Kur’an-i Kerim, Nübüvvet, Imamet alemi, hadis 

ve kelam ilimleri idi. 

Ahmed Yesevi Yesevîlik adlı Şeriet, Tarikat, Marifet ve Hakikat mektebinin 

mürşidi  idi.  Mürşitlik  onunla  kamal  kazandı,  dervişlik  onunla  nizamlandı; 

Aşk faziletlerinin teorisi onun fikirleri ile şerh taptı.



* * *

Altmış ikide Allah ışık saldı, gafletleri yok oldu: canım, gönlüm, aklım, 

şuurum “Allah” dedi: Bir ve varım, cemalını görür müyüm?- diye sual etti



altmış üçte çağrı geldi: “Kul, yere gir”, hem canınım, cananınım, canını ver, 

Hu kılıcını ele alıp nefsini kır” söyledi.



Muracaat:  Kul  Hoca  Ahmed,  nefsi  teptim,  cananımı  buldum,  ölmeden 

önce canvermenin derdini çektim. Bir ve Var’ım, cemalini görüyüm”

2

, iste-


yinden şevke geldi. Aşk aleminde Cemal görme vasile yetme alametidir. Bu, 

divaneliğe kavuşmaktır. Aşkın vasla yetmesidir, divaneliyin en yüce makamı-

dır. Yeseviye göre, “Işk defteri dergahlığa sığmaz”

3

 Aşk defteri niye sığmaz 



dergahlığa? Çünkü dergahlıkaşik olmanın mesken yeridir.Dergahın öz yazısı 

var, onun defterinde deryalar yatır.Derya deryaya sığar, aşk aşka sığar.



VI. Tutum: AŞK -- TECELLİDİR. Aşk alemindeen güzel makam, tecelli 

makamıdır:



Tecelli makamıdır eceb makam, Ol makamda aşık kullar cevlan kılur.

Kay könlüge tecellisi pertöv salsa, Bixod bolub özin bilmey efğan kılur

4

2



  Divan-i Hikmet. Original Metin.7.Hikmet; Bkz: Yesevi, Ahmed. Divani-Hikmet. Bakı, Çaşıoğ-

lu, 2004,s. 23.

3

  Yesevi Ahmed. Divani-Hikmet. Bakı, Çaşıoğlu Neşriyyatı,2004, seh.44.



4

  Divani-Hikmet, s.62



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 325


Aşk tecellisin gizlemek olmaz.Aşk odu tecellinin nurudur, onu pünhan-

gizli tutmak gerek.Gizli tutmakla asrara-sırlara irmek olar.Burada can yandı-

rıb yürek bağrını kebab etmekle tecelli vaslına irmek olar. Çünkü:

Işk otını pinhan tutup asrar irdim, Can köydürüp yürek bağrım kebab itti

5

Arif aşik tecelli vaslındadır; o “can mülkü”nde elem tartar: on sekiz bin 

alem hepsi seslener:

Arif aşık can mülkide elem tartsa, On sekiz ming kamuğ alem ğulğul bolur.

Göngül kuşı şövk kanatın tutup uçsa, Cümle vücud yadın sayrar, bülbül bolur

6

 Divanelikte aşk derdini vurgunluk kemala aparar.Bu vurgunluktan çıkan 

mentik budur ki, derdsiz adam adam deyil, aşksız adam heyvan cinsidir:

Derdsiz adem adem irmes, munı anglang, Işksız adem hayvan cinsi, munı tınglang,

Könglügizde ışk bolmas, manga yığlang, Giryanlarğa xas ışkmnı ata kıldım

7

Aşkta en hayretli makam Hak didarın görmektir; bu, divaneliğin en üst 

katıdır:

Işka kadem koyğanlar Hak didarın körerler, Musasıfat mehşerde Hakdın sual so-

rarlar,

Sermest bolup vasfıda Hu zikrini kurarlar, Arslan Babam sözlerin işitingiz teber-

rük

8

* * *


VII.  Tutum:  Ahir  Zaman  İnsanlarının  Halı:Ahır  zaman  insanlarının 

aşktan uzaklığı ve Kaflet alemi. Biz ahir zamanda yaşıyoruz ve ahir zamanın 

son zaman insanları da şimdi yaşayan ve yaşamakta devam eden insanlardır.

Ahır zaman insanları aşk cennetinden kenardır; bunlarda zahir var, batin yok. 

Bu anlamda, Yesevi ahir zaman insanlarının nefs esiri olmalarını, zahirlere, 

renglere heris olmalarını ve aşk marifetinden uzak kalmalarını onların şeytan 

felaketineuymaları içeriğinden karakterize edir:

Axır zaman ümmetler bakış kılur öylerin,

Nefs hevada kıvanıp bozar her dem buyların,

Şan u şövketler bilen berpa kılur her dem boyların,

Arslan Babam sözlerin işitingiz teberrik.

9

5

  Divani-Hikmet, s. 81.



6

  Divani-Hikmet, s.57.

7

  Divani-Hikmet, 35.



8

  Divani-Hikmet, s.32.

9

  Hikmet 18. //Yesevi Ahmed. Divani-Hikmet, Bakı, Çaşıoğlu, 2004, seh.32



326  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

Ahir zaman insanları yalnız eve fikir yetirerler, evlerine alude olarlar, onu 

bezeyerler. Çünkü nefs hevada fırlanıb onların düşüncelerini, iman dayakları-

nı bozar; onlar şan-şöhret aludesi olarlar.

Axır zaman ümmetler dünya fani bilmesler,

Kitkenlerni körüben andın ibret almaslar,

İrenlerni kulğanın körüp közge ilmesler,

Arslan Babam sözlerin işitingiz teberrik.

Ahir zaman ümmetleri dünyanın fani olduklarını bilmezler; çünkü onlar 

dünyanın aldadıcı zahirlerine alude olublar.Halbuki “aldadıcıdır dünya; onda 

olan  her  şey  insanı  aldadar.  Dünya  insana  azacık  fürset  verer,  sonra  keçib 

geder; o fürsete çatansa ancak hesret elde eder. Ona güvenenleri derde sal-

mışdır, ona inananları helak vadisine atmıştır; çok böyükleri hegir etmiş, çok 

“men, men” değenleri alçaltmışdır (Hz.Ali (e).

10

Başka  yansıma  ile  desek,  dünya  burulğandır,  ahir  zaman  insanları  da  o 



burılğandadır.Burulğan  çok  vahimelidir,  ondan  kurtulmak  olmaz.Dünyaya 

uyanlar gaflet uygusundan hilas ola bilmezler; ona göredir ki, başlarına ge-

lenlerden ibret almazlar.

VIII. Tutum: VE:Yesevi’de Divanelik Akla Yetmenin Kamil Makamı-

dır: Son Ucudur: Umumiyetle, tasavvuf aleminde aşk, divanelikten geri ka-

lır; şurada aşik kendi halinde olmur, heyret ve sevgiliye vurgunluk halinde 

olur. Sevgiliye vurgunluk halinde olmak marifete kovuşmak cennetidir.

Daha bir tespitle desek, divanelik daha geniş ve derin nişanlara malik olur.

Bu halde: divanelik, marifet deryasıdırve marifet divaneliktemekan tapıp. Ma-

arifet de deryadır, aşk da.Daha bir teşbih icazı ile desek, derya deryada me-

kan tapıp; derya deryanın sırrıdır, derya deryanın sırdaşıdır, derya deryanın 

medenidir, derya deryanın divanelik aşkıdır.Ona göredir ki, bütün yerde ve 

gökte olanlar, on sekiz bin alemaşk halı ile Allah-Tealanı teşbih ederler: “seb-

behe lillahi mafis-semavati ve mafi-l arz, ve huvel aziz-ulhekim”—Göklerde 

ne varsa, Yerde ne varsa teşbih eder Allah’ı; O Aziz (çok güçlü) ve Hekimdir 

(hikmet sahibidir) (Haşr Suresi, ayet:1)

Yesevi tasavvufunda aşk geniş ve derinsemadır: Aşik o semada süzen yı-

dızdır.  Ama  hanki  derinlik  ve  genişlik  olur-olsun,  divanelik  karşısında  aşk 

10

  Hezret Emir Eli ibn Ebutalib. Nehcül-Belağe.Bakı, “Sabah” Neşriyyatı, 1993, seh.79.



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 327


suskun görüner.Divanelik riyazete kapılmadır. Riyazet nedir?Riyazet—zahid-

lik, dünya nefsini öldürme, dünyanın lezzetinen el çekmek, ibadetle meşğul 

olmak.Bu aşk ibadetidir.Aşk teslim olma emelidir. Bu divaneliğin elamet ve 

nişanlarına bağlanmadır. Yesevi ona göre diyor: Aşik olanü ey talib, riyazette 

belin bük: “Aşık bolsang, ey talib, riyazettde biling bük” . Bu fikirler Aslan 

Baba deyimlerini yansıdan “Teberrük” redifli hikmetindendir (18.Hikmet). 

Divanelik hem de deryaya giden yoldur.Nişanları var: sadik olmaktır, vafalı 

olmaktır, can fedasında olmaktır, can kayğısına kalmaktan uzak olmaktır: can 

kayğısında olanın aşkında divanelik ola bilmez:Divaneliğe yetmek için gerek 

Divane Köprüsünden geçesen: Divane köprüsü Ilahi aşka aparan köprüdür.

Köprünün başlangıcı var, yolu var, son ucu var.Evvelle son uc vahdet bağlan-

tısıdır. Ve Yeseviye göre, divanelik aşkta olmaktır.Aşkı olmayan divane değil: 

“Aşksızların hem canı yok, imanı yok”(26).

11

Divanelik, ağıl rüsvası değil, ağ-



lın vüsal halidir.Burada divanelik aklın mecnunsifet oluşudur.

Işk sevdası kimge tüşse rüsva kılur, Pertöv salıp Hakk özüge şeyda kılur,

Mecnunsıfat aklın alıp Leyla kılur, Allah hakkı, bu sözlerni yalğanı ok.

Divanelik birbaşa Hakka can teslim etmedir; çünkü “Aşik irmez, cananığa 

can birmese”. Aşik eger cananına can vermese, aşk vaslına yete bilmez, aşk 

vaslına yete bilmeğen Divaneliğe- Hak deryasına baş vura bilmez. Hak derya-

sına baş vuramayan vahdet sırlarına irişe bilmez; vahdet sırlarına irişe bilme-

yen Kamil Insan ola bilmez, kamil insan olmayan Allah’ın vahdet katına döne 

bilmez.  Ahmed  Yesevi’inin  aşk  irfanında  divaneliğe  yetmek  için  için  gerek 

candan geçip can bulasan:



Kul Hoca Ahmed, candın kiçip, yolğa kirgil, Andın songra irenlerni yolun sorgil

Allah diben Hakk yoluda canıng birgil, Bu yollarda can birmeseng, imkanı yok.

12

Ahmed Yesevi can vermeye kovuştuğunu anlayandan sonra rahatluk bul-

du:  bir  yer  açtı,  hücre  kurdu—“Hurrem  bolup  yır  astığa  kirdim  muna”; 

“Zakir  bolup,  şakir  bolup  Haknı  taptım”,  “Şeyda  bolup,  rüsva  bolup 

candın öttim, Bigem bolup yır yastığa kirdim muna”.

13

 Demek Mürşidler 

mürşidi, haceler hâcesi Ahmed Yesevi, şeyda—deli-divana olandan sonra bi-

gem—gemsiz oldu, necat taptı. Halbukiaşk derdine deva olmaz: “Ey yaran-



Yüklə 6,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   24   25   26   27   28   29   30   31   ...   59




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin